![]() |
Serap Kent Dubai
Yazı: Afşin Molavi Fotoğraflar: Maggie Steber Şeyh Raşid bin Said el Maktum, bir zamanların balıkçı köyünü bir dünya kentine dönüştüren yolda ilk adımları attı. Ve Dubai’de, sıcak kumların üzerinde düş kuleleri yükseldi. Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar çok büyük hayalleri olan bir şeyh varmış. Basra Körfezi kıyılarında, güneşin kavurduğu uykulu bir köyü de içine alan topraklarında, köhne yelkenlilerini ve balıkçı teknelerini kıvrıla büküle akan dar nehir boyunca demirlemiş inci avcıları, balıkçılar ve tüccarlar yaşarmış. Kimsenin tuzlu bir ırmaktan başka bir şey görmediği bu yerde, Şeyh Raşid bin Said el Maktum dünyaya açılan bir kapı görürmüş. Derken 1959'da bir gün, nehri gemilerin geçebileceği kadar genişletip derinleştirmek için petrol zengini komşusu Kuveyt'ten milyonlarca dolar borç almış. Rıhtımlar, ambarlar inşa etmiş; yollar, okullar ve evler yapmayı planlamış. Bazıları deli olduğunu düşünmüş, bazıları da yanlış yolda olduğunu... Ama Şeyh Raşid yeni başlangıçların gücüne inanıyormuş. Kimi zaman, şafak sökerken yanına oğlu Muhammed'i de alır, ıssız nehir kıyısında yürür, elleri ve sözleriyle düşlerini gökyüzüne yazarmış. Sonunda söyledikleri çıkmış. O, düşlerini gerçekleştirmiş ve insanlar buraya akın etmiş. Bugün Dubai'yi, oğlu Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum yönetiyor ve nehir kıyısında, bir dönemler babasının gökyüzüne yazdığı düşlerini, milyonlarca insanın yaşadığı, ışıl ışıl, klimalı gökdelenlerle dolu bir fantezi dünyasına dönüştüren kendi düş kuleleri yükseliyor. Manhattan'ı andıran silueti, dünya standartlarındaki limanı ve devasa gümrüksüz alışveriş merkezleriyle, küçük Dubai artık Hindistan'dan daha fazla turist, Singapur'dan daha fazla ticari yük gemisi ve pek çok Avrupa ülkesinden daha fazla yabancı sermaye çekiyor. Dubai'ye yaşamak ve çalışmak üzere yerleşmiş 150 farklı ulustan insan var. Bu insanların en zenginleri için –bazıları palmiye ağacı biçiminde– yapay adalar bile inşa edilmiş. Yüzde 16 olan ekonomik büyüme hızı, neredeyse Çin'in iki katı. İnşaat şantiyelerindeki vinçler, şehrin siluetine düşülmüş ünlem işaretlerini andırıyor. Dubai ayrıca, yıkımların ve durağanlığın yaşandığı Ortadoğu'da ender başarı öykülerinden biri. Dubai'nin şatafatlı bir istisna mı, yoksa diğer Arap uluslarının da kopya etmesi gereken bir model mi olduğu, İslam dünyasının modernleşmeyle başa çıkmaya çalıştığı şu günlerde irdelenmeye değer bir soru. El Arabiya haber kanalının müdürü olan Suudi gazeteci Abdulrahman el Raşid durumu şöyle özetliyor: “Dubai, Arap dünyasının geri kalanı üzerinde bir baskı oluşturuyor. Şimdi insanlar kendi yöneticilerine 'Dubai bunu yapabildiyse biz neden yapamıyoruz' diye sormaya başladı." Yeryüzünde Dubai'nin eşi benzeri yok dense yeridir. Burası, şaşaalı yaşamın dünya başkenti. Aşırılığın ve fırsatların dünyası olan Dubai öyle bir yer ki, tenis yıldızı Andre Agassi ile Roger Federer, Burj Al Arab adlı mega otelin çatısındaki helikopter pistinde gösteri maçı yapıyor; üzeri pırlanta işlemeli cep telefonları, tanesi 10.000 dolardan peynir ekmek gibi satılıyor. Her yıl milyonlarca insan sadece alışveriş yapmak için buraya uçuyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Işıltılı Kale Fotoğraf : Maggie Steber Betonu, gece gündüz çalışan işçilerce dökülen Jumeirah Beach Residence sadece 36 ayda inşa edildi. Bazıları, değişimin hızını ve planlama eksikliğini eleştiriyor: Apartman kompleksleri, Dubai'nin geri kalanının kıyıyla bağlantısını kesen bir duvar gibi göğe yükseliyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Dünyanın Sekizinci Harikası Fotoğraf : Maggie Steber Dalları, 4000 villa ve apartman için deniz kıyısında arsalar sunan yapay ada Jumeirah Palmiyesi, Basra Körfezi'ne pervasızca uzanıyor. Dünyanın Sekizinci Harikası olarak da anılan bu yeni yerleşim alanı Dubai'nin 70 kilometrelik kıyı şeridini iki katına çıkarırken, kıyı ekosistemlerine de zarar verdi. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Gökdelenler Caddesi Fotoğraf : Maggie Steber Bugün ise sekiz şeritli Şeyh Zayed Caddesi üzerinde trafik, gökdelenler arasında akıyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Köklü Değişim Fotoğraf : Maggie Steber Yabancı işçi, dünyanın en yüksek oteli ve yeni Dubai'nin sembolü olan Burj al Arab yakınlarında balık sepetlerini diziyor. Kenti yönetenler, bir nesilde, bir zamanların balıkçı limanını Ortadoğu'nun çekim merkezine dönüştürdü. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Zengin Yabancılar Fotoğraf : Maggie Steber Dubai'nin sunduğu olanakların tadını çıkaran yabancılar, Arap Çiftlikleri'nde bir polo maçı izliyor. Arap Çiftlikleri, yüksek maaşlı işler, sosyal özgürlükler ve yaşamın görece ucuz oluşu gibi faktörlerin Dubai'ye çektiği paralı yabancılar için tasarlanmış. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Düğün Konukları Fotoğraf : Maggie Steber Toplu nikâh töreninde bir davetli, 47 çiftin listesini içeren uzun programı inceliyor. Dubai yönetimi, Dubai doğumlu çiftlerin evlenmelerini teşvik için bu tür organizasyonları finanse ediyor. Kentte çalışan yabancıların nüfusu, yerlilerinkinin sekiz katına ulaşmış durumda. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Kuşak Uçurumu Fotoğraf : Maggie Steber Geleneksel başörtüsü berka'yla yüzünün yarısını örtmüş olan Fatime Selm el Monsuri, torununu kucağına çağırıyor. El Monsuri ve 73 yaşındaki kocası Ubeyd Humeyd Abid Muheyri, çölde Bedevi olarak yetişmiş ve çocukluk dönemlerini çadırda geçirmişler. Çiftin çölde hâlâ bir deve çiftliği var, ama sahile yakın pahalı Jumeirah semtindeki bir kent evinde yaşıyorlar artık. Torunları da klimalı evlerde büyüyor. Çiftin oğullarından biri, anne babasının değerlerinin sürdüğünü belirtiyor. "Torunların gördüğü yetiştirme tarzı belki aynı ölçüde sert değil," diyor Humeyd Ubeyd, "ama Bedevi geleneklerine göre yetişiyorlar". http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Çölde İmar Fotoğraf : Dubai Belediyesi Şeyh Zayed Caddesi 1990'ların başı gibi yakın bir tarihte neredeyse bomboş bir çöldü. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Yükselen Tutku Fotoğraf : Maggie Steber Emaar Corporation'ın icra kurulu başkanı Muhammed Ali Alabbar, dünyanın en yüksek binası olması beklenen bir gökdelenin 44. katından Dubai'nin kent merkezini inceliyor. Önümüzdeki yıl bitirilmesi öngörülen Burj Dubai'de apartmanlar, ofis binaları ve bir Armani oteli yer alacak. Son 30 yılda Birleşik Arap Emirlikleri'nden ve Basra Körfezi'nin diğer kesimlerinden sağladıkları petrol gelirlerini kullanarak büyük çaplı ve hızlı imar çalışmaları yürüten Dubaili yöneticiler, bir zamanlarım mütevazı balıkçılık limanını hızla gelişen bir iş, bankacılık, ticaret ve emlak merkezine dönüştürmüş. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif "Tanrı Kraliçeyi Korusun" Fotoğraf : Maggie Steber Dubai'de çalışan İngilizler Jumeirah Beach Hotel'de Majestelerinin Kraliyet Deniz Bandosu'nun çaldığı yurtseverlik şarkılarıyla şenlenen taşkın bir gecede kendi ülkelerinin bayraklarını sallayarak Aziz George Günü'nü kutluyor. İnşaat ve diğer sektörlerdeki yüksek ücretler, Avrupa, ABD ve dünyanın diğer pek çok yerinden profesyonelleri Dubai'de geçimlerini sağlamaya yöneltmiş. Sosyoekonomik yelpazenin diğer ucunda ise, Hindistan ve Pakistan'dan gelen vasıfsız göçmen işçiler kentin birçok inşaat alanında çalışıyor ve elektriğin ya da suyun bulunmadığı sıkışık yatakhanelerde uyuyorlar. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Kimlik Bunalımı Fotoğraf : Maggie Steber Gençler, Dubai'de yaşayan yabancılara yönelik bir gece kulübünde eğleniyor. Dubai'nin çok hızlı yakaladığı başarı, kimliğini nasıl koruyacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Sahneye Çıkış Fotoğraf : Maggie Steber Dünyanın en zengin at yarışı olan Dubai Dünya Kupası'nda En Güzel Giyimli Hanım unvanı için boy göstermeye hazırlanan bir moda şovu mankeni. Toplam 21 milyon dolarlık para ödülü için 90 atın yarıştığı Dubai Kupası 60.000 kadar seyirciyi çekiyor. Bu yıl bunlar arasında Hong Kong'un Valley Ragbi Futbol Kulübü'nün arka planda görülen oyuncuları da var. Atlara düşkünlüğüyle tanınan Dubai Emiri Şeyh Muhammed yarışı 1996'da başlatmış. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Göçebe Sporu Fotoğraf : Maggie Steber Dubai'nin fütürist kent merkezinin gölgesinde, Nad el Şeba yarış pistinin çevresinde tırıs koşuyla antrenman yapan deve sürücüleri. Bir zamanlar Dubai'nin yerli sakinleri deve güderek, sütünden ve etinden geçimlerini sağlarlardı. Şimdi ise yarış için deve yetiştiriyorlar. Tek bir hayvanın değeri bir milyon dolar ve hatta daha fazla olabilir. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Günbatımını Yakalamak Fotoğraf : Maggie Steber Turistler, çölde "otantik" bir gece geçirmek için para ödemekten çekinmiyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Plajda Fotoğraf : Maggie Steber Eşleri inşaat şirketinde yönetici olarak çalışan kadınlar her gün plajın tadını çıkarıyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Yaşama Tutunmak Fotoğraf : Maggie Steber Motorla işe giden bu Güney Asyalılar gibi ücret skalasının en altında yer alan işçiler için Dubai'de yaşam külfete dönüşmüş olabiliyor. http://www.nationalgeographic.com.tr...es/shim(1).gif Dubai'nin Öbür Yüzü Fotoğraf : Maggie Steber Dubai nüfusunun yarısından fazlası işçi kamplarında yaşıyor. Bu kampta, Güney Asyalı erkekler kalabalık yatakhanelerde kalıyor. Çoğu, Dubai'ye gelebilmek için borçlanmış durumda. Bu nedenle pek çoğu maaşını almak için aylarca beklerken bazıları da hiç para yüzü görmüyor. Bunları Biliyor muydunuz? Dubai'de insan yapımı Palmiye Adaları planlamayla ve titiz mühendislikle yaratıldı. Kurulan ilk ada olan Jumeirah Palmiyesi, arazi ıslah çalışmalarını dalgalı denizden korumaya yönelik yarımay biçimli bir dalgakıranla başladı. Dalgakıran en derin noktasında denizin 11 metre dibinde kalıyor ve alçalma evresindeki deniz düzeyinin 4 metre yukarısına yükseliyor; adayı akla gelebilecek en kötü deniz koşullarından koruyacak şekilde tasarlanmış. Mühendisler adanın palmiye yaprağı biçimindeki çıkıntıları arasında tutulacak suyun acılaşmasını önlemek amacıyla, yarımayın her iki yanına deniz suyunun girişini sağlayan oluklar yerleştirdi. Yarımayın dibi çöl yerine denizden alınmış kumların yığıldığı küçük bir tepeden oluşuyor; çünkü mühendislere göre, deniz kumu doğal çevre bakımından daha dayanıklı ve sismik bakımdan daha kararlı. Mühendisler kum yerleştirmenin doğruluğunu bir santimetreye kadar varan bir payla kontrol etmek için bir Diferansiyel Küresel Konumlandırma Sistemi'ni kullandılar. Kumu örten su geçirimli bir jeotekstil levhası, kumun yerinde kalmasını ve suyla sürüklenmemesini sağlıyor. Kumun üstünde her biri bir ton ağırlığında "küçük" kayalardan oluşan bir koruyucu katman yer alıyor. Yarımayın iç kısmında her birinin ağırlığı bir ila dört ton arasında değişen kayalardan oluşmuş bir "ayak parmağı" yatıyor; bu kayalar yüzer bir vinçle kaldırılıp yerine kondu ve daha sonra sualtı ekskavatörlerle sıkıştırılıp şekillendirildi. Küçük kayalardan oluşan katmanların yukarısında her birinin ağırlığı altı tona kadar varan kayalardan oluşmuş iki "zırh" katmanı daha var. Yarımayın sağlamca kondurulmasından sonra, iç adanın temelini kurmak üzere 5 milyon metreküp kaya yerleştirildi. Ardından tarak makineleri kara kütlesini oluşturacak 92 milyon metreküp kumu aktarmak üzere saat yönünde bir dönüşle çalışmaya başladı. Bu işlem tamamlanınca, zeminin üstünde inşaya geçilmeden önce kumu oturtmak hayati bir konuydu —bu, normalde milyonlarca yılı alan doğal bir süreçtir. Dolayısıyla kum izleyen 50 yılda en çok iki buçuk santim oturmasını sağlayacak şekilde "titreşimle sıkıştırma" işleminden geçirildi. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.