![]() |
Michael Faraday
Faraday , Humpry Davy' nin asistanıydı; Davy’nin ölümünden sonra da onun yerine Kraliyet Enstitüsü’nün laboratuvar şefi oldu. Davy, elektrolizle bir çok elementi bileşiklerinden ayırmayı başarmıştı. Faraday, "Davy' nin en büyük buluşu olarak anılır". O, fizik ve kimya bilimine elektrolizle ilgili olarak düzenli çalışmalar yaptı.
J.Bernal, onu “19. yüzyılın en büyük fizikçisi ve büyük bir olasılıkla tüm fizik tarihi boyunca gelmiş geçmiş en büyük deneysel fizikçi” olarak niteler. Einstein, onu Galile ve Newton ile kıyaslar. Faraday,yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Hemen hiç öğrenim olanağı bulamadığı halde, dünyanın en seçkin deneysel araştırmacılarından biri oldu. Çocukluğunu bir kitapçıda çıraklık(ciltçilik) yaparak geçirdi. Kitaplar arasında bilime ilişkin olanlara özel bir ilgi gösterir, bunları giderek artan bir ölçüde okuyarak kendini yetiştirmeye çalıştı.Faraday'ın bilim yaşamına katılması rastlantı sonucunda oldu: Bir gün Sir Humphry Davy'nin Kraliyet Enstitüsündeki konferansına gitti. Davy'nin dikkatini çekti ve onun laboratuar asistanı oldu. İlk çalışmalarını analitik kimya alanında gerçekleştiren Faraday, 1820'de Oersted’in elektromanyetizma ilkesini bulmasından sonra bu konuyla ilgilenmeye başlamıştı. Bir yıl süren deneylerin sonunda içinden elektrik akımı geçen bir temlin tek bir manyetik kutup çevresinde serbestçe dönmeye bırakılması durumunda akımın sürdügü müddetçe bu hareketin de süreceğini kanıtlayan Faraday böylece elektrik motorunun temelinde yatan ilkeyi, yani elektrik kuvvetinin mekanik kuvvete dörnüştürülmesi ilkesini bulmuştu. Bu buluş elektriği o sıralarda başlangıç aşamasında olan mekanik-endüstriyel devrimin belli başlı öğelerinden biri yapacaktı. Bunu izleyen yıllar içinde manyetizmi elektriğie dönüştürme girişimlerini başlattı. 1831'de bir elektrik devresinin ve buna eşlik eden elekromanyetik alanın oluşturulması ya da bozulmasıyla elekrik akımlarının ortaya çıkabileceğini, yani elektromanyetik indiküsiyon ilkesini bulduğunu açıkladı. Bundan birkaç hafta sonra manyetizmin elektriğie dönüştürülmesi için gerekli olan koşulları da saptadı ve bir mıknatısı bir bobinin içinde sürekli oynatarak telin içinde bir akım oluşturmayı başardı Bugün elektir gücü endüstirisinin temelinde yatan bu buluşla birlikte ilk elektrik üreteci(jeneratör) yapılmış oluyordu (MÇÖF s: 326) Faraday'ın en önemli buluşu, "elektromanyetik indüksiyon" denen olaydı. Oersted'in 1820'deki bir akımın magnetik etkisiyle ilgili buluşu biliyordu. O, aynı ilişkiye ters öyönden baktı, mıknatısla elektrik akımı üretme düşüncesi üzerinde durdu.On yıl süren deneylerden sonra 1831'de sonuca ulaştı.ama keşfettiği olayı açıklığa kavuşturmak için araştırmalarını bir süre daha sürdürdü.Faraday buluşunu basit bir deneyle şöyle kanıtlamıştı: Silindir biçimindeki bir karton üzerine bakır teli bir bobin şeklinde sardı.Tellerin uçlarını üretilen akımı ölçmek için bir galvanometreye bağladı. Bobin içine mıknatıssı yaklaştırıp uzaklaştırdığında galvanometreden akım geçtiğini gördü.Bir mıknatısın hareketi ile elektrik enerjisinin üretilmesi, mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürtebileceğini gösterdi. Faraday'ın katıksız bilim tutkusuyla sürdürdüğü deneylerden uygulama değeri büyük ve modern endüstrinin temelini oluşturan mekanik elektrik üretimi ve dinamo sistemi doğmuştur.Öte yandan elektrik enerjisinin mekanik işe dönüştürülebilmesiyle de elektrik motorlarının ve tren, tramvay, asansör ve benzeri elektrikli taşıt araçlarının yapımı olanaklı olmuştur. Faraday, buluşunu başka bir gözlemden yararlanarak açıklamaya çalıştı: Üstünde demir tozları bulunan bir kâğıdı bir mıknatıs üzerinde tuttuğumuzda, tozların şekilde görüldüğü gibi çizgiler oluşturduğunu görürüz. Faraday, bu çizgilere “manyetik kuvvet çizgileri” adını verir. Ona göre b çizgiler, mıknatısın çevresindeki manyetik alanı temsil etmekte, yönleri de manyetik alanın yönünü göstermektedir. Faraday, mıknatısın hareketi ile bobinde akımın meydana gelmesini, bobinin oluşturduğu devrenin, mıknatısı çevreleyen manyetik kuvvet çizgilerini kesmesine bağlıyordu. Başka bir deyişle, mıknatısın bobin içindeki hareketiyle elektirk akımının meydana gelişi, manyetik kuvvet çizgilerinin iletken devreyi bir tür taramasından ileri geliyordu. Faraday’ın bu açıklaması matematiksel olarak daha kesin bir biçimde ifade edilebilirdi. Ne var ki, o bir matematikçi değildi. Kuramın matematiksel ifadesi James Clerk Maxwell’in elinde gerçeklişti. Faraday’ın deney sonuçları üzerinde çalışan Maxwell “Faraday’ın Kuvvet Çizgileri” başlığını taşıyan bir çalışmasında (1856), onun fikirlerinin matematiksel terimlerle nasıl ifade edilebileceğini gösterdi. Maxwell’in daha sonra geliştirdiği elektro-manyetik teori de geniş ölçüde Faraday’ın ulaştığı sonuçlara dayanır. Bu kurama göre, tüm uzay ışık dalgalarının geçişini sağlayan bir ortamla doludur. Işık dalgalarının geçişi, bu ortamdan bir enerjinin geçişi deektir. Enerji, ortamın bir bölümünden bir başka bölümüne geçerken değişik olarak kinetik ve potansiyel enerji biçimleri alır. Şöyle ki, manyetik alandaki bir değişiklik “esir” denen ortamda elektriğin yer değişimine yol açar ve bu potansiyel enerji sağlar. Yer değişiminin yeniden eski haline gelmesi bir manyetik alan yaratır, bu da kinetik enerji sağlar. Bu alan tekrar elektrik yer değişimine yol açar, .. ve bu döngüsel hareket sürüp gider. Böylece meydana gelen “elektromanyetik” dalga birbiriyle değişen manyetik ve elektrik alanlarından ibarettir.Elektrik ve manyetiğin temel yasalarını matematiksel denklemlerle anlatan Maxwell, elektromanyetik dalgaların hızının ışık hızına denk olduğunu göstermekle, aynı zamanda, ışığın elektromanyetik nitelikte olabileceği düşüncesine yol açar ve o zamana dek ayrı olan optik, elektrik ve mıknatıs bilimlerinin birleşme olanını getirir. Maxwell’in teorik düzeyde matematiksel olarak ulaştığı bu sonucu 1887'de Alman bilim adamı Hertz deneysel olarak kanıtladı. Hertz’in elektrik kaynaklarından elde ettiği dalgalar Maxwell teorisinde öngörülen dalgayla aynı olduktan başka, ışık dalgalarının da tüm özelliklerini taşıyordu. Bunlar, gerçekten şimdi radyo dalgası denilen dalga uzunluğu çok kısa dalgalardı. İşte modern radyo-yayın tekniği dediğimiz son derece ileri bir düzeye erişmiş olan karmaşık endüstrinin temeli Faraday, Maxwell ve Hertz’in bilimsel çalışmalarında yatmaktadır. Hertz daha da ileri giderek, Maxwell’in elektromanyetik yasalarının elektrikle mıknatıs arasında bir simetri içerdiğini gösterir. Elektrik kuvvet alanında bir değişiklik manyetik kuvvetlerin ortaya çıkmasına, manyetik kuvvet alanında bir değişiklik elektriksel kuvvetlerin ortaya çıkmasına yol açar. Üstelik, değişikliği yeni kuvvetlere bağlayan matematiksel yasalar her iki halde de özdeştir. Hertz’in bu buluşu, elektrik ve mıknatıs kavramlarının aydınlık kazanmasında çok yararlı olmuştur. 1897'de elektronun bulunmasıyla modern elektrik teorisinin esaslarının kurulması tamamlanmış oldu. |
Cevap : Michael Faraday
'Michael Faraday' http://upload.wikimedia.org/wikipedi...l-faraday3.jpg
İngiliz fizik ve kimya bilgini Doğum 22 Eylül 1791 Newington Surrey Ölüm 25 Ağustos 1867 Londra Michael Faraday, (d. 22 Eylül 1791, Newington, Surrey – ö. 25 Ağustos 1867, Londra), İngiliz fizik ve kimya bilgini. 19. yüzyılın en büyük bilimadamlarından biridir. Elektromanyetik indüklemeyi, manyetik alanın ışığın kutuplanma düzlemini döndürdüğünü buldu. ElektrolizinKlor gazını sıvılaştırmayı başaran ilk kişidir ve elektrik motorunu icat etmiştir. temel ilkelerini belirledi. Çocukluğu İngiltere'nin kuzeyinden 1791 başında Newington köyüne iş aramak amacıyla gelmiş bir demirci ile bir köylünün dört çocuğundan biri olan Faraday ekonomik nedenlerle uzun süreli bir eğitim alamadı. Ailesi Sandemancılar adı verilen bir tarikatın üyesiydi. Faraday daha ziyade kendi kendine yetişmiş bir bilim adamıdır. Kilisenin pazar okulunda okuma yazma ve hesap öğrendi. Küçük yaşta gazete dağıtıcısı olarak çalışmaya başladı. On dört yaşında bir ciltçiye çırak olarak girdi. 1813 Mart ayına kadar devam ettiği bu işte ciltlenmek üzere getirilen kitapları okuyarak bilgisini genişletmeye başladı. Bu sayede gençliğinde pek çok kitap okudu. Bilhassa fizik kitaplarını büyük bir heves ve arzuyla okuyordu. Encyclopedia Britannica'nın üçüncü baskısındaki elektrik maddesinden özellikle etkilendi. Eski şişeler ve hurda parçalardan yaptığı basit bir elektrostatik üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya başladı. Gene kendi yaptığı zayıf bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi. Bilimsel Kariyerinin Başlaması Londra'da bulunan Kraliyet Enstütüsü'nde kimyacı Sir Humphrey Davy1813'te Davy'nin desteğiyle kimya asistanı oldu. Ekim 1813 ile Nisan 1815Fransa, İtalya ve İsviçre gezisinde Davy'ye refakat etti. 1820'de Davy'nin yanından yardımcılık görevinden ayrıldı. 1825'te laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833'te enstitüye ders verme mecburiyeti olmaksızın kimya profesörü olarak tayin edildi. Hayatının tümünü enstitünün çalışmalarına adadı. tarafından verilen kimya konferanslarına katılma olanağı buldu. Konferanslarda tuttuğu notları ciltleyerek iş isteyen bir mektupla birlikte Davy'ye gönderdi ve tarihleri arasında Manyetik Etki Çalışmaları [değiştir] 1820 yıllarında fen alimleri çalışmalarına daha ziyade elektriğe ait konularda ağırlık vermişlerdi. Bunlardan en önemlileri Volta'nın elektrik pili ve Hans Christian Ørsted'in elektrik akımından üretilen manyetik mıknatıslı güç kaynağı idi. Ørsted 1820'de bir telden geçen elektrik akımının tel çevresinde bir manyetik alan oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikçi Andre Marie Ampere de tel çevresinde oluşan manyetik kuvvetin dairesel olduğunu gerçektede tel çevresinde bir manyetik silindir oluştuğunu göstermişti. Bu durumda soyutlanmış bir manyetik kutup elde edilebilir ve akım taşıyan bir telin yakınına konursa telin çevresinde sürekli olarak bir dönme hareketi yapması gerekecekti. Elektrik enerjisinden manyetizma üretildiğinden bu yana fen adamlarının en büyük düşüncesi, "Manyetizmadan elektrik enerjisi elde edilebilir mi?" sorusu olmuştu. Bu, fen ilimleri tarihinde en büyük mesele haline geldi. Faraday, zaman zaman bu mesele üzerinde çalıştı. Bu arada ilk ilmi keşfini de gerçekleştirmiş oldu. Bir mıknatıs etrafında, tersine karşılıklı dönebilen bir kablo sistemi geliştirdi ve böylece ilk defa elektrik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülmüş oldu. Bu keşif, elektrik motorlarının esası kabul edildi. Elektrik Çalışmalarına Dönüş 1831'de yeniden kimyadan elektriğe döndü. Bundan sonraki deneylerinin en önemlisi galvanometreye bir kablo bobini bağlayarak küçük elektrik akımlarını ölçmeye yarayan bir alet yapmasıydı. Bu kablo, bir mıknatısa değdirildiğinde galvanometrenin iğnesi hareket ediyor, kabloyu ayırdığında iğne ters yöne hareket ediyordu. Böylece Faraday manyetizmadan elektrik enerjisi elde etmenin yolunu bulmuş oldu. Mekanik enerjiyi bir mıknatıs yardımıyla elektriğe dönüştürdü. Bu, elektrik jeneratörlerinin esası oldu. Faraday manyetik etkiyle ilgili deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken elektriğin farklı biçimlerde ortaya çıkan türlerinin niteliği konusunda kuşkular belirmişti. Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli balıkların saldığı, bir elektrostatik üretecin verdiği bir pilden ya da elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin aynı mıydı? Yoksa bunlar farklı yasalara uyan farklı akışkanlar mıydı? Faraday araştırmalarını derinleştirince iki önemli buluş gerçekleştirdi. Elektriksel kuvvet kimyasal molekülleri, o güne değin sanıldığı gibi uzaktan etkileyerek ayrıştırmıyordu, moleküllerin ayrışması iletken bir sıvı ortamdan akım geçmesiyle ortaya çıkıyordu. Bu akım bir pilin kutuplarından gelsede, ya da örneğin havaya boşalıyor olsada böyleydi. Ikinci olarak ayrışan madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına dorudan bağımlıydı. Bu bulgular Faraday 'ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu. 1839'da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir biçimde hızla oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir. Faraday, ayrıca mıknatıs kutupları arasında döndürdüğü bir bakır yuvarlak ile devamlı bir akım elde etmeyi de başardı. 1832 ve 1833'te elektrolizin iki temel kanununun formüllerini buldu. 1840 yılında ışık enerjisi ile elektromanyetik enerjinin birbirine çok benzer, hatta aynı olduğu kuramını geliştirdi. Son Yılları Sekiz yıl boyunca aralıksız süren deneysel ve kuramsal çalışmaların sonunda 1839'da sağlığı bozulan Faraday bunu izleyen altı yıl boyunca yaratıcı bir etkinlik gösteremedi. Araştırmalarına ancak 1845'te yeniden başlayabildi. 1855'ten sonra Faraday'ın zihinsel gücü azalmaya başladı. Ara sıra deneysel çalışmalar yaptığı oluyordu. Kraliçe Victoria bilime büyük katkılarını göz önüne alarak Faraday'a Hampton Court'ta bir ev bağışladı. 25 Ağustos 1867'de öldü. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.