![]() |
Standart Model Ve Gelecek
|
Cevap : Standart Model Ve Gelecek
Parçacık fiziğinin bugünkü ana amaçlarından birisi, dört temel kuvvetin; evrendeki düzeni daha basit ve şık bir şekilde açıklayabilecek, tek bir 'Büyük Birleşik Alanlar Kuramı'nda birleştirilmesi. Çünkü yukarıdaki sorunların çoğunun yanıtının, bu basitleştirme sırasında yanıtlanmış olacağı düşünülüyor. |
Cevap : Standart Model Ve Gelecek
Kuvvet taşıyıcı bir parçacık olmayan, hatta kütlesinin olması dahi gerekmeyen Higgs bozonu ise hala gözlenemedi. Kütlesi varsa ve ağırsa, bu parçacığın gözlenebilmesi için, parçacık çarpıştırmalarında çok daha yüksek enerjilere çıkılması gerekiyor.
CERN'deki dairesel 'büyük elektron pozitron' hızlandırıcısının sökülüp, yerine 'büyük hadron çarpıştırıcısı'nın inşasına, biraz da bu amaçla başlandı. Yandaki şekilde; iki proton, yapımı süren LHC hızlandırıcısında yüksek enerjiyle çarpıştırıldıklarında, ATLAS dedektöründe açığa çıkacak olan bir dizi diğer parçacık arasında bir Higgs parçacığının da bulunması halinde oluşacak olan bozunma şemasının benzetişimi gösteriliyor. |
Cevap : Standart Model Ve Gelecek
Eldeki veriler ve kuram, dört tür etkileşimin; etkilenen parçacıkların enerjisi yeterince yüksek düzeylere ulaştığında, tek ve aynı bir etkileşime doğru benzeştiği izlenimini veriyor. Dolayısıyla, güçlü etkileşimi de, elektromanyetik ve zayıf etkileşimlerle birleştirmeye yönelik çalışmalar, yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Şimdiden önerilmiş bazı Birleşik Kuram'lar bulunmakla beraber, hepsinin de kanıtlanmak gereksinimi var. Bu kuramlardan bazıları, Standart Model'in, lepton ve baryon sayılarının korunmasına yönelik ilkesinin zedelenebileceği doğrultusunda öngörülerde bulunuyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalar örneğin, protonun bozunmasına yol açan bir tür kuvvet taşıyıcı parçacığın varlığını öneriyor ve dolayısıyla, protonun da bozunabileceğini öne sürüyor. Buna göre proton; yukarı kuarklarından birinin aşağı kuarka dönüşmesi sonucu, pozitron ışınlayarak, nötür bir pi mezonuna dönüşebiliyor.
(p http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...dde/img/ok.gif e+ + http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...dde/img/pi.gif0) Nötür pi mezonu daha sonra, iki gama ışınına bozunarak yok oluyor. Halbuki Standart Model'e göre böyle bir bozunma, 'baryon sayısı' korunmadığından mümkün değil. Fakat o zaman da, madde ile karşıt madde birbirlerine eşit konumda iken ve evrende bu kadar çok madde varken, niye hemen hemen hiç karşıt madde bulunmadığı sorusunu yanıtlamak güçleşiyor. Sözkonusu birleşik alan kuramlarına göre, evrendeki madde karşıt madde dengesizliği; evrenin ilk oluşma aşamasındaki parçacık üretim süreçlerinin, termodinamik denge durumu civarındaki salınımlar nedeniyle bir süre için, baryonların lehine küçük bir (10,000'de 1) sapmaya uğramış olmasından kaynaklanıyor. Bu sırada üretilmiş olan madde parçacığı fazlalığı, daha sonra madde ve karşıt madde parçacıklarının birbirlerini yoketmesinden sonra geriye kalmış olup, evrende bugün görünen baryon maddeyi oluşturuyor. Protonun bozunma süreci ise şimdi bir bakıma, bir zamanlar yer almış olan o sapmayı düzeltici yönde veya 'baryon sayısı'nı denge konumunun gerektirdiği düzeye geri döndürme doğrultusunda çalışıyor. Proton bozunması bu açıdan çok önemli ve üzerinde yoğun olara çalışılan bir konu.Kütleçekimini diğer etkileşimlerle birleştirmeye çalışan bazı fizikçiler; her temel parçacığın, çok ağır kütleli bir kuvvet taşıyıcı 'gölge' parçacığının ve her kuvvet taşıyıcı parçacığın da, yine çok ağır bir 'gölge' madde parçacığının olması gerektiği şeklinde, çarpıcı bir öneride bulunuyor. Kuvvet taşıyıcı parçacıklarla madde parçacıkları arasındaki bu ilişiye 'süpersimetri' deniyor ve örneğin her kuark çeşiti için, 'skuark' denilen bir gölge parçacığın varlığı öneriliyor. Henüz hiçbir süpersimetrik parçacığa rastlanmamış olmakla beraber, CERN ve Fermi laboratuvarlarında yapılan deneylerde aranmalarına devam edilecek. |
Cevap : Standart Model Ve Gelecek
Öte yandan, modern fiziğin kuantum mekaniği, relativite ve kütleçekim kuramlarından her birisi, ilgileri kapsamındaki olayları oldukça yetkin bir şekilde açıklayabilmekle beraber, aralarında bir uyum sergilemiyorlar.
Bu durumun, dört boyutlu 'uzay-zaman'ın, üç boyutlu alt uzayında yaşadığımız yanılgısından kaynaklandığı ve bu alt uzayın boyutlarının artması halinde, sorunun ortadan kalkabileceği düşünülüyor. Bu nedenle bazı araştırmacılar, içinde yaşadığımız uzayın, aslında üçten fazla boyuta sahip olduğunu, fakat çok küçük olduklarından, bizim bu diğer boyutların farkında olmadığımızı düşünüyorlar. Tıpkı, ip üzerinde yürüyen bir cambazın tek boyutta hareket edebilmesi, halbuki aynı ip üzerindeki minik bir böceğin, ipin o kıvrılmış olan ikinci minik dairesel boyutunun da farkında olabilmesi ve o boyut doğrultusunda ilerlediğinde, çabucak aynı noktaya geri dönmesi gibi. Dolayısıyla, modern fiziğin yeni önerilerinden birisi, parçacıkların, bu farkına varılamayan ek boyutlara kıvrılıp sıkışmış bulunan ve titreşip duran sicim veya membranlardan oluştuğu şeklinde. Üzerindeki kütleçekimi etkileri, evrenin gözlemleyebildiğimizden çok daha fazla kütleye sahip olmasını gerektiriyor ve bu durum, göremediğimiz bir çeşit maddenin daha varlığını gerektiriyor. Yapısı henüz bilinmeyen bu maddenin, bildiğimiz proton, nötron ve elektronlardan oluşmadığına dair güçlü kanıtlar var. Nötrinolardan ve hatta belki de, süpersimetri kuramının önerdiği parçacıklardan birisi olan 'nötralino' gibi, maddenin daha garip biçimlerinden oluşuyor. Zaman gösterecek... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.