![]() |
Lif - Nh3 Ve So2 Bileşikleri Anlatımı
LiF - NH3 ve SO2 Bileşikleri Anlatımı
LiF - NH3 ve SO2 Bileşikleri Anlatımı Amonyak (NH3) Amonyak, endüstride en çok azotlu gübrelerin ve nitrik asitin üretiminde başlangıç maddesi olarak kullanılır. Laboratuarlarda zayıf baz olarak ve birçok kimyasal maddenin elde edilmesinde de kullanılır. Amonyak bilhassa nitrik asit ve amonyum tuzları imalatında, üre, boya, ilaç ve plastik gibi organik madde imalatında kullanılır. Amonyak gazı normal sıcaklıkta basınç uygulandığında kolaylıkla sıvılaşır, oluşan bu sıvının buharlaşma ısısı yüksektir (327 kcal/g ), bundan dolayı endüstride soğutucu olarak kullanılır. Özellikleri Renksiz, kendine özgü keskin kokulu, zehirli ve aşındırıcıdır. Oda sıcaklığında gaz haldedir. Düşük sıcaklıklarda alevlenme özelliği vardır. Kimyasal olarak baziktir. Normal sıcaklıkta basınç altında kolayca sıvılaşabilmektedir. Kullanım Alanları Gübre Sanayinde, Nitrik asit üretiminde başlangıç maddesi olarak Endüstriyel Soğutma sistemlerinde soğutma amaçlı Kimya sanayinde ilaç, boya, tuz, naylon ve plastik üretiminde Malzemelerin Isıl işlemlerinde Azot ve hidojen kaynağı olarak Gaz Nitrür işleminde ise parçaların yüzeyine azot emdirme amacıyla kullanılır. AZOT Renksiz, kokusuz, tatsız ve inert bir gazdır. Azot, dünya atmosferinin %78'ini oluşturur ve tüm canlı dokularda bulunur. Azot ayrıca, amino asit, amonyak, nitrik asit, ve siyanür gibi önemli bileşikler de oluşturur. Azot bir ametal olup elektro-negatiflik değeri 3,04 tür. Dış yörüngesinde beş elektron bulunur ve dolayısıyla pek çok bileşiğinde 3 değerlidir. Saf azot, oda sıcaklığında renksiz ve reaktif olmayan bir gazdır. Dünya atmosferinin %78.08'ini oluşturur. 77 K de yoğunlaşır ve 63 k de donar. Sıvı azot iyi bilinen bir dondurucudur. LİF BİLESİGİ kimyasal lifler bulununcaya kadar sadece bir kaç farklı çeşit lif doğada mevcuttu. Ve bu yüzyıla kadar bu liflerdeki moleküllerin yapısı(doğası) hakkında düzgün bir fikir yoktu. Bu yüzyılın ilk yıllarında plastiklerin moleküler yapısı incelenmeye izin veren bilgiyi elde etmeye başladılar. Bu ,lastik, selüloz, yün ve diğer proteinler gibi doğal materyallerin araştırmasıyla birlikte bu materyallerin moleküllerinin binlerce atom, kimyasal bağlardan birleşerek oluştuğunu saptadı. Şu anda onaylandı ki büyük moleküllerin içinde 10-20 atomdan oluşmuş alt üniteleri vardır. Büyük moleküller bazı alt ünitelerin arka arkaya dizilmesiyle oluşuyordu. Buna polimer dendi. Birkaç yıl önce bütün polimerler bugün bilinmediği gibi kullanılıyordu. Bugünlerde onlarsız yaşam kesinlikle düşünülemez. Telefonlar, kovalar, sıkıştırılabilen borular, ayakkabılar ve lifler bugün polimerler kullanılarak yapılan ve yaşamımızda her gün kullandığımız nesnelere birkaç örnek. Yukarıda listelenen nesnelerin çeşitli özellikleri hayret veridir ve hepsi polimerlerden yapılmıştır. Kimyasallarında özelliklerinin çeşitli oluşu bir o kadar şaşırtıcıdır. Liflerin yapısını anlamak için polimerler hakkında daha fazla detaya ihtiyaç vardır. POLİMERLER Polimerler küçük moleküllerin arka arkaya dizilmesiyle oluşur. Küçük moleküller monomerlerdir ve birleşme işlemi polimerizasyon olarak adlandırılır. Polimer moleküllerinde birbirlerine bağlanan monomer moleküllerinin sayısı polimerizasyon derecesi olarak adlandırılır. Doğal liflerin polimerizasyon derecesi bitkinin büyümesindeki doğa tarafından belirlenir. Bir pamuk lifi 5000-10000 polimerizasyon derecesine sahiptir. Bu, ortalama 5000-10000 arası ünitenin birleştiğini gösterir. Bir pamuk polimer molekülünde polimermolekülü ortalama 5000 monomer uzunluğunda ama 0,8 mm inceliğindedir. Buradan anlaşılan şudur ki, eğer düşünürsek, bu polimer normal bir kalem kadar incedir ve uzunluğu yaklaşık 50 metredir;ki bu uzunluk bir futbol sahasının yarısıdır. Kimyasal polimerlerde liflerde dahil olmak üzere, polimerizasyon derecesi üretim işlemi anında kontrol edilmektedir. Bu lifin özelliklerinin belirlenmesinde çok önemlidir. Özellikle direnç ve boylanılabilirlik için önemlidir. Bazı polimerler 2 veya daha çok monomerlerin birlikte reaksiyon vermesinden oluşur. Bu polimerler Co-Polimer (Yardımcı polimer) lerdir. Co-Polimerleri oluşturan monomerlerin sırasında belirli bir düzen yoktur. Co-polimerler kesin kullanımlar için uygun özelliklere sahip polimer üretimi denenerek oluşur. Homo polimerler tek monomerden oluşan polimerdir ki bir co-polimer 2 monomerden üretilir. Bazı polimerler ısıtıldığında incelirler, hafiflerler ve bazı durumlarda erirler. Erimiş polimerler kalıp yada lif biçimine dönüşmeye, spinneretdaki ince delikten geçirilerek zorlanabilir. Polimer soğutularak kalıp şeklinde ya da lif olarak tekrar katılaşacaktır. Bu şekilde eriyen polimerlerin adı Thermoplastic'tir. Termoplastik örnekleri politen, polipropilen, polistrayn, poliamid ve polyesterdir. Termoplastik lifleri ısı bariyer( heat-set)i olabilirler. Bu , liflerin deformasyonuna ve belirli bir süre belirli sıcaklıkta ısıtmaya bağlı kalıcı deformasyondur. Isı bariyerinin kullanımına bir örnek pantolondaki ve etekteki pilelerdir. Diğer polimerler ısıtmayla erimez ya da incelmez. Onlar sadece kalıba yapı taşlarının enjekte edilmesi ve sonra ısıtılarak polimerizasyonuyla şekillendirilebilirler. Bu polimere Termosetting denir. Örnekleri polyuretane, fenol , melanindir. Termosetting polimerleri ısıtılınca eriyen tencerenin kulpu gibi maddelerin yapımında kullanılır. Bunlar lifler için kullanılmaz. Termoplastik ve termosetting polimerlerinin moleküler yapıları arasında farklılıklar vardır. İki çeşit polimerizasyon işlemi vardır.Eklemeli polimerizasyon, Yoğunlaştırılmış polimerizasyon... Eklemeli polimerizastonda yapıtaşında bulunan tüm atomlar polimerde de bulunur. Yapıtaşları polimer yapmak için basitçe birbirlerine eklenir. Yoğunlaştırılmış polimerizasyonda küçük moleküller özellikle su reaksiyonu süresince eklenir çıkartılır. EKLEMELİ POLİMERİZASYON İlk sentetik polimerizasyon 1933de oksijenin katalizörlüğünde, etenin çok yüksek basınçta (1000 atm) ısıtılmasıyla gerçekleştirlmiştir. Bu işlemle yapılan polit çantaları ve diğer paketleme malzemelerinin yapımı için kullanılan bükülür materyallere çok benzerdir. Bu düşük yoğunlukta politen olarak adlandırılır. Çünkü polimer zinciri ve dalı sonuç olarak verimli olarak beraberce paketlenememiştir. Son zamanlarda atmosferik basınç altında polimerleştirmeyi gerçekleştirilebilecek katalizörler geliştirilmiştir. Bu dallanmış polimer zinciri içermeyen kırılmaz bir üründür ve yüksek yoğunlukta politen olarak adlandırılır. İki büyük lif yapıcı polimer ( polipropilen ve akrilik)ve iki küçük politen ve polivnyil klorit ) eklemeli polimerizasyonla elde edilir. Diğer önemli materyaller polistrayn, polimetil, PTFE, ve polivnyil asetol de aynı şekilde bu yöntemle elde edilir. YOĞUNLAŞTIRILMIŞ POLİMERİZASYON Lif yapıcı, yoğunlaştırılmış polimerleri polyester ve poliamidlerdir.( Naylonlar ) Polimerleştirmede her iki yöntemde su eklenir. Organik kimyadaki ester , alkol ve karboksilik asit arasındaki reaksiyondan elde edilen bileşikler için kullanılır. Alkoller -OH- hidroksil grup ve karboksilik asitler COOH grubuna sahiptir. POLYESTER Polyester, çok ester anlamındadır ve uzun molekül elde etmek için reaksiyonun pek çok kez olması gerekir. Monomerler mutlaka hidroksil ya da karboksil asit gibi iki gruba sahip olmalıdır. Lif yapımı polyesterler aralarında reaksiyon gerçekleşen iki bileşikten elde edilirler. Bileşikler 250-270 derece arasındaki sıcaklıkta birlikte ısıtılırlar. Oluşan su vakumla uzaklaştırılır. POLYAMİDLER (NAYLONLAR) Polyamidler monomerlerden birinin amine olması dışında benzer bir yolla elde edilirler. Aminler NH2 bulunduran organik moleküllerdir. Bu sefer iki amine grubu bulunduran bileşik farklı dikarboksilik asitle reaksiyona girer. Yine reaksiyon süresince su dışarı verilir. Kimyasal lifler bulununcaya kadar sadece bir kaç farklı çeşit lif doğada mevcuttu. Ve bu yüzyıla kadar bu liflerdeki moleküllerin yapısı(doğası) hakkında düzgün bir fikir yoktu. Bu yüzyılın ilk yıllarında plastiklerin moleküler yapısı incelenmeye izin veren bilgiyi elde etmeye başladılar. Bu ,lastik, selüloz, yün ve diğer proteinler gibi doğal materyallerin araştırmasıyla birlikte bu materyallerin moleküllerinin binlerce atom, kimyasal bağlardan birleşerek oluştuğunu saptadı. Şu anda onaylandı ki büyük moleküllerin içinde 10-20 atomdan oluşmuş alt üniteleri vardır. Büyük moleküller bazı alt ünitelerin arka arkaya dizilmesiyle oluşuyordu. Buna polimer dendi. Birkaç yıl önce bütün polimerler bugün bilinmediği gibi kullanılıyordu. Bugünlerde onlarsız yaşam kesinlikle düşünülemez. Telefonlar, kovalar, sıkıştırılabilen borular, ayakkabılar ve lifler bugün polimerler kullanılarak yapılan ve yaşamımızda her gün kullandığımız nesnelere birkaç örnek. Yukarıda listelenen nesnelerin çeşitli özellikleri hayret veridir ve hepsi polimerlerden yapılmıştır. Kimyasallarında özelliklerinin çeşitli oluşu bir o kadar şaşırtıcıdır. Liflerin yapısını anlamak için polimerler hakkında daha fazla detaya ihtiyaç vardır. POLİMERLER Polimerler küçük moleküllerin arka arkaya dizilmesiyle oluşur. Küçük moleküller monomerlerdir ve birleşme işlemi polimerizasyon olarak adlandırılır. Polimer moleküllerinde birbirlerine bağlanan monomer moleküllerinin sayısı polimerizasyon derecesi olarak adlandırılır. Doğal liflerin polimerizasyon derecesi bitkinin büyümesindeki doğa tarafından belirlenir. Bir pamuk lifi 5000-10000 polimerizasyon derecesine sahiptir. Bu, ortalama 5000-10000 arası ünitenin birleştiğini gösterir. Bir pamuk polimer molekülünde polimermolekülü ortalama 5000 monomer uzunluğunda ama 0,8 mm inceliğindedir. Buradan anlaşılan şudur ki, eğer düşünürsek, bu polimer normal bir kalem kadar incedir ve uzunluğu yaklaşık 50 metredir;ki bu uzunluk bir futbol sahasının yarısıdır. Kimyasal polimerlerde liflerde dahil olmak üzere, polimerizasyon derecesi üretim işlemi anında kontrol edilmektedir. Bu lifin özelliklerinin belirlenmesinde çok önemlidir. Özellikle direnç ve boylanılabilirlik için önemlidir. Bazı polimerler 2 veya daha çok monomerlerin birlikte reaksiyon vermesinden oluşur. Bu polimerler Co-Polimer (Yardımcı polimer) lerdir. Co-Polimerleri oluşturan monomerlerin sırasında belirli bir düzen yoktur. Co-polimerler kesin kullanımlar için uygun özelliklere sahip polimer üretimi denenerek oluşur. Homo polimerler tek monomerden oluşan polimerdir ki bir co-polimer 2 monomerden üretilir. Bazı polimerler ısıtıldığında incelirler, hafiflerler ve bazı durumlarda erirler. Erimiş polimerler kalıp yada lif biçimine dönüşmeye, spinneretdaki ince delikten geçirilerek zorlanabilir. Polimer soğutularak kalıp şeklinde ya da lif olarak tekrar katılaşacaktır. Bu şekilde eriyen polimerlerin adı Thermoplastic'tir. Termoplastik örnekleri politen, polipropilen, polistrayn, poliamid ve polyesterdir. Termoplastik lifleri ısı bariyer( heat-set)i olabilirler. Bu , liflerin deformasyonuna ve belirli bir süre belirli sıcaklıkta ısıtmaya bağlı kalıcı deformasyondur. Isı bariyerinin kullanımına bir örnek pantolondaki ve etekteki pilelerdir. |
Lif - Nh3 Ve So2 Bileşikleri Anlatımı
SO2 Bileşiği
D oğada yaygın olarak bulunan genellikle sarı renkte kimyevi bir element. Kimyada sembolü S olup çok eskiden beri bilinen elementlerden biridir. Özellikleri: Periyodik cetvelde IVA grubunda bulunur. Atom numarası 16, atom ağırlığı ise 32.064’tür. 2-, 4+ ve 6+ değerliklerini alabilir. Oksijensiz bileşiklerinde kararlı olup dâimâ 2- değerliklidir. Reaksiyon verme kabiliyeti oldukça iyi olup soygazlar hâriç diğer elementlerin hepsi ile reaksiyon verir. Kütle numaraları 29 ile 38 arasında değişen dokuz izotopu vardır. Tabiatta bulunan kükürtün takribi % 95’i S-32 kararlı izotopudur. % 4’ünü S-34 kararlı izotopu teşkil eder. Diğer kararlı izotoplarının kütle numaraları ise 33 ve 36’dır. Radyoaktif izotoplardan S-29 yarılanma süresi 0.19 saniye S-35 izotopunun yarılanma süresi 88 gündür. Saf kükürt tadsız ve kokusuzdur. Karbon disülfürde ve karbon tekraklorürde çözünür, fakat suda çözünmez. Elementin erime noktası 119°C, kaynama noktası ise 444,6°C’dir. Kükürt havada 261°C’de hemen yanabilir. Isı ve elektrik iletkenliği zayıftır. Kükürtün yoğunluğu 2,07 g/cm3’tür. Sertliği mohs derecesine göre 2,5 civârındadır. Kükürtün çeşitli allotropları vardır ve bunların bazı kimyevî özellikleri birbirinden farklıdır. Bu allotroplardan en meşhuru ortorombik kristal hâlinde kükürt olup, buna a kükürt de denir ve amber rengindedir. Monoklin kristal yapıya sâhib olan b-kükürt hafif sarı renktedir. Isıtılmakla a-kükürt b-kükürt hâline dönüşebilir. b-kükürt soğutulduğu zaman tekrar a- kükürte yavaş olarak dönüşür. Daha başka kristal halleri de vardır. Bunları l-kükürt ve m-kükürttür. Kükürt ısıtılırsa, 115-120°C dolayında açık sarı renk alır. 160°C’de l -kükürt hâlini alır. 160°C’den sonra renk koyulaşır ve polimerleşme başlar. 187°C’de bütün kütle reçine gibi donar. 444,6°C’de akıcı bir sıvı ele geçer. Bu sıvı suya dökülürse sarı, saydam ve yumuşak lastik gibi kütle ele geçer. Buna amorf kükürt denir. Kükürt buharları S8 ve S6, yüksek sıcaklıkta ise S4 ve S2moleküllerinden oluşur. a ve b kükürtler 8 atomlu moleküller hâlindedir. Bulunuşu: Kükürt tabiatta çok yayılmış olarak bulunur. Bir kısmı elementel hâlde; bir kısmı ise bileşik hâlindedir. Yerküresinin % 0.052’sini teşkil eder. Elementel hâlde, Türkiye’mizde, Amerika’da, İtalya veİspanya’da bulunur. Yurdumuzdaki en mühim yatak Keçiborlu’dadır. Bileşik hâlinde en çok pirit (FeS2) halkopirit (CuFeS2), glanit (PbS), çinkoblend ZnS ve sülfatlar hâlinde bulunur. Elde edilişi: Serbest halde kükürt ihtiva eden yataklardan Kükürt-Fransh metodu ile elde edilir. Bu metodla 350 metre kadar derinlikteki kükürtler çıkarılır. Kükürt yatağına kadar içiçe geçmiş üç boru indirilir. En iç borudan basınçlı hava, dış borudan ise 160°C’de sıcak su buharı gönderilir. Buhar sıcaklığı ile eriyen kükürt basınçlı havanın sürüklemesi ile ikinci borudan yeryüzüne çıkar. Su-kükürt karışımı havuzlara alınarak bekletilir ve kükürt çöker. Bu kükürt % 99 saflıktadır. Maden kömürlerinin destilasyonu esnasında elde edilen hidrojen sülfür (H2S) oksijen ile reaksiyona sokulur ve elementel kükürt elde edilir: 2H2S+O2 ® 2H2O+2S Pirit (FeS2) de önemli bir kükürt kaynağıdır. Piritten elde edilen kükürt dioksit (SO2), hidrojen sülfür ile reaksiyona sokulursa serbest kükürt ele geçer: SO2+2H2S ® 3S+2H2O Kükürt dioksit, karbon monoksit ile reaksiyona sokulursa yine kükürt elde edilir: SO2+2CO ® S+2CO2 Bileşikleri: Kükürtün oda sıcaklığında reaksiyon verme özelliği yok gibidir. Oda sıcaklığında ancak flour ve civa ile reaksiyon verebilir. En önemli bileşiği sülfat asidi (H2SO4)dir. (Bkz. Sülfat asidi.) Kükürt dioksidin su ile reaksiyonundan sülfit asidi elde edilir: SO2+H2O ® H2SO3 Sülfit asidi organik bileşiklerin sentezinde kullanılan bir maddedir. Saman ve kumaşların ağartılmasında, kâğıt sanâyiinde beyazlatıcı olarak, metalurjide, analitik kimyâda, meyve ve yiyeceklerin saklanmasında, parafinlerin rafinasyonunda ve sülfit bileşiklerinin elde edilmesinde kullanılır. Sülfit asidi renksiz bir sıvı olup, karakteristik bir kokusu vardır. Yoğunluğu 1,03 g/cm3 olup suda çözünür. Oldukça kararsız olup hava ile okside olarak H2SO4 hâlini aldığı gibi SO2 fazlasından dolayı bozunabilir. Kükürt monoklorür (dikükürtdiklorür) çok bilinen bir kükürt halojen bileşiğidir. Formülü S2Cl2 olup bazı yağların klorlandırılmasında, mobilyada kullanılan kuruyan yağların elde edilmesinde, yağların ve kauçuğun soğuk vulkanizasyonunda, organik maddelerin klorlandırılmasında, askeriyede zehirli gaz olarak, böcek öldürücü olarak ve şekerin saflaştırılmasında kullanılır. Kükürt monoklorür erimiş kükürt içinden klor gazı geçirmek suretiyle elde edilir. Sarımsı-kırmızı renkte olup, keskin pis bir kokusu vardır. -82°C’de donar ve 138°C’de kaynar. Su ile kolayca çözünür. Organik çözücülerde de çözünür. Tiyonil klorür; kükürt oksiklorür olarak da bilinen bu bileşiğin formülü SOCl2’dir. Organik sentezlerde klorlama vasıtası olarak, A vitamininin, antihistaminiklerin, boyaların elde edilmesinde kullanılır. Renksiz veya kırmızı sıvıdır. Deriyi yakar ve su ile bozunur. Buharı da sıhhat için zararlıdır. Kükürtdioksit (SO2); renksiz, atmosferik basınçta iğneleyici, astım yapan bir gaz veya yüksek basınçta renksiz bir sıvıdır. Kükürdün havada yakılması ile elde edilir. Ayrıca metal sülfürlerin kavrulması ile, hidrojen sülfürün yakılması ile ve yağ, tabiî gaz rafinasyonunda veya gaz fabrikasyonunda yan ürün olarak elde edilir. Suda bol miktarda çözünerek sülfit asidini meydana getirir. Alkol ve eterde çözünür. 0°C’de spesifik giavitesi 1,43’tür. Sıvı SO2 elektrik akımı iletmez. Atmosfer basıncında -10°C’de kaynar. Yağların ve yiyeceklerin beyazlatılmasında, etlerin saklanmasında, kimyasal maddelerin elde edilmesinde, kâğıt îmâlatında, soğutmada ve camların tavlanmasında kullanılır. Kullanılışı: Kükürt, sanâyide hammadde olarak yaygın bir şekilde kullanılan maddelerden biridir. Meselâ Amerika’da yıllık kükürt tüketimi kişi başına 45 kg’dır. Bu oran Avrupa’da ortalama 32 kg, Hindistan’da 0,9 kg’dır. Üretilen kükürtün % 86’sı sülfat asidi îmâlâtında, bu asidin de % 47’si gübre îmâlatında kullanılır. Çelik ve petrol sanayiindeki işlemlerde, cevherden, metalleri elde etmede, kauçuk üretiminde, boyalarda, sentetik fiber üretiminde, katalizör olarak deterjan, sentetik reçine birçok organik ve anorganik maddelerin yapımında kullanılır. Zirâatte böcek ve mantar öldürmede ve radyoizotop olan S-35 birçok ilmî araştırmada kullanılır. Atom numarası: 16 Simge: S Kütle numarası: 32.064 Kaynama Noktası : 444.6 Erime Noktası : 119 Yoğunluk: 2.07 Buharlaşma Isısı: 3.01 Kaynaşma (Füzyon) Isısı: .34 Elektriksel iletkenlik: 1e-23 Isıl iletkenlik: 0.0007 Özgül Isı Kapasitesi: .175 |
Lif - Nh3 Ve So2 Bileşikleri Anlatımı
LİTYUM FLORÜR(lif)
Belirli bir oksidasyon veya redüksiyon yarı-reaksiyonu için “redüksiyon potansiyeli” adıyla bilinen rakamsal bir değer mevcuttur. Sembolü E° olup standart termodinamik şartlar altında (tüm gazların 25°C, 1 atm de ve tüm sulu çözeltilerin 1M konsantrasyonda olduğu) anl***** gelir ve reaksiyonun yazıldığı yönde gerçekleşme olasılığının büyüklüğünü gösterir. Birimi Volt dur.Pozitif bir redüksiyon potansiyeli değeri, ürünlerin (reaksiyonun sağ tarafındaki çıktılar) oluşumunu desteklerken, negatif bir değer reaksiyona giren maddelerin oluşumundan yanadır. Diğer bir deyişle, redüksiyon potansiyeli ne kadar negatifse, reaksiyon gerçekleşmekten o kadar uzaktır. Örneğin; Li(s) » Li+ + e- ..........Eº = 3.05 V F2 + 2 e- » 2 F- ........Eº = 2.87 V reaksiyonlarında, lityumun oksidasyonu ve florun redüksiyonu görülmektedir. Yazıldığı şekliyle her iki reaksiyon da pozitif E° değerine sahiptir ve yazıldıkları yönde gerçekleşmeleri beklenir. Aslında bu reaksiyonlar, bir oksidasyon (lityum) ve redüksiyon (flor) reaksiyonu için en yüksek potansiyel değerlerine sahiptirler.E° değerleri aynı zamanda, bir redoks reaksiyonunda hangi atomun veya molekülün elektron alacağını tahmin etmek için de kullanılabilir. Örneğin, manganez ve çinkonun oksidasyon potansiyelleri pozitiftir, her iki atomun da elektronları kolayca uzaklaştırılabilir: Zn(s) » Zn2+(**) + 2 e-...........E° = 0.763 V Mn(s) » Mn2+(**) + 2 e-.........E° = 1.18 V Redüksiyon potansiyelleri karşılaştırıldığında, manganezin elektronlarını uzaklaştırmaya çinkodan daha yatkın olduğu görülür. Kısacası, hem katı hem de iyon halinde manganez ve çinko içeren bir çözeltide, aşağıdaki yarı-reaksiyonlar oluşacaktır: Zn2+(**) + 2 e- » Zn(s)...........E° = - 0.763 V Mn(s) » Mn2+(**) + 2 e-.........E° = 1.18 V Burada çinko redüklenmek istememesine rağmen, manganez reaksiyonunun yüksek potansiyeli, çinkoyu fazla elektronları absorbe etmesi için zorlayacaktır. Zn2+(**) + Mn(s) » Zn(s) + Mn2+(**)........E° = 0.417 Bazı redüksiyon potansiyellerinin pozitif, diğerlerinin negatif olması, bu değerlerin nasıl ölçüldüğü sorusunu akla getirebilir. Redüksiyon potansiyellerinin ölçüldüğü bir “mutlak standart” yoktur. Bunun yerine, bilim dünyası, H+ iyonlarının hidrojen gazına redüksiyonuna ilişkin redüksiyon potansiyelinin 0.00 V olduğunu kabul etmiştir. 2H+ + 2e- » H2..........E° = 0.00 V Bu sistem, tüm diğer redoks reaksiyonları bu değere karşı ölçüldüğü için referans elektrodu veya standart hidrojen elektrodu olarak bilinir. Daha kuvvetli oksitleyici reaktifler (pozitif redüksiyon potansiyeline sahip olanlar) hidrojeni oksitlenmeye zorlarken, daha zayıf olanlar (negatif redüksiyon potansiyeline sahip olanlar) H+ tarafından oksitlenirler. Ancak, bu değerlerin standart şartlar için geçerli olduğu unutulmamalıdır. SO2 ELEMENTİ D oğada yaygın olarak bulunan genellikle sarı renkte kimyevi bir element. Kimyada sembolü S olup çok eskiden beri bilinen elementlerden biridir. Özellikleri: Periyodik cetvelde IVA grubunda bulunur. Atom numarası 16, atom ağırlığı ise 32.064’tür. 2-, 4+ ve 6+ değerliklerini alabilir. Oksijensiz bileşiklerinde kararlı olup dâimâ 2- değerliklidir. Reaksiyon verme kabiliyeti oldukça iyi olup soygazlar hâriç diğer elementlerin hepsi ile reaksiyon verir. Kütle numaraları 29 ile 38 arasında değişen dokuz izotopu vardır. Tabiatta bulunan kükürtün takribi % 95’i S-32 kararlı izotopudur. % 4’ünü S-34 kararlı izotopu teşkil eder. Diğer kararlı izotoplarının kütle numaraları ise 33 ve 36’dır. Radyoaktif izotoplardan S-29 yarılanma süresi 0.19 saniye S-35 izotopunun yarılanma süresi 88 gündür. Saf kükürt tadsız ve kokusuzdur. Karbon disülfürde ve karbon tekraklorürde çözünür, fakat suda çözünmez. Elementin erime noktası 119°C, kaynama noktası ise 444,6°C’dir. Kükürt havada 261°C’de hemen yanabilir. Isı ve elektrik iletkenliği zayıftır. Kükürtün yoğunluğu 2,07 g/cm3’tür. Sertliği mohs derecesine göre 2,5 civârındadır. Kükürtün çeşitli allotropları vardır ve bunların bazı kimyevî özellikleri birbirinden farklıdır. Bu allotroplardan en meşhuru ortorombik kristal hâlinde kükürt olup, buna a kükürt de denir ve amber rengindedir. Monoklin kristal yapıya sâhib olan b-kükürt hafif sarı renktedir. Isıtılmakla a-kükürt b-kükürt hâline dönüşebilir. b-kükürt soğutulduğu zaman tekrar a- kükürte yavaş olarak dönüşür. Daha başka kristal halleri de vardır. Bunları l-kükürt ve m-kükürttür. Kükürt ısıtılırsa, 115-120°C dolayında açık sarı renk alır. 160°C’de l -kükürt hâlini alır. 160°C’den sonra renk koyulaşır ve polimerleşme başlar. 187°C’de bütün kütle reçine gibi donar. 444,6°C’de akıcı bir sıvı ele geçer. Bu sıvı suya dökülürse sarı, saydam ve yumuşak lastik gibi kütle ele geçer. Buna amorf kükürt denir. Kükürt buharları S8 ve S6, yüksek sıcaklıkta ise S4 ve S2moleküllerinden oluşur. a ve b kükürtler 8 atomlu moleküller hâlindedir. Bulunuşu: Kükürt tabiatta çok yayılmış olarak bulunur. Bir kısmı elementel hâlde; bir kısmı ise bileşik hâlindedir. Yerküresinin % 0.052’sini teşkil eder. Elementel hâlde, Türkiye’mizde, Amerika’da, İtalya veİspanya’da bulunur. Yurdumuzdaki en mühim yatak Keçiborlu’dadır. Bileşik hâlinde en çok pirit (FeS2) halkopirit (CuFeS2), glanit (PbS), çinkoblend ZnS ve sülfatlar hâlinde bulunur. Elde edilişi: Serbest halde kükürt ihtiva eden yataklardan Kükürt-Fransh metodu ile elde edilir. Bu metodla 350 metre kadar derinlikteki kükürtler çıkarılır. Kükürt yatağına kadar içiçe geçmiş üç boru indirilir. En iç borudan basınçlı hava, dış borudan ise 160°C’de sıcak su buharı gönderilir. Buhar sıcaklığı ile eriyen kükürt basınçlı havanın sürüklemesi ile ikinci borudan yeryüzüne çıkar. Su-kükürt karışımı havuzlara alınarak bekletilir ve kükürt çöker. Bu kükürt % 99 saflıktadır. Maden kömürlerinin destilasyonu esnasında elde edilen hidrojen sülfür (H2S) oksijen ile reaksiyona sokulur ve elementel kükürt elde edilir: 2H2S+O2 ® 2H2O+2S Pirit (FeS2) de önemli bir kükürt kaynağıdır. Piritten elde edilen kükürt dioksit (SO2), hidrojen sülfür ile reaksiyona sokulursa serbest kükürt ele geçer: SO2+2H2S ® 3S+2H2O Kükürt dioksit, karbon monoksit ile reaksiyona sokulursa yine kükürt elde edilir: SO2+2CO ® S+2CO2 Bileşikleri: Kükürtün oda sıcaklığında reaksiyon verme özelliği yok gibidir. Oda sıcaklığında ancak flour ve civa ile reaksiyon verebilir. En önemli bileşiği sülfat asidi (H2SO4)dir. (Bkz. Sülfat asidi.) Kükürt dioksidin su ile reaksiyonundan sülfit asidi elde edilir: SO2+H2O ® H2SO3 Sülfit asidi organik bileşiklerin sentezinde kullanılan bir maddedir. Saman ve kumaşların ağartılmasında, kâğıt sanâyiinde beyazlatıcı olarak, metalurjide, analitik kimyâda, meyve ve yiyeceklerin saklanmasında, parafinlerin rafinasyonunda ve sülfit bileşiklerinin elde edilmesinde kullanılır. Sülfit asidi renksiz bir sıvı olup, karakteristik bir kokusu vardır. Yoğunluğu 1,03 g/cm3 olup suda çözünür. Oldukça kararsız olup hava ile okside olarak H2SO4 hâlini aldığı gibi SO2 fazlasından dolayı bozunabilir. Kükürt monoklorür (dikükürtdiklorür) çok bilinen bir kükürt halojen bileşiğidir. Formülü S2Cl2 olup bazı yağların klorlandırılmasında, mobilyada kullanılan kuruyan yağların elde edilmesinde, yağların ve kauçuğun soğuk vulkanizasyonunda, organik maddelerin klorlandırılmasında, askeriyede zehirli gaz olarak, böcek öldürücü olarak ve şekerin saflaştırılmasında kullanılır. Kükürt monoklorür erimiş kükürt içinden klor gazı geçirmek suretiyle elde edilir. Sarımsı-kırmızı renkte olup, keskin pis bir kokusu vardır. -82°C’de donar ve 138°C’de kaynar. Su ile kolayca çözünür. Organik çözücülerde de çözünür. Tiyonil klorür; kükürt oksiklorür olarak da bilinen bu bileşiğin formülü SOCl2’dir. Organik sentezlerde klorlama vasıtası olarak, A vitamininin, antihistaminiklerin, boyaların elde edilmesinde kullanılır. Renksiz veya kırmızı sıvıdır. Deriyi yakar ve su ile bozunur. Buharı da sıhhat için zararlıdır. Kükürtdioksit (SO2); renksiz, atmosferik basınçta iğneleyici, astım yapan bir gaz veya yüksek basınçta renksiz bir sıvıdır. Kükürdün havada yakılması ile elde edilir. Ayrıca metal sülfürlerin kavrulması ile, hidrojen sülfürün yakılması ile ve yağ, tabiî gaz rafinasyonunda veya gaz fabrikasyonunda yan ürün olarak elde edilir. Suda bol miktarda çözünerek sülfit asidini meydana getirir. Alkol ve eterde çözünür. 0°C’de spesifik giavitesi 1,43’tür. Sıvı SO2 elektrik akımı iletmez. Atmosfer basıncında -10°C’de kaynar. Yağların ve yiyeceklerin beyazlatılmasında, etlerin saklanmasında, kimyasal maddelerin elde edilmesinde, kâğıt îmâlatında, soğutmada ve camların tavlanmasında kullanılır. Kullanılışı: Kükürt, sanâyide hammadde olarak yaygın bir şekilde kullanılan maddelerden biridir. Meselâ Amerika’da yıllık kükürt tüketimi kişi başına 45 kg’dır. Bu oran Avrupa’da ortalama 32 kg, Hindistan’da 0,9 kg’dır. Üretilen kükürtün % 86’sı sülfat asidi îmâlâtında, bu asidin de % 47’si gübre îmâlatında kullanılır. Çelik ve petrol sanayiindeki işlemlerde, cevherden, metalleri elde etmede, kauçuk üretiminde, boyalarda, sentetik fiber üretiminde, katalizör olarak deterjan, sentetik reçine birçok organik ve anorganik maddelerin yapımında kullanılır. Zirâatte böcek ve mantar öldürmede ve radyoizotop olan S-35 birçok ilmî araştırmada kullanılır. Atom numarası: 16 Simge: S Kütle numarası: 32.064 Kaynama Noktası 444.6 Erime Noktası : 119 Yoğunluk: 2.07 Buharlaşma Isısı: 3.01 Kaynaşma (Füzyon) Isısı: .34 Elektriksel iletkenlik: 1e-23 Isıl iletkenlik: 0.0007 Özgül Isı Kapasitesi: .175 Amonyak (NH3) Amonyak, endüstride en çok azotlu gübrelerin ve nitrik asitin üretiminde başlangıç maddesi olarak kullanılır. Laboratuarlarda zayıf baz olarak ve birçok kimyasal maddenin elde edilmesinde de kullanılır. Amonyak bilhassa nitrik asit ve amonyum tuzları imalatında, üre, boya, ilaç ve plastik gibi organik madde imalatında kullanılır. Amonyak gazı normal sıcaklıkta basınç uygulandığında kolaylıkla sıvılaşır, oluşan bu sıvının buharlaşma ısısı yüksektir (327 kcal/g ), bundan dolayı endüstride soğutucu olarak kullanılır. Özellikleri Renksiz, kendine özgü keskin kokulu, zehirli ve aşındırıcıdır. Oda sıcaklığında gaz haldedir. Düşük sıcaklıklarda alevlenme özelliği vardır. Kimyasal olarak baziktir. Normal sıcaklıkta basınç altında kolayca sıvılaşabilmektedir. Kullanım Alanları Gübre Sanayinde, Nitrik asit üretiminde başlangıç maddesi olarak Endüstriyel Soğutma sistemlerinde soğutma amaçlı Kimya sanayinde ilaç, boya, tuz, naylon ve plastik üretiminde Malzemelerin Isıl işlemlerinde Azot ve hidojen kaynağı olarak Gaz Nitrür işleminde ise parçaların yüzeyine azot emdirme amacıyla kullanılır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.