![]() |
Zikir, Fikir, Şükür
Zikir, fikir, şükür
Zikir, fikir, şükür Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; Çok eski zamanlarda bir çocuk varmış. Bu çocuk ailesi ile birlikte bir orman köyünde yaşarmış. Bu karagözlü çocuğun adı Emin’miş. Emin’in bir küçük tayı varmış ve adı Kırtay imiş. Küçük Emin. küçük Kırtay’ı ile birlikte ormanda gezmeye çıkmış. Gezerken gezerken orta büyüklükteki bir elma ağacından elma toplamaya başlamışlar. Uzanamadıkları yerlere Kırtay’ın üzerine çıkarak ulaşmış. Topladıkları elmaları yanlarındaki heybelere doldurmuşlar. Kırtay da acıkmış olduğu için birlikte oturup ikişer tane yemişler. Diğer elmaları evlerine götürmüşler. Annesi bu elmaları görünce benim koca oğlum neler getirmiş diyerek çok sevinmiş. Sonra heybedeki elmaları üçe bölmüş. Bir parçasını eve bıraktıktan sonra. diğer iki parçayı komşuları yaşlı ve çok sevimli Güler Teyzene ve arkadaşın Baran’lara götür demiş. Güler Teyze’nin kapısına gelince kapıya tık-tık vurmuş. Biraz bekleyip ses gelmeyince tak tak tak diye daha kuvvetli vurmuş. Yaşlı ve adı gibi güler yüzlü Güler Teyze aceleci adımlarla gelerek kapıyı açmış. Yan komşunun küçük oğlu Emin’i elinde elma torbası ile görünce çok sevinmiş. Küçük Emin’in başını okşayarak. “hoş geldin Emin’ciğim. nasılsın? Bana bir şey mi getirdin? Şakacı küçük Emin “Sana kurtsuz elmalar getirdim” diye nükte yapmış. Bunu duyan Güler Teyze “ Ha. Ha. Ha” diye gülerek teşekkür etmiş. Daha sonra Baran’lara götüreceği elmaları ulaştırmak için Güler Teyze’den izin isteyerek yürümüş. Baran’ların kapısına gelince kapıya tık tık vurmuş. Kapıyı açan Baran. Emin’i görünce “arkadaşım hoş geldin” diye selamlamış. “Ooo bize bir şey mi getirdin?” deyince. Küçük Emin “Evet. ben bugün Kırtay ile birlikte ormandan elma topladım. Annem size de gönderdi.” Diye cevap vermiş. Baran’ın Annesi Esra Teyze. kapıda elma torbası ile bekleyen Küçük Emin’e teşekkür ederek. içeri davet etmiş. Fakat. Emin annesinin beklediğini belirterek. oradan ayrılmış. Emin eve döndüğünde. Annesi kapının sesinden geldiğini fark ederek. Emin’ciğim sana bir sürprizim var” demiş. Sürprizlerden çok hoşlanan Küçük Emin büyük bir heyecanla annesinin yanına koşmuş ki. ne görsün. Annesi o çok sevdiği elmalı pastadan yapmış ve çay demlemiş bir şekilde kendisinin gelmesini bekliyormuş. Tam elmalı pastayı yiyecekken küçük Emin. “anne. bir dilim kesermisin. elmaları birlikte topladığım Kırtay’a götürmek istiyorum” demiş. Annesi gülerek elmalı pastayı Kırtay’ın seveceğini sanmıyorum fakat. madem külfetine birlikte katlandınız. nimetlerini de paylaşın” diyerek. bir dilim kesip kağıda sararak Emin’in eline vermiş. Elmalı pasta sarılı kağıt elinde ahıra Kırtay’ın yanına koşan Küçük Emin. hemen kağıdın içinden elmalı pastayı çıkartarak uzatmış. Şapur-şupur elmalı pastayı yiyen Kırtay hemen bitirip. doymadığını göstermek için hemen yalanmaya başlamış. Hatta Küçük Emin’i yalamaya başlamış. Kendisini zor kurtaran Emin. Kırtay’ın haline epey gülmüş. Kırtay’ın annesi Gökkısrak. bunların haline uzun uzun İhhiğ. İhhiğ. İhhiğ diyerek kişnemiş . Gökkısrak her yeri bembeyaz. dik duruşlu. güçlü kuvvetli bir at imiş. Koştuğu zaman arkasında tozu dumana katar. yük taşımaya gelince de hiç hayır demezmiş. Tüm bunlar olurken küçük Emin. annesinin sesiyle irkilmiş. Oğlum Emin. nerede kaldın çabuk gel! Hemen koşup eve girince Babası ve Dedesini de geldiğini görmüş. Annesi onlara çay ile birlikte elmalı pasta ikram etmiş. Emin’in çayını dolduruyormuş. Emin pastayı ağzına atarken Dedesinin “Bismilahirrahmanhirrahim” dediğini duyunca. hemen kendiside tekrar ederek. happur-huppur yeyip bitirmiş. Küçük Emin’in karnı doyunca. aklına bir soru takılmış. Dedeciğim “Her zaman niye Bismilahirrahmanhirrahim diyorsun”. Dedesi torunun bu sorusuna çok memnun olduğunu belirterek. şu cevabı vermiş. “Bismillah her hayrın başıdır. Bismillah tükenmez bir hazinedir.” Dedeciğim tam anlayamadım. bana biraz daha anlatır mısın? dedi. Dedesi şöyle izah etmiş. Sen elmaları Güler Teyze’lere ve Baran’lara götürdüğünde sana teşekkür ettiler mi? Evet. tabi ki teşekkür ettiler. Sen bir kul iken götürdüğün elmalar için bir teşekkür alıyorsun veya bekliyorsun. değil mi? Fakat. bu elmaların asıl sahibi ve yaratıcısı olan Yüce Allah’a teşekkür etmek gerekmez mi? Çünkü sen elmayı yalnızca topladın. ne ektin ne biçtin. en önemlisi yaratmadığın ve bir tablacı olduğun halde teşekkürleri aldın. Yüce Allah‘da bizden bir teşekkür bekliyor Allah’ın bizden istediği fiyat üç şeydir. “Biri zikir. biri şükür. biri fikirdir” İyice aklı karışan Küçük Emin dedesine bakarken. dedesi açıklamalarını sürdürdü. “Başta Bismillah zikirdir. ahirde elhamdülillah şükürdür. ortada Allah’ın bize verdiği nimetleri tefekkür etmek fikirdir” İşte biz bunun için bir yemeğe. işe ve olaya başlarken Bismillah diyor. işin sonunda veya yemek bitince elhamdülillah diyoruz. Küçük Emin hımmm şimdi anladım. Dedesi imtihan etmek istercesine ne anladıysan anlat bakalım. Küçük Emin “çay içmeden önce BİSMİLLAH. içtikten sonra ELHAMDÜLİLLAH. çay içerken de çay’ın Allah’ın hediyesi olduğunu TEFEKKÜR edeceğiz” dedi ve çay içerken söylediği her şeyi uyguladı. Sanki daha bir tatlıymış gibi oldu. Çünkü tefekkür ederken 2 yerine 3 şeker attığını sonradan fark etti. Dedesi kucağını açtı. gel benim karagözlüm. badem içim. çamfıstığım yavrum diyerek sarıldı. Alnını ortasından şapur-şupur öptü. Bu manzara karşısında anne ve babası da çok sevindi. Artık saat ilerlediği için annesi yatma zamanı geldiğini söyledi. Küçük Emin. Dedesini. Nenesini ve babasını öperek. annesi ile birlikte yatmaya gitti. E. Cevat TUTAR |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.