ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tıp / Biyoloji / Farmakoloji (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=599)
-   -   Bağışıklık Sistem Hücreleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=77468)

Şengül Şirin 05-17-2009 05:28 PM

Bağışıklık Sistem Hücreleri
 
B. BAĞIŞIKLIK SİSTEM HÜCRELERİ
a) Granülositler

Nötrofiller
Nötrofiller karaciğer, dalak ve kemik iliğinde bulunur. Nötrofiller çok iyi fagositoz yapar. Nötrofillerin görevleri; mikroorganizmaların, yabancı maddelerin, doku yıkım artıklarının fagositozudur.

Bazofiller ve mast hücreleri

Yavaş ameoboid hareket ve zayıf fagositik aktivite gösterirler. Heparin, histamin ve SRS-A maddeleri salgılar.

Mast hücrelerinin fagositik aktiviteleri çok azdır. Bu hücreler sinirler tarafından uyarılabilirler.

Eozinofiller
Zayıf fagositik kapasiteye sahiptirler. Parazitlerle mücadelede rol alırlar. Alerjik ve parazit hastalıklarda sayıları artar.

b) Monosit ve makrofajlar
Böbrek şeklinde çekirdeklere ve ameoboid hareket yeteneğine sahiptir. Bakteri enfeksiyonlarında ve tahrip doku temizliğinde görev alır.

Makrofajların çoğalma yeteneği vardır. Bakteri ve parazitleri etkili biçimde fagosite edebilirler.

c) Dendritik hücreler
Dentritik hücreler çok uzun ve hareketli stoplazmik uzantılara sahiptirler. Bu hücrelerin fagositik aktiviteleri yok veya düşüktür.

d) Trombositler
Büyük kemik hücrelerinin parçalanmasıyla oluşurlar. İmmün sistemin asıl hücreleri arasında bulunmazlar fakat bazen immün reaksiyonları şiddetlendirmeleri nedeniyle bu grupta sayılırlar.

e) Lenfositler
Lenfositlerin büyük çoğunluğu lenfoid organlarda bulunur. Büyük yuvarlak bir çekirdek ile onu çeviren gök mavisi bir sitoplazmaya sahiptir. Lenfositler B ve T lenfositleri olmak üzere ikiye ayrılır.

B Lenfositleri
T Lenfositleri

C. BAĞIŞIKLIK ÇEŞİTLERİ
I. Doğuştan kazanılan bağışıklık


Organizmaların, türüne ve bireysel özelliklerine göre doğuştan sahip olduğu bağışıklığa doğal bağışıklık adı verilir.

Doğal bağışıklık, bir çok faktör tarafından etkilenmektedir. Bunlar genetik, anatomik, doku ve sıvılardaki koruyucu maddeler, yaş, hormonlar gibi faktörlerdir. Örneğin, Herpes simplex virüsü tavşanlarda öldürücü olduğu halde, insanlarda özellikle dudaklarda uçuk denen kabartılara yol açar. İnsan Herpes simplex'e karşı doğuştan bağışıklıdır. Bu doğal bağışıklık, büyük ölçüde, plazmada bulunan ve her hangi bir antijenle karşılaşmadan var olan antikorlarla sağlanır. Doğal bağışıklık, bazı hastalıklara karşı insan vücudunu korur. İnsan dışındaki organizmaları etkileyen bazı hastalıklara karşı tüm insanlar doğuştan bağışıklıdır.

II. Sonradan kazanılan bağışıklık

İnsanın doğumdan sonra bazı hastalıklara karşı bağışıklık kazanmasıdır. Yapay olarak oluşan bir bağışıklıktır. Vücudun kendi savunma mekanizmalarıyla ya da dışarıdan alınan koruyucu maddelerle kazanılır. Bu nedenle aktif bağışıklık ve pasif bağışıklık olmak üzere ikiye ayrılır:

• Aktif bağışıklık:

Organizmanın, hastalık yapıcı etkenlerle karşılaştığında kendi savunma maddelerini kendisi üreterek kazandığı dirence aktif bağışıklık adı verilir. Aktif bağışıklık, iki şekilde kazanılabilir:

Vücuda mikropların girmesi ve bağışıklık sisteminin uyarılıp çalıştırılmasıyla sağlanır. Bu nedenle insan mikroorganizmayı alınca, hastalanır. Vücut bu sırada bağışıklığını kazanır. Hatırlayıcı hücreler sayesinde bir daha aynı hastalığa yakalanmaz. Örneğin, kabakulak hastalığına bir kere yakalanılır. Çünkü kabakulak hastalığına karşı üretilen savunma maddeleri ölünceye kadar vücutta kalır. Tetanos gibi bazı hastalıklara karşı üretilen savunma maddeleri ise vücutta birkaç yıl kaldıktan sonra yok olur.

Aşılama yoluyla da aktif bağışıklık kazanılar. Aşı ile zayıflatılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmalar vücuda verilir. Bağışıklık sistemi bu yolla uyarılarak aktif bağışıklık kazanılması sağlanır. Bağışıklık süresi uzundur. Hastalanmadan önce belirli zamanlarda yapılan aşılar, vücudun aktif bağışıklık kazanmasını sağlayarak hastalanmayı önler. Koruyucu sağlık hizmetlerinin amacı da aktif bağışıklık kazandırarak insanların hastalanmalarını önlemektir.

• Pasif Bağışıklık:
Önceden hazırlanmış antikorların vücuda verilmesiyle kazanılan bağışıklığa pasif bağışıklık adı verilir. Pasif bağışıklık, çoğunlukla hasta insana serum verilerek kazanılır. Serum, belirli bir enfeksiyona karşı üretilmiş antikorları bulunduran sıvıdır. Serumlar, çoğunlukla at, koyun ve sığır gibi hayvanların kanından elde edilir. Aktif bağışıklık kazanılmasının olanaksız olduğu durumlarda pasif bağışıklık sağlayacak uygulamalar yapılır. Örneğin, ağır yaralanmalarda tetanos hastalığına karşı acil koruma gerektiğinden, tetanos antikorları içeren serum yapılır.

Bebekler, bazı antikorları annesinden plasenta yolu ile almıştır. Ayrıca bebekler anne sütü yoluyla da antikorlar alırlar. Bebeklerin bu yollarla bazı hastalıklara yakalanmamaları ve hastalıklardan korunmaları da bir pasif bağışıklıktır. Bu yolla kazanılan bağışıklık, kısa sürelidir ve sadece bebeği korumaya yöneliktir. Bebek enfeksiyonlara karşı koyma yeteneğini kısa süre sonra kendisi geliştirir. Örneğin; bebek doğduğu günlerde kızamık hastalığına yakalanmaz; çünkü bu hastalığa karşı gerekli antikorları annesinden plasenta yoluyla ya da anne sütüyle almıştır. Fakat bu antikorlar yaklaşık 9 ay sonra yok olduğu için bebeğe kızamık aşısı yapılmalıdır.




D. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ BOZUKLUKLARI
Vücudun enfeksiyonlara karşı savunma ve korunmasını sağlayan sistemin herhangi bir yerinde oluşan bozukluk, Bağışıklığın bozulmasına neden olur. Bunlara bağışıklık yetmezliği hastalığı denir. Bağışıklık sistemi bozukluklarının başlıca belirtileri şunlardır:

- Kronik enfeksiyonlar
- Beklenmeden sık tekrarlanan enfeksiyonlar
- Tedaviye tam cevap vermeyen enfeksiyonlar
- Deri döküntüleri
- Gelişme geriliği
- Tekrarlayan apseler (yaralar)



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.