ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tıp / Biyoloji / Farmakoloji (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=599)
-   -   Dolaşım Sistemi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=77291)

Şengül Şirin 05-16-2009 08:13 PM

Dolaşım Sistemi
 
Dolaşım sistemi;kan,kalp ve damarlardan oluşur
Kan,Kan hücreleri ve kan plazmasından oluşur.Kan,kan dokuda anlatılmıştır.
Kan grupları;Kandaki kan hücrelerinden Alyuvaralrın yapısında bulunan Özel protein maddesine göre
A özel protein maddesi bulundurana A,
B özel protein maddesi bulundurana B,
Her ikisini de bulundurana AB,
Her ikisini de bulundurmayana 0 kan grubu denir.
Kan nakillerinde Kan plazmasında bulunan Antikorlara dikkat edilir.Antikorlar kana karışan yabancı harhangi bir hücre veya zararlı moleküllere(Antijen) karşı hücreyi savunmak zorundadırlar.Antikorların yabancı hücrelerle etkileşimi ile çökelme sonucu damarlarda tıkanmalara yol açar.Antikorların yabancı alyuvarlarla etkileşimi özelliğine çöktürücü denir.
A grubu insanların kan plazmasında B özel proteine(Antijen)karşı Beta çöktürücüsü(Antikor) vardır,
B grubu insanların kan plazmasında A özel protenine karşı(Antijen) Alfa çöktürücüsü(Antikor) vardır,
0 grubu insanların Kan plazmasında her iki çöktürücü de vardır.
AB grubu insanların kan plazmasında her iki çöktürücü de yoktur.
Buna göre;
AB kan grubu genel alıcı,
0 kan grubu genel verici dir.
Ayrıca bazı insanların kanındaki
Alyuvarlarında antijen özelliği gösteren Rh faktörü bulunur.Kanda Rh faktörü varsa pozitif yoksa negatif olarak değerlendirilir.
Buna göre,
Rh(-) kan grubu/Rh faktörü taşımayan,Rh(+)kan grubundan/Rh faktörü taşıyandan kan alamaz.
Çünkü kan alanın Kanındaki Antikorlar kana karışan alyuvarları(Antijenleri)Çöktürür.
Rh(-) kan grubu,(Rh+) kan grubundan kan alırsa kan uyuşmazliği olur.Evliliklerde kan uyuşmazlığına dikkat edilir.

Kan nakillerinde;

Kan alan kişinin kan plazmasındaki Antikor,verecek kişinin ise alyuvarındaki protein yapısı önemlidir.


Kan,idrar ve diğer vücut sıvılarında değerlerinin ölçümü.Karaciğer,böbrek fonksiyonlarını değerlendiren testler, kolesterol,trigliserid,HDL,LDL gibi kan yağları ve şeker ölçümleri,gizli şeker vb.

Koagülasyon

Kanın pıhtılaşmasını değerlendiren birçok test kanama ve pıhtılaşma bozukluklarının yorumlanmasında yardımcı olan değerlerdir.

Elektroforez

Kan ve idrardaki bazı enzimler ve proteinlerin varlığının veya tipinin belirlenmesine yardımcı çalışmalardır.

Hematoloji

Kan sayımı,kandaki alyuvar, akyuvarların ve diğer tüm hücrelerin değerlendirilmesidir.
Alerji
Hangi maddelerin maddelere karşı gösterdiği tepkimelerin vücut metabolizmasındaki etkileri

Toksikoloji

Çeşitli ilaç düzeyleri ve bazı toksik maddelerin varlığının belirlenmesi.

Lenf sistemi

Lenf sistemi lenf damarları ve lenf düğümlerinden oluşur.
Kılcal kan damarlardan vücut hücreleri arasına sızan kan sıvısının bir bölümü tekrar kılcal kan damarlarından alınır.Kılcan kan damaralarından geçemeyen kan sıvısı ve içindeki küçük protein molekülleri ve Akyuvarlar Lenf sıvısını oluşturur.Renksiz olduğu için ak kan da denir.Lenf sıvısı bir ucu kapalı özel damarlarla alınarak büyük lenf damarlarına iletilir.lenf damarlarının birbiri ile birleştikleri yer şişkin olur ve lenf düğümleri adını alır.Lenf düğümleri mikropları süzer ve bazı Akyuvarları üreterek kana verir.

Lenf bezleri, bir ağ gibi bedenimizi saran lenf damarlarıyla birlikte bağışıklık sistemimizin önemli yapı taşlarını oluşturur. Lenf bezleri tüm bedende yaygın olarak bulunmakla birlikte,çene altı,kulak çevresi,koltuk altı,kasık gibi cilde yakın bölgelerde ve göğüs ve karın içi gibi daha derin yerleşim bölgelerinde bazı kümelenmeler oluştutur.Bunlara bölgesel lenf bezleri denir.

Eğer kanser içinde bulunduğu organ ya da dokudan lenf bezlerine ulaştıysa bu önemlidir;bu durumda kanserin karaciğer, kemik, beyin gibi başka organlara da ulaşması riski söz konusu olduğundan,lenf bezleri özellikle dikkate alınır.
Lenf dolaşımında lenf iki yolla kana karışır.

1.yol,İnce barsaklarda emilen yağ asidi ve gliserol ile vücudun alt bölümünden tolanan lenfin taşındığı yol.Kilüs boruları ile peke sarnıcı denilen yere gelir.Göğüs kanalı ile Sol köprücük altı toplar damarına bağlanır.

2.yol,Baş ve gövdenin sağ yarısından toplanan lenf ile Sağ koldaki lenfin taşındığı yol.Bu yolla toplanan lenf büyük lenf damarına bağlanır.Büyük lenf damarı sağ köprücük altı toplar damarı ile birleşir.Böylece lenf kana karışmış olur.
Lenf sistemi,kılcal kan damarlarından sızan kan sıvısını ve akyuvarları kana verir.Yağların sindirimi sonucu oluşan yağ asidi ve Gliserolü alarak kan dolaşımına verir.Akyuvar üreterek vücudu mikroplara karşı korumuş olur.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

-Organların birbiri ile uyumlu çalışması düzelmiyecek şekilde bozulursa ölüm,düzelecek şekilde bozulursa hastalık olayı oluşur.
-Hastalıkların sebeblerinden en önemlileri mikroplardır.Mikropların sebep olduğu hastalıklar bulaşıcı olup infeksiyon adını alır.
-Her ifeksiyon hastalığının mikrobu farklıdır.Ancak,ortak birtakım belirtileri vardır.Ateş,bulantı,kusma,halsızlık,burun ve göz akıntısı gibi.
-Yetersiz ve dengesiz beslenme,yorgunluk,
stres vb.direncin azalmasına ve mikrobik hastaslıkların ortaya çıkmasına neden olur.
-Nezle,grip,verem vb hastalıkların mikropları havadan veya hasta insandan,Kuduz,tifüs,veba vb.hastalıkların mikropları hayvanlardan,

Tetanoz torakatan,kolera,dizanteri vb sularla bulaşmış olur.Yani mikroplar,hava,su,besin,böcek,kullanılan eşya vb. den bulaşır.

-Mikroplar bir hücreli canlıların hastalıklara neden olanlarıdır.Besinlerini hazır geçişme yoluyla alaırlar.Bunun için nemli,güneşi ve oksijeni az yerlerde yaşarlar.
Buna göre yaşama ortamları dikkate alındığında mikroplardan korunmuş oluruz.
-Vücudumuza dışardan giren mikroplara karşı vücut sağlığını korumakla görevli savunma sistemine(Akyuvar hücreleri,Akyuvarları üreten lenf sistemi/bademcik,koltuk altı,kasık arası lenf düğmlerinde,bazı enzimler ve Antikorlardan oluşan sistem)Bağışıklık denir.
-Kuduz mikrobu Beyinde,Sitma mikrobu Alyuvarlarda,Verem mikrobu Akciğerlerde yerleşerek çoğalır.Atık maddelerine Toksin denir.Toksinleri yok eden Akyuvar salgılarına Antitoksin denir.(Her mikrop çeşidi vücudun farklı organlarına yerleşip çoğalır.)
-Dışardan giren mikroplara karşı vücudumuzu koruyan;dışta deri,içte sindirim ve solunum yolarında MUKUS SIVISI,Mide asitleri,kanda Akyuvar ve Antikorlarıdır.Antikorlar lenf bezlerinde ve karaciğerde salgılanır..Akyuvarlar aktif hareket ettiğinden gerktiğinde damarların dışına çıkabilir.

-Her infeksiyon hastalığının mikrobu farklı olduğu gibi her mikrobun Antikoru da farklıdır.
-Bazı Antikorların ömrü ve etkisi uzundur.Bazılarının ise kısa sürelidir.
Doğuştan kazanılan bağışıklık Anne kanından alına Antikorlar sayesindendir.
-Vücudun mikroplara karşı kazandığı direnç ve savunma gücüne bağışıklık denir.
-Sağlı iken hastalık geçirmek(Mikropları Akyuvarların tanıması ve hazırlıklı olması) ve Aşı ile kazandırılan Bağışıklığa Aktif bağışıklık denir.

Serum ve Antibiyotiklerle mikroplara karşı vücudu savunmaya da Pasif bağışıklık denir.
-Aktif bağışıklık,hastalanan vücudun ürettiği Antikorlarla kazanılır.Kızamık ve su çiçeğinde süresi ömür boyudur.Nezle-Grip 2-3 hafta,Verem,tifo bikaç yıldır.
-Sağlıklı iken kazalılan bağışıklık,vücuda giren mikropların hastalık yapmasına fırsat verilmeden yok edilir.

-Aşı,insanlar hastalanmadan önce hastalığın etkisiz hale getirilmiş mikrobu veya toksini vücuda verilmesidir.Aşı Laboratuvarda haılanarak temiz şişelerde saklanır.
kızamık,çiçek,tifo,tifüs,verm,kolera,tetanoz, boğmaca,difteri,çocuk felci,kuduz vb.aşı çeşitleri vardır ve kulanılmaktadır.

-Pasif bağışıklık için hazırlana serum,At,sığır,koyun kanına hastalığın mikrobu azar azar verilir.Hayvan kanında oluşan antikorlar kan serumu ile alınır,diğer hücreler dibe çöktürülür.Elde edilen serum çeşitli işlemlerden geçirilerek hastalara veriir.Serum,antikor ve besin içerir,vücuda direnç kazandırır.
-Vücudun Bağışıklık sistemini bozarak savunmasız hale gelmesine sebep olan AİDS virüsleridir.AİDS virüsleri kan ile bulaşır ve öldürcüdür.Yani basit bir infeksiyon mikrobuna karşı vücut kendini savunamaz.

Moleküler Biyoloji

İnfeksiyon hastalıklarının laboratuvar tanısında son yıllarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Tanıda kullanılan direkt olarak etkenin kendisinin veya indirekt olarak etkene özgü antijen ve etkene karşı vücutta gelişen antikorlara yeni bir alanda yöntemler geliştirilmiştir. Mikroorganizmaların DNA, RNA'sı gibi nükleik asitlerinin araştırılması ile daha kesin ve hızlı sonuçlar alınmaktadır. Muayene maddelerinde az miktarda dahi bulunsa hastalık etkeni mikroorganizmalar bu teknoloji ile kolayca tanımlanabilmektedir. Bu yöntem özellikle zor üreyen, konvansiyonel besiyerlerinde üretilemeyen mikroorganizmaların saptanmasında değerli bir yöntemdir.

Mikrobiyoloji

Mikroorganizmaları bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler olarak sınıflandırmaktayız.Tüm bu mikroorganizmalar hastalık etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır. infeksiyon etkeni mikroorganizmalar belirlenmesidir.Mikrobiyoloji laboratuvarmda alt birimler olarak bakteriyoloji, viroloji mikoloji,parazitoloji ve seroloji bölümleri yer almaktadır.

İmmünoloji

Bağışıklık bilimi,bağışıklık sisteminde gelişen hastalıkların tanısında kullanılan testlerdir.

Endokrin sistem

Organların düzenli çalışmasını sinir sistemi ile beraber kontrol eden özel kimyasal maddelere hormon denir.

Hormonları,Endokrin sistemini oluşturan iç salgı bezleri üretir.
Sinir sistemi çok hızlı çalışır ve organları anında etkiler.Endokrin sistemi(Hormonlar ve hormonları üreten iç salgı bezleri)yavaş ve sürekli bir denetim şeklinde organları etkiler.
İç salgı bezlerinin ürettiği hormonlar doğrudan kana verilir.Hormonlar kan dolaşımı ile ilgili doku ve organlara taşınır.

İç salgı bezleri ve hormonlarının faaliyetleri Hipofiz bezi idare eder.Hayvanlarda Hipofiz bezi Endokrin sisteminin merkezidir.

-İnsanların büyümesi,gelişmesi,cinsel olgunluğa erişmesi hormonların sürekli denetimi ile sağlanır.

-Hormonlar,canlının iç ve dış değişikliklere karşı hazır olmasını sağlar.Bitkillerin ilk baharda çiçek açması,yazın meyve vermesi ve son baharda yapraklarını dökmesi vb. hormonların çevre etkilerine göre bitkiyi hazırlar.

-Hormonlar insan bedeni ve yapısı üzerinde etkilidir.Düzensiz salgılanmaları halinde hayatsal olaylar olumsuz etkilenir.İnsülin hormonu eksikliği şeker(Kandaki glikozun hücrelere girmeyişi)hastalığı,Büyüme hormonu azlığı cücelik,fazlalığı devliğe yol açar.

HİPOFİZ BEZİ,Ara beyin olan hipotalamusun altında yer alır.

-Sinir sistemi ile Endokrin sitemi arsındaki ilişkiyi düzenler.Endokrin sisteminin merkezidir.
-Hormonlarının bir kısmı iç salgı bezlerinin faaliyeklerini kontrol eder.Bir kısmı de etkilerini doğrudan vücut üzerinde göterir.
-Büyüme hormonu,büyüme ve gelişmeye,
-Sperm ve yumurta oluşumunu etkileyen hormonlar,
-Vücudun su dengesini ve kan basıncını ayarlayan hormonlar,
-Kemiklerin oluşumu ve gelişiminde etkili hormolar,vb.
Epifiz bezi,eşey üreme hücrelerinin oluşumunda etkili olan hormonları üreten eşey bezlerinin vaktinden önce gelişimini önler.Özelliğini kaybetmesi ile insan bedeni,zihni ve cinsi yönlarden olgunlaşır.

TİROİT BEZİ;

Boyun bölgesinin ön alt tarafında soluk borusunun önündedir.
-Tiroit bezinin salgısı Tiroksin hormonu,vücut metabolizmasını hızlandırır.
-Çocuklarda beden ve zeka gelişiminde etkilidir.(Eksikliğinde kaslar zayıf düşer,kemik gelişimi akasar,boy kısa kalır,Beyin işlemesinde gelişme olmaz,ruhi gelişme yavaşlar,çevre ile ilgi azalır,kan basıncı ve vücut ısısı normalın altına düşer,deri şişer,kıllar dökülür,iştahsizlik görülür.)

-Tiroksin eksikliğini gidermek için Tiroit bezi fazla çalışır.Bu durumda şişer(Gutr).vücut terlar kan basıncı yükselir.Kalp atış hızı aratar ve sinirlilik görülür.
İyot minerali eksikliğinde Tiroksin hormonu az salgılanır.
-Kalsitonin hormunu,kandaki fazla kalsiyumun kemiklere geçmesini sağlar.

BÖBREK ÜETÜ BEZİ;

Böbreklerin üst iç yüzeylerinde bulunur.Öz ve kabuk kısımlarından oluşur.
-Dıştaki kabuk bölgesinin(Korteks)ürettiği salgılardan kortizon hormonu,protein ve yağ metabolizmasını düzenler(Protein ve yağların glikoza dönüşmesini sağlar).Aldosteron hormonu ise su ve iyon dengesini sağlar.
-İçteki öz kısmının ürettiği salgı,Adrenalin hormonu,Şeker metabolizmasını düzenler,Kalp atışını ve kan basıncını ayarlar.
Korku,hiddet,sevinç,vb.hallerde yüz kızarması aniden Adrenalin salgısının artmasındandır.

PANKREAS BEZİ;


-Karma bir bezdir.salgılarından hormon olanlarını(insülin ve glukagon) kana vermesi özelliği kapalı bez(İç salgı bezi),enzim olanlarını(Lipaz,Amilaz vb)oniki parmak barsağı boşluğuna bir kanalla verdiği için de Açık bez(dış salgı bezi)dir.

-Alfa hücreleri,glukagon hormonu salgılar,Kandaki Normalın altına düşen şekeri karaciğerde depolanan şekeri kana geçişini sağlayarak kandaki şeker oranını yükseltir.
-Beta hücreleri,insülin hormonu salgılar,kandaki normalın üzerine çıkan şekeri karaciğere girmesini sağlayarak normale indirir.Kandaki glikozun hüvre ve dokulara girmesini sağlar.
-
Endokrinoloji

Vücudun vitamin düzeylerinin ve hormonal durumunun değerlendirilmesi ile ilgili bilim dir.

Duyu Organları

Göz,sert tabaka/koruyucu kısm,Damar tabaka/besleyici kısım ve Ağ tabaka(Retina)duyu hücreleri ile duyu sinirlerinin bulunduğu kısımlardan oluşur.
-Sert tabaka ön tarafta kubbeleşerek saydam tabakayı(Kornea) oluşturur.Saydam tabaka cisimden gelen ışık ışınlarını kırarak (toplayarak) göz bebeğinden göz merceğine gönderir.Göz bebeği irisin oluşturduğu açıklığa denir.Işık şidetine göre diyafran gibi daralır ve genişler.

-Damar tabaka ön tarafta irisi oluşturur.İris taşıdığı renk pigmentleri ile göz rengini oluşturur.İris açıklığı önünde ince kenarlı mercek özelliği gösteren göz merceğı bulunur.
Göz merceği saydam tabakadan(Kornea) paralel gelen ışık ışınlarını yaklaştırarak kırar ve cismin görüntüsünü ters olarak odağının bulunduğu retinanın üzerine düşürür.
-Retinada ışık ışınlarını algılayan duyuhücreleri/almaç cismin görüntüsü tarafından uyarılır.Duyu hücrelerinin çubuk şeklinde olanları siyah-beyaz ışığa,koni biçiminde olanları renkli ışığa duyarlıdır.Mavi-yeşil-kırmızı ışınlara duyarlı üç tip koni biçiminde duyu hücrelerı ikisi veya üçü birlikte görev yapması ile ara renklere duyarlı olurlar.

Duyu hücreleri uyartıları duyu/görme sinirlerine verir.Duyu/görme sinirleri aldığı uyartıları beyine götürür(Görme merkezine).Beyin uyartıları değerlendir. Görnütü düzeltilerek algılanması sağlanır.

Göz ekseninin retinayı kestiği nokta göz merceğinin odağı olup duyu hücreleri ve duyu sinirlerinin ışığa duyarlı bölümüdür(sarı benek).

Renk körlüğü,renkli ışık ışınlarını algılayan üç tip koni hücrelerinden genetik bozukluk nedeniyle birinin olmaması sonucu renkleri ayırt edememedir.
Duyu sinirlerinin gözden çıktığı bölüm ışığa duyarlı olmadığından kör nokta adını alır.
Bir cisim görüle bilmesi için cisimden göze ışık ışınları gelmesı gerekir.Bunun için de ya ışık kaynağı ya da bir ışık kaynağı tarafından aydınladtılmış olmasıı gerekir.
-Normal bir göz 25 Cm ile 3 metre arsındaki cisimleri net olarak görürür.25Cm den yakın,3 metreden uzaktaki cisimler için göz merceği odak uzaklığını değiştirmesi gerekir.Bunu da kasılıp gevşeyerek(şişip incelerek)yapar.

Goz uyumu,cisim net olarak görülebilmesi için bulunduğu yere göre göz kaslarının etkisi ile göz merceğinin odak uzaklığını değiştirmesi(ayarlaması) olayıdır.
  1. Katarakt
Göz merceğinin yaşlılık nedeni ile yüzeyinin buruşması görüntünün net olmamasına yol açar (bulanık görüntü).
Göz merceği yüzeyinin şeffaflığını kaybederek opaklaşmasıdır.
Glokom(Göz Tansiyonu)
Halk arasında göz tansiyonu adıyla bilinen glokom,milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır.Tedavi edilmezse görme kaybına neden olabilir.Glokomda ,göz içindeki sıvı basıncı,görme yeteneği için gerekli olan göz sinirine zarar verecek düzeyde yüksektir.
Miyopi
Miyop,yakını net görür uzağı bulanık görür. Göz ekseninin uzun /Gözün üsten aşağıya doğru basık ya da kornea kırıcılığının gerekenden fazla olursa görüntü retina önüne düşer .
Kalı kenerlı(ıraksak) merceklerden oluşan gözlükle düzeltilir.
Laser ile korneaya yeni bir şekil verilerek göze gelen ışınların retinada odaklanması sağlanır.

Hipermetrop

Hipermetrop,uzağı net görür yakını bulanık görür.
Göz ekseninin kısa olması/gözün önden arkaya doğru basık olması ya da kornea kırıcılığının az olması ya da her ikisinin bir arada olması nedeniyle göze gelen ışınlar retinanın arkasında odaklanır.Görüntü retinanın arkasına düşer.
Düzeltilmesi içimn ince kenarlı(yakınsak)meceklerden oluşan gözlük kullanılır.

Ya da Laserle tedavi edilir.

Astigmatizma


Astigmatizma çoğu kez korneadaki şekil bozukluğuna bağlıdır.Göze gelen ışınlar retinanın uzağında farklı noktalarda odaklanır ve hem yakındaki hem de uzaktaki cisimler net görülmez.

Silindirik nerceklerden oluşan gözlükle düzeltilir.
Astigmatizmada da korneya Laser ile yeni şekil verilerek görüntünün retinada odaklanması sağlanmaktadır.
Presbitlik
Göz kasları,yaşlanma sonucu kasılıp gevşeme özelliklerini kaybederler.Bu durumda göz uyum yapamaz.Yani yakını göremez.Kalın kenarlı mercekle düzeltilir.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1299701938


LASER

Excimer Laser, arf gazı kullanılarak 193 nm dalga boyunda ultraviole ışık üreten ve korneada yapılması gereken düzeltmeye göre ışını kontrol eden,içinde gelişmiş bir bilgisayar bulunan laser cihazıdır.
Üretilen ışık, kornea dokusunun molekülleri arasında karbon bağlarını çözerek, istenilen miktarda kornea dokusunu ortadan kaldırır ve korneaya yeni şekil verir.Böylece göze gelen ışınların retinada odaklanmasını sağlayarak, kırma kusurlarını (miyop, hipermetrop ve astigmat) düzeltir.

Şengül Şirin 05-25-2009 04:39 PM

Cevap : Dolaşım Sistemi
 
4 Eklenti(ler)


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.