ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

Merak ettim de domuz gribi üzerine bir araştırma yapayım dedim.
Önüme ilk çıkana sordum.
"Domuz gribi geliyormuş, ne yapacaksın?"
"Muhatap olmam abi" dedi.
Yanındakine döndüm.
"Bana bir şey olmaz" diye karşılık verdi.
"Domuzlara bile oldu kardeş, sana niye olmasın ki" dedim de adam bana dik dik baktı.

***

Sürekli gittiğim bir restoranı seçtim bu kez.
"Bu domuz gribi, Amerikan işi" dedi, garsonun biri.
"İlaç satmak için uydurulmuş bir masal!"
Mutfakta çalışan görevli, "Domuzları fazla şımartmayın kardeşim" diye haykırdı.
Tavuk pirzolayı servise uzatırken.

***

Müşterilere döndüm bu kez.
Biri, domuzun kimlik problemini öne sürdü.
"Mikrobu insandan kapmış ama meseleye sahip çıkmış!"
"Bütün domuzlar gibi" diye karşılık verdim, adam güldü.
O sırada albüm hazırlayan biri yanıma geldi, "Ah be Hakkı Abi" dedi, "Bu domuz gribini tanıtan menajeri tanıyorsan, bizim yeni kasetin tanıtımını da o üstlensin. O domuzu klipte bile oynatırım."
Buna da ben güldüm.

***

"Güzel şeyler yazıyorsun" dedi, bir başka müşteri.
"Bu virüs, senin hikayelerinin sonunda ölü bulunur, mesele de kapanır."
Olayı ciddiye alanı bulmak zordu. Etrafımda bir kalabalık oluştuğunu gördüm.
"Bu dünyada, payıma düşen oksijeni bir domuz aldıysa, ben de onun havasını bozarım" dedi, bitirim kılıklı biri.
"Ne yaparsın?" diye sordum, ilginç bir cevap aldım.
"Karbondioksit salarım."

***

Bütün dünya panik halindeyken.
İnsanları dinledikten sonra, domuz gribinin bir sıkımlık canı olduğu izlenimi doğuyor.
Ama hafife aldığımız gerçekler değil mi?
Bizlere pahalı bedeller ödeten.

Hakkı Yalçın/Takvim