![]() |
Epilepsi
5 Eklenti(ler)
Epilepsi (sar'a), tekrarlayan kronik (herhangi bir uyarı olmaksızın) havale episodları ile karakterize bir nörolojik durumdur. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur.
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1262374767 Epilepsi, bilinçlilik değişimine ve EEG'de paroksizmal elektrik deşarjlarıyla yansıyan serebral fonksiyon bozukluğuna eşlik eden çok çeşitli nöbetler halinde gelen davranışlardır. Bir hastalık değildir, çünkü başlama yaşı ve biçimi, seyri ve prognozu temelindeki durumlara (serebral dejenerasyonlar veya formasyon bozuklukları, ansefalitidler, beyin tümörleri, metabolik bozukluklar) göre değişir. Semptomatik de sayılamaz, çünkü çok kere nedeni belli değildir veya bilinemez. Nöbet tipi, bilinçlilik değişiminin derecesi ve EEG'nin niteliği, her zaman etyoloji veya prognozun güvenilir belirtileri değildir. "Epilepsi" başlığı altında toplanan fenomenlerin kapsamı öyle geniştir ki, "epilepsi" konusunda herhangi bir genelleme yapmak anlamsızdır. Epilepsi tipleri ve bunların tıbbi ve sosyal yönlerinin ontogenetik olarak ele alınması iyi olur. Yeni doğan bebeklerde nöbet insidansı 1000 doğumda 5-10'dur. Bir aylık bebeklerdeki insidans, bir yaşındaki bebeklerdeki insidansın yarısını oluşturmaktadır. Tonik/klonik nöbetlerden ziyade, lokal veya genel seğirmeler ve siyanoz görülür. Bilinen nedenler arasında doğum travması, serebral formasyon bozukluğu ve enfeksiyon, hipoglisemi (beslenme yetersizliğinden ötürü) ve hipokalsemi (inek sütündeki aşırı fosfattan ötürü) vardır. Mortalite yaklaşık % 50'dir ve sağ kalan hastalarda akıl geriliği mevcuttur. Enfantil spazmlar episodik olarak nükseder, tüm bedeni kapsayan fleksiyonlar (ya da ekstansiyonlar) biçimindedir ve genellikle EEG'de hipsaritmi (bkz.) gösterir. Bütün vakaların üçte ikisi hayatın ilk altı ayında başlar. Erkeklerde daha çok görülür (2:1). Mortalite % 15'dir. Sağ kalanların birçoğunda akıl geriliği mevcuttur. Vakaların yarısında, nöbetlerin ve akıl geriliğinin temelinde şiddetli serebral anomaliler vardır. Hayal kırıcı sonuçlara rağmen, âcil klinik tedavi şarttır. Çünkü bazı vakalarda bu hayatidir. Febril konvülsiyonların % 95'i 6 ay ve 4 yaş arasında başlar. Bunlar çoğunlukla kısa süreli ve nüksetmeyen genel nöbetlerdir. Uzun süreli konvülsiyonlar durdurulmalıdır, çünkü henüz gelişmemiş beyne zarar vererek önemli sonuçlara (hemiparezi,akıl geriliği,hiperkinezi, lobus temporalis epilepsisi (bkz.) yol açabilir. Febril konvülsiyonlar aynı zamanda, epilepsi riski olan bazı çocukların teşhisini sağlar. Hastalığın ileri safhalarında yaşın genç, cinsiyetin kadın, nöbetlerin lateral,uzun süreli ve nüksedici olması, prognozu kötüleştirir. Akinetik nöbetler, birdenbire yere düşme, miyoklonüs, kısa şok gibi kas grubu kasılmaları, bazı şiddetli kronik epilepsilerin ilk tezahürleridir. Petit mal (bkz.) absans nöbetleri çok kere ilk okul yıllarında başlar. Frekansı oldukça yüksektir, ama çok kere nöbetler farkedilmez. Hastaların üçte birinden yarısına kadar olan oranında ilerde majör konvülsiyonlar gelişir. Petit mal'in ileri yaşlarda baş göstermesiyle bu ihtimal artar. Akıl geriliği bir istisnadır, ama öğrenim performansı çok kere beklenenden düşüktür. Okul çocuklarında genel epilepsi prevalansı yaklaşık binde altıdır. Bütün nüfusta, erken başlayan epilepsiden sonra remisyon ve ölüm oranı ve yetişkinlerde geç başlayan epilepsi insidansı ise binde beştir. Yetişkinlerde de, genellikle belli bir neden söz konusu değildir, ama kafa travmalarının (bkz.), beyin tümörlerinin, metabolik bozuklukların ve serebro-vasküler hastalığın etkileri hesaba katılmalıdır (bkz. Alm. Verstand (m.), Vernunft (f.), Fr. Raison (f.), Sagesse (f.), İng. Wisdom, Reason, Mind. Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırmaya yarayan kuvvet, ölçü aleti. ...http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1262374767 Elektroensefalografi (EEG) elektrod yerleşimi Epilepsi, normal performansı aksatmaz. Tedavinin hedefi de budur. Ama anormal serebral fonksiyon, sosyal hayatı aksatıcı nöbetler ve önyargılar nedeniyle, hayatın herhangi bir alanında ortaya sorunlar çıkabilir. Çocuklukta başlayan kronik epileptikler grubunda ciddi sorunlar çıkabilir. Nöbet sıklığının kontrolü için uygulanan ilaç terapisi de, aynı zamanda ruhsal durum, davranış ve motor fonksiyonlar üzerinde istenmeyen etkiler yaratabilir. Örneğin fenobarbiton bazı yetişkinlerde depresyon ve birçok çocukta kontrolsüz aşırı faaliyet yaratır. Serebral fonksiyon bozukluğu akıl geriliği olanlarda belirgindir, ama zekâları iyi düzeyde olan birçok çocuğun normal okul veya çalışma performanslarını hafifçe düşürebilir. Hastalığın başlama yaşına ve ortama göre, çeşitli derecede kişilik değişimi de olabilir. Hiçbir spesifik "epileptik kişilik" mevcut değildir, ama davranış bozuklukları, aşırı aktivite, duyarlılık ve depresyon sık görülür, intihar oranı yüksektir. Hastaların ufak bir oranında, özellikle psikomotor epilepsili hastalarda, orta yaşta spesifik bir kronik, paranoid, hallüsinasyonlu ... psikoz başlar. Epileptik nöbetler, hem hasta, hem de tanıklar için korkutucudur. Korku da hareket kısıtlılığına ve önyargılara yol açar. Hastanın evlenmeden önce epileptik olduğunu bildirmemesi, bu evliliği hükümsüz kılmakla birlikte, yeterli genetik öğütler verildiği sürece, epilepsi evliliği engellememelidir. Epilepsi ile, suç işleme arasında bir ilişki olduğu inancını destekleyici deliller azdır. Epilepsi Epilepsi Nedir? Epilepsi, halk adıyla sara, yineleyen nöbetler ile karakterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bu geçici bilinç kaybı her zaman oluşmaz. Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir koku hissi olabilen olağandışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi ve donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi Neden Oluşur? Tümör Cerrahi Beyin ameliyatından sonraki dönemde nöbetleri önlemek amacı ile sıklıkla antiepileptik kullanılır. İskemik Lezyonlar Beyne giden kan akımı azaldığında (iskemi) beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır. Bu da iskeminin neden olduğu hücre hasarına yol açar ve epileptik nöbet oluşur. Konjenital Malformasyonlar (Doğuştan olan bozukluklar) Bazı beyin lezyonları (Değişim gösteren doku bölgesi) Doğum sırasında oluşabilir. Febril Konvülziyonlar (Ateşe bağlı istem dışı şiddetli kasılmalar) Febril konvülziyonun tek nedeni yüksek ateştir. Her 1000 çocuktan 19 ile 36'sında en az bir kez yüksek ateş nedeni ile konvülziyon geliştiği tahmin edilmektedir. Enfeksiyon Sistemik (tüm vücudu etkileyen) ya da şiddetli enfeksiyonlar yüksek ateşe ve dolayısıyla febril konvülziyonlara neden olabilirler. Tiroid Hastalıkları Tiroid bezi vücuttaki sıvı dengesinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Sıvı dengesi ise epilepsi eğilimini belirleyen bir faktördür. Genellikle tiroid sorunun tedavi edilmesi epilepsinin düzelmesi için yeterlidir. Beslenme Bazı insanlarda epilepsinin nedeni olarak B6 vitaminin eksikliği saptanmıştır. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce bir korku hissi gibi olağandışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişi yere düşebilir, bazen ağzı köpürebilir. Epilepsi hastasının dikkat etmesi gereken noktalar Düzenli ve dengeli beslenmelidir. Açlık kesinlikle olmamalıdır. Uzun süreli vücut hareketlerini azaltıcı aktivitelerle ilgilenmemelidir. Alkollü,asitli,kafeinli içeceklerden uzak durmalıdır. Aşırı derece yorulmamaya özen göstermelidir. Uykusuz kalmamalıdır. Motorlu araç kullanımı,yüzme gibi faaliyetlerde bulunmamalıdır. (Yüzme bir kişi denetiminde olabilir.) İlaçlar düzenli olarak her gün aynı saatte alınmalıdır. Sinir,stres,aşırı üzüntü, aşırı heyecan ve korkudan uzak durmalıdır. Epilepsi'nin nedenleri Semptomik Epilepsi: Psikoz kişiliğin ve benliğin parçalanması ile topluma uyumun bozulması durumunun ortaya çıktığı önemli bir psikiyatrik hastalık grubu. Psikozlarda hastanın gerçeği değerlendirme kâbiliyeti bozulmuştur. Kişi, hastalığının şuurunda değildir ve hasta olduğunu, tedâvi görmesi gerektiğini bir türlü kabullenemez. Bu bozuklukların derecesi psikozun cinsine ve kişiden kişiye değişiklik gösterir. Yine psikozun cinsine göre değişik belirtiler de sözkonusudur. ... TümörHerhangi bir hücrenin veya hücre gruplarının organizmanın kontrol mekanizmalarının tesirinden çıkıp hızlı ve anormal bir çoğalma ile ortaya çıkan kitlelerin genel adı. Lâtincede tümör, “şişlik, ur” anlamına gelmektedir. ... İskemik lezyon: Beyne giden kan akımı azaldığında ( iskemi), ... beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır. Bu da hücre hasarına ve Alm. Gehirn (n), Fr. Cerveau (m), İng. Brain. Kafa içi boşluğunu dolduran, üç kat beyin zarı ile örtülü, beyaza yakın gri renkli, yumuşak sinir sisteminin en önemli kısmı ve merkezi olan organ. Beyin, kendisini koruyan kafatası boşluğu içerisinde yer alır. Biçimi, büyüklüğü ve ağırlığı; kafatasının biçimine, ayrıca canlının vücut büyüklüğüne ve gelişmiş olmasına bağlıdır. İnsan beyninin ağırlığı 1300-1800 gr arasında değişir. Bir filin beyni ise 5000 gr civarındadır. Görüldüğü gibi beynin ağırlı ... epilepsi nöbetine yol açar. Epilepsi (sar'a), tekrarlayan kronik (herhangi bir uyarı olmaksızın) havale episodları ile karakterize bir nörolojik durumdur. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. ... Konjentinal malformasyon: Doğuştan gelen bozukluklar. Gebelik döneminde annenin ilaç ve alkol alımı, bebeğin gelişimini etkileyecek mikrobik hastalıklar epilepsi nedeni olabilir. Doğum sırasında oluşabilecek beyin zedelenmesi, kanaması, beynin Alm. Gehirn (n), Fr. Cerveau (m), İng. Brain. Kafa içi boşluğunu dolduran, üç kat beyin zarı ile örtülü, beyaza yakın gri renkli, yumuşak sinir sisteminin en önemli kısmı ve merkezi olan organ. Beyin, kendisini koruyan kafatası boşluğu içerisinde yer alır. Biçimi, büyüklüğü ve ağırlığı; kafatasının biçimine, ayrıca canlının vücut büyüklüğüne ve gelişmiş olmasına bağlıdır. İnsan beyninin ağırlığı 1300-1800 gr arasında değişir. Bir filin beyni ise 5000 gr civarındadır. Görüldüğü gibi beynin ağırlı ... oksijensiz kalması epilepsiye neden olabilir. Doğum sonrası Elementler içinde çok bol bulunanı olduğu hâlde, eski kimyâcıların gözünden kaçan renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz. İlk defâ 1774 yılında J.Priestley tarafından, cıva oksidin ısıtılması ile elde edildi. 1781’de Lavoisier, oksijenin, havada bulunan ve yanmayı hâsıl eden bir madde olduğunu bildirdi. Bu maddeye, asit yapısı anlamına gelen oxygenıum ismini verdi. Çünkü Lavoisier, bütün asitlerin oksijen ihtivâ ettiğini sanıyordu. ... menenjit, beyin iltihabı gibi rahatsızlıklar epilepsiye neden olabilir. .. Febril konvulziyon: Ateşe bağlı istem dışı şiddetli kasılmalar. Enfeksiyon: Tüm vücudu etkileyen ya da şiddetli olan enfeksiyonlar enfeksiyon : Tıp alanında kullanılan bu terim, “organizmada hastalığa yol açan bir mikrobun genel veya yerel gelişmesi, yayılması” anlamındadır. Kurumumuz bu söz için tarihî metinlerimizde geçen yangı sözünü karşılık olarak önermektedir. Bu söz için ayrıca yerine göre iltihap ve bulaşma karşılıkları da kullanılabilir. ... Febril konvulziyon'a neden olabilir. Troid hastalıkları: Troid bezi vücuttaki sıvı dengesinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Sıvı dengesi ise Epilepsi eğilimini belirleyen bir faktördür. Genellikle troid sorununun tedavi edilmesiyle Epilepsi (sar'a), tekrarlayan kronik (herhangi bir uyarı olmaksızın) havale episodları ile karakterize bir nörolojik durumdur. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. ... Epilepsi de düzelir. Epilepsi (sar'a), tekrarlayan kronik (herhangi bir uyarı olmaksızın) havale episodları ile karakterize bir nörolojik durumdur. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. ... Beslenme: Bazı insanlarda Alm. Ernährung, Fr. Nutrition, İng. Nutrition. Besinlerin, hayatı idame ettirebilmek maksadıyla hazım kanalı yoluyla vücuda alınmaları. Beslenmede, besinlerin kalitesi yanında onların alınış şekli ve zamanı da önemlidir. Pişirme bazı vitaminleri bozar veya bir kısım yiyecekler de pişirilmeden sindirilemez. ... Epilepsi'nin nedeni olarak Epilepsi (sar'a), tekrarlayan kronik (herhangi bir uyarı olmaksızın) havale episodları ile karakterize bir nörolojik durumdur. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. ... B6 vitamini eksikliği saptanmıştır. İdiyopatik Epilepsi: ... Genetik: Aileden gelen, mutasyona uğramış gen. Epilepsi çeşitleri http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1262374767 Epilepsi nöbeti geçiren hastaya yaklaşım Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik çeşitleri mevcuttur. Kırkın üzerinde nöbet tipi tanımlanmıştır. Herkes tarafından epilepsi veya sara dendiği zaman anlaşılan ve iyi bilinen tonik-klonik nöbetin yanısıra başkalarının hiç farketmeyeceği kadar hafif nöbet çeşitleri de vardır. Tanımlanmış bu mevcut nöbet tiplerine rağmen herkesin geçirdiği nöbet kendine özgü bazı farklılıklar gösterebilir. Bu durumlar bazı hastalarda epilepsi tanısının konulmasını güçleştirir ve çok çeşitli karışıklıklara neden olur. Ne yazık ki pek çok hastaya tanı konulamaz ve kendilerindeki problemin ne olduğunun açıklığa kavuşması yıllar alabilir. Bazı kişilerde ise başka bir bozukluğun yol açtığı belirtiler yanlış olarak epilepsi tanısı alabilir. Gelişen tanı yöntemleri sayesinde yanlış tanılar giderek azalmaktadır. Yeni yapılan sınıflandırmalar ile farklı nöbet isimlerinin ortaya konması konunun daha karmaşık hale gelmesine neden olmuştur. Bu nedenle aynı nöbet farklı isimlerle adlandırlabilir. Bu bölümde çok teknik ayrıntılara girmeden elden geldiğince geniş bilgi verilmeye çalışılmıştır. Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur; parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler) ve jeneralize (beyinde yaygın olarak olarak başlayanlar). Yaygın başlangıç daha kötü ve şiddetli bir nöbet anlamına gelmez. Buradaki gruplama sadece nöbeti oluşturan nedenin farklılığı ile bağlantılıdır ve tibbi nedenlerle bu isimler verilmiştir. Nöbet anında yaşananlar (nöbet belirtileri) beyin aktivitesindeki değişikliğin nereden başladığına ve ne kadar hızla yayıldığına bağlıdır. Parsiyel nöbetler isminden de anlaşıldığı gibi beynin bir kısmından başlarlar. Elektriksel deşarj ya o bölgede kalır ya da beynin diğer bölgelerine yayılma gösterir. Jeneralize nöbetler (tonik-klonik, absans, ve myoklonik gibi çeşitleri vardır) tüm beyne yayılırlar. Ne tür nöbet olduğunun bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü muhtemelen bu hangi epilepsi ilacının daha etkili olacağı konusunda yol göstericidir. Basit parsiyel Nöbetler Bu nöbetlerde hasta nöbet geçirirken tek bir bulgusu vardır, vücudun belirli bir bölgesini tutar. Örneğin bir ayakta ya da kolda kasılmalar nitelikli epilepsi türüne basit parsiyel motor nöbetler denir. Bu türde nöbet başladığı yerde kalabildiği gibi belirli bir düzene göre ilerleyerek vücudun yarısını tutabilir. Örneğin elde başlayan konvülziyonlar sırasıyla ön kola, üst kola, yüze ve dile, sonrada alt ekstremitelere(bacaklara) yayılabilir. Eğer vücudun diğer yarısına geçerse bilinç bozulabilir. Nöbet durduktan sonra kasılmaların geliştiği tarafta kuvvetsizlik olabilir. Bunun dışında basit duyusal nöbetler gelişebilir bu türde bir ekstremitede, genellikle elde ve parmaklarda uyuşma-karıncalanma, yanma ve nadiren ağrı gibi kısa süren belirtiler oluşabilir. Bu belirtiler lokal olabileceği gibi vücudun bir yarısını sarabilir. Deri yüzeyinde renk değişiklikleri (kızarma-solma), sesler duyulması, kan basıncı değişiklikleri, sadece bilinç bulanıklığının eşlik ettiği bir çok çeşit parsiyel epileptik nöbetler oluşabilir. Kompleks parsiyel Nöbetler Yukarıda sözü edilen nöbetlere bilinç bozukluğu eşlik ettiğinde kompleks parsiyel nöbetler teriminin kullanılması önerilir. Duyusal nöbetlerde parsiyel epileptik nöbetlerden farklı olarak hissedilenler basit ışık çakması veya şekilsiz bir görüntü yerine hastanın geçmiş yaşamından bir sahne, görüntüleri, sesleri, kokuları, lezzetleri, duygularıyla tekrar yaşanır. Fakat hastalar hissettiklerin şeylerin gerçekle bağdaşmadığının bilincindedirler. B-Jeneralize epileptik Nöbetler Jeneralize epileptik nöbetleri birkaç başlık altında toplamak mümkün. Petit mal dediğimiz ve ani bilinç kaybı ile birlikte konuşma yürüme, yeme gibi motor aktivitelerin kesilmesiyle niteli şekli en sık görülenidir. Nöbet sırasında vücut pozisyonu korunur ve hasta yere düşmez, gözler bakakalmış gibidir, iletişim kuramaz ve hasta etrafının farkında değildir. Ani iletişim bozukluğu, tek bir kasta veya kas grubunda ani, kısa süreli kasılmalar v.b. şekillerde ortaya çıkabilir. Hastada bilinç kaybı oluşur. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1262374767 Kompleks Parsiyel Nöbet Semptomları Epilepsinin acil müdahale gerektiren epileptik nöbetlerin aralarında normal dönem olmadan, ardarda birbirlerini izlemesi şeklinde ortaya çıkabilir. Normal koşullarda epilepsi tanımına uygun olarak, ilk epileptik nöbeti izleyen bir yıl içinde en az bir nöbet daha geçiren hastalara antiepileptik tedavi başlanır. Kullanılacak ilaç nöbet tipine göre seçilir. Tedavide bazen tek ilaç kullanımı yeterli gelmediğinde çoklu ilaç kullanımı uygulanabilir. Tedavide ilacın kullanımından çok bu ilacın kan seviyesi tedavide önemlidir. Bazı ilaçların yeterli kan seviyesine ulaşması 14-30 gün alabilir. Tedavide asıl amaç nöbetlerin durdurulmasıdır ve verilen ilaç tedavisi ile yüksek oranda nöbetler durdurulmaktadır. Nöbetleri tam olarak durdurulmuş hastalarda tedaviye aynı ilaç ile ortalama 3-5 yıl devam edilebilir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan kullanılan ilaç kesilmemelidir. Bu sürenin sonunda ilaç kesildikten sonra tekrar nöbet geçirme riski %25 kadardır. İlaç kullanmaya başladıktan sonra ilk haftalarda ilaca bağlı vücutta bazı tepkiler görülebilir. Tedavinin başlangıcında deri döküntüleri olabileceği akılda tutulmalıdır. Tedavinin ilk bir ayı içinde birkaç kez tam kan sayımı ve karaciğer fonksiyon testlerinin kontrolü için doktora başvurulmalıdır. Tedavinin en uygun ilaç ile uygun dozda, sürede yapılması hastalığın tedavisinde çok önemlidir. Bu nedenle tedavinin her aşaması uzman hekim tarafından takip edilmelidir. Belirtileri Epilepsi belirtileri her kişide farklı seyreder. Belirtilerin hepsi görülmeyebilir Bilinç kaybı Bayılma Titreme, yere düşme Otururken uzaklara dalma Nefes darlığı, nefes kesilmesi Dokularda ve yüzde morarma Aşırı tükürük salgılanması İdrar kaçırma Hareketlerini kontrol edememe Kriz sonrası şaşkınlık, uyku hâli. Epilepsi nasıl tedavi edilir? Epilepsi kompleks bir hastalık olduğundan doğru tedavi çok önemlidir. Bu bakımdan hastaların nöroloğa başvurmaları gerekmektedir. Tedavi genelde başlangıçta bir antiepileptik ile yapılır. Tek bir antiepileptik ilacın yeterli olmadığı durumlarda tedaviye bir veya daha fazla antiepileptik daha eklenir. Bu tedavinin yanında kişiye ve ailesine ayrıca danışmanlık hizmeti de verilmesi faydalı olacaktır. Antiepileptik ilaçların yeterli olmadığı ve epileptik odağın ameliyata uygun olduğu durumlarda ise beyin cerrahisine başvurulur. Epilepsi, mutlaka doktora başvurulması ve doktorun gerekli gördüğü sürece kontrol altında kalınması gereken bir hastalıktır. Bu durum, epilepsinin ömür boyu devam edeceği şeklinde algılanmamalı. Epilepsinin bazı türleri hasta belli yaşlara geldiğinde kendiliğinden tamamen düzelebilir ve ilaç tedavisine gerek duyulmayabilir. Ancak bu kararı doktor vermelidir. Nöbetlerin tekrarlaması ve status epileptikus hali, beyinde oksijensiz kalmaya bağlı bazı etkilere yol açabilir. Her nöbet bir sonrakinin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Tedavisiz kalan küçük nöbet türlerinin bir süre sonra büyük nöbetlere dönüşme olasılığı vardır. Bu nöbetlerde hastanın maruz kalabileceği merdivenden düşme, kişi sokakta ise trafik kazası, suda boğulma gibi tehlikeler vardır. Bu nedenlerle epilepsiye mutlaka müdahale edilmelidir.. Epilepsinin en önemli tedavi şekli ilaç tedavisidir. Epilepside kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılma durumununa baskı uygulayarak nöbetlerin oluşunu engeller. Bu ilaçlar her gün, önerilen dozda ve saatlerde çok düzgün bir şekilde kullanılmalıdır. Doktor çocuğun yaşını, kilosunu, nöbet tipini göz önüne alarak ilaçları seçer. İlaçları düzenli ve doktorun tarif ettiği gibi kullanmak çok mühimdir. Kullanılan bu ilaçların hastalığı tamamıyla geçirmez ama nöbetleri engeller veya sayısını azaltır. Epilepsi tedavisinin düzgün bir biçimde sürdürülmesi halinde de nöbetler devam edebilir. Tıbbın dev adımlarla ilerlediği dünyamızda hiçbir hekim epilepsili bir çocuğun anne-babasına tedavi ile nöbetlerin %100 kaybolacağını garanti edemez. Nitekim dünya istatistiklerine bakılacak olursa uygun tedavi şartlarında hastaların %60’ında nöbetlerin tümüyle ortadan kalktığı, %20’sinde tüm tedavi seçeneklerine rağmen nöbetlerin devam ettiği görülmektedir. Ebeveynlerin hiç aklından çıkarmamaları gereken bir nokta, epilepsi çağdaş tıbbi tedavi yöntemleriyle yeterince kontrol altına alınamıyorsa orta çağın büyücülük yöntemleriyle hiç durdurulamaz. Halen ilaçla tedaviye cevap vermeyen belli epilepsi türlerinde ülkemizde cerrahi tedavi olanakları geliştirilmektedir. Cerrahi müdahale, ilaçlara yanıt vermeyen hastalarda uygulanmalıdır ve epilepsi cerrahisi konusunda uznamlaşmış özel tıp merkezlerinde yapılmalıdır. Ameliyat sırasında nöbetlere neden olan beyin bölgesi çok incelikli bir şekilde alınır. Tedaviden sonra hastaların %90'ı göze batacak şekilde gelişme göstermektedir. 1990'lı yıllarda nöbetleri kontrol etmenin güç olduğu durumlarda, diğer bir seçenek olarak yeni bir tedavi yöntemi bulunmuştur. Bu yeni yöntemde, boynun yan tarafında uzanan vagus siniri aracılığı ile beyne uyartılar gönderilir. Epilepsi'de cerrahi tedavi Epilepsi cerrahisi, nöbetleri (bayılmaları) ilaçlar ile kontrol altına alınamayan hastalarda uygulanabilecek olan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yönteminin uygulanmaya başlanması yüz yıl öncesine kadar dayanmaktadır fakat epilepsi cerrahisinin güncel bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlanması 1980 ve 90'lardan sonra artış göstermiştir. İlaç tedavisine dirençli bu hasta grubunun bir kısmında cerrahi tedavi uygulanabilir. Genel olarak ilaca dirençli olan hastaların %50'sine epilepsi cerrahisi uygulanabilir. Cerrahi tedavi ile nöbetler ya tamamen ortadan kalkmakta ya da nöbetlerin sıklık ve şiddetinde önemli derecede azalma sağlanmaktadır. Cerrahi tedavi uygulanacak hastalar devam eden nöbetleri ile birlikte kullandıkları yüksek dozdaki ilaçların kabul edilemeyen yan etkileri yüzünden "düşük yaşam kalitesi" olan hastalardır. Bu durumlardaki hastalara cerrahi tedavi şansı tanınabilir ve cerrahi öncesi incelemelere alınabilir. Cerrahi tedavi için nöroloji uzmanına başvuran veya sevk edilen hastalar mutlaka ameliyat olacak demek değildir. Hastaların önce haftalar süren bir takım cerrahi öncesi incelemelerden geçmesi ve uygulanacak cerrahi yöntemin tartışılması gerekir. Bundan sonra hastanın iyi bir aday olmadığı ve başka tedavi planlarının yapılmasına karar verilebilir. Cerrahi tedaviye karar vermeden önce hastanın nöbetlerinin tıbbi tedaviye dirençli olduğunun gösterilmesi gerekir. Bu nedenle, en az 2-3 uygun antiepileptik ilacın tek tek ve beraber yeterli dozda ve sürede kullanılması sağlanmalıdır. Bu ilaçların nöbetleri kontrol edinceye kadar veya kabul edilemeyen doza bağlı yan etkiler gelişinceye kadar tedrici olarak artırılması gerekir. Nöbetlerinin nedeninin beyinde tümör, damarsal anormallik gibi yapısal bozukluğa bağlı olduğu hastalarda, cerrahi tedaviye daha erken karar verilebilir. Başlıca üç tipte epilepsi cerrahisi yöntemi vardır. İlki ve tercih edileni epileptik odağın kendisinin çıkarılmasıdır. Diğeri ise nöbet yayılım yollarının kesilmesi yoluyla nöbetlerin yayılmasını, sıklık ve şiddetini azaltmaya yönelik olan cerrahi yöntemidir. Üçüncü yöntem ise, vagal sinir stimulasyonudur. Nöbetlerin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olan rezektiv cerrahi yöntemleri, parsiyel başlangıçlı nöbetleri olan yani nöbetleri belirli bir odaktan başlayan hastalara uygulanır. Epileptik odak beynin tek tarafında ve nispeten zararsız yerinde ise yani ameliyattan sonra hareket kabiliyeti, bellek, konuşma, görme gibi önemli bilişsel fonksiyonları bozulmayacaksa çok gecikmeden cerrahi yöntem belirlenmelidir. Bu karar ancak cerrahi öncesi incelemeler sonrası verilebilir. Cerrahi öncesinde nöroloji uzmanı, beyin cerrahisi uzmanı, radyoloji ve nöropsikoloji, psikiyatri uzmanlarından kurulu bir ekip tarafından uygulanan testler sonucu hastanın bu tip cerrahiye uygun olup olmadığına karar verilir. Ülkemizde bu ekibe ve teknik donanımlara sahip GATA ile birlikte ülkemizde birkaç merkezde daha epilepsi cerrahisi yapılmaktadır. Cerrahi planlanan hastaların çoğunluğunda noninvaziv denilen Evre 1 incelemelerden sonra cerrahiye karar verilebilir. Bu incelemeler hastanın nöbet öyküsünü, fizik ve nörolojik muayenelerini, radyolojik görüntüleme incelemelerini, nöropsikolojik testlerini, psikiyatrik muayenesini ve uzun süreli video/EEG monitörizasyonunu içerir. Cerrahi öncesi Evre 1 incelemenin en önemli kısmını saçlı deriye elektrod yerleştirilerek yapılan uzun süreli video/EEG monitorizasyonu oluşturur. Hasta yatırılarak tipik nöbetlerinden en az 3 veya daha fazlası gözlenene kadar monitörizasyona kesintisiz devam edilir. Nöbet öncesi ve nöbet sırasında hastanın görüntüsü ve eş zamanlı EEG'si kaydedilir. Nöbetlerini görmek amacıyla hastanın ilaçları sıklıkla azaltılır veya gerekirse tamamen kesilir. Uyku ve uyanıklık sırasında nöbet öncesi ve nöbet sırasındaki EEG değişiklikleri defalarca incelenerek nöbet başlangıç odağı veya alanı araştırılır. Evre 1 incelemeleri sonucu tüm testler birbirleri ile uyumlu ise ve nöbet odağı olarak beynin tek bir yerinde ve alındığında cerrahi sonrasında hastada önemli bir bilişsel fonksiyon kaybına neden olmayacaksa cerrahiye karar verilir. Az bir hasta grubunda Evre 1 incelemeleri nöbet odağını saptamada yeterli olmayabilir veya nöbet odağının lisan, motor, duyu gibi beynin önemli fonksiyon alanları ile ilişkisini saptamak gerekiyorsa "invaziv incelemeler" denilen daha ileri incelemelere geçilir. İleri incelemeler yanlızca Evre 1 incelemeleri sonucunda nöbetlerinin halen tek odaktan kaynaklandığı düşünülen hastalarda uygulanır. Rezektiv cerrahinin başarısı hasta seçimine, epilepsi tipine, epilepsi odağının yerine ve cerrahi öncesi yapılan araştırmalara bağlıdır. Hasta operasyondan sonra da 1-2 yıl ilaç kullanır. Artık nöbet gelmiyorsa ilaçlar yavaş yavaş azaltılır ve kesilir. Son yıllarda geliştirilen ve halk arasında "pil" tedavisi olarak bilinen "vagal sinir stimulasyonu" da bir cerrahi yöntemdir. Boynun sol tarafında vagus denilen bir sinirin devamlı ya da gerektiğinde uyarılması şeklinde bir yöntemdir. Küçük bir operasyonla boyundaki sinire iki kablo ve sol göğüsün üst bölgesine uyarıcı cihaz yerleştirilir. Hasta nöbet olacağını hissettiği zaman özel bir mıknatısı uyarıcı cihaz üzerine yaklaştırarak uyarımı başlatır ve nöbeti önleyebilir. Uygulanması kolay ama pahalı bir yöntemdir. Vagal sinir stimulasyonu, nöbet sıklık ve şiddetini azaltmak için kullanılır. İlkyardım # Kişi güvenilir bir yere yatırılır. Etrafındaki eşyalar çarpma tehlikesine karşı uzaklaştırılır. # Kişinin başı hafifçe alnından tutarak geriye doğru yatırılır solunumu açık olsun diye. # Ayakları hafifçe yüksek bir yere kaldırılır. # Başı yere çarpmasın diye el yardımıyla başı desteklenir. # Kesinlikle soğan, kolonya gibi şeyler koklatılmaz. # Kişinin hareketleri durdurulmaya çalışılmamalıdır. Bilinçsiz yapıldığından ne kadar uğraşılsa da bir yararı olmayacaktır. # Üzerindeki sıkı giysiler gevşetilir, çıkarılır. # Ayıltmak için uğraşmanıza gerek yoktur. Kişi yavaş yavaş kendine gelir. # Kişi kendine geldikten sonra yorgunluk, geçici olarak bilinç kaybı, sersemlik olabilir. Bu yüzden bir süre dinlendirilmelidir. Kendine geldikten sonra hastaneye götürülmelidir. Not: Ağızdan köpük gelme durumu olduysa baş yan tarafa çevrilmelidir. |
Cevap : Epilepsi
Sara ya da tıptaki adıyla epilepsi, genellikle kasılma, çırpınma ve bilinç yitimi nöbetleriyle ortaya çıkan bir sinir sistemi hastalığıdır. Beyin ile bütün organlar arasındaki bilgi alışverişi, sinirler boyunca ilerleyen ve bir sinir hücresinden öbürüne atlayan zayıf elektrik akımlarıyla gerçekleşir {bak. SİNİRLER VE SİNİR SİSTEMİ). Beyindeki sinir hücrelerinden, tıpkı bir elektrik kaçağında olduğu gibi, birdenbire ve aynı anda elektrik boşalması bu sinir iletisinin kesilmesine yol açar. Saradaki bilinç yitimi ile şiddetli kas kasılmasının ve çırpınma nöbetlerinin nedeni budur.
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1262374767 Sara halk arasında bu en çarpıcı biçimiyle bilinirse de, aslında hastalığın değişik belirtiler veren birçok çeşidi vardır. Eğer elektrik boşalımı beynin yalnızca belirli bir bölgesinde odaklanıyorsa "bölgesel nöbetler", eğer beynin her iki yarımküresinde eşzamanlı bir elektrik boşalımı söz konusuysa "genel nöbetler" görülür. Bölgesel nöbetlerde beynin hangi bölgesi etkilenmişse, belirtiler çoğu kez yalnızca o merkezin denetimindeki işlev bozukluklarıyla ortaya çıkar. Örneğin konuşma merkezindeki ani elektrik boşalımı geçici konuşma yitimine ya da dil tutukluğuna, hareket merkezlerindeki işlev bozukluğu da kol ve bacaklarda kas seyirmesine, titremelere ve istençdışı hareketlere yol açar. Beynin şakak lopundan kaynaklanan bölgesel nöbetlerde ise bellek bozuklukları, sanrılar ve duyu yanılsamaları (olmadık sesler işitmek, kokular duymak ya da hayaller görmek) gibi daha karmaşık ruhsal ve duygusal belirtiler görülebilir. Bölgesel nöbetler genellikle bilinç yitimi noktasına varmaz; ama bazen bu belirtiler genel bir nöbetin habercisi de olabilir. Genel nöbetlerin, sinir sistemindeki gelişmesi aynı, ama belirtileri farklı olan iki tipi vardır. "Küçük nöbet" genellikle çocukluk çağında başlar ve ergenlik çağma doğru ya tümüyle sona erer ya da "büyük nöbet" denen saraya dönüşür. Yüzde, kol ve bacaklarda tik biçimindeki istençdışı hareketlerin eşlik ettiği küçük nöbetlerde bilinç yitimi çok kısa sürelidir; en çok 5-10 saniye süren bu dalgınlık nöbetlerini hasta çoğu zaman ayakta atlatır. Büyük nöbette ise, çok daha uzun süren bilinç yitimi sırasında önce hastanın bütün vücut kasları kasılır, ardından önlenemeyen çırpınmalar başlar. Daha nöbet başladığı anda hasta genellikle yere düşer; tükürüğünü yuta madığı için ağzından köpükler gelir; solunum geçici olarak durduğundan yüzü morarabilir ve çene kemikleri kasıldığı için dilini ısırarak yaralayabilir. Bunu bir gevşeme ve yarım saat kadar süren çok derin bir uyku evresi izler. Nöbet geçtiğinde hasta hiçbir şey hatırlamaz ve neden uykuda olduğuna bir anlam veremez. Genel nöbetler çok ani ve habersiz başlar; oysa belirli bir odaktan bütün beyne yayılan, yani bölgeselden genele geçen nöbetlerde aura denen uyarıcı belirtiler vardır. Bu yüzden bu tip hastaların, nöbet sırasında yere düşerken bir yere çarpıp yaralanmamak için bu belirtileri tanımayı ve önceden yere uzanarak nöbetleri hazırlıklı karşılamayı öğrenmesi gerekir. Sara nöbetlerine yol açan elektrik boşalması bazen beyin dokusuna zarar verebilecek kadar güçlü çarpma ve darbeler, doğum sırasındaki kafatası örselenmeleri ya da beyin urları gibi organik nedenlere bağlıdır. Ama çoğu zaman, özellikle büyük ve küçük nöbetler biçiminde beliren saralarda hastalığın bilinen bir nedeni yoktur ve beyinde organik bir bozukluğa rastlanmaz. Bu tip sara nöbetleri genellikle ergenlik çağından önce başlar ve kesin bir kural olmamakla birlikte çoğu kez aile hastalığı niteliğindedir. Yani, kuşaklar boyunca aynı ailenin çeşitli bireylerinde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, büyük ve küçük nöbetlere yol açan sara tiplerinin kalıtsal olduğu sanılmaktadır. Sara tanısında tıbbın en büyük yardımcısı, beynin elektrik etkinliğini kaydetmeye dayanan elektroansefalografi (EEG) tekniğidir. Nöbet sırasında alınan kayıtlarda, beyinden yayılan elektrik dalgalarının biçimi normalden farklı olarak diken gibi sivri, sık ve kısadır. Çok eskiçağlardan beri bilinen sara ilk kez Eski Mısırlılar'ca tanımlanmıştır. Ortaçağda bütün sinir hastalıkları gibi sara da bir akıl ya da ruh hastalığı sanılır, saralılara "deli" ya da "cin çarpmış" gözüyle bakılırdı. Ama yakın yüzyıllarda hastalığın niteliği üstüne bilgi edi nildikçe bu yanlış kam değişmeye başladı. Gerçekten de, nöbetler arasındaki sürede saralı insanların zihinsel ve duygusal süreçlerinde hiçbir bozukluk yoktur. Çoğu normal bir yaşam sürdürebilir, okula gidebilir, çalışabilir ve evlenip çocuk sahibi olabilir. Çağdaş tıp, sara nöbetlörini önleyebilecek, hiç değilse denetim altına alabilecek pek çok yatıştırıcı ilaç geliştirmiştir. Doktorlar nöbet öncesi belirtilere, nöbetlerin gelişme biçimine ve elektroansefalografi kayıtlarına bakarak saranın tipini belirledikten sonra hastaya genellikle birkaç ilacı birlikte kullanmasını önerirler. Bu ilaç tedavisi uzun yıllar, hatta çoğu zaman ömür boyu sürer. Çünkü ilaçların etkisi tedaviye değil, belirtilerin bastırılmasına yöneliktir. Buna karşılık, organik bir bozukluğa bağlı olan saralarda ameliyat etkili bir tedavi yöntemidir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.