![]() |
Hikaye
Öykü ya da hikâye, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa düz yazı şeklindeki anlatı.
Hikaye yada Öykü, olmuş veya olabilecek hayat olaylarını anlatan romandan kısa edebî yazılar. Özellikleri romanın özelliklerinin aynı olmasına rağmen, onun kadar uzun olmayıp, kısadır. Bu yüzden hikayelerde olay fazla genişletilmez ve ikinci plândaki kişilere fazla yer verilmez. Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa yazı türüdür. Öykü ya da hikâye, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa düz yazı şeklindeki anlatı. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır. Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır. Konu tümüyle düş ürünü olabilir, ya da son derece gerçekçidir. Genellikle Roman olmuş veya olması muhtemel olayların anlatıldığı uzun yazılardır. İlk örneklerini 15.y.y. da Fransız yazar Rabelais vermiştir. Ancak asıl niteliklerini Romantizm ve Realizm akımları döneminde kazanmıştır. Roman belli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır. Çoğu zaman şahıs kadrosu geniştir. Kişiler ayrıntılı olarak tanıtılır. Çevrenin tanıtımına özen gösterilir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. ironik bir rastlantı yoluyla yaratılan özel bir an üzerindeki yoğunlaşma sürpriz sonlara olanak verir. İroni:(``eski yunanca eironeía``) Söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir. Söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında, karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi hedefler.Mizahdan farkı olarak ,ironi daha eleştirel yaklaşır .İroni mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını, dolaylı çizer. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Eski Yunan’daki Eski Yunan terimi, Yunanca "Helias"tan dolayı "Helenler" de denen, Yunanistan Yarımadasında yaşayan kavimler ve onların kurduğu eski devlet ve uygarlıkları anlatmak için kullanılır. Çiftçi bir halk olan Helenler ya da Eski Yunanlılar, tarihlerinin başlangıcında çok sade bir yaşam sürerler, sırtlarına kendilerinin dokuduğu yünden bir gömlek, ayaklarına sığır derisinden çarık giyerlerdi. Köylüler tek bir odadan ibaret olan kulübelerde oturur, evcil hayvanlarla birarada yatarlardı ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. fabl ve kısa Fabl insanlar arasında geçmekte olan ibret verici olayların, hayvanlar arasında geçen olaylar haline dönüştürülerek anlatılmasıdır. Fabl, hem didaktik, hem de dramatik bir türdür. Latince Fabula kelimesinden gelir; masal, hikaye demektir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. romanslar, bkz. Roman dilleri ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Binbir Gece Masalları öykünün habercileridir. Ama öykü ancak Binbir gece masalları dünyaca ünlüdür. Yüzyıllar boyunca dilden dile dolaşarak günümüze ulaşmıştır. Masalların iki önemli kahramanı baş vezirin kızı Şehrazat ve ülkeyi yöneten sultan Şehriyar'dır. Şehriyar zalim bir hükümdardır. Her gün bir genç kızla evlenip ertesi sabah onu öldürmektedir. Akıllı ve zeki bir kız olan Şehrazat, buna bir çare düşünür. Şehriyar ile evlenir ve ama her gece bir masal anlatır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. 19. yüzyılda 19. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. romantizm ve Avrupa’nın 1790-1850 yılları arasındaki entelektüel yaşamının kimi temel yönlerini tanımlamak için kullanılan terim. 19. yüzyılın ilk yarısında, biraz da Aydınlanmaya bir tepki olarak gelişen akım ya da hareket olarak romantizm, farklı ülkelerde farklı görünümler almıştır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. gerçekçilik akımlarının yaygınlaşmasıyla edebi bir tür haline gelebildi. bkz. Gerçekçilik (Realizm) ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Edgar Allan Poe’nin Amerikalı yazar (Boston 1809-Baltimore 1849). Gezgin tiyatro oyuncusu olan ana-babası sefalet içindeydi; iki yaşında öksüz kalan Edgar'ı Richmond'lu tarım işletmecisi John Allan himayesine aldı ve öğrenimi için hiç bir fedakârlıktan kaçınmadı. 1815-1825 Yılları arasında Edgar, onu evlât edinen aileyle birlikte İngiltere'ye gitti ve öğrenimine Londra'da devam etti. 1825'te Richmond'a döndü, ama kötü davranışları yüzünden Virginia üniversitesinde bir yıldan fazla barınamadı (1826). John Allan o ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Grotesk ve Klasik dönemin başlangıcından itibaren, grotesk terimi edebiyatta, gülünç görünüşlü kimseler ve telaffuzlarının gülünçlüğüyle dikkati çeken kelimeler için kullanılmaya başlandı. Ama terimin yeni bir anlam kazanması, romantiklerle birlikte ortaya çıktı ve groteski ayırt ettiren gülünç çirkinlik sanatın temel unsurlarından biri durumuna geldi. Gerçekten, Hugo Cromwell'in önsözünde (1827), insanda kalmış olan hayvansılığın sembolü olan grotesk yanın, insanoğlunun tanrısal yanı olan yüceliğin kar ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Arabesk öyküleri adlı eseriyle yalnızca ARABESK Alm. Arabeske, Fr. Arabesque, İng. Arabesque. İslam san’atlarında motifleri birbirine girişik ve iç içe geçme olan bezeme tarzına Avrupalıların verdikleri genel isim. Arabesk san’atı dar anlamda; başı, ortası ve sonu olmayan iki planlı yayvan güzel bir çiçek süslemesidir. Sınırsız olarak bir düzlemi kaplıyacak biçimde yayılır. Bu çeşit süslemeler daha çok sanatçının hayal gücüne dayanır. Avrupa’ya Arablardan geçmiş ve Avrupalılar Arablara ait man ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Amerika Birleşik Devletleri’nde değil Amerika Birleşik Devletleri; doğuda Atlas Okyanusundan batıda Büyük Okyanus a kadar 4.500 km genişliğindedir. Kuzey sınırını Kanada, güneyini ise Meksika körfezi çevirmektedir. ABD Amerika kıtasında yer alır. Dünyanın en büyük ülkelerinden biridir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Avrupa’da da etkili oldu. Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Almanya’da Almanya Orta Avrupa'da Kuzey Denizi ile Alpler arasında uzanan bir devlet. Doğusunda Çekoslovakya ve Polonya; güneyinde Avusturya, İsviçre; batısında Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg; kuzeyinde Danimarka ve Kuzey Denizi yer alır. Almanya, birisi Baltık Denizinde, diğeri Kuzey Denizinde iki adaya sahiptir. Baltık Denizindeki Fehmarn Adası 185 km2, kuzeyinde bulunan Sylt Adası ise 99 kilometrekaredir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Heinrch von Kleist, ve E. T. A. Hoffmann, Resim:ETA-Hoffmann.JPG|thumb|right|E. T. A. Hoffmann ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. psikolojik ve Psikolji, Psykhe (ruh) ve logos (bilgi) kelimelerinin birleştirilmesi ile türetilmiş bir sözcüktür, insan ruhunun, özünü, değişik durumlarını inceleyen, duyum, coşku ve düşünme gibi olguların kurallarını bulmaya çalışan bilim dalıdır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. metafizik sorunları öykülerinde masalsı bir anlatımla yansıttılar. Etimoloji ve Tarihçe Metafizik terimini ilk olarak Aristo'nun eserlerini kendine göre düzenleyen Yunan Peripatetik filozof Rodos'lu Andronicus'un, MÖ 70 civarında Roma'da kullandığı sanılıyor. Onun düzenlemesine göre, asıl adı İlk Felsefe veya Teoloji olan risale, Fizik risalesinden sonra gelmekteydi. Böylece de, İlk Felsefe (ta) physica, ya da fiziği izleyen, olarak biline geldi ve zamanla kısaltılarak metafizik oldu. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. 20. yüzyıla girildiğinde öyküler ilk kez genellikle gazete ve dergilerde yayınlanıyor ve bu yüzden gazeteciliğe özgü yerel renkler taşıyordu. 20. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Bret Harte’nin öyküleri, Resim:BretHarte-PaintedIn1884ByJohnPettie(1839-1893).jpg|thumb|170px|Bret Harte`ın portresi - John Pettie tarafından yağlı boyama (1884)<ref> ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Ruyard Kipling’in Hindistan’daki yaşamı anlatan öyküleri, Asya’da bulunan ve yüzölçümü bakımından dünyada yedinci, nüfus bakımından ikinci sırada yer alan devlet. Kuzeyinde Keşmir ve Çin, kuzeydoğusunda Nepal ve Bhutan, doğusunda Bangladeş ve Birmanya, güneydoğusunda Seylan, güneyinde Hint Okyanusu, kuzeybatısında Pakistan bulunur. Üçgene benzeyen Hindistan yarımadası, ülkenin en büyük kısmını kaplar. Ülkenin kapladığı alan 3.287.590 km2 olup, kuzey-güney uzunluğu 3200 km, batı-doğu uzunluğu ise 2400 kilometredir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Mark Twain’in Mark Twain (1835-1910) Amerikan edebiyatının en tanınmış mizah yazarlarından biridir. Asıl adı Samuel Clemens’tir. Fakir bir kasaba avukatının oğlu idi. 12 yaşındayken Hanibal şehrinin küçük gazetesine çırak olarak girdi. 17 yaşına kadar Missouri eyaletindeki birçok gazetelerde çalıştı. Sonra , Mississippi nehrindeki gemilerde miçoluk aldı, dümenciliğe kadar yükseldi. Sonradan eserlerine geniş konular veren izlenimleri bu bitip tükenmez nehir gezilerinden edindi. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Missisippi ve bkz. Mississippi (Anlam ayrım) ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. O. Henry'nin öyküleri bu özelliktedir. Rusya’da ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Gogol, Gogol orta halli toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna’da Soroçinski Köyü’nde dünyaya gelir. Gogol’un çocukluğu köy hayatı ile ve yoğun kazak kültürü etkisi’nde geçer. Bu hayatın... ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Dostoyevski, ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Turgenyev ve bkz. İvan Sergeyeviç Turgenyev ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Çehov’un öyküleri, öykü türünün edebi eserler arasında sağlam bir yere oturmasına büyük katkı sağladı. Türkiye'de öykü ya da hikâye kavramı diğer yeni türler gibi Tanzimat'tan sonra edebiyatımıza girmiştir. Öykünün bizdeki ilk gerçek temsilcisi olarak Ömer Seyfettin'i görmek mümkündür. Falaka,Başını Vermeyen Şehit,Pembe İncili Kaftan gibi dönemin sosyal olaylarını gözler önüne seren Ömer Seyfettin çok sayıda hikâyesiyle Türkiye'de hikâyeciliğin gelişmesine çok büyük katkı sağlamıştır. kısa ve düz yazılardırrr... Edebiyatta hikaye türü Hikâyede olaylar genellikle yüzeyseldir. Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir ânı içinde anlatılır. Genellikle kişilerin tek yönü üzerinde ( çalışkanlık, titizlik, korkaklık vs. ) durulur. Bu da romanda aynı dönemlerde oluşmaya başlamış ve özellikle Realizm döneminde önemli bir tür haline gelmiştir. Hikâyede tek bir olay işlenir. Olayın öncesi ve sonrasını tasarlamak okuyucuya kalmıştır. Yaşatılan şahısların çoğu uzun uzadıya tanıtılmaz. Etraflı portre çizimlerine ve karakter tahlillerine gidilmez. Çevre tek ve sınırlıdır. Ayrıca olay uzun tasvirlerle anlatılmaz. Hikâyede zaman, çok defâ son derece dar bir dilimdir. Bâzan bu sâdece bir an'dır. Hikâyenin üslûbunda güzellik, hareket ve sür'at aranır. Her cümle ve kelime olayı ilerletmelidir. Hikâyeler çoğunlukla mensurdur. Ancak manzum olanları da vardır. Eski Yunan'da fabllar, kısa romanlar, binbir gece masalları ilk hikâyemsi örneklerdir. Batıda ilk hikâyeler İtalyan edebiyâtında Boccaccio (1313-1373)nun Dekameron adlı kitabıyla başladı. On sekizinci yüzyılda Voltaire bu türde yazmaya çalıştı. Gerçek hikâyeler ise 19. yüzyılda Fransız edebiyâtında Mauppassant (1850-1893), Rus edebiyâtında Çehov (1860-1904), Amerikan edebiyâtında O'Henry (1862-1910) gibi realistler tarafından yazıldı ve bugüne ulaştı. Türk edebiyâtında bugünkü mânâda hikâye, 1870'lerde görülmeye başlar. Manzum yazılan "destan"lar, "destansı halk hikâyeleri" (Dede Korkut Kitabı), "halk hikâyeleri" (Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber), Âşık Garip, Köroğlu hep birer "hikâye"dir. Ancak bu hikâyeler Batılı, modern mânâdaki hikâyelerden farklıdır. Uzun zaman romana "hikâye", hikâyeye de "küçük hikâye" denmiştir. Ahmed Midhat'ın Kıssadan Hisse (1870), Letâif-i Rivâyât (1870-1895) kitaplarında yer alan hikâyelerinin bir kısmı yerli, bir kısmı tercümedir. Aynı yıllarda Emin Nihad, Müsâretnâme (1872-1875) kitabını yazar. Sâmipaşâzâde Sezâi'nin yazdığı Küçük Şeyler (1892) başarılı bir eser sayılır. Dönemin diğer bir hikâye yazarı da Nâbizâde Nâzım'dır. Türk hikâyesini olgun bir seviyeye çıkaran yazar Halid Ziyâ Uşaklıgil'dir. Fransız edebiyâtından Maupassant ve Daudet'yi örnek alan Hâlid Ziyâ, yalın dili, titiz gözlemciliğiyle realist hikâyenin en güzel örneklerini verir. Edebiyât-i Cedîde'nin diğer önemli hikâyecileri arasında Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmed Rauf, Ahmed Hikmet Müftüoğlu sayılabilir. İki tür hikâye görülür. Bunlar klasik hikâye ve modern hikâyedir. Mauppasant tarzı da denilen kilasik hikâye yukarıda anlattığımız özelliğe uyar. Çehov tarzı denen modern hikâyede ise belli bir kişi olmadığı gibi belli olaylar da çoğu kez yoktur. Yazarın kendiyle sohbet ediyormuş gibi bir anlatımı vardır; çoğu kez birinci kişinin ağzından anlatıldığı olur. Anton Pavloviç Çehov (29 Ocak 1860, Rusya - 15 Temmuz 1904, Almanya): Büyük Rus tiyatro yazarı ve modern kısa öykülerin en önemli ustalarından. 19. yüzyıl gerçekçilik okulunun en önde gelen temsilcisi. Çehov, bir süre Yunanlı çocukların devam ettiği yerel bir okulda okudu. Daha sonra kentteki liseye yazılarak on yıl boyunca Yunan ve Latin klasiklerini temel alan bir eğitim gördü. Düş gücüne fazlasıyla olanak tanıyan bu eğitim Çehov'un yaşamı boyunca klasikle ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Türk edebiyatında yine Türkler'in tarih boyunca oluşturdukları sözlü ve yazılı edebiyat geleneğini ve bu geleneğin ürünlerini içerir. Türk edebiyatı tarihsel gelişimi içinde üç ana bölümde incelenmektedir: İslamlık'tan önceki Türk edebiyatı, İslam uygarlığı etkisinde gelişen Türk edebiyatı, batı uygarlığı etkisinde gelişen Türk edebiyatı. Bu sınıflandırma Türkler'in girdikleri din ve kültür çevrelerinin belirleyici etkisi göz önüne alınarak yapılmıştır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Tanzimat’la görülmeye başlanan hikâye türünde Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserler vermişlerdir. Tanzimat, (Osmanlıca: تنظيمات) Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerif'inin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu (İng: the Ottoman Reform) deyimi kullanılmaktadır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Millî edebiyat döneminde Halide Edip Adıvar, Halide Edip Adıvar (1884 - 1964) Türk yazar ve siyasetçi. 1884 yılında İstanbul'da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde okudu. Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın Fransız edebiyatı derslerine katıldı ve Doğu edebiyatıyla ilgilendi. Bu sıralarda ilk kocası Salih Zeki Bey'le evlendi. 1899 yılında henüz 15 yaşındayken çevirdiği J. Abott'ın "Ana" adlı eseriyle II. Abdülhamit tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halid Karay ve Reşad Nuri GüntekinÖmer Seyfeddin bu dönem hikâyeciğinin başında yer almış; Memduh Şevket Esendal ise Türk hikâyeciliğine yeni bir hava vermiştir.Cumhûriyet döneminde, hümanist akımın öncülerinden sayılan Said Faik Abasıyanık, hikâye türünün yayılmasında etkili olmuştur. Türk hikâyeciliğinde isim yapmış diğer yazarların başındaki; Haldun Taner, Tarık Buğra, Sevinç Çokum, Mustafa Kutlu, Rasim Özdenören gibi isimler gelmektedir. romancılıkla hikâyeciliği birlikte yürüttüler. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.