![]() |
İngiltere (Birleşik Krallık)
13 Eklenti(ler)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895
İngiltere (Birleşik Krallık) İngiltere Krallığı Ülkenin Adı: İngiltere Krallığı Yönetim biçimi: Meşruti Krallık Başkenti: Londra Bağımlı toprakları: Anguilla, Bermuda, İngiliz Hint Okyanusu Bölgesi, İngiliz Virgin Adaları, Kayman Adaları, Falkland Adaları, Cebelitarık, Guernsey, Jersey, Isle of Man, Montserrat, Pitcairn Adaları, Saint Helena, Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları, Turks ve Caicos Adaları Milli Bayramları: Kraliçe Elizabeth'in doğum günü, Haziran'ın ikinci Cumartesi (1926) Üye Olduğu Uluslararası Örgüt ve Kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G- 5, G- 7, G-10, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), MONUC (BM Kongo Operasyonu), NAM, NATO (Kuzey Atlantik Asemblesi), NEA (Nükleer Enerji Kurulu), NSG, OAS (Amerika Devletleri Teşkilatı), OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü),OPCW, OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), SPC (Güney Pasifik Komisyonu), UN (Birleşmiş Milletler), UN Güvenlik Konseyi, UNAMSIL (BM Sierra Leone Misyonu), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNFICYP (BM Barış Gücü), UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UNIKOM (BM Irak-Kuveyt Gözlem Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi), UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UNRWA (BM Filistin Mültecileri Yardım Komisyonu), UNTAET (BM Doğu Timor Geçiş Yönetimi), UNU, UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WEU (Batı Avrupa Konseyi), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü), ZC Avrupa’nın kuzeybatı kıyısında yer alan Britanya Adalar Topluluğu üzerinde, dört ülkeden müteşekkil bir devlet. Bu adalar topluluğu Büyük Britanya ve İrlanda Adalarıyla birlikte, 5000 küçük adadan meydana gelmiştir. Batısında İrlanda Denizi, doğusunda Kuzey Denizi, kuzeyi, güneybatısı ve kuzeybatısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Bu Birleşik Krallığa Büyük Britanya, Kuzey İrlanda, İskoçya Krallığı ve Gall Prensliği dâhildir. Târihi http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 İngiltere târihi, 5. yüzyılda Britanya Adasına Anglosaksonların ayak basmasıyla başlar. Anglosaksonlar kendi adını verdikleri adaya yerleşip, 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine râkip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma ve İrlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa’yı da etkileyen bir medeniyet meydana getirdiler. 795’te başlayan İskandinav istilâsı 11. yüzyılın başına kadar birkaç defâ tekrarlandı. Daha sonra Danimarkalı Büyük Knud, adayı tamâmen fethetti. Anglosakson Hânedanından Edward (1042-1066) birliği tekrar kurdu. Bunun ölümü üzerine tahta geçen Harold’u tanımayan NormandiyaDükü William, taht üzerinde hak iddiâ etti. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou’lu hükümdarlar Fransa’da geniş ve zengin toprakları olduğundan, Fransa’daki Capet Sülâlesine bağımlıydılar. Küçük İngiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vâdisinden Pirene Dağlarına kadar uzanan büyük bir mülkün bir uzantısı gibi yaşadı. Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını sonu gelmez savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında İrlanda’da “Pale” sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini İskoçya’ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dînî, siyâsî karışıklıklara sahne oldu. Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla millete kabul ettiren Yedinci Henry ve Sekizinci Henry (1458-1541) düzen ve birliği sağlamlaştırdılar. Birinci Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya’da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya Stuartları arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. Daha sonra İskoçya Kralı Birinci James İngiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzâlandı. Bu târihten sonra Büyük Britanya târihi başlar. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Britanya büyük bir sanâyi devleti olarak ortaya çıktı. Bunun yanında çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri ülke ekonomisinin gelişmesinde çok faydalı oluyordu. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan,Afrika’da bâzı devletler, Karayib Adaları ve Hong Kong gibi dünyânın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu vardı. Bu sömürgelerin bir kısmı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını îlân ettiler. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Yirminci yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünyâ Harbine giren İngiltere, harbin sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştı. 1929-1930 dünyâ ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere’yi de etkisi altına aldı. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949’da İrlanda Cumhûriyeti kuruldu. İrlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı. İkinci Dünyâ Savaşına katılan İngiltere gâlip bir devlet olarak savaştan çıktıysa da, süper devlet olma niteliğini kaybetmeye başladı. İngiltere’de İkinci Dünyâ Harbinden sonra günümüze kadar pekçok hükümet değişikliği oldu. Muhâfazakar ile işçi partileri arasında iktidar el değiştirmektedir. Britanya, Birleşmiş Milletlerin, NATO’nun ve AET’nin aktif bir üyesidir. Fiziki Yapı Britanya’nın yüzey şekilleri karmaşıktır. Britanya’nın Fizikî Yapısını incelerken bu Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletin Fizikî Yapısını bilmek gerekir. İskoçya: İskoçya 78.783 km2 lik bir yüzölçümüne sâhiptir. İskoçya fizikî bakımdan üç bölgeye ayrılır: Güney Uplandları, bunlardan yüksek olan Highlandlar ve Lowlandlar. Güney Uplandlar üzerindeki Cheviot Tepeleri yer yer 200 m’yi aşar. Bu tepeler İngiltere ile İskoçya arasında tabiî bir sınır çizgisi meydana getirir. İskoçya’nın en uzun ırmağı Tay (190 km)dır. Highlandlar iki sıradağa ayrılırlar. Bunlar Grampianlar ve Kuzeybatı Highlandlardır. Büyük Britanya Adalarının en yüksek noktası Grampiamlar üstündeki 1343 m ile Ben Nevis Doruğudur. İskoçya kıyılarında birkaç haliç vardır. Kıyı şeridinin başka bir özelliği fiyordlardır. Kıyı açıklarında yüzlerce ada yer alır. Galler: 20.768 km2lik bir yüzölçümüne sâhiptir. Ülkenin büyük bir kesimi dağlıktır ve % 60’tan fazlasını Cambrian Dağları kaplar. Snowdon Tepesi 1085 m ile en yüksek yeridir. Bâzı yüksek yerlerin dışında Galler’in büyük bir kısmının yüksekliği 160-180 m arasında değişir. Kuzey ve güneyde kıyı ovaları vardır. Galler’den Conway Clwyd. Dee, Severn, Usk, Wye, Taf ve Reheidol gibi birçok ırmak doğar. Britanya’nın en uzun ırmağı olan Severn (354 km) Plynlimmon sırtlarından doğar. Kuzey İrlanda: İrlanda adasının kuzey doğusunda kalan 14.120 km2lik yüzölçümüne sâhip bir ülkedir. Bu bölgenin en göze çarpan özelliği, sığ Lough Neagh Gölü ve çevresindeki ovalardır. Ovaları dağ silsileleriyle çevrilidir. Güneydoğuda granit Mourne Dağları 852 m’ye kadar yükselir. Kuzey İrlanda’da yüksek yerler ve ırmaklar azdır. Batıda Sperrin Dağları 683 m’ye yükselir. Irmakların az olmasına rağmen gölleri çoktur. En büyük gölü olan Lought Neagh’un yüzölçümü 400 km2dir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 İngiltere: 130.439 km2lik bir yüzölçümüne sâhip olan İngiltere, Birleşik Krallığı meydana getiren ülkelerin en büyüğüdür. İngiltere’nin yüzey şekilleri karmaşıktır. Yükseltiler kuzey ve batıdan, güney ve doğuya doğru alçalır. Kuzey ve batının dağları yaşlıdır. Üç belirgin yükselti alanı vardır. Kuzeybatıda Cumbria veya göller bölgesi, İskoçya sınırından başlayarak ülkenin yarısına yakın bölümünden geçen ve “İngiltere Omurgası” olarak adlandırılan Pennine Zinciri ve güneybatı yarımadası düz alanlar, uçurumlar ve vâdilerdir. Derin vâdilerin yer aldığı eski dağlar bölgesinde İngiltere’nin en yüksek dağı Scafell (978,5 m) bulunur. Windermere ve Derwenwater dağları göller bölgesindedir. Eden Vâdisi boyunca güneye doğru uzanan Pennine Dağları yer alır ve bu dağlar ovalar tarafından kesilir. Tyne Vâdisi Pennine bölgesindedir. İngiltere’nin coğrafî merkezi olan Midlands, Pennine Dağlarının güneyindedir. Bu bölge büyük bir yayladan meydana gelir. Bu bölgenin batısında Severn Irmağı, kuzeyinde Trent Irmağı, güneyinde Thames Irmağı yer alır. Midlands bölgesinin güneyinde Salsbary Ovası yer alır. Kuzeydeki tebeşir kayalıklar Chiltern Dağlarını ve Doğu Anglia Dağlarını kapsar. Chiltern’ler ve Kuzey Downs arasında Thames veya Londra havzası yer alır. Cotswolds’dan çıkan ve Kuzey Denizine dökülen Thames Nehri (338 km) İngiltere’nin en uzun ırmağıdır. İklimi Okyanus etkilerinin ağır bastığı İngiltere iklimi son derece değişkendir. Havalar uzun süreli dengeli gitmez. Kışlar nisbeten yumuşak, yazlar ise serindir. Golf stream sıcak su akıntısının adaların iklimi üzerinde büyük tesiri vardır. Kuzey enlemde olmasına rağmen kışın sıcaklık ortalaması 7°C’dir. Kışın Britanya’nın batı kesimleri daha nemli, rüzgârlı ve ılıktır. Doğu bölgeleri Avrupa kıtasından gelen soğuk ve kuru rüzgârlardan etkilenir. Yazın ortalama sıcaklık güneyde 27°C, kuzeyde ise 15°C olur. Ortalama yağış miktarı 1016 mm’den fazladır. Göller bölgesindeki dağlarda bu miktar 2500 mm’den fazlaya çıkar. İç taraflarda kışın bölgesel sis yaygındır. Tabiî Kaynakları Bitki örtüsü ve hayvanlar: Britanya’nın büyük bir kesimi kıraç arâzidir. Ormanlar ancak topraklarının % 5’ini kaplar. Alçak arâzilerde görülen meşe ormanları, yükseklerde yerini huş ve çam ağaçlarına bırakır. Genel olarak günümüzde bu ağaçlık alanlar tarım arâzisi ve otlak hâline gelmiştir. Britanya’da meşe, karaağaç, dişbudak ve kayın gibi ağaçlardan müteşekkil korular ülkenin her yanında yaygındır. İskoçya’da en yaygın ağaç çam ve huş ağaçlarıdır. Günümüzde ağaçlandırma çalışmaları hızla sürmektedir. Ormanların kesilmesi yabâni hayvanların azalmasına sebep olmuştur. Kızılgeyik, tilki ve keklik gibi yabânî hayvanlar bulunur. Britanya Adalarında 200 kadar kuş türüne rastlanır ve birçok göçmen kuşlar belli zamanlarda buraya gelir. Britanya’da yabânî hayvanları koruma kânununca, yarasa öldürenlere ağır para cezâsı kesilmektedir. Mâdenler: Britanya’nın en zengin yeraltı kaynağı kömürdür. Büyük kömür yatakları Pennineler boyunca özellikle Durham’da, Yorkshire’da ve Nottinghamshire’da bulunur. Tabiî gaz ve petrol Kuzey Denizi kıyılarından elde edilir. Midlands’da demir cevheri yatakları vardır. Fakat buradan elde edilen demir filizi ülke ihtiyâcını karşılamamaktadır. Öteki mâdenler kalay ve bakır cevheridir. Cheshire tuzları kimyâ sanâyii için değerli bir hammaddedir. Nüfus ve Sosyal Hayat İngiltere’nin nüfûsu 57.411.000’dir. Nüfûsun % 80’i şehirlerde yaşar. Kilometre kareye 235 kişi ile dünyânın en büyük nüfus yoğunluğuna sâhip ülkelerinden biridir. Nüfûsun yaklaşık 3 milyonu Galler’de, 5,5 milyonu İskoçya’da, 2 milyonu Kuzey İrlanda’da yaşamaktadır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Halk, geleneklerine çok bağlı bir millet olarak tanınır. Atalarından kalan kraliyet, cumhûriyet olsa bile bugün hâlâ devâm etmektedir. Halkın kânunlara ve polise gösterdikleri saygıdan dolayı, İngiliz polisi silah taşımaz, yalnızca tahta bir jop bulundurur. Önemli şehirleri arasında Cambridge, Birmingham, Derby, Ipswich, Liverpool, Nottingham, Northampton, Oxford, Cardfiff, Newpord, Tozfaen, Belfast, Down ve Iyrone’dir. Dîni: Halkın büyük bir kısmı üzerinde Anglikan kilisesi hâkimdir. İskoçya kilisesinin 1,3 milyon taraftarı vardır. 6 milyon civârında Katolik, Metodist ve Baptist mezhepleri de mevcuttur. Ayrıca Müslüman, Mûsevî ve Budist dinlerine mensup halk da vardır. Eğitimi: Birleşik Krallıkta 5 ilâ 16 yaş arasında eğitim mecbûridir. Öğrencilerin % 95’i devlet okullarında ücretsiz eğitim görürler. Ayrıca özel okullar da bulunur. Okulların sayısı 38.000’i bulur. Devlet okullarında ortalama 20 kişiye bir öğretmen düşer. Birleşik Krallıkta 46 Üniversite, ayrıca 700’ü aşkın teknik ve ticârî kolej, sanat ve öğretmen okulları gibi çeşitli yüksek eğitim kurumları vardır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901931 İngiltere’nin en eski üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi çok uzun yıllar önce eğitime açılmıştır. Üniversite kitaplığında iki milyon civârında kitap bulunmaktadır. Diğer eski üniversitesi ise Oxford Üniversitesidir. Ayrıca 1440 yılında kurulan Eton Koleji eski okullardandır. İngilizlerin eğitime önem vermeleri, ülkede birçok ilim adamının yetişmesine sebep olmuştur. Ünlü fizikçi Newton, Harvey ve Boyle,Halley, Watson, Dalton, Faraday, Boule gibi bilim adamları bu ülkede yetişmişlerdir. Sağlık: İngiliz sosyal refah sistemi; sağlık hizmetini, personel sosyal hizmetlerini ve sosyal güvenliği ihtivâ eder. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901931 Sağlık hizmeti, gelire bakılmaksızın mukim olan herkese verilir. Sosyal güvenlik sistemi, muhtaç durumda olan kimselere ve âilelere yardım sağlar. Hükûmet, sağlık hizmetinden doğrudan doğruya sorumludur. Sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik faaliyetleri mahallî sağlık kurulları ve sağlık yetkilileri tarafından yürütülür. Personel sosyal hizmetlerinden mahallî idâreler sorumlu olmakla beraber, bu husustaki prensip ve tâlimatların tesbit edilmesi hükûmetin vazifesidir. Personel sosyal hizmetleri, mahallî idâreler ve sosyal yardım kuruluşları tarafından yerine getirilir. Bu hizmetler; yaşlılara, güçsüzlere, özürlülere, özürlü çocuklarla bakıma muhtaç çocuklara verilen hizmetlerdir. Spor: Birleşik Krallık, futbolun vatanı olarak gösterilir. Ülkede 25.520 spor kulübüne üye 70.000 dolayında futbol takımı ve bu takımlarda yer alan yaklaşık 750.000 lisanslı futbolcu vardır. İngilizlere mahsus olan polo, rugby, hokey, kriket, golf, badmington bu ülkede doğmuştur ve bâzıları sâdece bu adalar devletlerinde oynanır. Ayrıcaİngilizler birçok spor branşlarında başarı göstererek adlarını dünyâya duyurmuşlardır. Birleşik Krallığı meydana getiren her ülkenin birer millî takımı vardır. Çevre koruması: İngiltere, Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen çevre konferanslarının hepsine katılmıştır. İngiliz hükûmeti bir çevre fonu kurmuştur. Ayrıca İngiltere’de gönüllü çevre grupları mevcuttur. İngiltere’deki gönüllü kuruluşlar şunlardır: 1)Eski Eserleri Koruma Derneği, 2)Eski Anıtları Koruma Derneği, 3)Corciya Grubu, 4) İskoçya Mîmârî Eserler Derneği, 5)Ulster Mîmârî Eserler Derneği, 6) Viktorya Derneği, 7) Britanya Arkeoloji Konseyi. Çevrenin korunması için İngiltere’de kurulan Green Belts’in görevleri şunlardır: a) İnşâat bölgelerini sınırlamak, b) Kır çevresini korumak, c) Şehirlerin birleşmesini önlemek, d) Târihî şehirlerin özel karakterini korumak, e) Şehirlerin ıslâhına yardımcı olmak. Siyâsî Hayat http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Britanya parlamenter bir sisteme sâhip anayasal bir monarşidir. İngiltere, Birleşik Krallık statüsüne sâhiptir. Yasama yetkisi teorik olarak Avam Kamarasında veya Lordlar Kamarasındadır. LordlarKamarasında üyelik çoğunlukla babadan oğula geçer. Lordlar Kamarasının üye sayısı 1168’dir. Avam kamarasına seçilmiş 635 üye 5 yıl boyunca görev yapar. İngiltere mahallî yönetimi bölge ve mıntıka konseylerince yürütülür. Daha etkili bir yönetim amacıyla İngiltere’deki mıntıkalar 1974 yılında yeniden teşkilatlandırılmıştır. Bunun sonucunda 6 şehir bölge ve Avon, Cleveland ve Humberside bölgeleri belirlenmiştir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901931 Krallıkta yazılı bir anayasa yoktur. Mahkemelerde başlıca iki kaynaktan gelen karmaşık hukuk uygulanır. Kaynaklardan biri “Acts of Parliament” denilen yasalarla, bunlara uygun tüzük ve yönetmeliklerden müteşekkil yazılı hukuktur. Diğeri ise târih boyunca olan mahkeme kararlarından meydana gelmiş “Common Law”dır. Kânun koyucu, parlamentodur. Ülke genelinde uygulanan tek bir hukuk sistemi yoktur. İngiltere ve Galler’de ayrı, İskoçya’da ayrı, Kuzey İrlanda’da ayrı hukuk sistemleri vardır. Britanya’nın tamâmında cezâ hukûku ile medenî hukuk arasında önemli farklar görülür. Savunma: İngiltere, Avrupa’daki istikrarsız politika sebebiyle NATO İttifâkına ihtiyaç olduğuna inanmaktadır. NATO’nun güvenlik ve silâhların kontrolu konularında politik işbirliği sağlayacağını kabul etmektedir. İngiltere Avrupa’da 56.000 civârında asker bulundurmaktadır. Bu sayının 90’lı yılların sonuna doğru düşürülmesi planlanmıştır. İngiltere ayrıca körfez ülkelerine, Angola, Namibya ve Nijerya’ya asker göndermiştir. Çeşitli ülkelerden çok sayıda askerî personel kurs görmek için İngiltere’ye gelmektedir. Ekonomi Sanâyi ve ihrâcat alanında dünyânın başta gelen ülkelerindendir. Dünyâda ticârette beşinci sırayı, ihrâcatta ise dördüncü sırayı alır. Tarım: Birleşik Krallıkta tarım çok gelişmiş olup, modern âletlerle yapılmaktadır. Gıdâ ihtiyâcının % 60’ı ülkede yapılan tarımla sağlanır. Ekilen arâzi 20 milyon hektardır. Bu ülke topraklarının % 80’ini meydana getirir. Topraktan, iklim ve toprak yapısı elverişli olmamasına rağmen çok yüksek verim elde edilir. Buna sebep ise, zirâatın en modern tekniklerle yapılmasıdır. En çok yetiştirilen tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, şekerpancarı ve patatestir. Bahçecilik de ülkede gelişmiştir. Tarım ürünlerinin % 12’sini sebze, meyve ve çiçek meydana getirir. Hayvancılık: Ülkede hayvancılık da gelişmiştir. İklimin yağışlı olması sebebiyle bâzı bölgede hayvancılık yapılmaktadır. Sığır yetiştiriciliği modern usûllerle yapılır ve ticârette önemli yer tutar. Koyun, sığır ve kümes hayvanı beslenir. Balıkçılık: Ülkedeki balıkçılık sanâyii dünyâ çapında önemli bir yer tutar. Balıkçılık filosu 4.047 adet çeşitli tipte gemiden meydana gelmiştir. Her yıl ortalama bir milyon ton balık avlanır. Ormancılık: Ülkede 1.749.000 hektar alanda üretim yapılmaktadır. Bunun bir kısmı özel sektör tarafından işletilir. Sanâyi: Ülkenin îmâlât sanâyiinin büyük bölümü kömür yataklarının bulunduğu alanlarda toplanmıştır. Petrol, tabiî gaz ve nükleer enerjinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla güneydoğuda özellikle Londra’da yeni sanâyi merkezleri gelişmiştir. Bugün makina sanâyii en önemli sektörleri arasında yer alır. Bu sanâyi gemi yapımı, gemi mühendisliği, uçak, motorlu araç, dokuma makinaları, elektrikli makinalar ve elektronik dallarını içine alır. Motor sanâyinin merkezlerinden başlıcaları Batı Midlands, Luton ve Oxford’dadır. İngiltere uçak sanâyiinde çok gelişmiş olup, her tür uçak îmâl edilir. Gelişmiş olan dokuma sanâyii ve makinalarının üretimi ekonomide önemli bir yer tutar. Kimyâ sanâyii de çok gelişmiştir. Cam, seramik, kauçuk ve kâğıt üretilen maddeler arasındadır. Dünyâdaki birçok uçakta kullanılan uçak motoru “Rolls Royce” ülkenin en önemli makina ve otomobil sanâyisi olarak yer alır. Ticâret: Dünyânın en önde gelen ticâret ve îmâlat ülkeleri arasında yer alan Birleşik Krallık, dünyâda ticârette beşinci sırada, ihrâcatta ise dördüncü sırada yer alır. Büyük Britanya, dışarıdan petrol, gıdâ maddeleri ve tütün, kereste, iplik gibi maddeler satın alır. Dışarıya ise makina, elektrik malzemeleri, ulaşım araçları, kimyâ ürünleri ve silah satar. AET üyesi olan ülke, ticâretinin büyük bir kısmınıAET ve ABD ile yapar. Ulaşım: Ülkede 336.076 km karayolu bulunmaktadır. Bunun 2.353 km’si otobandır. Demiryollarının uzunluğu ise 18.200 km’yi bulmaktadır. Hava ulaşımı ise devlete âit iki havayolu şirketi ile sağlanmaktadır. Ayrıca özel havayolu şirketleri de bulunmaktadır. Bir ada ülkesi olan Birleşik Krallıkta deniz ulaşımı çok gelişmiştir. Aynı zamanda akarsuların 4000 km’lik kısmında ulaşım mümkündür. Deniz ticâret filosu dünyâda üçüncü sırayı almaktadır. Dünyâdaki gemi sayısının % 10’una sâhiptir. Birleşik Krallığın Deniz Aşırı Eyâletleri Ülke, târihte büyük bir sömürge kurmuş ise de bâzı sömürgeleri bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bugün hâlâ dünyânın büyük bir bölümüne yayılmış olan sömürge eyâletleri vardır. Bu eyâletleri şunlardır: Man Adası, Channel Adaları, Guernsey Baılıwıck Adaları, Antiqua, Dominica, Saint Lucia, Saint Vincent, Bermuda, Cayman Adaları, Gilbert Adaları, İngiliz Hint Okyanusu Toprakları, Pitcorin Adaları, Hong-Kong, Antartik Toprakları, Saint Helena, Ascension, Tristan’da, Cunha, Soloman Adaları, Tuvalu, Turks ve Caicos Adaları. Genel İstatistiki Bilgiler Konum: Batı Avrupa, Kuzey Atlas Okyanusu ile Kuzey Denizi arasında, Fransa'nın kuzeybatısında yer alır. Coğrafi Konumu: 54 00 Kuzey derecesi, 2 00 Batı boylamı Bulunduğu Kıta: Avrupa Yüzölçümü: 244,820 km² Sınırları: toplam: 360 km Sınır Komşuları: İrlanda 360 km Denize Kıyısı (Sahil şeridi): 12,429 km İklimi: Ilıman Arazi Yapısı: Engebeli tepelikler ve alçak dağlar, doğu ve güneydoğuda ovalar yer alır. Deniz Seviyesinden Yüksekliği: en alçak noktası: Fenland 4 m en yüksek noktası: Ben Nevis 1,343 m Doğal Kaynakları: Kömür, petrol, doğal gaz, kalay, kireçtaşı, demir, tuz, kil, alçıtaşı, kurşun, silis, işlenebilir toprakları Arazi Kullanımı: tarıma uygun topraklar: %25 Devamlı Ekilen Alanlar: %0 Otlakları: %46 Ormanlık Arazisi: %10 Diğer Arazileri: %19 (1993 verileri) Sulanan Arazisi: 1,080 km² (1993 verileri) Nüfus: 59,647,790 (Temmuz 2001 verileri) Nüfus Artış Oranı: %0.23 (2001 verileri) Mülteci oranı: 1.07 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini) Bebek Ölüm Oranı: 5.54 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini) Ortalama Hayat Süresi: Toplam Nüfusun: 77.82 yıl Erkeklerde: 75.13 yıl Kadınlarda: 80.66 yıl (2001 verileri) Ortalama Çocuk Sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001 tahmini) HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.11 (1999 verileri) HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 31,000 (1999 verileri) HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 450 (1999 verileri) Ulus: İngiliz Nüfusun Etnik Dağılımı: İngiliz %81.5, İskoç %9.6, Irlandalı %2.4, Welsh %1.9, Ulster %1.8, Batı Hindistanlı, Hindistanlı, Pakistanlı ve diğer %2.8 Din: Anglikan 27 milyon, Roma Katolikleri 9 milyon, Muslüman 1 milyon, Presbyterian 800,000, Methodist 760,000, Sikh 400,000, Hindu 350,000, Musevi 300,000 (1991 verileri) Diller: İngilizce, Welsh, İskoç Okur Yazar Oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler Toplam Nüfusta: %99 (1978 verileri) GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 1.36 trilyon $ (2000 verileri) GSYİH - reel büyüme: %3 (2000 verileri) GSYİH - sektörel bileşim: tarım: %1.7 endüstri: %24.9 hizmet: %73.4 (1999) Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %2.4 (2000 verileri) İş Gücü: 29.2 milyon (1999) İşsizlik oranı: %5.5 (2000 verileri) Endüstri: Makine parçaları, elektrik enerjisi ekipmanları, gemi yapımı, uçaklar, motorlu araçlar ve parçaları, elektronikler, komünikasyon araçları, metaller, kimyasallar, kömür, petrol, kağıt ve kağıt ürünleri, gıda maddeleri, tekstil, giysi, tüketim malları Endüstrinin büyüme oranı: %2 (2000) Elektrik Üretimi: 342.771 milyar kWh (1999) Elektrik Tüketimi: 333.012 milyar kWh (1999) Elektrik İhracatı: 265 milyon kWh (1999) Elektrik İthalatı: 14.5 milyar kWh (1999) Tarım Ürünleri: Tahıllar, patatse, sebze, sığır, koyun, kümes hayvanı, balık İhracat: 282 milyar $ (2000) İhracat Ürünleri: Sanayi malları, yakıt, kimyasallar, gıda, meşrubat, tütün İhracat Ortakları: AB %58, ABD %15 (1999) İthalat: 324 milyar $ (2000) İthalat Ürünleri: Sanayi malları, makine, yakıt, gıda maddeleri İthalat Ortakları: AB %53, ABD %13, Japonya %5 (1999) Para Birimi: İngiliz Poundu (GBP) Para Birimi Kodu: GBP Mali Yılı: 1 Nisan - 31 Mart Oyu |
Cevap : İngiltere (Birleşik Krallık)
DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı
BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Sterlin Avrupa'nın kuzeybatı kıyısında yer alan Britanya Adalar Topluluğu üzerinde, dört ülkeden müteşekkil bir devlet. Bu adalar topluluğu Büyük Britanya ve İrlanda Adalarıyla birlikte, 5000 küçük adadan meydana gelmiştir. Batısında İrlanda Denizi, doğusunda Kuzey Denizi, kuzeyi, güneybatısı ve kuzeybatısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Bu Birleşik Krallığa Büyük Britanya, Kuzey İrlanda, İskoçya Krallığı ve Gall Prensliği dâhildir. Târihi İngiltere târihi, 5. yüzyılda Britanya Adasına Anglosaksonların ayak basmasıyla başlar. Anglosaksonlar kendi adını verdikleri adaya yerleşip, 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine râkip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma ve İrlanda'nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa'yı da etkileyen bir medeniyet meydana getirdiler. 795'te başlayan İskandinav istilâsı 11. yüzyılın başına kadar birkaç defâ tekrarlandı. Daha sonra Danimarkalı Büyük Knud, adayı tamâmen fethetti. Anglosakson Hânedanından Edward (1042-1066) birliği tekrar kurdu. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Bunun ölümü üzerine tahta geçen Harold'u tanımayan NormandiyaDükü William, taht üzerinde hak iddiâ etti. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou'lu hükümdarlar Fransa'da geniş ve zengin toprakları olduğundan, Fransa'daki Capet Sülâlesine bağımlıydılar. Küçük İngiltere Krallığı bir süre Avrupa'da Somme Vâdisinden Pirene Dağlarına kadar uzanan büyük bir mülkün bir uzantısı gibi yaşadı. Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını sonu gelmez savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır. Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında İrlanda'da 'Pale' sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini İskoçya'ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dînî, siyâsî karışıklıklara sahne oldu. Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla millete kabul ettiren Yedinci Henry ve Sekizinci Henry (1458-1541) düzen ve birliği sağlamlaştırdılar. Birinci Elizabeth'in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya'da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya Stuartları arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. Daha sonra İskoçya Kralı Birinci James İngiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzâlandı. Bu târihten sonra Büyük Britanya târihi başlar. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Britanya büyük bir sanâyi devleti olarak ortaya çıktı. Bunun yanında çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri ülke ekonomisinin gelişmesinde çok faydalı oluyordu. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan,Afrika'da bâzı devletler, Karayib Adaları ve Hong Kong gibi dünyânın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu vardı. Bu sömürgelerin bir kısmı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını îlân ettiler. Yirminci yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünyâ Harbine giren İngiltere, harbin sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştı. 1929-1930 dünyâ ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere'yi de etkisi altına aldı. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949'da İrlanda Cumhûriyeti kuruldu. İrlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı. İkinci Dünyâ Savaşına katılan İngiltere gâlip bir devlet olarak savaştan çıktıysa da, süper devlet olma niteliğini kaybetmeye başladı. İngiltere'de İkinci Dünyâ Harbinden sonra günümüze kadar pekçok hükümet değişikliği oldu. Muhâfazakar ile işçi partileri arasında iktidar el değiştirmektedir. Britanya, Birleşmiş Milletlerin, NATO'nun ve AET'nin aktif bir üyesidir. Fiziki Yapı Britanya'nın yüzey şekilleri karmaşıktır. Britanya'nın fizikî yapısını incelerken bu Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletin fizikî yapısını bilmek gerekir. İskoçya: İskoçya 78.783 km2 lik bir yüzölçümüne sâhiptir. İskoçya fizikî bakımdan üç bölgeye ayrılır: Güney Uplandları, bunlardan yüksek olan Highlandlar ve Lowlandlar. Güney Uplandlar üzerindeki Cheviot Tepeleri yer yer 200 m'yi aşar. Bu tepeler İngiltere ile İskoçya arasında tabiî bir sınır çizgisi meydana getirir. İskoçya'nın en uzun ırmağı Tay (190 km)dır. Highlandlar iki sıradağa ayrılırlar. Bunlar Grampianlar ve Kuzeybatı Highlandlardır. Büyük Britanya Adalarının en yüksek noktası Grampiamlar üstündeki 1343 m ile Ben Nevis Doruğudur. İskoçya kıyılarında birkaç haliç vardır. Kıyı şeridinin başka bir özelliği fiyordlardır. Kıyı açıklarında yüzlerce ada yer alır. Galler: 20.768 km2lik bir yüzölçümüne sâhiptir. Ülkenin büyük bir kesimi dağlıktır ve % 60'tan fazlasını Cambrian Dağları kaplar. Snowdon Tepesi 1085 m ile en yüksek yeridir. Bâzı yüksek yerlerin dışında Galler'in büyük bir kısmının yüksekliği 160-180 m arasında değişir. Kuzey ve güneyde kıyı ovaları vardır. Galler'den Conway Clwyd. Dee, Severn, Usk, Wye, Taf ve Reheidol gibi birçok ırmak doğar. Britanya'nın en uzun ırmağı olan Severn (354 km) Plynlimmon sırtlarından doğar. Kuzey İrlanda: İrlanda adasının kuzey doğusunda kalan 14.120 km2lik yüzölçümüne sâhip bir ülkedir. Bu bölgenin en göze çarpan özelliği, sığ Lough Neagh Gölü ve çevresindeki ovalardır. Ovaları dağ silsileleriyle çevrilidir. Güneydoğuda granit Mourne Dağları 852 m'ye kadar yükselir. Kuzey İrlanda'da yüksek yerler ve ırmaklar azdır. Batıda Sperrin Dağları 683 m'ye yükselir. Irmakların az olmasına rağmen gölleri çoktur. En büyük gölü olan Lought Neagh'un yüzölçümü 400 km2dir. İngiltere: 130.439 km2lik bir yüzölçümüne sâhip olan İngiltere, Birleşik Krallığı meydana getiren ülkelerin en büyüğüdür. İngiltere'nin yüzey şekilleri karmaşıktır. Yükseltiler kuzey ve batıdan, güney ve doğuya doğru alçalır. Kuzey ve batının dağları yaşlıdır. Üç belirgin yükselti alanı vardır. Kuzeybatıda Cumbria veya göller bölgesi, İskoçya sınırından başlayarak ülkenin yarısına yakın bölümünden geçen ve 'İngiltere Omurgası' olarak adlandırılan Pennine Zinciri ve güneybatı yarımadası düz alanlar, uçurumlar ve vâdilerdir. Derin vâdilerin yer aldığı eski dağlar bölgesinde İngiltere'nin en yüksek dağı Scafell (978,5 m) bulunur. Windermere ve Derwenwater dağları göller bölgesindedir. Eden Vâdisi boyunca güneye doğru uzanan Pennine Dağları yer alır ve bu dağlar ovalar tarafından kesilir. Tyne Vâdisi Pennine bölgesindedir. İngiltere'nin coğrafî merkezi olan Midlands, Pennine Dağlarının güneyindedir. Bu bölge büyük bir yayladan meydana gelir. Bu bölgenin batısında Severn Irmağı, kuzeyinde Trent Irmağı, güneyinde Thames Irmağı yer alır. Midlands bölgesinin güneyinde Salsbary Ovası yer alır. Kuzeydeki tebeşir kayalıklar Chiltern Dağlarını ve Doğu Anglia Dağlarını kapsar. Chiltern'ler ve Kuzey Downs arasında Thames veya Londra havzası yer alır. Cotswolds'dan çıkan ve Kuzey Denizine dökülen Thames Nehri (338 km) İngiltere'nin en uzun ırmağıdır. İklimi Okyanus etkilerinin ağır bastığı İngiltere iklimi son derece değişkendir. Havalar uzun süreli dengeli gitmez. Kışlar nisbeten yumuşak, yazlar ise serindir. Golf stream sıcak su akıntısının adaların iklimi üzerinde büyük tesiri vardır. Kuzey enlemde olmasına rağmen kışın sıcaklık ortalaması 7°C'dir. Kışın Britanya'nın batı kesimleri daha nemli, rüzgârlı ve ılıktır. Doğu bölgeleri Avrupa kıtasından gelen soğuk ve kuru rüzgârlardan etkilenir. Yazın ortalama sıcaklık güneyde 27°C, kuzeyde ise 15°C olur. Ortalama yağış miktarı 1016 mm'den fazladır. Göller bölgesindeki dağlarda bu miktar 2500 mm'den fazlaya çıkar. İç taraflarda kışın bölgesel sis yaygındır. Tabiî Kaynakları Bitki örtüsü ve hayvanlar: Britanya'nın büyük bir kesimi kıraç arâzidir. Ormanlar ancak topraklarının % 5'ini kaplar. Alçak arâzilerde görülen meşe ormanları, yükseklerde yerini huş ve çam ağaçlarına bırakır. Genel olarak günümüzde bu ağaçlık alanlar tarım arâzisi ve otlak hâline gelmiştir. Britanya'da meşe, karaağaç, dişbudak ve kayın gibi ağaçlardan müteşekkil korular ülkenin her yanında yaygındır. İskoçya'da en yaygın ağaç çam ve huş ağaçlarıdır. Günümüzde ağaçlandırma çalışmaları hızla sürmektedir. Ormanların kesilmesi yabâni hayvanların azalmasına sebep olmuştur. Kızılgeyik, tilki ve keklik gibi yabânî hayvanlar bulunur. Britanya Adalarında 200 kadar kuş türüne rastlanır ve birçok göçmen kuşlar belli zamanlarda buraya gelir. Britanya'da yabânî hayvanları koruma kânununca, yarasa öldürenlere ağır para cezâsı kesilmektedir. Mâdenler: Britanya'nın en zengin yeraltı kaynağı kömürdür. Büyük kömür yatakları Pennineler boyunca özellikle Durham'da, Yorkshire'da ve Nottinghamshire'da bulunur. Tabiî gaz ve petrol Kuzey Denizi kıyılarından elde edilir. Midlands'da demir cevheri yatakları vardır. Fakat buradan elde edilen demir filizi ülke ihtiyâcını karşılamamaktadır. Öteki mâdenler kalay ve bakır cevheridir. Cheshire tuzları kimyâ sanâyii için değerli bir hammaddedir. Nüfus ve Sosyal Hayat İngiltere'nin nüfûsu 57.411.000'dir. Nüfûsun % 80'i şehirlerde yaşar. Kilometre kareye 235 kişi ile dünyânın en büyük nüfus yoğunluğuna sâhip ülkelerinden biridir. Nüfûsun yaklaşık 3 milyonu Galler'de, 5,5 milyonu İskoçya'da, 2 milyonu Kuzey İrlanda'da yaşamaktadır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901931 Halk, geleneklerine çok bağlı bir millet olarak tanınır. Atalarından kalan kraliyet, cumhûriyet olsa bile bugün hâlâ devâm etmektedir. Halkın kânunlara ve polise gösterdikleri saygıdan dolayı, İngiliz polisi silah taşımaz, yalnızca tahta bir jop bulundurur. Önemli şehirleri arasında Cambridge, Birmingham, Derby, Ipswich, Liverpool, Nottingham, Northampton, Oxford, Cardfiff, Newpord, Tozfaen, Belfast, Down ve Iyrone'dir. Dîni: Halkın büyük bir kısmı üzerinde Anglikan kilisesi hâkimdir. İskoçya kilisesinin 1,3 milyon taraftarı vardır. 6 milyon civârında Katolik, Metodist ve Baptist mezhepleri de mevcuttur. Ayrıca Müslüman, Mûsevî ve Budist dinlerine mensup halk da vardır. Eğitimi: Birleşik Krallıkta 5 ilâ 16 yaş arasında eğitim mecbûridir. Öğrencilerin % 95'i devlet okullarında ücretsiz eğitim görürler. Ayrıca özel okullar da bulunur. Okulların sayısı 38.000'i bulur. Devlet okullarında ortalama 20 kişiye bir öğretmen düşer. Birleşik Krallıkta 46 Üniversite, ayrıca 700'ü aşkın teknik ve ticârî kolej, sanat ve öğretmen okulları gibi çeşitli yüksek eğitim kurumları vardır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 İngiltere'nin en eski üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi çok uzun yıllar önce eğitime açılmıştır. Üniversite kitaplığında iki milyon civârında kitap bulunmaktadır. Diğer eski üniversitesi ise Oxford Üniversitesidir. Ayrıca 1440 yılında kurulan Eton Koleji eski okullardandır. İngilizlerin eğitime önem vermeleri, ülkede birçok ilim adamının yetişmesine sebep olmuştur. Ünlü fizikçi Newton, Harvey ve Boyle,Halley, Watson, Dalton, Faraday, Boule gibi bilim adamları bu ülkede yetişmişlerdir. Sağlık: İngiliz sosyal refah sistemi, sağlık hizmetini, personel sosyal hizmetlerini ve sosyal güvenliği ihtivâ eder. Sağlık hizmeti, gelire bakılmaksızın mukim olan herkese verilir. Sosyal güvenlik sistemi, muhtaç durumda olan kimselere ve âilelere yardım sağlar. Hükûmet, sağlık hizmetinden doğrudan doğruya sorumludur. Sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik faaliyetleri mahallî sağlık kurulları ve sağlık yetkilileri tarafından yürütülür. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Personel sosyal hizmetlerinden mahallî idâreler sorumlu olmakla beraber, bu husustaki prensip ve tâlimatların tesbit edilmesi hükûmetin vazifesidir. Personel sosyal hizmetleri, mahallî idâreler ve sosyal yardım kuruluşları tarafından yerine getirilir. Bu hizmetler, yaşlılara, güçsüzlere, özürlülere, özürlü çocuklarla bakıma muhtaç çocuklara verilen hizmetlerdir. Spor: Birleşik Krallık, futbolun vatanı olarak gösterilir. Ülkede 25.520 spor kulübüne üye 70.000 dolayında futbol takımı ve bu takımlarda yer alan yaklaşık 750.000 lisanslı futbolcu vardır. İngilizlere mahsus olan polo, rugby, hokey, kriket, golf, badmington bu ülkede doğmuştur ve bâzıları sâdece bu adalar devletlerinde oynanır. Ayrıcaİngilizler birçok spor branşlarında başarı göstererek adlarını dünyâya duyurmuşlardır. Birleşik Krallığı meydana getiren her ülkenin birer millî takımı vardır. Çevre koruması: İngiltere, Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen çevre konferanslarının hepsine katılmıştır. İngiliz hükûmeti bir çevre fonu kurmuştur. Ayrıca İngiltere'de gönüllü çevre grupları mevcuttur. İngiltere'deki gönüllü kuruluşlar şunlardır: 1)Eski Eserleri Koruma Derneği, 2)Eski Anıtları Koruma Derneği, 3)Corciya Grubu, 4) İskoçya Mîmârî Eserler Derneği, 5)Ulster Mîmârî Eserler Derneği, 6) Viktorya Derneği, 7) Britanya Arkeoloji Konseyi. Çevrenin korunması için İngiltere'de kurulan Green Belts'in görevleri şunlardır: a) İnşâat bölgelerini sınırlamak, b) Kır çevresini korumak, c) Şehirlerin birleşmesini önlemek, d) Târihî şehirlerin özel karakterini korumak, e) Şehirlerin ıslâhına yardımcı olmak. Siyâsî Hayat Britanya parlamenter bir sisteme sâhip anayasal bir monarşidir. İngiltere, Birleşik Krallık statüsüne sâhiptir. Yasama yetkisi teorik olarak Avam Kamarasında veya Lordlar Kamarasındadır. LordlarKamarasında üyelik çoğunlukla babadan oğula geçer. Lordlar Kamarasının üye sayısı 1168'dir. Avam kamarasına seçilmiş 635 üye 5 yıl boyunca görev yapar. İngiltere mahallî yönetimi bölge ve mıntıka konseylerince yürütülür. Daha etkili bir yönetim amacıyla İngiltere'deki mıntıkalar 1974 yılında yeniden teşkilatlandırılmıştır. Bunun sonucunda 6 şehir bölge ve Avon, Cleveland ve Humberside bölgeleri belirlenmiştir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Krallıkta yazılı bir anayasa yoktur. Mahkemelerde başlıca iki kaynaktan gelen karmaşık hukuk uygulanır. Kaynaklardan biri 'Acts of Parliament' denilen yasalarla, bunlara uygun tüzük ve yönetmeliklerden müteşekkil yazılı hukuktur. Diğeri ise târih boyunca olan mahkeme kararlarından meydana gelmiş 'Common Law'dır. Kânun koyucu, parlamentodur. Ülke genelinde uygulanan tek bir hukuk sistemi yoktur. İngiltere ve Galler'de ayrı, İskoçya'da ayrı, Kuzey İrlanda'da ayrı hukuk sistemleri vardır. Britanya'nın tamâmında cezâ hukûku ile medenî hukuk arasında önemli farklar görülür. Savunma: İngiltere, Avrupa'daki istikrarsız politika sebebiyle NATO İttifâkına ihtiyaç olduğuna inanmaktadır. NATO'nun güvenlik ve silâhların kontrolu konularında politik işbirliği sağlayacağını kabul etmektedir. İngiltere Avrupa'da 56.000 civârında asker bulundurmaktadır. Bu sayının 90'lı yılların sonuna doğru düşürülmesi planlanmıştır. İngiltere ayrıca körfez ülkelerine, Angola, Namibya ve Nijerya'ya asker göndermiştir. Çeşitli ülkelerden çok sayıda askerî personel kurs görmek için İngiltere'ye gelmektedir. Ekonomi Sanâyi ve ihrâcat alanında dünyânın başta gelen ülkelerindendir. Dünyâda ticârette beşinci sırayı, ihrâcatta ise dördüncü sırayı alır. Tarım: Birleşik Krallıkta tarım çok gelişmiş olup, modern âletlerle yapılmaktadır. Gıdâ ihtiyâcının % 60'ı ülkede yapılan tarımla sağlanır. Ekilen arâzi 20 milyon hektardır. Bu ülke topraklarının % 80'ini meydana getirir. Topraktan, iklim ve toprak yapısı elverişli olmamasına rağmen çok yüksek verim elde edilir. Buna sebep ise, zirâatın en modern tekniklerle yapılmasıdır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 En çok yetiştirilen tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, şekerpancarı ve patatestir. Bahçecilik de ülkede gelişmiştir. Tarım ürünlerinin % 12'sini sebze, meyve ve çiçek meydana getirir. Hayvancılık: Ülkede hayvancılık da gelişmiştir. İklimin yağışlı olması sebebiyle bâzı bölgede hayvancılık yapılmaktadır. Sığır yetiştiriciliği modern usûllerle yapılır ve ticârette önemli yer tutar. Koyun, sığır ve kümes hayvanı beslenir. Balıkçılık: Ülkedeki balıkçılık sanâyii dünyâ çapında önemli bir yer tutar. Balıkçılık filosu 4.047 adet çeşitli tipte gemiden meydana gelmiştir. Her yıl ortalama bir milyon ton balık avlanır. Ormancılık: Ülkede 1.749.000 hektar alanda üretim yapılmaktadır. Bunun bir kısmı özel sektör tarafından işletilir. Sanâyi: Ülkenin îmâlât sanâyiinin büyük bölümü kömür yataklarının bulunduğu alanlarda toplanmıştır. Petrol, tabiî gaz ve nükleer enerjinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla güneydoğuda özellikle Londra'da yeni sanâyi merkezleri gelişmiştir. Bugün makina sanâyii en önemli sektörleri arasında yer alır. Bu sanâyi gemi yapımı, gemi mühendisliği, uçak, motorlu araç, dokuma makinaları, elektrikli makinalar ve elektronik dallarını içine alır. Motor sanâyinin merkezlerinden başlıcaları Batı Midlands, Luton ve Oxford'dadır. İngiltere uçak sanâyiinde çok gelişmiş olup, her tür uçak îmâl edilir. Gelişmiş olan dokuma sanâyii ve makinalarının üretimi ekonomide önemli bir yer tutar. Kimyâ sanâyii de çok gelişmiştir. Cam, seramik, kauçuk ve kâğıt üretilen maddeler arasındadır. Dünyâdaki birçok uçakta kullanılan uçak motoru 'Rolls Royce' ülkenin en önemli makina ve otomobil sanâyisi olarak yer alır. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260901895 Ticâret: Dünyânın en önde gelen ticâret ve îmâlat ülkeleri arasında yer alan Birleşik Krallık, dünyâda ticârette beşinci sırada, ihrâcatta ise dördüncü sırada yer alır. Büyük Britanya, dışarıdan petrol, gıdâ maddeleri ve tütün, kereste, iplik gibi maddeler satın alır. Dışarıya ise makina, elektrik malzemeleri, ulaşım araçları, kimyâ ürünleri ve silah satar. AET üyesi olan ülke, ticâretinin büyük bir kısmınıAET ve ABD ile yapar. Ulaşım: Ülkede 336.076 km karayolu bulunmaktadır. Bunun 2.353 km'si otobandır. Demiryollarının uzunluğu ise 18.200 km'yi bulmaktadır. Hava ulaşımı ise devlete âit iki havayolu şirketi ile sağlanmaktadır. Ayrıca özel havayolu şirketleri de bulunmaktadır. Bir ada ülkesi olan Birleşik Krallıkta deniz ulaşımı çok gelişmiştir. Aynı zamanda akarsuların 4000 km'lik kısmında ulaşım mümkündür. Deniz ticâret filosu dünyâda üçüncü sırayı almaktadır. Dünyâdaki gemi sayısının % 10'una sâhiptir. Birleşik Krallığın Deniz Aşırı Eyâletleri Ülke, târihte büyük bir sömürge kurmuş ise de bâzı sömürgeleri bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bugün hâlâ dünyânın büyük bir bölümüne yayılmış olan sömürge eyâletleri vardır. Bu eyâletleri şunlardır: Man Adası, Channel Adaları, Guernsey Baılıwıck Adaları, Antiqua, Dominica, Saint Lucia, Saint Vincent, Bermuda, Cayman Adaları, Gilbert Adaları, İngiliz Hint Okyanusu Toprakları, Pitcorin Adaları, Hong-Kong, Antartik Toprakları, Saint Helena, Ascension, Tristan'da, Cunha, Soloman Adaları, Tuvalu, Turks ve Caicos Adaları. |
Cevap : İngiltere (Birleşik Krallık)
LONDRA
Yüzyıllar boyunca Londra, dünyanın dört bir yanından gelen gezginlerin en gözde duraklarından biri olmuştur. Bu gezginler tatil yapmaktan istila etmeye kadar çeşitli amaçlarla gelmişlerdir. Ortaçağdan kalma Globe’dan günümüzün National Theatre’ına dek uzanan şehrin tiyatro geleneği, nesiller boyunca ziyaretçileri cezbetmiştir. Büyüleyici müzeler, sanat sergileri, ihtişamlı malikâneler, kiliseler ve parklar da bu cazibenin birer parçasıdır. Tüm bunların dışında, üçüncü binyılın eşiğinde Londra’nın geleneksel güzelliklerine yenileri eklenmektedir. Açık hava kafeleri, sokak müzisyenleri ve pazar yerleriyle sokak hayatı yeniden canlanmıştır. Thames Nehri üzerine yapılan dönme dolap, Tower of London’dan Millennium Dome’a kadar yüzyılları içine alan nefes kesici bir manzara sunar. Yapıldığı zaman tartışmalara yol açan yeni British Library günümüzde ilerleme olarak kabul edilmektedir. Yine de kütüphanenin renkli geçmişine yabancı kalmamak için British Museum’daki Old Reading Room’u (Eski Okuma Salonu) ziyaret edebilirsiniz. Tutucu kesimlerin hoşuna gitmese de, bazı insanların sabahın erken saatlerine kadar partilerde eğlenmekten ve Pazar günleri alışverişe çıkmaktan hoşlanması, şehrin gece hayatını ve alışveriş geleneğini değiştirmekte, hareketlendirmektedir. Londra, bütün yabancıların kendilerini yerli olarak hayal edebilecekleri, ve her zaman ziyaret etmeyi düşleyebilecekleri bir şehirdir. Londralılar fazla sıcakkanlı ve samimi olmasalar da, dünyanın en kibar insanları arasında sayılırlar. Size her zaman için “bayım” veya “bayan” şeklinde hitap ettiklerini göreceksiniz. Mağazalardaki görevlilerden ve Londralı çocuklardan en çok duyacağınız iki kelime, “teşekkür ederim” ya da “lütfen”dir. Sırada beklerken kimse önünüze geçmeye kalkmaz. Ayrıca, “Lütfen, önce siz buyurun” demek zorunda kaldığınız zarif duraklama anlarına da alışmanız gerekecektir. Taksi şoförlerinin tek amaçları sizi ezmekmiş gibi görünse de, çoğu zaman elinizi kaldırdığınızda durur ve, hem zevkli hem de rahat bir yolculuk sonunda sizi istediğiniz yere götürürler. Londra’da gezilecek çok yer vardır. Tarihle ilgileniyorsanız Tower of London’ı, Kensington Palace’ı, Westminster Abbey’i ve Museum of London’ı görebilirsiniz. Tiyatroyla bu derece iç içe bir şehir daha bulmak zordur: Leicester Square’de biletlerin yarı fiyata satıldığı gişeden o akşamki oyunlar için biletler alabilirsiniz. Yakın geçmişte yenilenen Royal Opera House’a gidebilir veya ihtişamlı Royal Albert Hall’da klasik müzik dinleyebilir ya da Cirque de Soleil’i izleyebilirsiniz. Her zevke ve ilgi alanına yönelik müzeler bulunur; hatta, eski tıbbi gereçler müzesi gibi tuhaf yerler bile bulabilirsiniz. Gençler, ürkütücü şeylere karşı duydukları meraklarını Madame Tussaud’s Chamber of Horrors’da ve London Dungeon’da giderebilirler. Açık havada gezinmekten hoşlananlar Richmond Park’a gidip kızıl geyikleri izleyebilir, Hyde Park’taki Serpentine’de tekneyle dolaşabilir veya St. James’s’de pelikanları besleyebilirler – Londra’nın yeşil alanları benzersizdir. 16. yüzyıl oyun yazarı Ben Jonson’ın sözleri günümüzde de geçerliliğini korumaktadır: 'Sahnemiz Londra; çünkü iddia ederiz ki hiçbir ülkenin cümbüşü bizimkinden eğlenceli değildir.' Her mevsimde parkların keyfini sürebilirsiniz. Şehrin iklimi yumuşaktır; bitkiler ılık geçen kış boyunca yemyeşildir. Son yıllarda yaz ayları kavurucu sıcaklara tanık olduysa da bir yerlerde mutlaka canlandırıcı bir esinti, serin bir gölge bulabilirsiniz. Bunaltıcı sıcaklarda dikkat etmeniz gereken yerler, metro ile havalandırmasız restoran ve otellerdir (bu tip yerlerin sayısı bir hayli fazladır). Londra’ya düşen yağış miktarı aslında zannedildiği kadar fazla olmasa da, kasvetli ve yağmurlu (ve romantik) günlerin sayısı az değildir. Bu nedenle hava durumu kent sakinlerinin başlıca konuşma konusunu oluşturur. Ancak, Londra’nın cadde ve sokaklarında yürüyüş yaparken –ki bu fırsatı sakın kaçırmayın– havanın o gün nasıl olduğuna aldırmayacaksınız bile. Tabii ki şehre değişik bir açıdan bakmanızı sağlayan iki katlı otobüslere de binebilirsiniz. Yine de en şaşırtıcı hazinelere sadece yürüyerek dolaşırken rastlayabilirsiniz: Shoreditch’te suçluların kamçılanırken bağlandığı direk, Victoria Embankment üzerindeki kerubilerle süslenmiş sokak lambası veya Sir Thomas More’un altın yüzlü heykeli gibi... Ayrıca, binalarda, Oscar Wilde, Mozart, Karl Marx, Florence Nightingale, Vincent van Gogh veya Ellen Terry gibi ünlü kişilerin yaşadıkları yerleri belirten mavi levhaları görebilirsiniz. Londra’da gezinirken acele etmenize gerek yoktur; çünkü şehri tamamen keşfetmeniz zaten olanaksızdır. Londra, Roma döneminin Londinium’undan Victoria hükümdarlığına; II. Dünya Savaşı sırasındaki hava akınları sonrasından günümüze dek birbiri üzerine biriken katmanlarla zenginleşmiş bir şehirdir. Geçmiş, günümüzdeki varlığını her zaman hissettirir. City of London’da (metropoliten alan Greater London’a karşılık ayrı bir tüzel kişiliğe sahip eski Londra kenti) dolaşırken Christopher Wren’in eseri olan Londra Yangını Anıtı’nı görebilirsiniz, ancak etrafınızdaki gökdelenlerin anıtı nasıl da cüceleştirdiğini fark edeceksiniz. Nicholas Hawksmoor’un tasarladığı bir melek, Bank’teki metro istasyonunun girişinin üzerinde uçar. King’s Road’da Vivien Westwood’un tasarımlarına baktıktan sonra, ahşap kapıların ardında cinsiyete ve evlilik durumuna göre ayrılmış mezarların bulunduğu Moravya mezarlığını kaçırmayın. Kısacası, şehirde dolaşırken gözünüzü dört açın. Aksi halde Londralıların nesiller boyunca yarattıkları incelikleri kaçırırsınız. Son zamanlarda Londra giderek popülerleşmekte, hatta 'Avrupa’nın Başkenti' olarak anılmaktadır. Aslında, etnik çeşitliliği göz önüne alırsak, 'Dünya’nın Başkenti' daha uygun bir tanımdır. Afrikalılar, Araplar, Avustralyalılar, Karayipliler, Çinliler, Filipinliler, Hintliler ve Taylandlılar gibi farklı ulusların insanları bu şehirde kendilerine yer bulmuş ve özellikle İngiliz mutfağını zenginleştirmişlerdir. Sayısı yılda 10 milyonu bulan ziyaretçilerin bir kısmı, ne kültürle ne de tarihle ilgilenir. Onları çeken, Londra’dan başka bir şey değildir. Gece hayatı son derece renkli, restoran seçenekleri neredeyse sınırsızdır. Ayrıca moda meraklıları, Londra’nın tasarımcılarından gözlerini ayıramazlar. Günümüzde Londra, en az 1960’lar ve ’20’lerde, hatta Edward ya da Elizabeth dönemlerinde olduğu kadar hareketlidir. Londra hâlâ dünyanın merkezindeki yerini korumaktadır. Yemek ve konaklama pahalılığına, tıkalı trafiğe, hava kirliliğine ve semtler arasıdaki uzaklığa rağmen insanlar Londra’nın büyüsüne kapılmaktan kendilerini alamazlar. Shakespeare 'Yıllar solduramaz onu bence / Ne de büyüsü kaçar renklerinin' dediğinde, muhtemelen, ikinci evi olan Londra’dan bahsetmektedir. ÖNEMLİ BİNALAR Albert Memorial: Victoria döneminden kalma bu göz alıcı Neo-Gotik yapı, orijinal haline uygun olarak restore edildi. Barbican’daki Roma Duvarı: İÖ 50-60’tan kalan surlar, Roma dönemi Londinium’undan kalan mirasın bir parçasıdır. Buckingham Sarayı: 1702 tarihli eski yapı, John Nash tarafından yeniden inşa edildi. Sonraki yüzyılda ise bazı süslemeler eklendi ya da çıkarıldı. County Hall: Günümüzde London Aquarium’a ev sahipliği yapan binanın yapımına 1911’de başlandı ve 1922’de açıldı. Hampton Court Palace: Yapımına 1515’te başlanan sarayın inşası 18. yüzyıla dek sürdü. Bu nedenle çeşitli dönem tarzlarının özelliklerini içerir. Kenwood House ve Chiswick House: 18. yüzyılın ünlü mimarları olan Adams kardeşlerin Klasik Palladio tasarımları… Lloyd’s of London: Sir Richard Roger’ın yüksek teknolojiyle inşa edilmiş modern binası, 1980’lerin sembolüdür. Millennium Dome: Tartışmalara yol açan ve genellikle yerilen kubbenin, Britanya’nın ilerleyişinin bininci yılını ifade etmesi düşünülmüştür. Natural History Museum: Hem içindeki hem dışındaki mimari harikalarıyla dikkat çeken bina 1880’de tamamlandı. Southwark Cathedral: 13. ve 14. yüzyıl Gotik mimarinin örneklerinden günümüze kalanları görebilirsiniz. Ayrıca, vitraylarda Shakespeare’in karakterleri betimlenmiştir. St. Barthomew the Great: 12, 15 ve 17. yüzyıl kalıntılarından oluşan koleksiyonun yanı sıra, kilisenin Victoria dönemi restorasyonları da ilgi çekicidir. St. Paul’s Cathedral: 1666’daki Büyük Yangın’dan sonra inşa edilen katedral, Christopher Wren’in başyapıtıdır. Tower of London: Fatih William’ın 1070’lerde yaptırdığı bu kule, şehrin en eski kalesidir. Tudor ve Victoria tarzı eklemeler yapılmıştır. Westminster Abbey: 1060’ta Aziz Edward tarafından inşası başlatılan kilise kompleksi, restore edilerek genişletildi. Glasgov Eski bir özdeyiş vardır: Edinburg başkenttir ama Glasgov ise başkent olma pontansiyeli taşır. Bunun etkileri 19.yy’a dayanır ki o tarihte Glasgov kendini “İmparatorluğun ikinci şehri” olarak ilan etti: gelişen, kültürlü ve pamuk, değirmen, kömür madenleri ve tersaneleriyle elde edilen karlarla zenginleşen bir şehirdi. Geçmişin zenginliğini yansıtan mirası heryerdedir: George meydanındaki Şehirin Resmi Binaları, Ticari Şehrin neoklasik mimarileri, Batı Ucun geniş terasları, bal renkli Güney Yakası villaları, Rodin’den Rembrandt’a pahabiçilemez sanat hazinelerine ev sahipliği yapan galeriler. Glasgov’un bazı şehirlerde olduğu gibi kendini özdeşleştirdiği herhangi bir özel bir binası yoktur: Eyfel kulesi, Trafalgar Meydanı, Empire State binası, Edinburg kalesi gibi. İronik olarak şehir kendini ekonomik bir bunalımın eşiğinden zor kurtararak tabiki yapılarının sayesinde yine de turistlerin ilgisini çeken bir şekilde yeniden yaratılmıştır. Glasgov’un en iyi mimarları şehre yeni bir soluk getirdiler; onların bu abideleri şehrin önceki zaferlerine ışık tutmaktadır. Glasgov’un insanlarının çok sıcak olduğunu söylemek belki biraz klişe gibi olcak ama gerçekten öyleler. Yazar William McIlvanney şöyle ifade etmiştir: Glasgov bir şehir değil sanki bir kabare ve şehrin bu espiri anlayışı en ilginç yanıdır. Buradan çıkan bazı isimler: Billy Connolly, Jerry Sadowitz ve Rab C Nesbit; hiçbiri kendini ciddiye almaz ve uzun süre ciddi kalamazlar. Mizah hayatın her yanındadır ve Glasgovlular, Edinburglulara göre her şeyde bir espiri ararlar. Sanat 1990’dan önce İskoçya’nın en geniş şehriolan Glasgov espirilerin ve alay konuların durağıydı: Gorbal adlı, sarhoş futbol fanatiklerinin, jilet sallayan çetelerin ve anlaşılmaz aksanlıların fikir uyuşmazlığının hüküm sürdüğü Büyük Britanya’nın en ünlü gecekondu mahalleleriyle doluydu. Ardından Clyde nehri kıyısı yeniden doğdu. 1990’da Avrupalı Kültür Şehiri olarak isimlendirilen eskiden tersane olan şimdilerde çok değişen ve artık gökyüzünün de görülebildiği bir yer haline geldi. O zamandan beri ziyaretçiler, gelişen sanat eserlerini, muhteşem Viktorya dönemi binalarını, Charles Rennie Mackintosh’un kıvrımlı Art Nouveau tasarımlarını görmek için gelmektedirler. Eskiden endüstriyel ticaret şehri bölgeleri olan ve artık yüksek apartmanlar, tasarım dükkanları ve restoranlarla kaplı bu bölge gezilmeye değer bir yer haline geldi. “Ditto West End” olarak geçen restoranları, botanik bahçeleri ve refah içinde yaşayan bölge de görülmeye değerdir. |
Cevap : İngiltere (Birleşik Krallık)
3 Eklenti(ler)
İNGİLTERE, ıng. England, Büyük Britanya'nın güney kesimine verilen ad; 131 700 km2; 46 221 000 nüf. Merkezi Londra; K.'inde iskoçya, B.'sında Wales vardır.
COĞRAFYA doğal çevre Yüzey şekilleri çelişkilidir: yaşlı kütleler, tortul bölgeler vb. Yaşlı kütleler, ingiltere' nin kuzey ve batı kesimlerinin büyük bölümünü kaplar. Cumberland kütlesinde, Dördüncü Zaman buzullaşması, güzel tekne vadiler (Lake District) oluşturur. Kl-reçtaşlı ve kumtaşlı uzun bir kubbe biçiminde uzanan Pennin sıradağları, ingiltere'nin omurgasıdır. Wales kütlesi, uzun doruklarla ve Midlands'de bir yükselen şistli tepeler, Cornwall-Devon yarımadasının başlıca yüzey şekilleridir. Düzenli biçimde kat kat yığılmış tortul kayaçlar, Orta, Doğu ve Güney kesimlerini kaplar. Aşındırma, en yumuşak kayaç-ları oyup, sert kayaçları yontarak, İngiltere'yi verevine aşan uzun diklikler oluşturmuştur: Bristol'den Teesside'a uzanan, Jura devrinde gelişmiş diklikler: (Cotswold ve Cleveland Hills) ve Wight adasından Scarborough'a uzanan, Kretase devri diklikleri (Chiltern ve Yorkshire Wolds). Bu diklikler arasında, killi alçak ovalar yer alır; bazılarının (Fens, Somerset bataklığı) yükseltisi deniz düzeyinin pek az üstündedir. Thames ırmağının G.'inde tebeşirli bir diklik dizisi (North Downs ve South Downs), bir antiklinal içine oyulmuş Weald çöküntüsünü çevreler. Haliçler (Severn, Thames Humber, Mersey) karaların içinde derinlemesine sokulur. Okyanusun etkisinde kalan iklimde de aynı çelişki gözlenir. Batıdan gelen alçak basıncın etkileri önce ingiltere'nin daha dağlık olan kuzey-batı kesimine ulaşır. En şiddetli rüzgârların estiği, en bol (Cumberland doruklarında yılda 4 m) ve en sık (yılda 200 gün) yağışların düştüğü bu kesimde yazlar serin, yıllık güneşli saatler toplamı 1 000 saatin altındadır. Ama kıyılardaki merkezlerde kışlar çok yumuşak (Cornwall'de ocak ayı ortalaması 7 °C), yağışlar daha azdır (yaklaşık 800 mm). Dağların oluşturduğu engelin etkisiyle, doğu ve güney kesimlerde kışlar biraz daha soğuk (4 °C), yazlar daha sıcak (16-17 °C), yağışlar daha az (650 mm'nin altında), rüzgâr daha az şiddetli, güneşli saatler toplamı daha yüksektir (yılda 1 600 saat). etkinlikler XVIII. yy.'daki sanayi devrimini başlatmış olan ingiltere, 1880 yıllarına kadar dünyanın en büyük sanayi ülkesi oldu. Günümüzde, etkin nüfusun ancak 1/3 kadarını istihdam etmekle birlikte sanayi, hâlâ ekonominin temel taşlarından biridir. ingiltere'de enerji kaynakları boldur: günümüzde özellikle Pennin sıradağlarının doğu ve güney kenarlarında (Durham, Yorkshire, Derby-Nottingham havzası), 100 Mt'u aşkın kömür üretilmektedir East -Anglia açıklarında birçok denizaltı metan yatağı (gaz boru hattıyla kıyıdaki üç merkeze bağlıdır) vardır; ülkenin kuzey bölgesine, Kuzey denizi'nin iskoçya kesiminde çıkarılan gazlar ulaştırılır; güney bölgesiy-se Cezayir'den sıvılaştırılmış metan dışalımı yapar. Başlıca haliçlerde (Thames, Humber, Tees, Mersey, Southampton doğal limanı) kurulmuş petrol rafinerilerinde, yurtdışından satın alınan ya da Kuzey de-nizi'nin iskoçya kesiminde çıkarılan petrol İşlenir. Kuzey denizi, Bristol kanalı ve irlanda denizi kıyılarında bir dizi nükleer santral kurulmuştur, ama elektriğin büyük bölümü hâlâ kömürle çalışan termik santrallarda üretilir. Kimya ve petrokimya sanayisi de, haliçlerin kıyısına yerleşmiştir: Southampton doğal limanı (Fawley), Aşağı Thames (Shellhaven), Bristol kanalı (Avonmouth), Mersey halici (Stanlow, Ellesmere Port, Runcorn), Humber halici (immingham), Tees halici (Billlngham-Wilton). Bu güçlü ve çeşitlenmiş sanayi, büyük şirketlerin denetimindedir. Buna karşılık, demir-çelik sanayisinde-ki gerileme durdurulamamaktadır. Özellikle Tees halici kıyısında (Redcar, Lackenby) ve Humber halici yakınında (Scunthorpe) toplanan tesislerde, ülkede zaten düşük oranlı olan demir cevheri çıkarımı aşağı yukarı durmuş olduğundan, deniz aşırı ülkelerden satın alınan yüksek oranlı cevherler işlenir. Sheffield, hurda kökenli elektrik çeliği üretiminin başlıca merkezidir. Tersaneler (Tyne, Tees, Mersey, Southampton doğal limanı) güçlükte ayakta durmaktadır; otomobil sanayisinin (Midlands, Lancashire, Londra havzası) üretimi de 1968'den bu yana yarı yarıya azalmıştır. Hafif makine sanayisi, hava taşıtları yapımı, elektronik sanayisi, bilgisayar sanaylsiyse, tersine, belirli ölçüde gelişmekte ve Midlands, Londra havzası ve Lancashlre'deki birçok kente canlılık getirmektedir. Yün sanayisinde Yorkshire, tuhafiye gereçleri yapımında Midlands, eski ünlerini korumaktadır, ama Lancashire'deki geleneksel pamuklu kumaş sanayisi yok olmaya yüz tutmuştur. Büyük Britanya'nın Ortak Pazar'a katılmasının canlandırdığı besin sanayisi, özellikle doğu bölgesinin kırsal kesimlerinde ve limanlarında toplanmıştır. ingiltere'nin sanayi ülkesi özelliğini hızla yitirmesini, etkin nüfusun °/o 60'ından çoğunu istihdam eden hizmetler kesiminin gelişmesi bir ölçüde dengelemektedir. Hizmetler kesiminin üst düzey dalre-leriyse (devlet daireleri, bankalar, sigortacılık, bankerlik kuruluşları, İşletmelere danışmanlık yapan kuruluşlar, menkul kıymetler ve hammaddeler borsası, ortak fonların yönetimi, dışalım-dışsatım, deniz ticaret şirketleri, hava ulaşımı, lüks eşya ticareti, turizm, araştırma) Londra'da ve Manchester, Birmingham, Newcastle, Bristol, Leeds gibi birkaç büyük kentte toplanmıştır. Etkin nüfusun.ancak °/o 2'sini istihdam eden tarım, hem dar, hem de çoğunlukla verimsiz topraklarda uygulanır. Buna karşılık tarım, büyük bir tüketim pazarının yakınında bulunmasından ve XVIII.-XIX. yy.'lardan kalma sağlam toprak ve mülkiyet yapılarından (bir tek çiftçinin mülkü olan 40-400 ha büyüklüğünde tarım işletmeleri, makine kullanımının yaygınlaşmış olduğu birçok hektar genişliğinde tarlalar) yararlanmaktadır. Üretim ve yönetim tekniklerinin düzeyi yüksektir ve ülke nüfusuna gerekli besinin yarısından çoğunu (bunun dörtte üçü ılıman iklim kökenli bitkilerdir) üretir. Otlarının büyümesine elverişli yağışlı ve serin iklim, hayvancılığın (özellikle de süt hayvancılığı) ağır basmasına yol açmıştır: tarım girdilerinin % 50'slnden çoğunu hayvancılık sağlar. K.-B.'ya doğru gidildikçe süt hayvancılığının önemi artar. Öbür hayvancılık çeşltlerlyse (yüksek topraklardaki küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, kasaplık sığırlar, kümes hayvanları, domuz yetiştiriciliği) girdilerin % 30 kadarını sağlamaktadır. Ticari bitkiler tarımı, çoğunlukla yoğun hayvancılıkla birlikte, özellikle de doğu ve güney bölgelerinin en kurak bölgelerinde yapılır. Başlıca ürünler arpa, buğday, şekerpancarı ve patatestir. Ama XX. yy. başında, özellikle Fens'de ve Kuzey denizi'nin güney kıyılarında sebze ve meyve yetiştiriciliği de gelişmiştir. Balıkçılıkta, denizde tutulan balık miktarı (400 0001), 1960'tan bu yana yarı yarıya azalmıştır Bu azalmanın birçok nedeni vardır: kıta Avrupası ülkelerinden ve SSCB'den balıkçı gemilerin Kuzey deni-zi'nde aşırı avlanmaları, izlanda adası çevresindeki izlanda karasularının 200 deniz miline çıkarılması, akaryakıt fiyatlarının artması, balıkçı teknelerinde çalışanların gündeliklerinin artması vb. Başlıca balıkçılık limanları, Kuzey denizi kıyısında Hull, Grimsby, Lowestoft, North Shields, irlanda denizi kıyısında Fleetwood, Manş denizi kıyısında Plymouth'dur. Deniz taşımacılığı kıyılar boyunca, özellikle Kuzey denizi kıyılarında son derece yoğundur. Taşınan başlıca yükler, Durham-Northumberland kömür havza-sıyla Aşağı Thames kıyılarındaki nükleer santrallar arasında kömür, arıtılmış petrol ürünleri ve yapı sanayisi gereçleridir. Büyük Britanya'nın adalar üzerinde yer alması ve kıyılarının uzunluğu çok sayıda ve iyi donatılmış deniz limanı kurulmasını gerektirmiştir. Başlıcaları Londra, Liverpool, Southampton, immingham, Hull, Newcastle, Rochester, Ellesmere, Port, Dover vb.'dlr Yük taşımacılığında Londra limanı, değer olarak Londra havaalanlarının oluşturduğu bütünden ve Dover deniz limanından (kamyon ulaşımı ve yatay yükle-meli römorklar) sonra üçüncü sıraya düşmüştür. TARİH ingiltere'nin tarihi V. yy.'da Anglosaksonlar'ın Britanya adasına (Britannia) yerleşmesiyle başlar. Adanın eski sakinlerini İç kesimlere iten ya da kendi İçlerinde eriten Anglosaksonlar, kendi adlarını (England, Angllar ülkesi) verdikleri ülkeye yerleştiler, VI. ve VII. yy.'larda birbirine rakip küçük krallıklar kurdular. (->HEPTARŞİ.) Roma ve irlanda'nın etkisi altında hırlsti-yanlığı benimseyen Anglosaksonlar, özellikle VIII, yy.'da Avrupa kıtasını (Karolenj imparatorluğu'nu) etkileyen özgün ve parlak bir uygarlık yarattılar. 795'e doğru başlayan iskandinav istilaları, XI. yy. başına kadar birçok kez tekrarlandı. Danimarkalıların çıkagelmesi (—DANELAW), adadaki yerleşmeye yeni bir unsur kattı. Bu istila, yalnızca anglo-sakson Wessex hanedanını ayakta bırakarak, hanedanın ülkede siyasi birliği kurma görevini üstlenmesine olanak sağladı (IX. yy. sonu X. yy.). Fakat, Danimarka kralı Büyük Knud (ya da Knut) ülkeyi fethetti ve Danimarka hanedanı (1016-1042), ingiltere'yi büyük bir imparatorluğa katarak ona daha geniş ufuklar açtı ve hem Kuzey denizi'nde, hem de Baltık denizi'nde ticaretini geliştirdi. Anglosakson hanedanı, Günah Çıkartan Edward döneminde (1042-1066) yeniden kuruldu. Fakat, kral ölür ölmez Nor-mandiya dükü William, kralın yerine geçen Harold'a karşı taht üzerinde hak iddia etti. Normandiya ile ingiltere arasında zaten bir süreden beri sıkı ilişkiler kurulmuştu. Evlenmeler yoluyla, Anglosakson krallığı'na Norman asıllılar giderek daha çok sızmaktaydı. William, taht üzerindeki iddialarını aile bağlarına (Günah Çıkartan Edward kuzeniydi) ve Edward ile Harold'un ölçüsüz vaatlerine dayandırıyordu. Koşullar da kendisine yardım ediyordu (Fransa kralının güçsüzlüğü, iskan-dinavlar'ın, Flandre kontunun, imparatorun ve değerli bir koz olan papanın hoşgörülü tutumları). Kolayca Normanlar'ın yanı sıra birçok serüvencinin de katıldığı bir ordu toplayarak, Pevensey'e çıkarma yaptı. Harold, 14 ekim 1066'da, Hastings yakınında yenildi ve öldürüldü. Hızla fethedilen ingiltere boyun eğdi. Fatih William, ingiltere kralı olarak taç giydi (aralık 1066). Kentteki ayaklanmayı bastırarak birçok iskandinav akınını püskürterek ve ülkenin kuzey kesimini yakıp yıkarak egemenliğini sağlamlaştırdı. Sonra, fethettiği ülkeyi örgütlemeye girişti: anglosakson soyluların mallarına el koydu, toprakların önemli bölümünü silah arkadaşlarına ve Kilise'ye (en yüksek mevkiler, fransız -norman din adamlarına verildi) dağıttı. Normanlar'ın yönetimdeki ustalığının ilgi çekici bir örneğini oluşturan Domesday Book'a baktığımızda, ingiltere'ye fransızca konuşan ve XIII. yy.'a kadar kıta Avru-pası'yla canlı ilişkilerini sürdüren bir soylu sınıf kazandıran bu servet aktarımının çapı hakkında bir fikir edinebiliriz. Norman hanedanı (1066-1154) ile An-joulu Plantagenetler hanedanı (1154-1399) dönemlerinin başlıca özelliği, oldukça güçlü bir monarşi yönetiminin kurulmasıdır. Eski bir gelenek uyarınca, soylulara ait mülklerin parçalı olduğu bu küçük ve tenha krallıkta, Henry I (1100-1135), Henry II (1154-1189) ve Edward I (1272-1307) gibi enerjik krallar, vasallerl üstünde güçlü bir otorite kurmayı başardılar. Ne var ki, gerçek bir yönetim sisteminin erkenden gelişmesi (örneğin Maliye bakanlığı), kralın kişiliğiyle krallık kavramını birbirinden ayırma eğilimini doğurdu: örneğin, kralların kıta Avrupası'ndaki girişimleri, gün geçtikçe, soylu sınıfın onaylamadığı ve katılmakta ayak sürüdüğü kişisel girişimler haline geldi. Küçük soyluların, oldukça kalabalık bir özgür köylüler sınıfıyla ilişki kurmasını sağlayan eski yerel meclisler ile krallık konseyleri, belli bir siyasi yaşamı ve özgürlük anlayışını koruyabildiler. Bir hükümdar güçsüzse, Yurtsuz John (1199 -1216) ya da Henry III (1216-1272) gibi savaşta yenilmlşse, baronlar aristokrasisi, geleneksel özgürlükleri hemen krala yazılı olarak onaylatıyordu: "Magna Carta" (Büyük Ferman) [1215], Simon de Mont-fort'un ayaklanması ve "Oxford hükümleri" (1258). Bu koşullar altında, Edward I gibi güçlü ve saygı gören bir kral, ülkeye önemli bir askeri ve mali çabayı kabul ettirmeyi başardığında bile, davranışının haklılığını göstermek ve yardımını istediği toplumsal katmanlara bunu onaylatmak zorunda kalıyordu: örneğin Edward I, ingiltere'ye devlet ve düzenli vergi kavramlarını ilk sokan kişi olduğu gibi, sık sık genişletilmiş bir meclis toplamak gereğini duyan ilk hükümdar da oldu. Bir "parlamento" biçiminde toplanan bu meclis, çok geçmeden çalışması ve bileşimi kesin kurallara bağlı bir kurum haline geldi. Arkadan da, dolaysız vergi çıkarma tekelini yavaş yavaş ele geçiren Parlamento ile kral arasındaki diyalog, ingiliz siyasal yaşamının başlıca özelliği oldu. Norman krallar ve özellikle de Anjou hanedanından ilk hükümdarlar, Fransa'da geniş ve zengin topraklara sahiptiler ve bu topraklar dolayısıyla Capet hanedanının vasalleri durumunda bulunuyorlardı. Küçük ingiltere krallığı'na, bir süre için, Som-me'dan Pireneler'e kadar uzanan kıta mülkünün bir uzantısı gözüyle bakıldı. Kıta ile bu çıkar ilişkileri, ingiliz monarşisini, Fransa krallığı'yla sonu gelmez çatışmalara sürükledi. Bu çatışmaların en ünlüsü Yüz Yıl savaşlarıdır (1337-1453). Fakat, ingiliz krallar, bu yüzden Britanya adalarıyla ilgilenmiyor değillerdi. Henry II, Wales'de uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve irlanda'ya metbuluğunu kabul ettirdi (1170) ve burada "Pale" kolonileri kuruldu. Edward I Wales'i ele geçirdi (XIII. yy. sonu) ve egemenliğini iskoç-ya'ya yaymaya çalıştı. 0te yandan, koyun yetiştiriciliğinde (CTteaux manastırlarının rolü) yeni bir gelir kaynağı bulan ingiliz ekonomisi gelişti; önce yahudl tefecilerin, sonra da italyan tüccarlarla flaman zanaatçıların teşvikiyle, büyük ticarete yönelerek, yün ve kumaş (XIV. yy.'dan sonra) ihraç etmeye başladı. XIV. yy. sonunda ve XV. yy.'da ingiltere krallığı toplumsal ("emekçiler"ln ayaklanması), dinsel (Wyciiffe sapkın mezhebi) ve siyasal (Lancaster hükümet darbesi, iki Gül savaşı) karışıklıklarla ve Yüz Yıl sava-şı'nı sona erdiren bozgunlarla sarsıldı. Fransa'daki fieflerin (1558'e kadar korunan Calais dışında) yitirilmesi, krallığa hiç değilse tam bir bütünlük ve sağlam bir ulusal bilinç kazandırdı. Karışıklıklar, soylular sınıfını kırarak, yurtluk sahibi dere-beylerin XV. yy.'dan beri oluşturdukları tehlikeyi azalttı. Tümüyle ingiltere'ye özgü bu güçleri Tudor hanedanı (1485-1603) önemli ölçüde geliştirdi. Henry VII (1485 -1509), krallığın gücünü ve bütünlüğünü yeniden kurdu ve Henry VIII (1509-1547) bunu pekiştirdi. Her ikisi de bunu Parlamento aracılığıyla kendisini millete kabul ettirmesini bilen bir krallık otoritesinden yararlanarak gerçekleştirdiler. Bu arada Henry Vlll'ln Roma'yla ilişkilerini koparması (1533), Parlamento'nun önemini büsbütün artırdı. Kral, kesinlikle ulusal nitelikte ve monarşinin hizmetinde bir kilise kurdu (Egemenlik yasası, 1534; -ANGLİKANCl-LIK). Zaten güçsüz düşmüş olan geleneksel kilise düzeninin daha da zayıflaması, hükümdarların önleme çabalarına rağmen, ülkeyi calvinci reformun etkisi altına soktu (püritenciliğin ortaya çıkması). Böylece ingiltere protestan bir ulus oldu. Bu dinsel devrimin yanı sıra toplumsal bir devrim de başladı. Koyun yetiştiriciliğinin yaygınlaşması, "enclosure" hareketine yol açtı; bu hareket, fiyat yükselişleri yüzünden sıkıntıya düşen köylü sınıfının zararına olarak, ticaret ve sanayiyle zenginleşmiş olan soylularla burjuvazinin tarım alanlarına elkoymaları sonucunu doğurdu. Aynı dönemde, ingiltere'de denizcilik gelişmeye başladı (XVI. yy.'da ilk sömürgelerin kuruluşu ve ilk büyük deniz zaferleri). Amerika'nın keşfi ve uzak ülkelere yapılan deniz seferleri, ticari etkinliği kamçıladı ve dinsel nedenlerin de eklenmesiyle ispanya'yı ülkenin yeni düşmanı durumuna getirdi. Elizabeth l'in uzun ve şanslı saltanat döneminde (1558-1603) yeni eğilimler güçlü bir biçimde kök salarken, komşu iskoçya krallığı'nda ingiliz nüfuzunun yanı s|ra Protestanlık da başarıya ulaştı (1560). ingiltereli Tudorlar ile iskoçyalı Stuartlar arasındaki evlilik bağları, bu iki geleneksel düşmanı zaten birbirine yaklaştırmıştı. Eli-zabeth I ölünce (1603), kuzeni iskoçya kralı James VI, James I adıyla ingiltere tahtına çıktı. Stuartlar'ın tahta çıkışı iki krallığın giderek birleşmesine yol açtı ve bu birleşme 1707 Yasası'yla tamamlandı. Bu tarihten sonra iki ülkenin tarihi, Büyük Britanya tarihi oldu. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284467758 http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284467758 http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284467758 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.