ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Ülke & Şehirler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=413)
-   -   Avusturya (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=73627)

Şengül Şirin 05-01-2009 08:01 PM

Avusturya
 
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Ülkenin Resmi Tam Adı: Avusturya Cumhuriyeti

Kısa Şekli : Avusturya

Yerel Tam Adı: Republik Oesterreich

Yerel Kısa Şekli: Oesterreich

Yönetim biçimi: Parlementer Federal Cumhuriyet

Başkenti: Viyana

İdari Bölümleri: 9 eyalet; Burgenland, Kaernten, Niederoesterreich, Oberoesterreich, Salzburg, Steiermark, Tirol, Vorarlberg, Wien

Bağımsızlık Günü: 1156 (Bavarya'dan)

Milli Bayramları: Ulusal gün, 26 Ekim (1955)

Anayasası: 1920

Üye Olduğu Uluslararası Örgüt ve Kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği) (gözlemci), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), EMU (Avrupa Ekonomi ve Para Birliği), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G- 9, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), MINURSO (BM Bati Sahra Referandum Misyonu), NAM (ziyaretçi), NEA (Nükleer Enerji Ajansı), NSG, OAS (gözlemci), OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü),OPCW, OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), PFP (Barış için Ortaklık), UN (Birleşmiş Milletler), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNDOF (BM Ateşkes Gözlem Misyonu), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNFICYP (BM Barış Gücü), UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UNIKOM (BM Irak-Kuveyt Gözlem Misyonu), UNITAR (BM Eğitim Araştırma Enstitüsü), UNMEE (BM Etyopya-Eritre Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi), UNMOT, UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UNTAET (BM Doğu Timor Geçiş Yönetimi), UNTSO (BM Mütareke Gözlem Örgütü), UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WEU (gözlemci), WFTU (Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü), ZC
Bir Orta Avrupa ülkesi. Orta Avrupa'nın Alpler bölgesinde kurulmuş olan Avusturya; doğuda Macaristan, kuzeyde Çekoslavakya ve Federal Almanya, batıda İsviçre ve Leiechtenstein, güneyde İtalya ve Yugoslavya ile çevrilidir.

Tarihi

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Çok eski tarihlerden beri insanların yaşadığı bu ülke, M.Ö. 100 yıllarında Romalılar tarafından işgal edilmiştir. Almanya ile beraber olan Avusturya'ya 803 senesinde Kral Büyük Carl tarafından ""Doğu Marklığı"" ünvanı verildi. Böylece Germen İmparatorluğunun bir parçası olarak kurulmuş oldu. Daha sonraları başa geçen Habsburg Hanedanı, ülkenin sınırlarını genişletmişlerdir.

On beşinci asırda Avrupa'nın ve Hıristiyanların en güçlü devleti haline gelen Avusturya, Osmanlılara ve Müslümanlara karşı arkası kesilmeyen saldırılara liderlik etmiştir. On altıncı asır başlarında yapılan saldırılara son vermek ve İslamiyeti yaymak gayesiyle Osmanlı Devleti çeşitli seferler ile 1529'da Macaristan'ı daha sonra 1540'ta Avusturya'yı yendi. Kral Birinci Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı Devletine bırakılması ve senede 30.000 duka altını vergi vermek şartları ile bir andlaşma imzaladı. Böylece Avusturya'nın saldırıları son buldu.

Çeşitli savaş ve isyanlarla Osmanlı Devletinden ayrılan Macaristan ile birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu kurdular. Birinci Dünya Savaşında parçalanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndan Avusturya harp sonunda Almanya ile birleşmek istemesine rağmen, galip devletler buna müsaade etmediler.Müstakil bir devlet olarak kurulan Avusturya Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşında Hitler tarafından 1938'de Almanya'ya katıldı. Savaş sonunda Almanya'nın yenilmesi ile Avusturya; ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa tarafından işgal edildi. 1955'te bu devletlerle bir andlaşma yapıldı. Buna göre Avusturya hiçbir devletle birlik kuramayacak ve herhangi siyasi bir bloka dahil olamayacaktı. Bu şartlarla bugünkü Avusturya Cumhuriyeti kurulmuş oldu.

Fiziki Yapı

Doğu Alpler üzerinde kurulmuş bulunduğundan ülkenin aşağı yukarı dörtte üçü dağlık arazidir.Kuzeyde ülkeyi batıdan doğuya kateden Tuna Nehrinin ülkedeki uzunluğu 350 kilometredir. Bu kısımlar en alçak yerlerdir. Alpler Avusturya'da ülkeyi batıdan doğuya doğru üç sıra halinde kaplamışlardır. Ülkenin en yüksek tepesi 3798 m ile ""Gross Glockner""dir. Tuna Nehrinden sonra en önemli akarsuyu Morova Irmağıdır.
Göller bakımından çok zengin olmasına rağmen bu göller çok küçüktür. En büyük gölü Neusied'dir ki, yüzölçümü 320 km2dir. Bunun bir kısmı da Macaristan'a aittir.

İklim

Kara iklimine sahiptir. Kışlar çok sert ve yağışlı geçer. Yağışlar genellikle kar şeklinde olup, alçak yerlerde yağmur halinde olur. Hava sıcaklığı kışın genellikle 0°C'ın altında bulunur. Bu zamanda dahi hava açık ve berrak olduğundan kış sporlarına elverişlidir. Tuna Nehri kış aylarında donduğundan, ulaşımın aksamaması için buz kırma çalışmaları devamlı yapılır. Yükseklerde fırtınalar bazen çok şiddetli olur. Kara iklimi özelliğinden dolayı yaz ayları sıcak geçer. Sıcaklık ortalaması 20°C'ın üzerindedir. Bu mevsimde az miktarda da olsa yağış görülür.

Tabii Kaynaklar

Ülkenin aşağı yukarı % 40'ı ormanlarla kaplıdır. Orta Avrupa'nın en fazla ormana sahip ülkesidir. Alplerin 2150 metreye kadar olan yüksekliklerinde mevcut olan ormanların büyük bir kısmı özel şahıslara aittir.
Madenler bakımından oldukça zengin sayılan Avusturya'da demir, mağnezyum, grafit ve kömür elde edilir. Dünyada en çok grafit üreten ülkedir. Petrol ve tabii gaz üretiminde Avrupa'da dördüncü sıradadır. Bunlardan başka bakır, çinko, kurşun, antimon, boksit ve tungsten madenleri de kafi miktarlarda üretilmektedir.

Nüfus ve Sosyal Hayat


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872

Sekiz milyon civarındaki nüfusun hemen hemen hepsi Cermen olup, Katolik mezhebindendir. Az miktarda Slav, Hırvat ve Macar bulunur. Nüfusun % 18,6'sını 1-l4 yaş grubu, % 61,6'sını 15-59 yaş grubu, % 19,8'ini de 60 yaşından yukarısı teşkil etmektedir. Halkın yarısı şehirlerde yaşar. Avrupa'nın kültür merkezidir. Asırlardır Avrupa kültürünü bünyesinde toplamış olan Viyana, bu özelliğini devam ettirmektedir. Viyana'ya bakan Kahlenberg Tepesinde bir abide vardır. Bu abidede; ""Allah bizi veba ve Türklerden korusun!"" yazılıdır.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872



Bu yazının altında da, Türklerin vahşetini tasvir eden bir resim görülmektedir. 1683'te Viyana kuşatması sırasında, Osmanlı karargahının bulunduğu bu tepe, gelecek nesillere, Türk düşmanlığı aşılamak için böyle süslenmiştir. Avrupalı daima Türkleri bu abidedeki şekliyle görmektedir. En önemli şehirleri Viyana, Graz, Linz, Salzburg ve Insburck'dur. Tabiat şartları icabı kış sporlarının merkezi durumundadır. Dolayısıyla turizm ve kış sporları çok gelişmiştir. Okuma-yazma oranı oldukça yüksektir (% 98 (1983)). Ülkedeki eğitim kurumları Avrupa'nın en eski eğitim kurumlarındandır. Mesela Viyana Üniversitesi 1365'te kurulmuştur. Ülkede mevcut dört üniversite ve buna bağlı çeşitli fakülte ve üniversite seviyesinde akademiler vardır. Kilisenin eğitim ve öğretimde büyük bir ağırlığı vardır. Avrupa'nın kavşak noktası olduğu için taşımacılık ve ulaşım çok gelişmiştir.

Siyasi Hayat

Avusturya anayasasına göre ülke Federal Demokratik bir Cumhuriyettir. Yürütme yetkisi 9 eyaletten gelen delegeler tarafından icra edilir. Anayasa, dört yıllık bir devre için devlet başkanının meclis tarafından seçilmesini şart koşmuştur. Başkan, dış mes'elelerde devleti temsil eder. Anlaşma ve kanunları imzalar, bakan ve diğer yetkilileri tayin eder. Başkan aynı zamanda meclisi toplar, fesheder ve tatile sokabilir.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Federal kongre, üst meclis, federal konsey ve alt meclis milli konseyden meydana gelir. Federal konsey, eyalet milletvekilleri tarafından seçilen 50 üyeden meydana gelir. Milli konsey 25 seçim bölgesinden gizli oyla dört senelik bir devre için seçilmiş 165 temsilciden ibarettir. Adayların en az 26 yaşında olmak mecburiyeti vardır. 21 ve daha yukarı yaşta olan vatandaşlar oy kullanabilir. Oy verme işlemi ppazar veya umumi tatil günlerinde yapılır. Meclislerin en önemlisi Milli Meclistir. Mevcut üç siyasi parti vardır. Bunlardan Sosyalist Parti ile Halk Partisi 1880 senesinde kurulmuştur. Komünist Partisi ise Birinci Dünya Harbinden sonra kurulmuştur.

Ekonomi

Avusturya ekonomisi, sanayi, turizm ve tarıma dayanmaktadır. Tarıma elverişli toprakları azdır. Bol ürün alabilmek için modern tarım İkinci Dünya Savaşından sonra hızla gelişmiştir. Ülkenin alçak bölgelerinde bulunan çayırlık alanlarda hayvancılık gelişmiştir.
Ekonomisinin ana kaynağını meydana getiren sanayi dalında, pik demir ve ham çelik, alüminyum üretimi ön sıralarda yer alır. Kağıt, kimyasal madde ve plastik diğer sanayi ürünleridir.

Avusturya, dünyanın önde gelen tabii magnezit üreticisidir. Schwechat'taki büyük petrol rafinerisi, ülkenin toplam petrol ve petrol ürünleri tüketiminin dörtte üçünü karşılar.
Geniş ormanlarından elde edilen kerestenin sadece bir bölümü ülkede işlenir. İşlenmemiş kereste ülkenin başlıca ihraç ürünleri arasında yer alır.
En önemli ihraç ürünlerini; makinalar, elektronik araçlar, maden ürünleri, kağıt, elektrik enerjisi, gıda maddeleri meydana getirir.

Turizm: Avusturya'nın dağları, ormanları ve vadileri yaz ve kış aylarında ideal tatil yerleridir. Göller, dağlar ve vadiler, çeşitli sporları ile ünlüdür. Viyana ise müzik, güzel sanatlar ve tarihi eserlerin merkezidir. Operalar, sanat galerileri bale gösterilerinin verildiği salonlar başşehirde toplanmıştır. Kış aylarında binlerce ziyaretçi, kayak yapmaya Avusturya'ya gelmektedir.
Dış ticaret: İthalatı ihracatını daima geçmiştir. Fakat turizmdeki gelişme, dengesizliği gidermektedir.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872

Avusturya, Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatının imtiyazlı bir üyesidir. Teşkilatın liberal ticaret politikasına isteyerek girmiştir. Avrupa Serbest Ticaret Birliğinin kuruluşuna katılmasıyla iç ticarette, üye devletlerin sanayi malları üzerindeki vergi tedrici olarak indirildi.

Avusturya; Linz, Solbadıtall, Graz ve Viyana olmak üzere dört serbest ticaret bölgesine sahiptir. Buralarda müsaade alınmadan, gümrüksüz olarak yabancı mallar sergilenebilir, depo edilebilir veya onarılabilir. Bu serbest bölgeler yabancı malların daimi teşhir bölgeleri olarak geliştirilmiştir.

Genel İstatistiki Bilgiler

Konum: Orta Avrupa'da, İtalya ile Slovenya'nın kuzeyinde yer alır.

Coğrafi Konumu: 47 20 Kuzey derecesi, 13 20 Doğu boylamı

Bulunduğu Kıta: Avrupa

Yüzölçümü: toplam: 83,858 km²

kara: 82,738 km²

su: 1,120 km²

Sınırları: toplam: 2,562 km

Sınır Komşuları: Çek Cumhuriyeti 362 km, Almanya 784 km, Macaristan 366 km, İtalya 430 km, Liechtenstein 35 km, Slovakya 91 km, Slovenya 330 km, İsviçre 164 km

Denize Kıyısı (Sahil şeridi): 0 km

İklimi: Ilıman kıtasal iklim.

Arazi Yapısı: Batı ve güneyinde Alpler, doğu ve kuzey kısımlarda çoğunlukla düzlükler yer alır

Deniz Seviyesinden Yüksekliği: en alçak noktası: Neusiedler See 40 m; en yüksek noktası: Grossglockner 6,960 m

Doğal Kaynakları: Demir, kereste, magnezit, kurşun, kömür, linyit, bakır, hidro enerji
Arazi Kullanımı: tarıma uygun topraklar: %17

Devamlı Ekilen Alanlar: %1

Otlakları: %23

Ormanlık Arazisi: %39

Diğer Arazileri: %20 (1993 verileri)

Sulanan Arazisi: 457 km² (1993 verileri)

Coğrafi Not: Kara ile çevrili

Nüfus: 8,150,835 (Temmuz 2001 verileri)

Nüfus Artış Oranı: %0.24 (2001 verileri)

Mülteci oranı: 2.45 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)

Cinsiyet Oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın

15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın

15-64 yaşlarında: 1.02 erkek/kadın

65 yaş ve üzeri: 0.62 erkek/kadın

Toplam Nüfusta: 0.95 erkek/kadın (2001 verileri)

Bebek Ölüm Oranı: 4.44 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)

Ortalama Hayat Süresi: Toplam Nüfusun: 77.84 yıl

Erkeklerde: 74.68 yıl

Kadınlarda: 81.15 yıl (2001 verileri)

Ortalama Çocuk Sayısı: 1.39 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)

HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.23 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 9,000 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (1999 verileri)

Ulus: Avusturyalı

Nüfusun Etnik Dağılımı: Alman %98, Hırvat, Sloven, diğer (Macar, Çek, Slovak, diğer)

Din: Roma Katolikleri %78 , Protestanlar %5, Müslümanlar ve diğer %17

Diller: Almanca

Okur Yazar Oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler

Toplam Nüfusta: %98

GSYİH: Satın alma Gücü paritesi: 203 milyar $ (2000 verileri)

Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %2 (2000 verileri)

İş Gücü: 3.7 milyon (1999)

İşsizlik oranı: %5.4 (Aralık 2000)

Bütçe: gelirler: 56.3 milyar $; giderler: 60.5 milyar $ (2000)

Endüstri: İnşaat, makine, araçlar ve parçaları, gıda, kimyasallar, kağıt ürünleri, iletişim araçları, turizm

Endüstrinin büyüme oranı: %4.2 (2000 verileri)

Elektrik Üretimi: 59.283 milyar kWh (1999)

Elektrik üretimi için kaynaklar: fosil yakıtlar: %29.53

hidro: %67.65

nükleer: %0

Diğer Arazileri: %2.82 (1999)

Elektrik Tüketimi: 53.231 milyar kWh (1999)

Elektrik İhracatı: 13.507 milyar kWh (1999)

Elektrik İthalatı: 11.605 milyar kWh (1999)

Tarım Ürünleri: Hububat, patates, şeker pancarı, şarap, meyve, süt ürünleri, sığır, domuz, kümes hayvanı

İhracat Tutarı: 63.2 milyar $ (2000 verileri)

İhracat Ürünleri: Makine ve parça, kağıt ürünleri, metal eşyalar, kimyasallar, demir - çelik, tekstil, gıda maddeleri

İhracat Ortakları: AB %64.2, İsviçre %5.9, ABD %4.5, Macaristan %3.9 (1999)
İthalat Tutarı: 65.6 milyar $ (2000 verileri)

İthalat Ürünleri: Makine ve parça, kimyasallar, metal eşyalar, gıda maddeleri

İthalat Ortakları: AB %70.3, ABD %5.4, İsviçre %3.0, Macaristan %2.8 (1999)
Dış Borç Tutarı: 16 milyar $ (2000 verileri)

Para Birimi: Avusturya Schillingi (ATS); Euro (EUR)

Para Birimi Kodu: ATS; EUR

Mali Yılı: Takvim yılı

Şengül Şirin 12-10-2009 11:15 PM

Avusturya Federal Cum.
 
10 Eklenti(ler)
Avusturya Federal Cum.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


DEVLETİN ADI: Avusturya Federal Cum.

BAŞŞEHRİ: Viyana

YÜZÖLÇÜMÜ: 83.857 km2

NÜFUSU: 7.812.100 (l991)

RESMİ DİLİ: Almanca

DİNİ: Hıristiyanlık

PARA BİRİMİ: Şilin

Bir Orta Avrupa ülkesi. Orta Avrupa'nın Alpler bölgesinde kurulmuş olan Avusturya, doğuda Macaristan, kuzeyde Çekoslavakya ve Federal Almanya, batıda İsviçre ve Leiechtenstein, güneyde İtalya ve Yugoslavya ile çevrilidir.


Tarihi




http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Çok eski tarihlerden beri insanların yaşadığı bu ülke, M.Ö. 100 yıllarında Romalılar tarafından işgal edilmiştir. Almanya ile beraber olan Avusturya'ya 803 senesinde Kral Büyük Carl tarafından 'Doğu Marklığı' ünvanı verildi. Böylece Germen İmparatorluğunun bir parçası olarak kurulmuş oldu. Daha sonraları başa geçen Habsburg Hanedanı, ülkenin sınırlarını genişletmişlerdir. On beşinci asırda Avrupa'nın ve Hıristiyanların en güçlü devleti haline gelen Avusturya, Osmanlılara ve Müslümanlara karşı arkası kesilmeyen saldırılara liderlik etmiştir.




http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


On altıncı asır başlarında yapılan saldırılara son vermek ve İslamiyeti yaymak gayesiyle Osmanlı Devleti çeşitli seferler ile 1529'da Macaristan'ı daha sonra 1540'ta Avusturya'yı yendi. Kral Birinci Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı Devletine bırakılması ve senede 30.000 duka altını vergi vermek şartları ile bir andlaşma imzaladı. Böylece Avusturya'nın saldırıları son buldu.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Çeşitli savaş ve isyanlarla Osmanlı Devletinden ayrılan Macaristan ile birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu kurdular. Birinci Dünya Savaşında parçalanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndan Avusturya harp sonunda Almanya ile birleşmek istemesine rağmen, galip devletler buna müsaade etmediler.Müstakil bir devlet olarak kurulan Avusturya Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşında Hitler tarafından 1938'de Almanya'ya katıldı. Savaş sonunda Almanya'nın yenilmesi ile Avusturya, ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa tarafından işgal edildi. 1955'te bu devletlerle bir andlaşma yapıldı. Buna göre Avusturya hiçbir devletle birlik kuramayacak ve herhangi siyasi bir bloka dahil olamayacaktı. Bu şartlarla bugünkü Avusturya Cumhuriyeti kurulmuş oldu.


Fiziki Yapı


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872




Doğu Alpler üzerinde kurulmuş bulunduğundan ülkenin aşağı yukarı dörtte üçü dağlık arazidir.Kuzeyde ülkeyi batıdan doğuya kateden Tuna Nehrinin ülkedeki uzunluğu 350 kilometredir. Bu kısımlar en alçak yerlerdir. Alpler Avusturya'da ülkeyi batıdan doğuya doğru üç sıra halinde kaplamışlardır. Ülkenin en yüksek tepesi 3798 m ile 'Gross Glockner'dir. Tuna Nehrinden sonra en önemli akarsuyu Morova Irmağıdır.
Göller bakımından çok zengin olmasına rağmen bu göller çok küçüktür. En büyük gölü Neusied'dir ki, yüzölçümü 320 km2dir. Bunun bir kısmı da Macaristan'a aittir.


İklim


Kara iklimine sahiptir. Kışlar çok sert ve yağışlı geçer. Yağışlar genellikle kar şeklinde olup, alçak yerlerde yağmur halinde olur. Hava sıcaklığı kışın genellikle 0°C'ın altında bulunur. Bu zamanda dahi hava açık ve berrak olduğundan kış sporlarına elverişlidir. Tuna Nehri kış aylarında donduğundan, ulaşımın aksamaması için buz kırma çalışmaları devamlı yapılır. Yükseklerde fırtınalar bazen çok şiddetli olur. Kara iklimi özelliğinden dolayı yaz ayları sıcak geçer. Sıcaklık ortalaması 20°C'ın üzerindedir. Bu mevsimde az miktarda da olsa yağış görülür.


Tabii Kaynaklar


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872




Ülkenin aşağı yukarı % 40'ı ormanlarla kaplıdır. Orta Avrupa'nın en fazla ormana sahip ülkesidir. Alplerin 2150 metreye kadar olan yüksekliklerinde mevcut olan ormanların büyük bir kısmı özel şahıslara aittir.
Madenler bakımından oldukça zengin sayılan Avusturya'da demir, mağnezyum, grafit ve kömür elde edilir. Dünyada en çok grafit üreten ülkedir. Petrol ve tabii gaz üretiminde Avrupa'da dördüncü sıradadır. Bunlardan başka bakır, çinko, kurşun, antimon, boksit ve tungsten madenleri de kafi miktarlarda üretilmektedir.


Nüfus ve Sosyal Hayat


Sekiz milyon civarındaki nüfusun hemen hemen hepsi Cermen olup, Katolik mezhebindendir. Az miktarda Slav, Hırvat ve Macar bulunur. Nüfusun % 18,6'sını 1-l4 yaş grubu, % 61,6'sını 15-59 yaş grubu, % 19,8'ini de 60 yaşından yukarısı teşkil etmektedir. Halkın yarısı şehirlerde yaşar. Avrupa'nın kültür merkezidir. Asırlardır Avrupa kültürünü bünyesinde toplamış olan Viyana, bu özelliğini devam ettirmektedir. Viyana'ya bakan Kahlenberg Tepesinde bir abide vardır. Bu abidede, 'Allah bizi veba ve Türklerden korusun!' yazılıdır. Bu yazının altında da, Türklerin vahşetini tasvir eden bir resim görülmektedir. 1683'te Viyana kuşatması sırasında, Osmanlı karargahının bulunduğu bu tepe, gelecek nesillere, Türk düşmanlığı aşılamak için böyle süslenmiştir.



http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872




Avrupalı daima Türkleri bu abidedeki şekliyle görmektedir. En önemli şehirleri Viyana, Graz, Linz, Salzburg ve Insburck'dur. Tabiat şartları icabı kış sporlarının merkezi durumundadır. Dolayısıyla turizm ve kış sporları çok gelişmiştir. Okuma-yazma oranı oldukça yüksektir (% 98 (1983)). Ülkedeki eğitim kurumları Avrupa'nın en eski eğitim kurumlarındandır. Mesela Viyana Üniversitesi 1365'te kurulmuştur. Ülkede mevcut dört üniversite ve buna bağlı çeşitli fakülte ve üniversite seviyesinde akademiler vardır. Kilisenin eğitim ve öğretimde büyük bir ağırlığı vardır. Avrupa'nın kavşak noktası olduğu için taşımacılık ve ulaşım çok gelişmiştir.


Siyasi Hayat


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872
Avusturya anayasasına göre ülke Federal Demokratik bir Cumhuriyettir. Yürütme yetkisi 9 eyaletten gelen delegeler tarafından icra edilir. Anayasa, dört yıllık bir devre için devlet başkanının meclis tarafından seçilmesini şart koşmuştur. Başkan, dış mes'elelerde devleti temsil eder. Anlaşma ve kanunları imzalar, bakan ve diğer yetkilileri tayin eder. Başkan aynı zamanda meclisi toplar, fesheder ve tatile sokabilir.


Federal kongre, üst meclis, federal konsey ve alt meclis milli konseyden meydana gelir. Federal konsey, eyalet milletvekilleri tarafından seçilen 50 üyeden meydana gelir. Milli konsey 25 seçim bölgesinden gizli oyla dört senelik bir devre için seçilmiş 165 temsilciden ibarettir. Adayların en az 26 yaşında olmak mecburiyeti vardır. 21 ve daha yukarı yaşta olan vatandaşlar oy kullanabilir. Oy verme işlemi ppazar veya umumi tatil günlerinde yapılır. Meclislerin en önemlisi Milli Meclistir. Mevcut üç siyasi parti vardır. Bunlardan Sosyalist Parti ile Halk Partisi 1880 senesinde kurulmuştur. Komünist Partisi ise Birinci Dünya Harbinden sonra kurulmuştur.


Ekonomi




http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Avusturya ekonomisi, sanayi, turizm ve tarıma dayanmaktadır. Tarıma elverişli toprakları azdır. Bol ürün alabilmek için modern tarım İkinci Dünya Savaşından sonra hızla gelişmiştir. Ülkenin alçak bölgelerinde bulunan çayırlık alanlarda hayvancılık gelişmiştir.
Ekonomisinin ana kaynağını meydana getiren sanayi dalında, pik demir ve ham çelik, alüminyum üretimi ön sıralarda yer alır. Kağıt, kimyasal madde ve plastik diğer sanayi ürünleridir.


Avusturya, dünyanın önde gelen tabii magnezit üreticisidir. Schwechat'taki büyük petrol rafinerisi, ülkenin toplam petrol ve petrol ürünleri tüketiminin dörtte üçünü karşılar.


Geniş ormanlarından elde edilen kerestenin sadece bir bölümü ülkede işlenir. İşlenmemiş kereste ülkenin başlıca ihraç ürünleri arasında yer alır.
En önemli ihraç ürünlerini, makinalar, elektronik araçlar, maden ürünleri, kağıt, elektrik enerjisi, gıda maddeleri meydana getirir.




http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260475872


Turizm: Avusturya'nın dağları, ormanları ve vadileri yaz ve kış aylarında ideal tatil yerleridir. Göller, dağlar ve vadiler, çeşitli sporları ile ünlüdür. Viyana ise müzik, güzel sanatlar ve tarihi eserlerin merkezidir. Operalar, sanat galerileri bale gösterilerinin verildiği salonlar başşehirde toplanmıştır. Kış aylarında binlerce ziyaretçi, kayak yapmaya Avusturya'ya gelmektedir.
Dış ticaret: İthalatı ihracatını daima geçmiştir. Fakat turizmdeki gelişme, dengesizliği gidermektedir.


Avusturya, Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatının imtiyazlı bir üyesidir. Teşkilatın liberal ticaret politikasına isteyerek girmiştir. Avrupa Serbest Ticaret Birliğinin kuruluşuna katılmasıyla iç ticarette, üye devletlerin sanayi malları üzerindeki vergi tedrici olarak indirildi.


Avusturya, Linz, Solbadıtall, Graz ve Viyana olmak üzere dört serbest ticaret bölgesine sahiptir. Buralarda müsaade alınmadan, gümrüksüz olarak yabancı mallar sergilenebilir, depo edilebilir veya onarılabilir. Bu serbest bölgeler yabancı malların daimi teşhir bölgeleri olarak geliştirilmiştir.

Şengül Şirin 06-02-2010 01:59 PM

Cevap : Avusturya
 
2 Eklenti(ler)
AVUSTURYA, alm Österrelch, Orta Avrupa'da federal devlet; 84 000 km2; 7 510 000 nüf. Başkenti Viyana. Resmi dili almanca.

COĞRAFYA
doğal çevre


Dar ve uzun bir ülke olan Avusturya, üç önemli jeolojik bölgeye ayrılır: Alpler (toplam yüzölçümün °/o 70'ini kaplar), Panno- nia havzası (Viyana havzası), Orta Avrupa bölgesinin Hercynia kütleleri (Yukarı Avusturya). Bu üç kesim arasında, Tuna ırmağı birleştirici rol oynar.


Alpler, batı-doğu doğrultusunda kısa sıralar halinde uzanır. Suların dağılım çizgisi yaklaşık olarak Ötztaler Alpen, Ziller- taler Alpen, Hohe Tauern ve Niedere Ta- uern kütlelerinden geçer. Büyük bölümü billurlu olan bu kütlelerin K.'inde sular, Ren'e (Vorarlberg), özellikle de Tuna'ya doğru akar. G.'deyse, batı kesimlerde (güney Tirol) Akdeniz'e doğru, doğu kesimlerde Tuna'ya doğru (Drava, Mur) akış ağır basar. Suların bu dağılımı çok önemlidir; çünkü Avusturya'nın özgün yanını vurgular: Avusturya su bölümü kavşağında bulunan bir ülkedir.

Vadiler sayesinde, batı-doğu (Tuna, inn) ve Kuzey Avrupa - Akdeniz Avrupası bağlantısı (Alp vadileri, Brenner geçidi, Alp geçitlerinin en az yüksekte olanı) sağlanır. Yukarda sözü edilen dağların önünde, K.'de kireç- taşlı Onalpler (Vorarlberg, inn'in K.'inde Tirol, Salzburg Onalpleri) yer alır. B.'daki geçitlerin (Fernpass, Seefeldpass) yükseltisi azdır ve burası, Ren'e (ve Konstanz gölüne) ve Bavyera'ya (Lech aracılığıyla) açılan bir bölgedir. D.'ya doğru, boylamasına uzanan inn vadisi başlıca koridoru oluşturur. Salzach'ın D.'sunda, kireç- taşları dev boyutlu karst şekillerinin gelişmesine yol açmıştır. Yüzey şekillerinin buzullarla yontulduğu bu bölgedeki birçok göl, görünümü daha da güzelleştirir. Ki- reçtaşlı Onalpler'i Traun ve Enns ırmakları bölümlere ayırır. D.'ya doğru Alpler' in yükseltileri azalır. Bazı kütlelerin G.'den K.'e doğru uzanmaları, dağ-ova bağlantısını güçleştirir. Mürz ırmağı vadisi büyük bir eksen değildir. Buna karşılık, Klagen- furt havzası, Drava ırmağı sayesinde geniş bir çöküntü alanı oluşturur. Alpler'den ovaya geçişi Üçüncü Zaman'da oluşmuş tepeler sağlar.

Avusturya, birçok küçük birime bölünmüş (Weinviertel, Marchfeld, Seevvinkel) tektonik Viyana havzası aracılığıyla Pan- nonia havzasına bağlanır. Neusiedl gölü bölgesinde, Macaristan ovasına benzeyen görünümler başlar. G.'de eski askeri sınır bölgesi Burgenland, büyük Pan- nonia ovasına geçişi belirleyen ovaları ve tepeleri içerir. Hemen her yeri kaplayan lös, bereketli topraklar oluşturur.

Tuna'nın K.'indeki yaşlı ve billurlu Mühl- viertel ve VValdviertel kütleleri, ormanlarla örtülü, Ortaçağ'da yerleşilmiş, engebesiz bölgelerdir. Tuna, Linz ile Krems arasında billurlu temele gömülerek, VVachau'un doğal güzelliklerini yaratır. Krems'ten, özellikle de Tulln havzasından sonra, Tuna artık Pannonia ovasının özelliklerine uyum sağlar.

Gerçek bir su deposu olan Alpler, iklimi büyük ölçüde belirler. Orta kesimdeki kütleler, 2 m'den fazla yağış (bir bölümü kar biçiminde) alır. Güneyde (Kiagenfurt havzası) kışlar daha yumuşak, daha az karlıdır. Kışın havanın yumuşak olması, yüksek kesimlerde güneşli gün sayısının yüksek olmasının sonucudur (Villach, yılda yaklaşık 2 000 saat güneş görür). Büyük vadilerde fön rüzgârı sık sık eser. Bu rüzgârlar kuru ve sıcak olduğu için, karların erimesine yol açar ve bitkilerin canlanma dönemini çabuklaştırır. Vadilerde kışın sıcaklık terselmelerine sık rastlanır. Alpler'in yağışları engellediği Tuna'nın alçak bölgeleri daha az yağış alır (çoğunlukla yılda 500 mm'nin altında). Yazlar sıcaktır, ama kışlar çok soğuk geçebilir. Avusturya'nın iklimi, yıllık sıcaklık farklarının çok olduğu bir kara iklimidir.

nüfus


1869'da, ülkenin bugünkü sınırları içinde, 4,5 milyon kişi yaşamaktaydı (bugün 7,5 milyonu aşkın). Bütün eyaletler arasında yalnız Burgenland'ın nüfusu 1880'den bu yana azaldı. Ama ülkenin nüfus durumu,1975'ten bu yana bozuldu: 1970'te %o 15'in biraz üstünde olan doğum oranı, günümüzde °/oo 11 'den biraz azdır ve ölüm oranının altına düşmüştür. Avusturya nüfusunun yaklaşık beşte biri Viyana' da yaşamakta, onu çok gerilerden 100 000'i aşan nüfuslarıyla Graz, Linz, Salzburg ve innsbruck izlemektedir.

Eyaletlerdeki nüfus yoğunlukları, coğrafi farklılıkları yansıtır: Tirol (km2'ye 45 kişi),Kärnten (55), Salzburg(59),Burgenland (66), Steiermark (72), Aşağı Avusturya (73), Yukarı Avusturya (102), Vorarlberg (104). Bununla birlikte, dağlarda nüfus hâlâ yoğundur: turizm ve sanayi, sürekli iş olanağı sağlayarak halkın dağlardan kopmasını önlemiştir.
iktisat

Bohemya hercynia kütlesi billurlu orta kütleler 1 kireçtaşı dağ sıraları yüksek karstik platolar basıklaştırılmış şistli kütleler: otlak bölgesi alüvyal tepeler ve taraçalar ovalar ve vadiler bataklıklar.

• Tarım. Ülkede en az üç ayrı tarım tipi görülür: ova ve havzalardaki tarım (tahıl, şekerpancarı); orta yükseklikte dağlardaki tarım (Ûnalpler, Mühlviertel ve Waldvi- ertel'de hayvancılıkla birlikte çok ürünlü tarım); yüksek dağlardaki tarım (Alp otlaklarında hayvancılık). Etkin nüfusun yaklaşık onda biri tarımda çalışır. Ülkedeki 330 000 tarım işletmesinin yarısından azında tamgün çalışılması, XX. yy.'ın başında başlıca etkinlik olan tarımdaki gerilemeyi yansıtır.

20 ha'dan küçük çiftlikler AVUSTURYA'NIN YÜZEY çoğunluğu oluşturursa da, bunlar işlenen ŞEKİLLERİ VE YAPISI toprakların ancak dörtte birini içerirler; buna karşılık işlenen toprakların yaklaşık yarısı, 100 ha ve daha büyük çiftliklerin içinde toplanır. Büyük tarım işletmelerine Viyana havzasında ve Burgenland'da sık rastlanır (bu tür işletmeler, çoğunlukla, toprakların Osmanlılar'dan geri alınma döneminden kalmadır). Buna karşılık Alpler' de, özellikle de Tirol'de daha çok küçük çiftlikler görülür. Üretim, yoğun tarım yöntemiyle yapılır. Özellikle alçak bölgelerde, çiftçilik önde gelir. Buğday ve şekerpancarı tarlalarının büyük bölümü Viyana havzasındadır

Alçak bölgelerde çok ürünlü tarım ağır basar, ama çiftliklerin boyutuna bağlı bir uzmanlaşmaya gidilmiştir. Hayvancılık her yanda görülür. Alçak bölgelerde, hayvanlar ahırda beslenir, Alpler'de,hayvanları yazın dağ otlaklarına çıkarma uygulaması azalmış, ama tümüyle ortadan kalkmamıştır. Alp otlakları (işletilen toprakların 1/5'ini oluşturur: 800 000 ha) özellikle Tirol'de yaygındır. Hayvan yetiştiricilerinin yaklaşık % 80'i sığır besler (toplam 3 milyon başı aşkın). Alçak bölgelerde meyve yetiştiriciliği gelişmiştir. Üzüm bağları küçümsenmeyecek bir önem taşır (yılda yaklaşık 301 Mhl şarap elde edilir) ve 50 000 ha' lık bir alanı kaplar; üstelik bağlara ayrılan alanlar giderek genişlemektedir. Burgen- land'da, özellikle de Aşağı Avusturya'da, Weinviertel'de toplanan bu bağlardan elde edilen şarabın % 50'si beyaz şaraptır. Bağcılık Viyana çevresindeki köyleri etkilemiş ve bu yörede turizme de destek olmuştur.

Alpler'deki illerde tarım önde gelir, ama üretimin büyük bölümü Yukarı Avusturya ve Aşağı Avusturya eyaletlerinde gerçekleştirilir. Verimin büyük ölçüde artmış olmasına karşın, tarımın GSMH'daki payı sürekli gerilemektedir: 1935'te % 16, günümüzde o/o 10'un altında. • Sanayi. Birçok sanayi dalı devletleştirilmiş ya da devlet denetimi altına alınmıştır (katılım paylarında salt çoğunluğu ulusal bankaların ellerinde tutması sonucu). Bu durum özellikle elektrik, petrol ve maden filizi çıkarımı, makine yapımı (otomobil montajı ve çeşitli makine yapımı, kimya, kauçuk, çimento) alanlarında görü lür.

Sanayi bir ölçüde yerel hammaddelere ve geleneksel maden işlemeciliğine dayanır. Yüzyıllardır Erzberg'deki açık tavanlı ocaklarda ve Steiermark'ta üretilmiş olan demir, Donawitz demir-çelik sanayisinin doğmasını sağlamıştır. Judenburg ve Kapfenberg'de (özel çelikler) başka çelik kuruluşları geliştirilmiş, Anschluss sırasında da Linz'de (günümüzde bir çelik merkezidir) çelik fabrikaları yapılmıştır. Ürünlerin bir bölümü Tuna yoluyla, Krems ve Liezen (Enns kıyısındaki Steiermark) çelik fabrikalarına gönderilmektedir. Kuruluşların büyük bölümü, bir deylet şirketinde toplanmıştır (Vereinigte Österreichische Eisen-und Stahlwerke ya da VÖ- EST). Demir filizi çıkarımı gerilemiştir (bir milyon tondan az); ama çelik üretimi önemlidir: 5 Mt'dan çok. Gene bir bölümü ulusal enerji kuruluşlarına dayanan önemli dönüşüm metalürjisini de, bu çelik üretimi beslemektedir.

Avusturya'da yalnızca Yukarı Avusturya ve Steiermark'taki Üçüncü Zaman havzalarında linyit vardır (yaklaşık 3 Mt). Savaş sonrasındaki sanayi gelişmesi, özellikle, günümüzde hâlâ toplam elektrik üretiminin yarısından çoğunu sağlayan (yaklaşık 40 TWh saat) hidroelektrik enerjisiyle açıklanır. Bu elektriğin büyük bölümü Alpler'den inen sulardan elde edilir; ama çalışan gemilerin tonajı açısından Avrupa standartlarına göre düzenlenmiş Tuna'da da önemli hidroelektrik santral- ları kurulmuştur. Viyana havzasında biraz doğal gaz (2 milyar m3) ve petrol (yaklaşık 1,7 Mt) elde edilir. Ama petrol üretimi gerilemekte, buna karşılık dışalım sürekli artmaktadır (Trieste-Viyana petrol boru hattıyla getirilip önemli bir petrokimya merkezi durumuna gelmiş olan Schwec- hat'ta arıtılan 10 Mt kadar ham petrol). Hidroelektrik üretimi ülkenin gereksinim duyduğu ek enerjiyi sağlayamayacak duruma gelmiştir; nükleer enerji de benim- senmemektedir.

Eski Avusturya - Macaristan imparator- luğu'nda sanayi, özellikle günümüz Çekoslovakya'sı bölgelerinde gelişmiş olduğundan imparatorluğun parçalanmasından sonra, Avusturya'da ulusal bir sanayi kurulması gerekmiş, ikinci Dünya savaşı sırasında kesintiye uğrayan bu çaba, savaştan sonra sürdürülmüştür. Hükümetler işlenmiş ürünlerin önde gelen bir yer tutacağı çeşitlenmiş bir ekonomi (pazar ekonomisi) kurmayı amaçlamışlar; dışsatımı beslemek için, 'küçük ve orta işletmelere dayanan yapıları ve geleneksel metal işçiliğini kullanmak istemişlerdir. Günümüzde, dönüşüm metalürjisi ürünleri son derece çeşitlidir (makine, yedek parça, her türlü ulaşım aracı, anahtar teslimi fabrikalar) ve büyük ölçüde dışsatıma yöneliktir.

Dokuma sanayisi geleneksel yün işçiliğine dayanır. Ama günümüzde öncelik, Vorarlberg'de işlenen pamuktadır. Yün, inn vadisinde (loden kumaşlarının üretim yeri) iplik haline getirilip dokunur. Penye yün kumaşlar üretimi ve konfeksiyonculuk büyük kentlerde, özellikle Viyana'da toplanmıştır.

Besin sanayileri çok dağınık durumdadır. Sanayinin tarıma bağlı olan bir bölümü süt işler (Vorarlberg, İnn vadisi). Şeker rafinerileri Viyana ve Burgenland havzalarında kurulmuştur. Konserve fabrikaları da aynı bölgede. Viyana ile Neusiedl gölü arasında, sebze ve meyve tarımı yapılan alanlarda yer alır. Bira fabrikalarıyla dışalım ürünlerini (kakao, kahve, yağlı bitkiler) işleyen fabrikalar büyük kentlerde, özellikle Viyana'da toplanmıştır.
Ayrıca, cam, kristal ve porselen sanayisi eski ününü korumaktadır, mücevher- cilikse 1945'ten sonra gelişmiştir.

• Turizm. Avusturya büyük bir turizm ülkesidir. Devlet, çok lüks ve fazla yoğun bir turizme yönelmemiş, seçtiği dağ turizmini geliştirmek için, güzel manzaralı yerlerde sanayileşmeyi engellemiştir. Viyana ve Salzburg dışında, başlıca turizm merkezleri Tirol (innsbruck) ve Vorarlberg, daha az ölçüde de Kârnten'dir. Ülkeye yılda 12 milyon dolayında turist gelmekte, 108 milyon gecelemenin 60 milyonunu. Federal Almanya'dan gelenler gerçekleştirmektedir. Bazı yıllarda (petrol bunalımından önce), turizmden elde edilen döviz, geleneksel ticaret açığını kapamaya yetmiştir.

• Dış ticaret. Avusturya, sanayi gereksinimlerini karşılayabilmek için, enerji ve öbür hammaddelerin önemli bir bölümünü dışardan almak zorundadır: Dış ticaret bilançosu sürekli açık (özellikle 1974'ten bu yana) vermektedir; dışsatım, dışalımın ancak °/o 70'ini karşılayabilmektedir. Avusturya, Avrupa serbest mübadele birliği'ne üye olmakla birlikte, ticaretinin büyük bölümünü AET üyeleriyle gerçekleştirir. Dışalım ürünlerinin % 40'ı komşu ülke Federal Almanya'dan sağlanır (dışsatımın 1/4'i de Federal Almanya' ya yapılır). Ülkenin öbür komşusu italya, ticarette ikinci sırayı alır. Dışsatımın % 15'i (dışalımın da ancak % 10'u) Avrupa'da- ki sosyalist ülkelerle gerçekleştirilir. Besin ve taşıt sanayiler,, gereksinimleri karşılamaktan çok uzaktır. Buna karşılık makine ve donatım mallarının tüketime göre çok fazla üretilmesi, Avusturya'nın sanayileşme düzeyinin yüksekliğini göstermektedir.

TARİH
kökenler


Bugünkü Avusturya topraklarında çok erken tarihlerde insanların yaşadığına ta- rihöncesinin Urnenfelder (mezarlıklar) ve Hallstatt uygarlıkları tanıklık eder. I.Ö. 15'ten İ S. V. yy. sonuna kadar Romalılar bölgede sürekli biçimde egemen oldular. Lejyonlarının ordugâhları, Avusturya'nın başlıca kentlerinin çekirdeği oldu: Vindobona (Viyana), Colonia Hadriana (Salzburg), Lentia (Linz), imparator Marcus Aurelius, Vindobona'da öldü. IV. yy.'da germen akınları başladı ve ülkede, Bavyeralılar gibi, çeşitli aşiretler belirdi. VI. yy.'da ülkeyi türk kökenli Avarlar ele geçirirken, bir başka kesim Bavyeralılar'ın egemenliğinde kaldı.

Yabancıların işgal ettiği toprakların sınırında, 739'da Salzburg piskoposluğu kuruldu. 803'te Char- lamagne Avar imparatorluğu'nu yıkarak, Ostmark'ı (Doğu markalığı) kurdu; burayı Bavyera'dan ayırdı ve imparatorluğun savunmasıyla görevlendirdi. Böylece Avusturya doğdu, ama gerçek adını ancak 996'da aldı: Österreich. X. yy. 'da ülke Macarlar'ın eline geçti. Büyük Otto' nun 955'te Lechfeld'de kazandığı zaferden sonra kurtulan ülke, Babenberg ailesinin yönetimine verildi.
Babenbergler'den Habsburglar'a Babenbergler

-976-1246: en ünlü temsilcileri Leopold I, Leopold II, Heinrich II Jasomirgott, Leopold VI ve Savaşçı Friedrich II olan Babenbergler döneminde Avusturya markalığı (1156'da babadan oğula geçen bir düklük oldu), büyük bir refaha ulaştı: işlenmemiş toprakların tarıma açılması, italya ile ticaret, birçok manastırın yapımı. Babenbergler, Steiermark ile Krain'ın bir bölümünü de topraklarına kattılar. — 1246: Savaşçı Friedrich II, Leitha ırmağı kıyısında Macarlar'la savaşırken öldü. Onunla birlikte, hanedan da sona erdi. —1278: imparator Rudolf von Habsburg, Marchfeld savaşı'nda Bohemya kralı Ota- kar 11'yi yendi. Bu zaferle Avusturya (o sırada Otakar ll'nin egemenlığındeydi)
Habsburglar'a geçti.
Habsburglar

—XIV. yy.: Habsburglar, Kärnten ile Ti- rol'ü ele geçirdiler.
— 1379: aile iki kola ayrıldı: Steiermark, Kärnten, Krain ve Tirol'ü alan Leopold kolu ve asıl Avusturya'yı alan Albertin kolu (bu kol, 1475'te sona erdi). —1438: Albrecht V, Albrecht II adıyla germen imparatoru oldu.

• Bu dönem boyunca, Avusturya madenleri (tuz ve metal) sayesinde zenginleşti. Kentler de ticaret yaparak gelişti.
Avusturya'nın güçlenmesi

—1493: Maximilian I, Habsburglar'ın tüm topraklarını miras olarak aldı ve germen imparatoru seçildi. Usta bir evlenme siyaseti ve yerinde reformlarla hanedanının gücünü daha da artırdı. 1477'de Atak Charles'ın vârisi Marie de Bourgogne ile evlenerek Franche-Comté ve Hollanda topraklarını ülkesine kattı. —1496: oğlu Güzel Felipe'yi, ispanya'nın vârisi Juana I ile evlendirerek Kari V'in büyük gücünün temellerini atmış oldu. —1515: torunları Ferdinand ve Maria, Bohemya ve Macaristan krallarının vârisleriyim evlendi.


—1519: Maximilianen torunu Kari Vimpa- rator oldu. Karl V hem ispanyol, hem de Habsburg topraklarını elinde tutuyordu, ama Habsburg topraklarını 1521-22'de kardeşi Ferdinand'a (sonradan Ferdinand I adıyla imparator oldu) bıraktı. —1526: Türkler, Mohaç'ta macar kralı La- jos ll'nin kuvvetlerini ezdi; Lajos da savaşta öldü. Bohemya ve Macaristan krallıkları yeniden Ferdinand'ın eline geçti. Ama bu birleşme henüz imparatorun kişiliğine bağlıydı, iki krallığın da özel kurumlarına dokunulmamıştı.

• Ülke içinde, Maximilian miras aldığı toprakları (Alsace, Yukarı ve Aşağı Avusturya, Steiermark, Krain ve Tirol) birleştirmek ve güçlendirmek için kurumlarında reform yaptı. Böylece Hofrat (hem adalet divanı, hem devlet konseyi olan saray meclisi), Hofkammer (mali bir kuruluş olan saray meclisi) ve Hofkanzlei (şansölyelik) kuruldu. Ama, imparatorun görev ve yetkilerinde reform yapma isteğini gerçekleştiremedi. Bununla birlikte, imparator unvanının fiilen soya bağlı duruma gelmesi, imparatora belli bir uluslararası saygınlık kazandırdı.
katolikliğin kalesi Avusturya

• XVI. ve XVII. yy.'larda "Avusturya sülalesi" (Habsburg ailesine verilen ad) gücünü artırmak ve katolikliği savunmak için üç cephede savaştı: Türkler'e karşı, Protestanlara karşı ve Fransızlar'a karşı. Aralıksız birbirini izleyen başarılar ve başarısızlıklar dizisi, Habsburglar'ın Alman- ya'daki durumunu zayıflatırken, Orta Avrupa ve Balkanlar'daki durumunu büyük ölçüde sağlamlaştırdı. Avusturya büyük bir devlet durumuna gelirken, verasete bağlı devletlerde yavaş yavaş bir ulusal bilinç oluşmaya başladı. Türkler'e karşı

—1529: Viyana türk kuvvetlerince ilk kez kuşatıldı; Budapeşte'yi ve Orta Macaristan'ı rakibi arşidük Ferdinand'a kaptıran Zapolya'nın isteği üzerine Macaristan seferine çıkan Kanuni Sultan Süleyman Bu- da'yı (Budin) aldıktan sonra Viyana'yı 17 gün süreyle kuşattı.

— 1532: Kanuni Sultan Süleyman'ın Avusturya seferi (Alman seferi); Avusturya kralı Ferdinand l'in Macaristan'ı ele geçirme girişimi üzerine sefere çıkan Kanuni Sultan Süleyman, karşısına herhangi bir ordunun çıkmaması üzerine Avusturya topraklarına akınlar yaptırdıktan sonra geri döndü.

—1533: Osmanlı-Habsburg barışı; Osmanlı padişahını metbu tanıyan Ferdinand l'in elinde tuttuğu Macaristan toprakları üzerindeki egemenliği tanındı. —1566: Kanuni Sultan Süleyman'ın Avusturya seferi (Sigetvar seferi); Türkler, müstahkem Sigetvar kalesini ele geçirdi. —1568: Osmanlı-Habsburg barışı; Avusturya, osmanlı fetihlerini tanıdığı gibi, yılda 30 000 düka vermeyi kabul etti; bu antlaşma 1574'te sekiz yıl daha uzatıldı, 1590'da yenilendi.
1067

—1596: Haçova savaşı; Avusturya, Haçova'da yapılan savaşta yenilgiye uğradı.

—1606: Zitvatoruk antlaşması; Osmanlı padişahı, Avusturya imparatorunun kendisiyle denkliğini kabul etti. —1663: Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Avusturya seferi (Uyvar seferi); Fazıl Ahmet Paşa'nın Uyvar'ı almak için oyalanması Viyana'yı kurtardı. — 1664: Leopold I, Osmanlılar'ı Raba ırmağı kıyısında, Szent-Gotthard savaşı'n- da yendi.

—1683: Türk orduları Viyana'yı ikinci kez kuşattı. Polonya kralı Jan Sobieski'nin Kahlenberg'deki müdahalesiyle kuşatma sonuçsuz kaldı.
—1686: Avusturya karşı-saldırısı: Buda' nın alınması.

—1697: prens Eugâne'in Tisza ırmağı üzerindeki Zenta köprüsünde elde ettiği başarı: Osmanlılar, 1699'da, Karlofça barış antlaşması'™ imzalamak zorunda kaldılar ve hemen hemen tüm Macaristan'ı bıraktılar.

—1716: Petrovaradin savaşı, Karlofça antlaşması'nın kayıplarını geri almak için harekete geçen sadrazam Damat Ali Paşa, Petrovaradin'de prens Eugöne'ye yenildi.

—1718: Pasarofça barış antlaşması. Türkler Temesvâr iliyle (bugün Timişoa- ra) Eflâk, Bosna ve Sırbistan'ın bazı bölümlerini bıraktılar. Protestanlara karşı

—XVI. yy. ortaları: luthercilik, verasete bağlı devletlerde, özellikle de soylular arasında oldukça köklü biçimde yayıldı, imparatorlar cizvitlerin ve Viyana başpiskoposu monsenyör Klesl'in desteğiyle, "sapkınlığı" kısa sürede bastırdılar. Avusturya sülalesi Avrupa'da, Karşı - reform' un öncüsü durumuna geldi. —1620: ingolstadt cizvitlerinin eski öğrencisi imparator Ferdinand II, ayaklanan Çekler'i Akdağ savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu ayaklanma, çek protes- tanlarının ezilmesine ve Bohemya krallı- ğı'nın özerkliğini yitirip verasete dayalı devletlerin parçası durumuna gelmesine yol açtı. Akdağ savaşı ayrıca, Otuz Yıl savaşlarının başlamasına neden oldu. Önceleri protestan hükümdarlara karşı başarılar kazanan Habsburglar, daha sonra İsveç ve Fransa karşısında boyun eğmek zorunda kaldılar.

—1648: Westfalen antlaşması. Ferdinand III (1637-1657), imparatorlukta din birliğini kurma ve imparatorun mutlak gücünü yeniden sağlama konusunda tüm umutlarını yitirdi.
Fransızlar'a karşı

-1672-1679: Fransa kralı Louis XlV'e karşı girişilen Hollanda savaşı. -1688-1697: Louis XlV'ün ilhak siyasetine karşı kurulan Augsburg birliği nin yürüttüğü savaş.
-1701-1713/14: Fransa ve ispanya'yı, güçlü bir Avrupa devletten koalisyonuyla karşı karşıya getiren ispanya Veraset savaşı. Bu savaş Rastatt antlaşması'yla sona erdi; Avusturya, ispanya ve sömürgelerinden vazgeçmesi karşılığında, Felemenk, Milano bölgesi, Napoli ve Sardin- ya'yı topraklarına kattı.
XVIII. yy.'da Avusturya

—1687: Habsburg hanedanına Macaristan'ı verasetle yönetme hakkının tanınması.

—1713: Pragmatische Sanktion ile Avusturya tahtının veraset koşulları saptandı. Bu belgeyi yayımlayan imparator Karl VI (1711-1740) devletlerinin iktisadi durumunu geliştirdi: Türkler'den alınan toprakların yeniden değerlendirilmesi, çeşitli sanayilerin ve uluslararası ticaretin gelişmesi (ikinci Doğu ticaret şirketi'nin ve Ostende şirketi'nin [1721-22] kurulması). Ancak Kari Vl'nın siyaseti başarıya ulaşamadı. -1738-39: Avusturya birçok cephede bozguna uğradı (Napoli, Sicilya ve Temesvâr'ın elden çıkması). Maria - Theresia

—1740: Karl Vl'nın ölümü ve kızı Maria Theresia'nın tahta çıkışı (1740-1780). Pragmatische Sanktion'a karşın, Maria-There- sia'nın taht üzerindeki haklarına hemen karşı çıkılması. Avusturya Veraset sava- şı'nın başlaması. Prusya'nın Silezya'yı Maria-Theresia'dan alması.

—1741: Maria-Theresia'nın, Macaristan'ın ayrıcalıklarını onaylaması; bu devletin desteğiyle düşmanlarına karşı koyması.

—1749: içte, danışmanı Haugwitz'in yardımıyla ve merkeziyetçi bir anlayış içinde, imparatoriçenin devletlerini yeniden örgütlemesi: devlet şansölyeliğinin (dışişleri), yüce divanın (adalet), savaş komiserliğinin ve Haugwitz'in başında bulunduğu içişleri müdürlüğü'nün kurulması, tek bir yasanın kaleme alınması ve bir kadastro hazırlanması. Bu merkezleştirme ve germenleştirme siyasetinin 1761 reformlarını getirecek olan büyük hoşnutsuzluklar yaratması.

—1756: Yedi Yıl savaşı'nın başlaması. Fransa'nın müttefiki Avusturya, savaş sonunda, Silezya'yı Prusya'dan geri almayı başaramadı (Hubertsburg antlaşması, 1763).

—1761: Diplomat Kaunitz bir dizi yeni reform başlattı: var olan tüm kurumların üstünde bir Devlet konseyi kurulması; 1918'e kadar ordu, polis ve din adamları nın yanı sıra, imparatorluğun temel öğelerinden birini oluşturacak ünlü Avusturya bürokrasisinin kurulması. Böylece, merkeziyetçilik güçlendirildi. -1772-1795: Polonya'nın bölüşülmesi. Avusturya, Galiçya'yı (1772), Bukovina'yı (Küçük Kaynarca antlaşması, 1774) ve Krakow ülkesini aldı (1795). Ancak Fransız devrimi'nin patlak vermesi, Avusturya'yı Balkanlar'dan uzaklaştırdı.

• XVII. ve XVIII. yy. başlarında Avusturya, İtalya'dan gelen büyük barok sanat akımının gelişmesiyle dikkati çekti; bu akımının ürünleri Maria-Theresia döneminde de sürdü.
Joseph II ve josephçilik.

—1765: Maria - Theresia, büyük oğlu Jo- seph'i iktidarına ortak etti. 1780'den 1790'a kadar ülkeyi tek başına yöneten Joseph II, "aydın despot" tipinin en iyi örneği sayıldı. Fransız düşünürlerinden esinlenen josephçiliğin amacı, bir dizi baskıcı reformla Avusturya devletlerini modernleştirmekti.

• Joseph ll'nin sistemli reformları şunlardı: —toplumsal reformlar: 1781'de toprak köleliğinin kaldırılması;

—siyasal reformlar: bürokrasininin, devlet polisinin, merkeziyetçiliğin güçlendirilmesi (dairelere bölünmüş 13 hükümet kurulması);

—dinsel reformlar: 1773'te Cizvit tarikatının yasaklanması ve mallarına el konması, 1781'de bu önlemin öğretim ve düşkünlere yardımla uğraşanlar dışındaki tüm tarikatlara uygulanması ve hoşgörü fermanının çıkarılması;

—kültürel reformlar: üniversiteler kurulması.

Avusturya ve Fransız devrimi —1792 (20 nisan): Fransa yeni imparator Franz ll'ye savaş açtı. Avusturya, Fransız devrimi'ne ve Fransa imparatorluğu'na karşı kurulan tüm koalisyonlara katıldı. Campoformio (1797) ve Lunöville antlaşmaları (1801) ve Austerlitz bozgununu (2 aralık 1805) izleyen Presburg antlaşmasıyla sürekli bir gerileme içine girdi.
Avusturya İmparatorluğu (1806-1867)


—1806 (6 ağustos): imparator Franz II, Kutsal imparatorluk tacından vazgeçmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Avusturya imparatoru Franz I unvanını aldı. Dalmaçya'yı Fransa'ya, Tirol'ü Bavyera'ya kaptırdı, italya'daki topraklarını da yitirdi. —1809: tirollü Andreas Hofer'in Bavyera- lılar'a karşı ayaklanması; 5-6 temmuz, Wagram bozgunu; 14 ekim Viyana antlaşması ile Avusturya'nın Kärnten, istria ve Krain ile Hırvatistan'ın bir bölümünü yitirmesi ve Napoleon'un kıta sistemine katılmak zorunda kalması. —1813: Şansölye Metternich ülkesini Fransa'ya karşı kurulan koalisyona soktu; koalisyon Fransızlar'ı yenilgiye uğrattı.

—1814: Viyana kongresi'nin (18 eylül 1814 - 9 haziran 1815) başlaması: Avusturya, eski topraklarına kavuştu; Lombardia -Venezia'yı ilhak edip Parma, Modena ve Toscana'ya arşidükler yerleştirerek italya'da en etkili devlet durumuna geldi. Yeni Germen konfederasyonu'nun da başlıca devleti oldu (Metternich, Konfederasyonda yerel hanedanlara dayanarak ulusal birliğin gerçekleştirilmesini önlemeye çalıştı), içte şansölyenin kararlı muhafazakâr tutumu, Avusturya'yı Avrupa'da mutlakiyetçiliğin kalesi yaptı. Dışta, tam anlamıyla ancak 1830'a kadar etkili olan Kutsal ittifak, liberal ve ulusalcı düşünceleri bastırmaya çalıştı (Aachen [1818], Troppau [1820], Verona [18221 kongreleri). Metternich, alman ve italyan liberallerini izlemeyi sürdürdü (italyan liberalleri, 1821'de Rieti ve Novara'da ezildi). —1835: Ferdinand l'in tahta çıkışı. Ülkeyi yönetecek güçte olmayan Ferdinand, yönetimini "gizli devlet konferansı"na bıraktı; bu kurulun çalışmaları, Metternich ile Kolowrat arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden sık sık kesintiye uğradı.

—1840: alman olmayan halkların ulusalcı istekleri başarıya ulaştı. Macarlar, macarcanın resmi dil olarak tanınmasını sağladılar. Çekler'in ulus olma istekleri çok geçmeden tüm halka mal oldu. Güney Slavlar arasında da "illyriacılık" görüşü yaygınlaştı.

—1846: Metternich tarafından tehlikeli görülen Kraköw'daki küçük Polonya cumhuriyeti ülke topraklarına bağlandı.

• Hükümetin iç siyasetinin belirgin özelliği hareketsizlikti: hızla gelişen burjuvaziyi hoşnut edebilecek reformlar yapılmıyor, Napoleon savaşları yüzünden iflas eden maliyenin kötü durumu sürüyordu. Yönetim ve orduda tüm gücü elinde tutan katolikiik ve soylu sınıf, muhafazakâr gelenekleri ayakta tutuyordu. Ancak polis baskısına ve sansüre karşın, liberal düşünceler hızla gelişti.
1848 devrimleri


—1848 (13 mart): Paris'i örnek alan Viyana ayaklandı. Metternich kaçtı; imparator bir anayasa hazırlamaya söz verdi italya'da, ayrılma tehdidinde bulunan Macaristan'da ve Prag'da (11 haziran) başka devrimci ayaklanmalar patlak verdi. —15 mayıs: yeni bir ayaklanma karşısında .
imparator kaçtı. General Windischgrätz komutasındaki birlikler bastırma eylemlerine giriştiler.

—17 haziran: Prag ayaklanması bastırıldı. —31 ekim: Viyana geri alındı; kanlı baskı eylemlerine girişildi (milletvekili Robert Blum ile yurtsever Messenhauser idam edildi).

—21 kasım: Schwarzenberg şansölyeliğe atandı.

—2 aralık: Ferdinand, yeğeni Franz-Joseph yararına tahttan el çekti. —1848 - 49: italya'daki devrimci ayaklanmalar bastırıldı: Radetzky'nin komuta ettiği birlikler, italyan yurtseverlerini ve Sar- dinya kralı Carlo Alberto komutasındaki Piemonte ordusunu Custoza'da bozguna uğrattı (25 temmuz 1848), Piemonte' nin Novara'daki yeni bir ayaklanma girişimini (24 mart 1849) önledi. Böylece İtalya yeniden fethedilmiş, devrim bastırılmıştı.

—1849: macar devriminin bastırılması: Macarlar, bir yıla yakın bir süre Avusturyalılar1! durdurmayı başardılar. 14 nisanda macar parlamentosu Kossuth'u cumhurbaşkanı ilan etti ve ülke Viyana' dan tam olarak koptu. Ama Macarlar, sonunda, Paskeviç komutasındaki Rus ordusuna yenfldiler ve Vilâgos'ta teslim oldular (13 ağustos 1849). Kanlı bir bastırma eylemi başladı. Alman sorunu Prusya ve Avusturya, Germen konfederasyonumun yeniden örgütlenmesi konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdi.

Frankfurt parlamentosu'nda, Avusturya imparatorluğu'nu gelecekte kurulacak birleşik Almanya içinde görmek isteyen Büyük Almanya yandaşları ile Avusturya'yı dışta bırakıp Prusya yararına bir birlik sağlamak isteyen Küçük Almanya yandaşları çekişiyorlardı. Büyük Almanya yandaşları, başlangıçta bazı başarılar kazandılarsa da daha sonra üstünlüğü yitirdiler. Bu arada Schwarzenberg, avusturyalı milletvekillerin Frankfurt' tan ayrılmalarını istedi (5 nisan 1849). Ama Prusya kralının, Frankfurt parlamentosu' nun kendisine sunduğu imparatorluk tacını kabul etmemesi, bu parlamentonun etkinliğine son verdi. Bununla birlikte, Berlin, Almanya'nın birliği siyasetinden vazgeçmedi.

Ancak, Schwarzenberg'^ savaş tehdidi, Prusya kralını Olmütz'de geri çekilmek zorunda bıraktı (kasım 1850). Böylece, 1848 karışıklıkları içinde yok olma tehlikesini atlatan Avusturya, italya ve Almanya' da eski üstünlüğünü yeniden kurdu; Al- manya'daki Konfederasyon kurumlarını korudu.
Mutlakıyetin sonu

—1849 - 1859: önce Schwarzenberg'^ (öl. 1852), sonra da içişleri bakanı Bach'ın (Bach sistemi) yönetiminde yeni-mutla- kıyetçilik.

—1851 (31 aralık): 1848 reformlarının iptali. Merkeziyetçiliğin ve polisin güçlendirilmesi.

—1855 (18 ağustos): Kilise'den yana bir konkordatoyla josephçiliğin bırakılması.
• Ekonomik gelişme: maliye bakanı Bruck, iç gümrükleri kaldırarak ekonomik yaşamda birlik sağlamaya çalıştı. 1854'te Alpler'de, Viyana'yı Trieste'ye doğrudan bağlayan ilk tünel (Semmering tüneli) açıldı.

—1859: Fransa ve Piemonte ile savaş. Magenta'da (4 haziran) ve Solferino'da (24 haziran) yenilen Avusturya, Villafranca ateşkesi'nden (8-12 temmuz) sonra, Lombardia'yı bırakmak zorunda kaldı. Bu bozgun ülke yönetiminde bir evrime yol açtı. Bach görevden alınarak yerine Polonyalı liberal Gotuchowski getirildi. —1860 (20 ekim): Ekim bildirisi ile imparatorluğa federal bir yapı kazandırılmak istendi, ama Schmerling'in önderlik ettiği ulusalcı liberaller bunu engellediler 26 şubat 1861 kararnamesiyle federalizm ilkesine geri dönüldü ve Almanlar'ın üstünlüğü sağlandı.

—1865: Prusya ile imzalanan Gastein antlaşması ile Danimarka'daki düklükler sorunu geçici olarak çözüldü. Gerçekte iki devlet, Almanya'ya egemen olmak için çekişiyorlardı.

—1866: Prusya'nın kışkırtması üzerine, Avusturya bu devlete ve onun müttefiki italya'ya savaş açtı. italyanlar'ı kolayca yendi (Custoza ve Lissa'da), ama 3 temmuzda, Sadovâ'da Prusya ordusu karşısında büyük bir bozguna uğradı. Avusturya, Prag barış anlaşması'yla (23 ağustos) Almanya'dan bütünüyle el çekti, ayrıca Venezia'yı yitirdi, böylece bir Tuna ülkesi durumuna geldi, slav ve macar halklarıyla ilişkilerini tümüyle yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı.
avusturya-macaristan monarşisi (1867 - 1918)

—1867 (şubat): avusturyalı bakan Beust ile macar Deâk ve Andrâssy arasındaki uzun görüşmelerden sonra, Avusturya ile Macaristan arasında bir uzlaşma anlaşması imzalandı. Macaristan, tarihsel sınırları içinde yeniden bir krallık oldu ve hazırlanan anayasaya uygun olarak iki meclisli bir parlamento kuruldu; bakanlar bu parlamentoya karşı sorumluydu. 8 haziranda Franz-Joseph, Budapeşte'de Macaristan krallık tacını giydi. Öbüravustur- ya topraklan (Bukovina, Galiçya, Bohemya, Moravya, Trentino, Dalmaçya, istria ve asıl Avusturya devletleri), Avusturya imparatorluğu'nu ya da Cisleithania'yı oluşturdu (Macaristan da Transleithania adını aldı). Bu iki yeni devlet, hükümdarın kişiliği ve üç ortak bakan (dışişleri, maliye ve savaş bakanları) aracılığıyla birbirine bağlandı. Anlaşma, on yılda bir yeniden gözden geçirilecekti. Başlangıçta, harcamaların büyük bölümünü Avusturya üstlendi.

Cisleithania'nın iç gelişmesi (Transleithania için - —1879 - 1893: muhafazakâr bir soylu ve daha çok federalizm yanlısı olan kont Ta- affe, Adolf Auersperg'in yerine geçti. Kili- se'ye değgin ve Slavlar'danyana bir dizi önlem aldı: Bohemya, Moravya, Sloven- ya ve Silezya'da ikidilliliğin benimsenmesi, Prag'da çekçe öğretim yapan bir üniversite kurulması. Ama bu önlemler kimilerine aşırı, kimilerine yetersiz geldi. Yalnızca Polonyalılar bu uygulamalara karşı çıkmadılar.

—1880: Kari Lueger'in lideri olduğu yahudi düşmanı Sosyal-hıristiyan parti'nin kurulması ve kent küçük burjuvazisinin desteğini kazanması. Buna koşut olarak, Georg Schönerer'in liderliğinde Alman Milliyetçi partisi kuruldu; bu parti sert yöntemleriyle dikkati çekti; kimi üyeleri Almanya ile birleşme istemeye kadar gittiler.

—1888: Victor Adler ve Otto Bauer'in yönettikleri Sosyal-demokrat parti'nin kurulması. Birer marxçı olan Adler ve Ba- uer, II. Enternasyonal'de önemli rol oynadılar. Ülke içinde sosyalistler ulusal hak istemlerini desteklediler.

—1907: Cisleıthania'da genel oy sisteminin kabulü. Bu uygulamaya karşın, seçim sonuçlarında pek değişiklik olmadı. Sosyal demokratlar, önemli başarılar elde ettiler (1907'de 87 milletvekili). Çekler, eğitim sorunları konusunda engellemelerini sürdürdüler; 1913'te parlamentoları dağıtıldı. Bir ölçüde alman yurttaşlarının tutumundan ötürü, alman ve slav milletvekillerinin aynı çatı altında toplantı yapmaları olanaksızlaştı.

• Bütün bunlara karşın, Cisleithania ekonomik yönden büyük ölçüde gelişti: imparatorluğun kimi bölgelerinde (Plzen) sanayi gelişirken, demiryolu hatları çoğaldı, Ama siyasal düzlemde bu dönem, ulus toplulukları arasında şiddetli çekişmelerle geçti. Merkezci güce en çok karşı çıkanlar, Çekler oldu ve parlamentoları sık sık dağıtıldı.

Şengül Şirin 06-02-2010 02:00 PM

Cevap : Avusturya
 
XX. yy. başlarında Güney Slavları'nın ulusçu hareketi gelişti; macar yetkilileri buna sertlik önlemleriyle (1909'da Zagreb' de Agram davası) karşılık verdiler, iktidar bu hareketi monarşinin geleceği açısından çok tehlikeli sayıyor, halkın çok sevdiği imparatorun yaşının ilerlemiş olması, ölümünden sonra sistemin çökeceği kaygısını yaratıyordu. Hatta, belli belirsiz bir avusturya-macaristan milliyetçiliği doğmak üzereydi. "ikili monarşi "nin dış siyaseti —1873: Macar Andrâssy, Beust'un siyasetini bir yana bırakarak "üç imparator ittitakı"nı (Almanya, Rusya, Avusturya) hazırlamaya çalıştı.

—1878: Berlin kongresi; Avusturya, Bosna-Hersek'i ele geçirmeyi başardı. Avusturya emperyalizmi Balkanlar'da, çarlık emperyalizmiyle çatışmaya başladı.

—1879: Almanya ile ittifak. Karacorcevıç hanedanının tahta çıkmasından (1903) sonra, aşırı rus yanlısı bir tutum takınan Sırbistan, gün geçtikçe avusturyalı yöneticiler tarafından yok edilmesi gereken düşman gibi görülmeye başladı. Bu arada monarşi içindeki Güney Slavları, Belgrad ile birleşme sorununu açıkça ortaya koydular.

—1908: Bosna-Hersek'in ani ilhakı. Bu oldubitti, uluslararası gerilimi artırdı ve Avusturya, Rusya'ya karşı savaşmaktan kıl payı kurtuldu.

—1912: Birinci Balkan savaşı. Gerilim öylesine arttı ki, genelkurmay başkanı Conrad von Hötzendorf, önleyici bir savaş önerdi.

—1914 (28 haziran): veliaht Franz - Ferdinand,Saraybosna'da, gizli bir sırp derneğinin üyeleri tarafından öldürüldü. Bu suikast, Birinci Dünya savaşı'nın başlamasına yol açtı. Avusturya savaşta

—1914: Avusturya birlikleri, Ruslar ve Sırplar karşısında bozguna uğradı. —1915: italya cephesinin açılması. Polonya ve Sırbistan'ın fethi. —1916: savaşın bu ilk yıllarında birlikler, kitle halinde firara başlayan Çekler dışında, bütün olarak görevlerini yaptılar. Londra'da, Masaryk, sürgünde bir çek hükümeti kurdu. Buna koşut olarak, imparatorluk içindeki muhalefet akımları da şiddetlendi: 21 ekimde başbakan Stürgkh, sosyalist Friedrich Adler tarafından öldürüldü. —1916 (21 kasım): Franz-Joseph'in ölümü ve yerine yeğeni arşidük Karl'ın geçmesi. —1917: Kral I, Bourbon-Parma prensi Sis- to aracılığıyla Müttefikler ile ayrı bir barış antlaşması imzalamak için görüşmelere başladı. Ama girişim başarısızlıkla sonuçlandı.

imparatorluğun parçalanması —1918 (ocak): Çekler ulusal bir devlet isterlerken, Müttefikler sürgündeki hükümeti tanıdılar.

—16 ekim: imparator, bozgunun yaklaşması üzerine, monarşiyi kurtarmak amacıyla bir bildiri yayımlayarak Avusturya'nın federal bir devlete dönüştürüleceğine söz verdi. Ama geç kalmıştı.

—ekim-kasım: Slavlar bağımsızlıklarını ilan ettiler (Çekoslovak Cumhuriyeti, Sloven, Hırvat ve Sırp Ulusal konseyi, Galiçya'nın Polonya'ya katılması). Macaristan Cumhuriyeti kuruldu; cumhurbaşkanlığına getirilen kont Kârolyi, ayrı bir barış görüşmesi yapmak istedi, ama başarılı olamadı.

—30 ekim: eski parlamentonun alman üyeleri ulusal meclis adı altında toplanarak, bir Avusturya devletinin kurulmasına karar verdiler. "Alman Avusturya" adını
verdikleri devletin gelecekteki rejimi konusunda bir karar almadılar. —3 kasım: italyanlar ile Villa Giusti ateşkesi imzalandı.

—13 kasım: ülkeden ayrılan imparator, tahttan çekilmemekle birlikte, hiçbir devlet işine katılmamaya karar verdi.
Saint-Germain (10 eylül 1919) ve Trianon (4 haziran 1920) antlaşmalarıyla, yeni ulusal devletlerin varlığı tanındı.
Avusturya Cumhuriyeti (1918-1938)

—1918 (12 kasım): cumhuriyetin ilanı. Kuruluş yasasında, eski imparatorluktaki tüm Almanlar'ın cumhuriyete bağlanabilecekleri ve Avusturya'nın kendini Alman Cumhuriyeti'nin parçası saydığı belirtildi. Müttefikler bu iki eğilime karşı çıktılar. —1919 (şubat): Kurucu meclis seçimleri. Sosyal demokratlar, Sosyal hıristiyan par- ti'ye kıl payı üstünlük sağladılar. Komünistlerle mücadele ettiler, Habsburglar'ın mülklerini ulusallaştırdılar ve cüretli toplumsal yasalar çıkardılar. Ama cumhuriyet, pek çok ekonomik ve siyasal güçlükle karşılaştı. Ayrılıkçı eğilimlere karşı (ülkenin isviçre'ye bağlanmasını isteyen Vorarlberg; Tirol) mücadele etmek zorunda kaldı.

Bu arada Kämten'de milisler Slovenler ile çatıştılar. —1920 (1 ekim): Anayasa'nın oylanması. Avusturya Federal Cumhuriyeti (Bundesrepublik Österreich) dokuz ülkeden (Länder) oluşuyordu. Yapılan seçimlerde sosyal hıristiyanlar sosyalistlere üstünlük sağlayarak 82 sandalye elde ettiler ve 1938'e kadar hemen hemen kesintisiz biçimde iktidarda kaldılar, ilk hükümet başkanı sosyal demokrat Karl Renner yerini, sosyal hıristiyan bir şansölyeye bırakmak zorunda kaldı. -1922-1932: 1922-1924 ve 1926-1929 arasında şansölyelik yapan monsenyör Seipel, Milletler cemiyeti'nin bir komisyonu tarafından sağlanan uluslararası krediyle maliyenin durumunu düzeltti. Böylece istikrarlı bir yeni para (Schilling) yaratmayı başardı.

Devlet dairelerini de yeniden örgütledi. Ama ülke genel ekonomik bunalımdan önemli ölçüde etkilendi. Aksaklıkların artması yeni siyasal kuruluşlar ortaya çıkardı. Almanya ile birleşme isteği hep güçlü kaldı (1921'de Tirol' de yapılan halkoylamasında büyük çoğunluk birleşmeden yana oy kullandı; 1926'da Der Anschluss dergisi kuruldu; 1930'a doğru, Avusturya'da ilk nasyonal sosyalizm yandaşları ortaya çıktı). Bununla birlikte, Fransa ve müttefikleri, Almanya ile her türlü yakınlaşmayı yasakladılar. Aynı dönemde, 1918'den başlayarak uyuşmazlık konusu bölgelerde, Slavlar'a karşı savaşmak için kurulmuş olan ."Heimwehren" milisleri de güçlendirildi. Bu ordu dışı birlikler, işçi eylemlerine karşı mücadeleye giriştiler Sosyalistler de, işçi milisleri kurarak bunları Cumhuriyetçi savunma birliği (Republikanischer Schutzbund) içinde örgütlediler.
—1932 (mayıs): Dollfuss şansölyeliğe getirildi: Amacı, en tehlikeli gördüğü iki toplulukla, sosyalistler ve nazilerle savaşmaktı.
—1933 (haziran): Dollfuss, Nazi partisi'nl yasakladı.


—1934: şubat ayında Dollfuss, Linz ve Viyana ayaklanmaları sırasında, şiddet kullanarak "Schutzbund"u dağıttı; Sosyal demokrat parti yi de kapattı. Ama böylece, nazilere engel olabilecek tek güçten de yoksun kalmış oldu. 1 mayısta, ülkeyi güçlendirmeyi amaçlayan yeni bir anayasa çıkarttı. Avusturya, nazizmden ve Leo Xlll'ün papalık genelgelerindeki toplumsal ilkelerden esinlenen korporatif bir devlete dönüştü. Bu güçlendirilmiş hıristiyan alman devleti (Christlicher Ständestaat), Sosyal hıristiyan parti'ye ve resmi kuruluşlara dönüştürülen (ve yöneticilerden biri prens von Starhemberg olan) Helmweh- ren'lere dayanıyordu. 25 temmuzda Dollfuss, nazilerin bir hükümet darbesi girişimi sırasında öldürüldü; ancak, Mussolini'nin muhalefeti sonucu, darbe başarıya ulaşamadı. Dollfuss'un yerine geçen sosyal hıristiyan Schuschnigg, onun hitlerci- lere direnme siyasetini sürdürdü. Ama koşullar değişmişti: Almanya güçleniyor onunla ittifak yapan Mussolini artık An- schluss'akarşı çıkmıyordu;Batı demokrasileri de, Avusturya Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına destek olacak durumda değillerdi. Hitler'in buyruğuyla, avusturyalı naziler, karışıklıkları ve kışkırtmalarını artırdılar.

—1938: Schuschnigg, Çekoslovakya ve Macaristan'a yaklaşarak bir savunma önlemi almaya çalıştı. Ama, Berchtesga- den'e, Hitler'in yanına çağrılan şansölye, bu ittifak tasarısından vazgeçip avusturyalı nazilerden avukat Seyss-lnquart'ın içişleri bakanı olmasını kabul etmek zorunda kaldı. Gene de, 13 mart günü bir halkoylaması düzenletti. Ama 11-12 mart gecesi Hitler, birliklerini Avusturya'ya soktu. Şansölye tutuklandı ve 13 aralıkta Anschluss (Avusturya'nın Almanya'ya bağlanması) ilan edildi. Ülke, Reich'ın bir ili (Ostmar ya da Doğu marklığı) durumuna geldi.

Anschluss döneminde Avusturya (1938-1945)


Ostmark, doğrudan Berlin'e bağlı bir vali (Statthalter) tarafından yönetiliyordu. Nazilerin "düzenledikleri" bir halkoylamasında Anschluss, %99'u aşkın bir oranla onaylandı. Olaya karşı olanların topluca tutuklandığı bir gerçekti; oylamaya skandal derecesinde hile karıştırılmıştı; ama, Almanya'nın, 1938'de kilise hiyerarşisinin desteğini kazandığı ve halkın bir bölümünün sempatisini topladığı da açıktı. Devlet yönetiminde ve orduda avustur- yalı-alman karışımı ilkesi uygulandı; ama Almanlar genellikle çoğunluktaydı. Ekonomi bir ölçüde gelişti, ama bu gelişme tümüyle savaş çabalarına yöneltildi. Katoliklerin ve sosyal demokratların muhalefeti, büyük kayıplar vermekle birlikte, tüm dönem boyunca gizli olarak sürdürüldü 1943'te dağlarda, birkaç partizan topluluğu ortaya çıktı. —1945 (ilkbahar): Kızıl ordu Avusturya' ya girdi; çok geçmeden batılı devletlerin birlikleri de Vorarlberg, Tirol ve Salzburg'a girdiler. Viyana, Berlin gibi dört kesime ayrıldı. Ama Almanya'nın tersine, Avusturya çok geçmeden siyasal bütünlüğüne kavuştu.

II. Cumhuriyet

—1945: 27 nisanda Kari Renner, Cumhuriyetin yeniden kurulduğunu bildirdi, sosyalist ve halkçılardan oluşan bir geçici hükümet kurdu. Ama çıkarılacak tüm yasaların Müttefiklerin onayına sunulması gerekiyordu (1945 temmuzunda imzalanan denetim antlaşması). O tarihten sonra Avusturya'da siyasete iki parti egemen oldu: Sosyalist parti (Sozialistische Partei Österreichs, SPÖ) ve sosyal-hıristiyan hareketin mirasçısı Halk partisi (Österreic- hische Volkspartei, ÖVP).

Kasım ayındaki seçimleri halk partililer kazandı ve Leopold Figl, bir koalisyon hükümeti (sosyalistler ve halkçılar) kurdu. Bu "Grosse Koalition" (Büyük koalisyon), 1966 yılına kadar sürdü. 1945 aralığında, Renner cumhurbaşkanı seçildi. —1946-1954: birçok iktisadi ve mali reforma girişildi. Nazi etkisinin giderilmesi bazı güçlükler çıkardı ve uzun işlemler gerektirdi (temmuz 1946 ve şubat 1947 yasaları). Müttefikler ile halk partili şansölyeler Figl ve Raab arasında, alman mülkleri, gelecekteki Avusturya ordusu ve ülkenin uluslararası konumu sorunlarını içeren yoğun görüşmeler yapıldı. —1955: Raab bağımsızlığı onaylatmak için Moskova'ya gitti ve 15 nisanda Avusturya'nın yansızlığının dayandığı ilkeleri ortaya koyan Moskova muhtırası'nı imzaladı. 15 mayısta Devlet antlaşması, Viyana Belvedere sarayı1 nda, dört işgalci devlet tarafından imzalandı; buna göre dört devlet, yeni Cumhuriyetin topraklarını boşaltma sözü verdiler. Avusturya'nın egemenliği resmen onaylandı ve aralık ayında ülke, oybirliğiyle Birleşmiş milletler'e alındı.

—1959 (10 mayıs): genel seçimlerde komünistler, meclisteki üyeliklerini yitirirken, Halk partisi hafif bir gerileme gösterdi (ama 1962'de çoğunluğu yeniden ele geçirdi). Raab hükümetine iki sosyalist yön veriyordu: Figl'in yerine dışişleri bakanı olan Bruno Kreisky ve Bruno Pittermann. —1960-1966: 1960 şubatında şansölye Raab, partisinin başkanlığını Alfons Gor- bach'a bırakmak zorunda kaldı. Raab'ın 1961'de istifa etmesinden sonra, Gorbach şansölye oldu; Halk partisi sağ kanadından Josef Klaus da maliye bakanı oldu. 1963'te Gorbachin kurduğu yeni bir hükümet, iki büyük parti arasında özellikle dış siyaset konularında doğan görüş ayrılıklarıyla uğraşmak zorunda kaldı:Halk partisi üyeleri için, Avusturya'nın ilkeleri 1955'te belirlenen yansızlığı, yalnızca askeri anlam taşıyordu. 1960'ta, ülkeyi Avrupa serbest mübadele birliği'ne soktular; bu olay ülkenin iktisadi kalkınmasını hızlandırdı, ama sosyalistler, Avusturya'nın aşırı kapitalist saydıkları AET'ye katılmasına karşı çıktılar. Moskova ve Viyana'ya kuşkulu bir gözle bakmayı sürdüren halk demokrasileri de böyle bir katılmanın karşısında yer aldılar.

Almanca konuşulan ve 1919'da italya'ya bırakılmış olan Güney Ti- rol (Yukarı Adige) sorunu, 1946'daki Avus- turya-italya antlaşması'na karşın çözülemedi. 1959'da, Andreas Hofer ayaklanmasının 150. yıldönümünde karışıklıklar arttı. Suikastlar birbirini izledi. Bu karışıklıkların sorumlusu, bir ölçüde merkezi Avusturya'da bulunan ve yeni-nazi eğilimlere yakınlık duyan Berg-isel-Bund örgütüydü, italya ile ilişkiler de kötüleşti. Viyana'nın Batı dünyasının en uç sınırında bulunması bu kentin sık sık uluslararası buluşmaların gerçekleştiği bir merkez durumuna gelmesine yol açtı: 1960 haziranında Hruşçev'in ziyareti, Avusturya hükümeti tarafından hazırlanan Ken- nedy-Hruşçev buluşması (haziran 1961).

—1966: iki partililik sona erdi. Siyasal görüş ayrılıkları artarken, Otto von Habs- burg'un ülkeye dönmesi sorunu yeni bir anlaşmazlık oluşturdu: bu dönüş birçok kez istenmiş, halk partililerce benimsenmiş, ancak sosyalistlerce buna karşı çıkılmıştı. Bir Avrupa Federalist partisi (1962) ile Demokratik ilerleme partisi' nin (1965) kurulması, kamuoyunun bir bölümünün iki büyük partiden soğuduğunu gösterdi. 1966 martında yapılan genel seçimlerde, 1963'te Gorbachi saf dışı edip partinin başına geçen ve 1964'te şansölyeliğe getirilen reformcu Klaus'un yönetimindeki Halk partisi salt çoğunluğu elde etti. 19 nisanda, cumhuriyetin kuruluşundan beri ilk kez, halk partililer, Josef Klaus yönetiminde, tek başlarına hükümet kurdular. Ama sosyalistler, II. Cumhuriyetin başından beri hep ellerinde tuttukları cumhurbaşkanlığını, 1965'te Franz Jonasin seçilmesiyle gene korudular. Ülke Klaus'un yönetimi altında ekonomik yönden gelişti; fiyatlar çok az yükseldi ve toplumsal çatışmalara rastlanmadı.



—1970: mart seçimlerini az farkla sosyalistler kazandı. Anayasa mahkemesi'nin 16 milletvekilinin seçilmesini geçersiz sayması üzerine yapılan kısmi seçimlerde, sosyalistlerin durumu daha da sağlamlaş- tı. iktidar Bruno Kreisky'e geçti; Kreisky askerlik hizmetiyle seçim sisteminde iki büyük reform gerçekleştirdi: askerlik hizmetinin altı aya indirilerek bu sürenin on iki yıla yayılabilecek, ama toplam altmış günü geçemeyecek kısa dönemler biçiminde tamamlanması; seçim çevresi sayısında değişiklik yapılarak milletvekilliklerinin sayısının nüfus çokluğuna göre değil, kayıtlı seçmenlerin sayısına göre belirlenmesi. İtalya ile Güney Tirol konusundaki anlaşmazlıklar çözümlenme yoluna girdi. Hiçbir hukuksal düzenleme yapılmamakla birlikte, italya, güney tirollülere daha çok özerklik tanımaya söz verdi.

—1971: ekim ayında yapılan erken seçimlerde, cumhuriyetin kuruluşundan beri ilk kez, sosyalistler salt çoğunluğu elde ettiler. Cumhurbaşkanı seçiminde Franz Jonas, halk partili Kurt Waldheim'a üstünlük sağlayarak yeniden cumhurbaşkanı.seçildi.

—1974: Franz Jonas'ın ölümü. Sosyalist parti üyesi olmamakla birlikte sosyalistler tarafından aday gösterilen Rudolf Kirchschlâger cumhurbaşkanı seçildi. —1980: R. Kirchschlâger yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Başbakan B. Kreisky Ortadoğu'daki çatışmalara barışçı çözüm bulmak için girişimlerde bulundu. Ya- ser Arafat ile görüştü.

—1983: seçimlerde B. Krelsky'nin Sosyalist partisi, 1971'den beri mecliste bulundurduğu çoğunluğu yitirdi. Kreisky başbakanlıktan ayrıldı. Alfred Sinowatz başkanlığında sosyalist-özgürlükçü parti koalisyonu devam etti.

—1986: Birleşmiş milletler örgütü eski genel sekreteri Kurt Waldheim* cumhurbaşkanlığı için adaylığını koydu. Yabancı basında yayımlanan, II. Dünya- savaşı sırasında alman ordusundaki görevleri ve sorumluluklarıyla ilgili suçlamalara karşın cumhurbaşkanı seçildi (6 haziran). Seçimlerden sonra başbakan Sinowatz görevden ayrıldı. Dr Franz Vra- nitzky başbakan oldu (16 haziran). Özgürlükçü parti başkanının değişmesi yeni koalisyonun bütünlüğünü sarstı. Seçimlere gidilmesine karar verildi. Seçimler sonunda sosyalistlerin oyları % 43,1'e düştü (1983'te % 47,7), Halkçı parti % 41,3 (1983'te % 43,2) oy alırken Özgürlükçü parti'nin oyları iki misli artarak % 9'a çıktı. Yeşiller de % 4,8 oy alarak meclise temsilci gönderebildiler. iki ay süren görüşmelerden sonra Halkçı ve Sosyalist parti, Dr. Vranitzky başkanlığında koalisyon oluşturdular (16 ocak 1986).

ASKERİ TARİH

•Ordu. Batı imparatoru Charlemagnein Ostmarki kurmasından, 1918'de Avus- turya-Macaristan imparatorluğu'nun yıkılışına kadar, Avusturya'nın hep sürekli bir ordusu oidu.(-> KUTSAL İMPARATORLUK.) Ortaçağ süresince feodal ordu ayrıca, Viyana'ya bağlı tüm halklardan (Slavlar, Macarlar, Almanlar, Lorraineliier, Flamanlar) toplanan gönüllüleri ve paralı askerleri de içerirdi, imparatorluğun birlik simgesi olan bu kuvvetlere imparatorluk kuvvetleri deniyordu. XVI. yy.'da uzun mızraklı piyade birlikleri, onların başlıca gücünü oluşturmaktaydı. XVII. yy.'da Wallenstein çetelerinin aşırılıkları nedeniyle korku uyandıran ordunun alayları (19 piyade, süvari alayı), artık albaylarının değil, imparatorun malı durumuna geldi. O tarihten sonra Avusturya ordusu, değerli komutanlar tarafından yönetildi

(Montecuccoli, prens Eugène). Fransızlar ve Türkler ile savaşlarda güç yitiren imparatorluk ordusu, 1715'te 120 000 kişiyken, 1740'ta 80 000 kişiye düştü. Maria Theresia ve Joseph II (1765-1780 arasında ordudan sorumlu ortak naip) her şeyden önce ülkede birliğin sağlanmasını amaç edinerek orduyu yeniden örgütlediler: devletlerin meclisleri, on yıllık bir bütçe kabul edecekler, almanca zorunlu komuta dili olacaktı. 1780'de asker sayısı 200 000 kişiye çıkarılan ordu, 1792-1815 arasında Sırbistan'da Türkler'e, ayrıca Fransızlar'a (arşidük Karl'ın Almanya'ya, Wurmser'in italya'ya seferleri) karşı koydu; fransız ordusunun örgütlenmesini örnek almaya çalıştı; zorunlu askerlik sistemi benimsendi. Daha sonra, 1860'a kadar ordunun başlıca görevi, Viyana antlaşmalarına ya da Metternich sistemini tartışma konusu yapan ulusal ya da liberal tüm unsurlara karşı koyarak kurulu düzeni korumak oldu.

Gerçek modern Avusturya ordusu, Sa- dovâ bozgunundan sonra 1867 antlaşmasınla doğdu. imparatorluk silahlı kuvvetleri üç birimden oluşuyordu: 1) avusturyalı, macar ve boşnak birliklerinden oluşan ve Viyana'daki imparatorluk savaş bakanlığına bağlı olan imparatorluk ve krallık ordusu (kaiserliches und königlic- hes Heer, kısaca k.u.k.); 2) askere yeni alınanlarla eski askerlerden oluşan ve Viyana'da, avusturyalı bir savunma bakanı tarafından yönetilen Avusturya Land- wehr'i-, 3) macar Landwehr'i ve Landsturm " 'undan oluşan ve Budapeşte'de macar bir savunma bakanı tarafından yönetilen Honvéd. 12 dilin konuşulduğu bu karma ordunun birliği, % 75'i alman eğitimi görmüş subaylarca sağlanıyordu. 1912 ve 1913 yasalarıyla, barış sırasında 500 000 kişilik bir ordu besleyen bu sistem geliştirildi ve 1914'te, 48 piyade tümeniyle (32 k.u.k., 8 avusturya, 8 macar tümeni) 11 süvari tümeninin (9 k.u.k., 2 macar tümeni) mareşal Conrad von Hötzendorf'un emrine verilmesini sağladı.

Bu birlikler, Birinci Dünya sava- şı'nda 1 047 000 ölü verdiler (3 avustur- ya-macaristan tümeni, 1918'de Fransa' ya, Meuse cephesine gönderildi).
Saint-Germain antlaşması'yla (1919), Avusturya ordusu, on iki yıllık sözleşmelerle askere alınan 30 000 kişiye (1 500'ü subay) indirildi. Anschluss'tan (1938) sonra, bu ordu Wehrmacht' içinde eritildi, ikinci Dünya savaşı'nda Avusturya 350 000 kayıp verdi. 1945-1954 arasında Mütte- fikler'in işgali altına girdi ve Viyana antlaşmasının imzalanmasına (1955) kadar yalnızca bir jandarma kuvveti bulundurmasına izin verildi. Ülkenin yansızlığını güvence altına alan bu antlaşmayla Avusturya'ya 55 000 kişilik bir ordu kurma izni verildi; ama NBC silahları, uzun menzilli toplar ve güdümlü füzeler edinmesi yasaklandı.


Anayasa, Avusturya'nın sürekli yansızlığını ilan etti ve ülkenin bir askeri ittifaka katılmasını ya da topraklan üstünde yabancı üslere izin vermesini yasakladı. Üz- laşmaz bloklar arasında, tehlikeli konumunun bilincinde olan Cumhuriyet, 1955'te yeni bir ordu kurmaya girişti, ama bu alandaki çabası sınırlı kaldı: 1979'da orduya, 11,7 milyar şilin, yani GSMH'nin % 1'i ayrıldı. Asker sayısı 21 000'i geçici askerlik yapan 38 000 kişiden oluştu (yedekleri 155 000 kişiydi). Ordu dışı silahlı kuvvetler de 12 500 kişilik jandarma birliklerinden oluştu. Donatım çeşitli ülkelerden sağlandı: isveç uçakları, fransız ya da alman helikopterleri, isviçre radarları, amerikan tankları ve topları, çok namlulu çek roketatarları. Avusturya, ayrıca, VTT' 1er ve tanksavarlar (AMX 13 benzeri "Kü- rassier") üretti. Hava güvenliği için yetersiz 34 eski SAAB 105 dışında, donatım iyi nitelikliydi; ama asker azlığı, silahlı kuvvetlerin klasik kurallar içinde kullanılmaları durumunda çabuk yok olmalarına yol açabilirdi. Lütgendorf'un yönlendirdiği genel bir askerlik reformu, 1971 'de askerlik hizmetinin yeniden düzenlenmesiyle başladı: askerlik 9 ya da 15 aydan kısa dönemlerle tamamlanmak üzere 6 aya ya da sürekli 8 aya indirildi. Bu reform, örgütlenme biçimi, lojistik ve askeri eğitimi de kapsıyordu, isviçre deneyiyle Mao, Tito ve Giap deneylerinden çıkan dersleri kaynaştıran general Spannocchi, saldırgana işgalden beklediği üstünlüklerden çok daha önemli asker ve zaman yitimine mal olacak bir alan savunmasını hazırladı. Bundpsheer (federal kuvvet), bir ordu, 2 kolordu ve 8 bölge kurmay başkanlığı yönetimine verildi ve 2 kuvvete ayrıldı.

—Bereitschaftstruppe, 3 tugaylık bir motorize tümen ile bir hava tümeninden (4 avcı, 7 helikopter, 1 ulaşım ve 2 uçaksavar taburu) oluşan ve sürekli sınırı gözetleyen müdahale kuvveti.

AVUSTURYA'DA SANAT

—Landwehr, 2 gün içinde, savunma birlikleri, avcı komandolar ve yedek tugaylar (bölge başına 1 tugay) donatabilecek 28 "temel alay"dan oluşan bölgesel milis kuvveti. Avusturya böylece, saldırgana, yüksek bir giriş ücreti (Bereitschaft- struppe), sonra da Landwehr aracılığıyla yüklü bir "ülkede kalış bedeli" ödeteceğini düşündü. Kıbrıs ve Lübnan'da, bir taburla BM'nin barış harekâtına da katıldı.

•Donanma. Avusturya-Macaristan imparatorluğu donanmasının kurucusu imparator Karl VI, 1719'da Trieste'yi açık liman yaptı. XIX. yy.'da Avusturya'nın yitirdiği Venedik askeri tersanesinin yerini Pola (bugün Pula) askeri tersanesi aldı. 1866 savaşı sırasında Avusturya donanması, ahşap gemileriyle Lissa'da modern italyan filosunu ağır bir yenilgiye uğrattı. 1914'te avusturya-macaristan donanması (çok iyi yönetilen yüz kadar gemi), Adri- ya denizi'nde pek çok çarpışmaya katıldı (1914'te fransız zırhlısı Jean-Bart'ın, 1915'te Léon Gambetta kruvazörünün torpillenmesi). Denizaltıları (1914'te 7, 1918'te 21 denizaltı) savaşın sonuna dek Akdeniz'deki çarpışmalarda yer aldı. imparatorluğun çöküşü, donanmasının da dağılmasına yol açtı: 31 ekim 1918'de, eski monarşinin bayrağı, bir daha çekilmemek üzere gemilerden indirildi, donanmanın son başkomutanı amiral Horthy, Macaristan naibi oldu. Saint-Germain antlaşması ile Avusturya, çevresi başka ülkelerle çevrili, kıyısı ve donanması olmayan bir kara devleti durumuna geldi.

KURUMLAR


Aralık 1929'de değişikliğe uğrayan 1 ekim 1920 federal anayasası, 1 mayıs 1945'te yeniden yürürlüğe girdi. Avusturya, Viyana, Aşağı Avusturya, Yukarı Avusturya, Salzburg, Steiermark, Kärnten, Tirol, Burgenland, Vorarlberg ülkelerinden (Bundesländer) oluşan federal demokratik bir cumhuriyettir. Her ülkenin kendi meclisi (Landtag) vardır. Avusturya'da iki meclisli parlamenter rejim yürürlüktediı. Yasama gücü, 183 üyesi dört yılda bir genel oy ve nisbi temsil sistemiyle seçilen millet meclisi (Nationalrat) ile 58 üyesi 9 ülke meclisi tarafından belirlenen Federal meclis'tedlr (Bundesrat). Yürütme gücü, devlet başkanı olan ve altı yıl için, genel oyla seçilen Federasyon başkanıyla şansölyenin başkanlık ettiği federal hükümet tarafından kullanılır. Hükümet yalnız Millet meclisl'ne karşı sorumludur. Devlet başkanının, ülkeyi temsil yetkisi ve önemli ayrıcalıkları (şansölyenin atanması ya da görevden alınması) vardır; buna karşılık, parlamento çoğunluğunun başkanı şansölye, yürütme gücünde ağırlıklı rol oynar. Yasama yönünden Millet meclisi de aynı durumdadır.

EDEBİYAT

• Ortaçağ boyunca, hatta XVIII. yy. sonuna kadar, Avusturya edebiyatı alman edebiyatından ayrılmaz. Ancak, 1815 Kongresl'nden sonra Viyana, alman dilinin edebiyat merkezlerinden biri durumuna geldi; ama bir bakıma, Orta Avrupa'nın merkezi kenti durumunda oluşu nedeniyle de edebiyatta özgün nitelikler edindi.

Tam anlamıyla Avusturya'ya özgü olan edebiyatın ilk temsilcisi, ulusal şair düzeyine yükselen oyun yazarı Franz Grillpar- zer'dir. Onun yanında yer alan F. Raimund ile J. Nestroy, gerçekte Avrupa çapında bir üne ulaşamamışlardır. Şairler arasında N.Lenau, alman hareketinden çok fransız okuluna yakın bir romantizmin temsilcisidir. Buna karşılık, eski Avusturya'nın Südetler bölgesinde doğan A. Stifter, bugün alman dilinin en büyük romancılarından biri olarak kabul edilir.

• XIX. yy.'ın ikinci yarısında, L.Anzengru- ber'in halk tiyatrosu, Maria ve Ebner -Eschenbachin F. von Saarin ve P. Roseg- ger'in öyküleri, Avusturya yaşamından görüntüler sundular; ama dönemin Viya- na'sının sanatsal ve kültürel gelişmesine bağlı özgün edebiyat çalışmaları özellikle yüzyıl sonunda ortaya çıktı; o dönemde kentte tüm edebiyat akımları kol gezmekteydi: izlenimci ve dekadan akım (A. Schnitzler), simgeci akım (R. Beer-Hof- mann, P. Altenberg), anlatımcılığın doğmasına yol açan kuramcı ve eleştirel akım (H. Bahr, K. Kraus), F. Kafka, M. Brod, E. Weiss, F. Werfel ve R. M. Rilke ile Prag kenti bir başka çekim alanını oluştururken, Hoffmannstahl de, çağın tüm estetik deneyimlerinin bir bireşimine varmış görünüyordu.

• XX. yy.'da yalnızca ulusal değil, aynı zamanda yoğunluğu ve açıklığıyla dünya romanının gelişmesini köklü bir biçimde etkileyen bir edebiyat gelişti (H. Broch, R. Musil, H. von Doderer, Gütesrloh). Tiyatroda (M. Meli, Csokor, Bruckner) ve şiirde (G.Trakl), anlatımcılığın etkisi sürüyordu.

• 1938'de gerçekleştirilen Anschluss (Avusturya'nın Almanya'ya katılması) ile ikinci Dünya savaşı'nın sonu arasındaki dönemde Ostmark adı altında III. Reich'a bağlanmış olan Avusturya'nın durumu, birçok yazarı ya susmak ya da yurt dışına göç etmek zorunda bıraktı. Bunlardan bazıları (St. Zweig, J. Roth) ülkelerinden umudu kesmiş olarak yurt dışında öldüler.

• 1945'ten sonra Avusturya edebiyatı dış etkilere kapılarını daha fazla açtı. F. Ha- beck ve H. Zand, E. Fried, P. von Tramin, J. Ebner, İ. Aichinger, M. Dor, R. Feder- mann, H. Eisenreich "büyük roman" akımının temsilcileri arasında yer alan Georg Saiko'ya öykündüler.

Şiirde de bir yenilenme görüldü: bir önceki kuşağın (Otto Basil) ve yurt dışında yaşayan şairlerin anlatımcılığından (T. Kramer, E. Waldinger) gerçeküstücülüğe ve "somut" şiire yönelindi. P. Celan ve

F. Mayröcker, André Breton'un Avusturya' daki en yakın izleyicileriydi, i. Bach- mann büyük bir duyarlıkla sözcük araştırmalarına eğilirken, W. Tornan, G. Fri- tsch, W. Schmied ve A. Okopenko da günlük yaşam deneyimlerini yazıya dönüştürdüler.
• Filozof Ludwlg Wittgensteinin, yeni yazar kuşakları üzerinde sürekli bir etkisi oldu;
Tam anlamıyla Avusturya'ya özgü olan edebiyatın ilk temsilcisi, ulusal şair düzeyine yükselen oyun yazarı Franz Grillpar- zer'dir. Onun yanında yer alan F. Raimund ile J. Nestroy, gerçekte Avrupa çapında bir üne ulaşamamışlardır. Şairler arasında N.Lenau, alman hareketinden çok fransız okuluna yakın bir romantizmin temsilcisidir. Buna karşılık, eski Avusturya'nın Südetler bölgesinde doğan A. Stifter, bugün alman dilinin en büyük romancılarından biri olarak kabul edilir.

• XIX. yy.'ın ikinci yarısında, L.Anzengru- ber'in halk tiyatrosu, Maria ve Ebner -Eschenbachin F. von Saarin ve P. Roseg- ger'in öyküleri, Avusturya yaşamından görüntüler sundular; ama dönemin Viya- na'sının sanatsal ve kültürel gelişmesine bağlı özgün edebiyat çalışmaları özellikle yüzyıl sonunda ortaya çıktı; o dönemde kentte tüm edebiyat akımları kol gezmekteydi: izlenimci ve dekadan akım (A. Schnitzler), simgeci akım (R. Beer-Hof- mann, P. Altenberg), anlatımcılığın doğmasına yol açan kuramcı ve eleştirel akım (H. Bahr, K. Kraus), F. Kafka, M. Brod, E. Weiss, F. Werfel ve R. M. Rilke ile Prag kenti bir başka çekim alanını oluştururken, Hoffmannstahl de, çağın tüm estetik deneyimlerinin bir bireşimine varmış görünüyordu.

• XX. yy.'da yalnızca ulusal değil, aynı zamanda yoğunluğu ve açıklığıyla dünya romanının gelişmesini köklü bir biçimde etkileyen bir edebiyat gelişti (H. Broch, R. Musil, H. von Doderer, Gütesrloh). Tiyatroda (M. Meli, Csokor, Bruckner) ve şiirde (G.Trakl), anlatımcılığın etkisi sürüyordu.

• 1938'de gerçekleştirilen Anschluss (Avusturya'nın Almanya'ya katılması) ile ikinci Dünya savaşı'nın sonu arasındaki dönemde Ostmark adı altında III. Reich'a bağlanmış olan Avusturya'nın durumu, birçok yazarı ya susmak ya da yurt dışına göç etmek zorunda bıraktı. Bunlardan bazıları (St. Zweig, J. Roth) ülkelerinden umudu kesmiş olarak yurt dışında öldüler.

• 1945'ten sonra Avusturya edebiyatı dış etkilere kapılarını daha fazla açtı. F. Ha- beck ve H. Zand, E. Fried, P. von Tramin, J. Ebner, İ. Aichinger, M. Dor, R. Feder- mann, H. Eisenreich "büyük roman" akımının temsilcileri arasında yer alan Georg Saiko'ya öykündüler.

Şiirde de bir yenilenme görüldü: bir önceki kuşağın (Otto Basil) ve yurt dışında yaşayan şairlerin anlatımcılığından (T. Kramer, E. Waldinger) gerçeküstücülüğe ve "somut" şiire yönelindi. P. Celan ve F. Mayröcker, André Breton'un Avusturya' daki en yakın izleyicileriydi, i. Bach- mann büyük bir duyarlıkla sözcük araştırmalarına eğilirken, W. Tornan, G. Fri- tsch, W. Schmied ve A. Okopenko da günlük yaşam deneyimlerini yazıya dönüştürdüler.

• Filozof Ludwlg Wittgensteinin, yeni yazar kuşakları üzerinde sürekli bir etkisi oldu; Wittgenstein'dan etkilenenler arasında H.C. Artmannin çevresinde toplanan
G. Rühm, K. Bayer, F.Achleitner ve E. Jandl'dan oluşan "Viyana grubu" bulunduğu gibi, Graz'da A. Kolleritsch ile Ma- nuskripte dergisi çevresinde toplanan "Forum Stadtpark" yazarları da vardı; bu sonuncu grubun en parlak temsilcileri Peter Handke, romanları ve özellikle oyunlarıyla uluslararası üne kavuştu. W. Bauer ve P. Turrini de, Avusturya'nın ulusal dram geleneklerini yeniden yaşatan oyun yazarlarıdır. H. Lebert yerel halk edebiyatından esinlenen öyküler kaleme alırken, her türlü gruplaşmanın dışında kalan Th. Bernhard da insanın acımasızlığı konusunda, kendi yaşadığı deneyimlerden yola çıkarak görkemli bir üslup denemesi gerçekleştirdi.

SANAT

Avusturya sanatı, alman kültür çevresine bağlıdır ve uzun bir süre alman sanatından ayırt edilmesi güçtür. (-> ALMANYA.) XVIII. yy.'da, barok dinsel sanatı, başyapıtı Melk manastırı (1702-1706) olan J. Prandtauer'in ve aralarında yeğeni Josef Munggenast'ın (Altenburg manastın, 1730'a doğr.-1740) yer aldığı öğrencilerinin çalışmalarıyla parlak bir dönem yaşadı. Viyana'nın, sanat yaşamında çok önemli bir rolü vardır ve mimarları uluslararası üne sahiptir. J. B. Fischer von Erlach (Salzburg'da da çalışıyordu) atlant- lara dayanan dev merdivenlerinin görkemiyle ilgi çeken sarayların yapımında ün kazandı ve Schönbrunn sarayı için planlar hazırladı, Hofburg kitaplığı ile görkemli Karlskirche'yi yaptı. J. L. von Hildebrandt çok usta bir incelikle bir araya getirilmiş iki saraydan oluşan Belvedere'yi yaptı. Bu inceliğe, Georg Raphael Donner'in çeşmelerinde de rastlanır. Bir başka heykelci, B. Permoser barok üsluba olağanüstü bir canlılık kazandırdı. Avusturyalı ressamlar, ikisi de İtalya'da yetişmiş olan Daniel Gran (Hofburg kitaplığı'nın tavanı, 1730) ve Paul Troger, özellikle de F. A. Maulbertsch, alman baroğunun en İyileri arasında yer alırlar.

XVIII. yy. sonu ile XIX. yy. başında, Viyana darphanesi'nde ve helkelci Franz Anton von Zauner'in yapıtlarında da görüldüğü gibi, Avusturya sanatı klasik anlayışın etkisinde kaldı. Romantizmden gerçekçiliğe uzanan dönemin özelliği olan burjuva ideali, en önemli temsilcisi ressam Ferdinand Georg VValdmüller olan Biedermeier üslubunda kendini buldu; bu arada Viyana kentinin manzara ressamı olan ve sanat yaşamı XIX. yy. sonlarına kadar uzanan Rudolf von Alt'ı da anmak gerekir. Viyana, yüzyılın ortalarından başlayarak Franz-Joseph II döneminde, kendi evrimi ve Güzel sanatlar akademisi ile başlıca merkez durumuna geldi. Çağın seçmeci üslubuna adını veren Hans Makart bu çevrenin en önemli ressamıdır.

Süslemeye dayanan ve incelikli üslubuyla "art nouveau" ve simgecilik arasında bir bireşim kuran Gustav Klimt'in canlandırdığı Viyana "Ayrılık" grubuyla Avusturya'da çağdaş sanat dönemi başladı. "Blaue Reiter"in eski üyesi olan ve alışılmışın dışında resimleriyle tanınan Alfred Kubin'in yanı sıra anlatımcı portrelerini ve manzaralarını aydınlık renkler ve incelikli bir üslupla işleyen XX. yy.in en ünlü avus- turyalı sanatçısı Kokoschka da bu akımın içinde yer alır. Anlatımcı öncü sanatın en sivrilmiş adı Egon Schiele'dir; Klimt'ten öğrendiklerini özümsedi, ama modellerinin ruhsal boyutlarını derinleştirerek daha da ileri gitti. Tirol köylülerini çizen Al- bin Egger-Lienz, Hodler'in etkisini sürdürdü. iki savaş arasında, Georg Merkel, Anton Faistauer, Franz Wiegele, Herbert Bo- eckl, Rudolf Wacker, vb.'nin yapıtlarında, savaş sonrasının en özgün akımı olan "Viyana fantastik gerçekçilik okulu"nda da sezilen çok yönlü etkiler göze çarpar.

Kökünü, doğrudan doğruya Viyana akade- misi'ndeki Albert Paris Gütersloh'un derslerinde bulan bu akım, düşseli dile getirmek için geleneksel bir teknikten destek alır; Erich Brauer, Ernst Fuchs, Rudolf Hausner, Wolfgang Hutter ve Anton Lehmden bu akımın başlıca temsilcileridir. Klimt'in süslemeci sanatının olduğu kadar Klee'nin, otomatizmin, ham sanatın da mirasçısı olan Hundertwasser, uluslararası alanda çok büyük bir başarı kazandı. 60iı ve 70'li yıllarda öncü sanatın en belirgin yaklaşımlarından biri de, özellikle Hermann Nitsch, Günter Brus ve Arnulf Rainerin temsil ettikleri soyutlamadan gelen çarpıcı bir bedensel sanattır. Heykelde, Wotruba, kompozisyondaki sağlamlığını, Rudolf Hoflehner, Wander Bertoni ve özellikle, aynı zamanda ressam olan ve tartışmalara yol açan saldırgan "yeni gerçekliği" ile çağdaş üretimin başka bir önemli yanını betimleyen Alfred Hrdlicka' ya aktardı.

Mimarlıkta, XIX. yy.'ın sonu ve XX. yy.'ın başında Viyana okulu, başkentteki Ringin yapımcılarının (yaklaşık 1857 -1885) seçmeci akademizmine karşı çıktı. En önde gelen kişiler, üslubunu aşama aşama anlaştırmadan önce, Majolika Haus (Viyana, 1898) ile Avrupa sanat anlayışının anıtlarından birini veren, "Ayrılık" akımının kurucusu O. Wagner, seçkin ve yalın J. Hoffmann, süslemenin amansız düşmanı ve önemli kuramcı A. Loos'tur. Bununla birlikte, "evrensel üslup", Birinci Dünya savaşı ile zaten son derece daralan bir Avusturya'da çok küçük bir başarı kazanacaktır: R. Neutra 1923'te ABD'ye göçtü. Daha sonraki en önemli mimarlar Clemens Holzmeister (sanat yaşamının sonunda, 1960'ta Salzburg'da yeni Festspielhaus'u yaptı) ve modern okulun öncüsü Roland Rainer'dir (Viyana belediye holü, 1954).

MÜZİK


Avusturya'da "yüksek" müziğin başlangıcı sayılan Maximilian I döneminden çok önce Minnesäng'lar Provence okulunun özellikleriyle, İlerde Franko-fla- manlar'ın etkisinde geliştirecekleri çoksesli bir müziği birleştirerek ülkelerinin sanatına özgün çizgiler kazandırdılar. Avusturya müziğinin bu ilk döneminin en ünlü adları, "Salzburg keşişi" (XIV. yy.) ve Oswald von Wolkenstein'dir(? 1377-1445). Kendisi de şarkı söyleyen ve lavta çalan Maximilian I, Viyana'ya yabancı besteciler (Pierre de la Rue, Heinrich isaak, Ludwig Senfl) çağırarak ya da orgcu Paul Hofhaimer (1459-1537) gibi ülkenin en iyi müzikçilerini sarayına alarak, kendine avrupalı hükümdarlar arasında seçkin bir yer sağladı. Ondan sonraki imparatorlar, Viyana'nın kazandığı bu ünden yararlanmasını bildiler

Johann Jakob Froberger' in (1616-1667) saray orgcusu, Heinrich Biberinse(1644-1704)Salzburg capella- sı'nda koro yöneticisi olduğu Leopold I döneminde, yaklaşık 400 yeni opera sahnelendi. Daha XVI. yy.'ın sonunda kendini hissettiren italyan etkisi (stile rappreserı- tativo), ilk Viyana okulunun doğuşuna değin (XVIII. yy.'ın ilk yarısı) egemenliğini sürdürdü.

Bach ve Haydn arasındaki bu okulun başlıca bestecileri şunlardır: Georg Mathias Monn (1717-1750), Georg Christoph Wagenseil (1715-1777), Johann Joseph Fux (1660-1741), Josef Starzer (1726 -1787) ve Johann Schenk (1753-1836).

Hallstättersee (Salzkammergut) Hallstatt turizm merkezi


Bu besteciler, Mannheim'lı meslektaşları ölçüsünde, yeni bir üslup yaratılmasına katkıda bulundular. Bu yeni üslup, "hafif tarz"ın parlak ve yüzeysel niteliklerine daha az yer verilerek, Avusturya halk müziği öğeleriylecanlandırılmıştı. G. M. Monn, bu bakımdan büyük Viyana klasiklerinin (Haydn ve Mozart) doğrudan öncüsü oldu; J. J. Fux ise, operalarında, Lully'den ve fransız üslubundan yararlanarak, o sıralarda Antonio Caldara'nın temsil ettiği italyan etkisini kırmaya çalıştı.

XVIII. yy.'ın ikinci yarısında Viyana, dönemin en ünlü üç bestecisini, Christoph Willibald Gluck (1750'de Viyana'ya yerleşti), W. A. Mozart ve Haydn'ı bir araya getirdi. Bunlar, germen çoksesliliğine olduğu kadar, italyan melisma'larına da yabancı yeni bir üslup yarattılar. Yer yer melankoliyle karışık bir canlılık ve sevecenlik, Haydn'la Viyana müziğinin ayırıcı özelliği oldu. Verimli ve özgün bir yaratıcı olan Haydn'ın yapıtları, Mozart için zengin bir kaynak oldu; Haydn, Bonn doğumlu olmakla birlikte 1792'de Viyana'ya yerleşerek ölümüne değin orada yaşayan Ludwig van Beethoven'i da belli ölçüde etkiledi. Heiligenstadtin (1802) mirasını devralan Beethoven'in yapıtlarındaki dramatik güç, Viyana ruhuna, Franz Schubert' in müziğinden daha az bağlıdır. Schubert ise, ölümsüz lied'lerinin yumuşaklığı, diriliği, hüzünlü kaygısızlığı ve duygusal değişkenliğime Avusturya romantizminin temellerini attı. Ama, uzun süredir Avrupa müziğinin önemli merkezlerinden biri olan Viyana, italyan müziğinin peş peşe gelen dalgalarından etkilendi; vals ritimll hafif besteler yeğlenmeye başladı. Bu tarz müziğin Viyana'da başlıca temsilcileri Joseph Lanner (1801-1843) ile Strauss ai- lesidir (Johann I, Johann II, Joseph).

Eğlenceye düşkün bu başkent, bir yandan da büyük sanatçıları kendine çekmeyi bildi: Johannes Brahms ("Ham- burg'lu alman"), Bohemya'dan gelen Gustav Mahler ve Vlyana'nın dillere destan eğlence ortamına tümüyle yabancı olan birçok avusturyalı müzikçi, Anton Bruckner, Hugo Wolf bunların en önemlileridir. Bruckner'in senfonileriyle Wolf'un 240 lled'i, Avusturya romantizminin en önemli örnekleridir. Avusturya romantizminin başlıca iki kaynağı Beethoven ve Wagner'in müzikleridir. Mahler'in tüm yapıtları aynı eğilimleri yansıtır. Bunlar romantizmin son dönemini Bruckner'inkiler- den daha çok simgeler. Arnold Schönberg, Bruckner'in çizgisini sürdürerek tonal işlevleri bıraktı ve daha önce Josep Matthias Hauer'ın (1883-1959) önerdiği onikiton sistemi üzerinde yeni bir ses dünyası kurdu. Kendisi gibi viyanalı olan öğrencileri Alban Berg ve Anton Webern ile, XX. yy. müziğini, avusturyalı bestecilerin çoğunun katıldığı bir serüvene sürükledi: Egon Wellesz (1885-1974), Alexander Spitzmüller (1894-1962), E,rnts Krenek (doğm. 1900), Hans Jelinek (1901-1969) ve Hans Erich Apostel (1901-1972).

Öte yandan, operada (Şen dul, 1905) ve operette (Güllü şövalye, 1911), yüz yıl öncesinin büyüleyici Viyana'sını yeniden canlandırmak, macar Franz Lehâr (1870 -1948) ve bavyeralı Richard Strauss'a düştü. Johann Nepomuk David (1895-1977), Erich Wolfgang Korngold (1897-1957), Cesar Bresgen (doğm. 1913), Karl Schis- ke (doğm. 1916), Helmut Eder (doğm. 1916), Augustin Kubizek (doğm. 1918), Gottfried von Einem (doğm. 1918) ya da Anton Heiller (doğm. 1923) gibi değişik kuşaklardan besteciler dışında, Avusturya okulu, hâlâ canlı tutulan Webern sonrası geleneği yadsımadı. "Die Reihe" adlı çağdaş müzik topluluğunun kurucusu ve Alban Berg'in Lulu'sunun tamamlayıcısı olarak uluslararası ünü olan Friedrich Cer- ha'nın (doğm. 1926) yanı sıra, Michael Gielen (doğm. 1927), Gerhard Wimber- ger (doğm. 1923), Josef Maria Horvath (doğm. 1931), Heinz Kratochwill (doğm. 1933), Ingomar Grünauer (doğm. 1938), Günter Kahowez (doğm. 1940) ve Dieter Kaufmann (doğm. 1941) çağdaş avusturyalı öncü müzikçilerin önde gelenleridir. Elektroakustik müziğin başlıca savunucularıysa irmfried Radauer (doğm. 1928) ve Istvân Zelenka'dır (doğm. 1936).

Şengül Şirin 06-25-2010 04:16 PM

Avusturya-Orta Avrupa devleti
 
3 Eklenti(ler)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1277471707

Avrupa'nın ortasında, kendi kabuğuna çekilmiş küçük bir ülke olan Avusturya bir zamanlar, çok büyük ve güçlü bir imparatorluğun sahibiydi.

Bir Alp ülkesi

Avusturya'nın tamamı Alpler'e yayılmıştır. Yağmur ve karın sık sık görüldüğü, tam bir dağ ülkesidir. Buna karşılık, iç kesimlerdeki, dağlarla iyi korunmuş vadiler ve ovalar, ( sıcak yazlara ve erken gelen ilkbaharlara sahne olur.

Az kalabalık olan yüksek bölgeler, günümüzde, turizm (İnnsbruck bölgesinde kış sporları) sayesinde tam bir ekonomik gelişme halindedir. Vadilerde sığır yetiştiriciliği önemli bir uğraştır. Öte yandan, toprakaltı zenginlikleri pek bol değilse de çeşitlidir: bakır, kurşun ve özellikle Leo-ben yakınlarında demir. İkinci *Dünya Savaşı'yla zayıf düşürülen Avusturya, 1945'ten beri sürekli bir ekonomik gelişme içindedir.

Barbarlara karşı


Roma Çağı'nda Orta Avrupa çeşitli istilâlara sahne oldu: önce Tötonlar, sonra Gotlar' ve *Hunlar Avrupa'ya yerleşmeğe çalıştılar.

Bu sürekli istilâları durdurma amacıyla *Şarlman (Büyük Kari) 803'-te Barbarlara karşı bir kalkan ödevi görecek olan doğu uç eyaletini kurdu. Böylece Avusturya doğdu. 955'te Büyük Otto, bir Macar istilâsını püskürterek ailesini ülkenin başına geçirdi. Üç yüzyıl boyunca «Badenberg Hanedanı Badenberglerden Habsburglara

962'de, Otto I Avusturya da aralarında olmak üzere birkaç dukalığı biraraya getiren Kutsal Roma-Ger-men împaratorluğu'nu kurdu. Bu imparatorluk 1192'de bugün * Yugoslavya'yı oluşturan İstirya ve Karniyola'yı da alarak genişledi. Badenberglerin son üyesi Savaşçı Friedrich'in ölümü üzerine, Avusturya, Bohemya ile birleşti. Ama bu birleşme pek geçici oldu: Bohemya kralı 1278'de HabsRodolphe tarafından yenilgiye uğratıldı. Bundan sonra Avusturya'nın kaderi, Habsburgların kaderine sıkı sıkıya bağlanacaktır.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1277471707

Çok geniş bir imparatorluk


Rönesans Dönemi'nde birkaç büyük aile Avrupa'yı paylaşıyordu. Bunlar kâh evlenmeler yoluyla ittifak kurarlar, kâh amansız savaşlara girişirlerdi.
Bu arada ince antlaşmalar oyunuyla Avusturya, gücünü arttırmayı başardı. Böylece, Avusturya arşidükü Güzel Philippe I'in Kastilya kraliçesi Deli Jeanne ile evlenmesi sayesinde, İspanya ile müttefik oldu. Oğulları *Karl V (Şarlken) [1500-1558] Avusturya'nın gücünü daha da pekiştirdi: toprakları İspanya, Flandres, Almanya, hattâ Amerika'ya (İspanyol sömürgeleri) kadar yayıldı.

Türklere karşı süren bir buçuk yüzyıllık (1529-1697) bir mücadele içinde, Avusturya siyasal birliğine yeniden kavuşmağa çabaladı. Maria Theresia'nın sa.ltanat döneminde ülke modernleşti: Avusturya ordusu, Avrupa'nın en modern ordusu haline geldi. Sağlam bir yönetim Habsburgların otoritesini pekiştirdi. Almanca, ülkenin resmî dili oldu.
Avusturya, *Napolyon'un zaferleriyle zayıf düştüyse de 1815'te uyanık diplomat Metternich sayesinde, Viyana Kongresi'nde önemli bir diplomatik rol oynamayı başardı.

Çöküş

Öteden beri Prusya ile Avusturya birbirine rakipti. Bismarck tarafından Sadowa'da yenilen (18<>6) Avus turyalılar * Almanya tacında ı vazgeçmek zorunda kaldılar. Bir Avusturya-Macaristan monarşisi kuruldu. Ama bu monarşinin iktidarı zayıftı ve ülke aralıksız iç çatışmalarla sarsılıyordu. Rusların desteklediği İslavlar, merkezî iktidara karşı çıkıyorlardı. 28 haziran 1914'te Saraybos na'da arşidük François-Joseph'in öldürülmesi, Birinci *Dünya Savaşı'm başlattı. Avusturya İmparatorluğu kesinlikle yıkıldı.

1914 savaşının ertesinde ve Saint-Germain Antlaşması ile cumhuriyet ilân edildi. İmparatorluğun birer parçası olan *Macaristan ve * Çekoslovakya bağımsız devletler haline geldiler. Müttefikler (İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar) Avusturya'nın Alman Reich'ına bağlanmasını reddetmişlerdi. Ama yirmi yıl sonra, 1938'de Adolf *Hitler'in bir ültmatomu üzerine Avusturya, Almanya'nın bir eyaleti oldu. Olaya Anschluss (bağlanma) adı verildi.
1945'te Avusturya yeniden bağımsızlığına kavuştu. O tarihten beri tarafsızlığının üzerine titreyen bir küçük devlet olarak yaşantısını sürdürmektedir.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1277471707

Romantik bir ulus



Avusturya, sanatçının düşünmesine ve yaratıcılığına elverişli manzaralara sahiptir. * Viyana ve Salzburg kentlerinin havası, buraya sayısız yabancı sanatçıyı çekmiştir. *Mozart, *Schubert, Johan Strauss ve daha yeni dönemlerde, orkestra şefi Her bert von Karajan sayesinde Avustuıya hâlâ müzik ülkesi sayılmaktadır. Ama romancı Robert von Musil ve ozan Rainer Maria Rilke gibi büyük yazarlar da yetiştirmiştir. 1973'te, bütün ömrünü hayvanların incelenmesine adamış olan bilgin Konrad Lorenz, *Nobel tıp ödülünü kazanmıştır.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.