ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Genel Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=630)
-   -   Engelllılerde Spor (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=728160)

Prof. Dr. Sinsi 09-06-2012 05:54 PM

Engelllılerde Spor
 

Engellilerde Spor
Ansiklopedilere göre spor, “bireysel ve kollektif oyunlar şeklinde yapılan, genellikle yarışmaya yönelik olarak bazı kurallarla uygulanan ve geç dönemde yararlı olması beklenen beden hareketlerinin tümü” şeklinde tanımlanmaktadır. Sportif aktiviteler bir amaç uğruna yapılır ve bu amaç çoğu kez rakipleri geçmek, daha fazla sayı yapmak, belirli bir uzaklığı başka bir yarışmacıdan önce aşmak gibi hedeflere yöneliktir.
Bu amaçlar doğrultusunda insanlar, tarihin çok eski dönemlerinden itibaren birbirleriyle yarışmışlar ve çok değişik sportif etkinliklerde bulunmuşlardır. Bilinen en eski sportif etkinlikler Türk, Yunan, Çin ve Hind uygarlıklarında başlatılmışlardır.
Eski Türk boylarında basit sporların başlangıcı, dinsel ve geleneksel kalıplar içersinde. M.Ö. 1000 yıllarına kadar eskilere dayanmaktadır. Bu dönemde en yaygın olan yarışma şekli koşu sporlarıdır. Daha sonraki avcılık ve göçebelik devirlerinde ise atlı sporlar ön plana geçmiştir. Anadolu’nun çeşitli kesimlerinde atlı sporların bazı türleri, otantik kalıplara çok benzer şekilde devam etmektedir.
Eski Helen uygarlıklarında da sportif etkinliklerin başlangıcı gerilere gitmekte ve olimpiyatlara benzer ilk organize oyunların yapılışı M.Ö. 2000 yıllarına dayanmaktadır. Ancak, belirli bir sayı vererek çok daha sistematik biçimde olimpik oyunların başlatılması M.Ö. 776 yılına rastlamaktadır. Elimizdeki ilk olimpiyat şampiyonlarının adları bu tarihten itibarendir.
Modern olimpiyat oyunlarının tarihi ise oldukça yenidir. 1896 yılında Pierre de Coubertin, asırlarca süren bir aradan sonra olimpiyat fikrini yeniden canlandırmış ve çağdaş olimpiyat oyunlarının bu tarihten itibaren her dört yılda bir yeniden yapılmasını sağlayan kişi olarak tarihe geçmiştir.
Olimpiyatların yeniden organizasyonu ile birlikte tüm dünyada spor ön plana çıkmış ve toplumun ilgisi giderek artmıştır. Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve yazılı basının giderek yakınlaşması sonucunda, sportif olaylar her
ülkenin gündeminde en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Böylece spor daha geniş kitlelere yayılmış ve çok sayıda insan tarafından değişik düzeylerde yapılmaya başlanmıştır.
Günümüzde spor yalnızca yarışma amacına yönelik olarak yapılan bir aktivasyon topluluğu şeklinde değil, “Kişinin sağlık durumunu geliştiren veya gelişmiş sağlık durumunu devam ettiren hareketler topluluğu” şeklinde ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi, sağlığı koruma veya bozulmuş olan sağlık durumun düzeltilmesi düşüncesi, giderek ön plana çıkmakta ve insanlar bu düşünceyle spor yapmaya davet edilmektedir. Bu davet özellikle gelişmiş ülkelerde yerini bulmakta ve geniş insan kitleleri çok değişik sportif etkinliklere katılmaktadır.
Spora ilginin bu denli artmasının nedenini biyolojik bir dengelemeye olan gereksinim biçiminde açıklamak mümkündür. Zira spor yapan ve yapmayan insanların bedensel kapasitelerinde, zamanla bir takım farklılıklar ortaya çıkmakta ve bu farklar, daima
spor yapanların lehinde gelişmektedir.
Düzenli olarak spor yapan kişilerin sahip olduğu bedensel avantajlardan bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür :
- Solunum, kalp, dolaşım sistemleri daha düzenli ve verimli çalışır,
- Sindirim ve boşaltım sistemlerindeki aksaklıklar en aza iner,
- Eklem, tendon, ligaman gibi hareket sistemi elemanları daha sağlam ve daha elastik duruma gelir,
- İstirahat nabızları ve kan basınçları daha düşüktür,
- Kan yağları ve kolesterol düzeyleri daha düşüktür. Böylece damar sertliği daha az görülür,
- Otonom sinir sisteminin regülasyonu daha iyidir,
- Şişmanlık, düz tabanlık, postür bozukluları ve kas atrofileri daha azdır,
- Çevrelerindeki kişilerle, arkadaşlarıyla ilişkileri daha iyidir; paylaşma ve özveri duyguları daha gelişmiştir, kendilerine güvenleri daha fazladır.
O halde; insanın anatomik, fizyolojik ve psikolojik yönden iyi bir durumda olması ve gereken hallerde yedek fiziksel kapasitesini kullanabilmesi için spora ihtiyacı vardır ve bu ihtiyacın karşılanması bir zorunluluktur. Uygun koşullar sağlandığında spor, koruyucu hekimliğin yanı sıra tedavi hekimliğinin de bir aracı olabilmekte, kişilerin sağlık durumlarının düzeltilmesinde ve geliştirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır.
Sağlam kişiler tarafından bedensel, ruhsal ve sosyal yararlar sağlamak amacıyla yapılan sportif etkinliklerin bedensel özürlüler tarafından yapılabileceği uzun yıllar hiç düşünülmemiştir. Hatta, ciddi bedensel sakatlıkların rehabilite edilmesinin gerekliliği dahi kabul edilmemiştir.
Ancak 20. yüzyılda kısa süre içinde art arda iki dünya savaşının çıkması ve geride çok sayıda hasta ve yaralının kalmasıyla birlikte, bu kişilere rehabilitasyon şansı verilmeye başlanmıştır.
Rehabilitasyon, kelime anlamıyla “yeni alışkanlıkların kazanılmasını” ifade eder. Ancak günümüzde, rehabilitasyon kavramım dar bir alanda sınırlamak yeterli sayılamaz.
Çağdaş tanımıyla rehabilitasyon, hastalık ya da kaza sonucu bedensel yeteneklerinin bir kısmını yitirmiş olan kişilerin, geride kalan güçlerini kullanarak kendi kendilerine yeterli, ailesine ve topluma yararlı, üretime katkısı gerçekleşmiş, yeni bir mesleğe adapte olmuş ve vergi ödeyebilir duruma gelmiş olmasını amaçlamaktadır. Bu geniş kapsam içinde özürlü kişinin, sağlam kişilerin yapabileceği her türlü etkinliği üstlenmesi ve bunu başarması beklenmektedir. Kuşkusuz, bu amacın gerçekleşmesi hem kişi bazında, hem de toplum içersinde bazı düzenlemeleri gerekli kılmaktadır.
Özürlü kişilerin en kısa zamanda kişisel ve toplumsal ihtiyaçlarının karşılanması ve topluma adaptasyonlarının gerçekleşmesi, modern rehabilitasyon programlarının temel ilkesini oluşturur.
Değişen koşullarla birlikte gelişen teknolojinin kazandırdığı olanaklar ve kitle iletişim araçlarının sağladığı bilgi artışları (enformasyon) sayesinde ağır bedensel kayıplara uğramış insanlar bu kayıpları telafi edecek yeni bir yaşam biçimine kavuşabilir duruma gelmişlerdir. Bu amaca erişmeye çalışırken rutin ve alışılmış tedavi yöntemlerinin dışına çıkıp, hastaya yeni bir motivasyon ve taze bir coşku kazandıracak arayışlar içine girmek zorunda kalmışlardır.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.