|  | 
| 
 Öğretici  Nesir Öğretici nesir, üslup yönünde tarih nesrine çok benzer. Ancak      doğrudan doğruya bilgi vermek için yazılmış olan öğretici eserlerde, anlatım      biraz daha kuru ve sanatsızdır. Mecazlar daha az bulunur. tasvir, tahkiye,      söyleşme bölümlerine pek rastlanmaz.Konu bakımından, öğretici yazılar, oldukça çeşitlidir. Başta din ve      tasavvuf olmak üzere tıp, eğitim, terbiye, ahlak, muaşeret, hukuk ve her      türlü ilim konusunda eserler yazılmıştır.     Çoğu bilginlerimiz, eserlerini Arapça yazdılar. Yalnız düşünce,      bilgi ve tecrübelerini halka ulaştırmak isteyen bazı ülkücü aydınlar      görüldü. Adı geçen eserler onlarındır.Bu kitaplarda verilen bilgiler, çokluk Doğu kaynaklarından gelir.      Felsefe ve ilimde İslam (yani Türk, Arap ve Fars) filozof ve bilginlerinin      15. yüzyıla kadar araştırıp ortaya koydukları müsbet ve nazari ilim      sonuçları tekrar elde edilmiştir. Yeni ve yaratıcı düşünce ve görüşlere az      rastlanır. Çünkü o çağlarda bilgi (Rönesans’tan önce Batı’da olduğu gibi)      skolastik bir nitelik taşımaktadır. Skolastik bilgi ve düşünce, eski      üstatların bulduklar sonuçları, olduğu gibi kabul edip tartışmasız      benimseyen ve yalnız yorumlamakla yetinen eğitim ve düşünce tarzına verilen      isimdir.Farabi, İbni Sina, İbni Haldun, İmam Gazali ve İbni Rüşt gibi büyük      İslam filozofları, çevirmeler yolu ile Arapça’ya aktarılan eski Yunan      felsefesini genişletip geliştirmek ve hatta yenileştirmek ve başka      sistemlere bağlamak suretiyle, bir Doğu Rönesans’ı hazırlamışlardı. Doğudaki      taze buluşların, hür ve geniş fikirlerin, yepyeni felsefe görüşlerinin, Batı      Rönesansı üzerindeki etkileri de büyük olmuştur.Ne yazık ki, 15. Yüzyıldan sonra bu Rönesans, hızını kaybetti.      Batının büyük yükselişlerine karşılık bizde duraklama başladı. Düşünce ve      ilim ufuklarımız daraldı. Batı ile kuvvetli fikir ve sanat dağıntıları da      kuramadığımız için büsbütün, skolastiğe kapandık. Medreselerimiz müspet ilim      öğretimi ve hatta felsefeyi bırakarak eski bilgileri tekrar ile yetindi.Büyük imparatorluğumuzun çöküşünde ilim ve felsefe yolundaki bu      durgunluğun olumsuz etkileri büyüktür. Çünkü yenilgiler karşısında yıkılıp      çökmemek için yaratıcı düşünceye ve yeni buluşlara ihtiyaç vardır.Bu öğretici eserlerde verilen bilgilerin belli başlı özelliği, tıpkı      atasözleri gibi geleceğe ve denenmişliğe dayanmasıdır. Bu yönden hem milli      hem de beşeri bir değer taşırlar. Gerçi yeni şeyler değillerdir ama, bunlar      arasında din, tasavvuf ve ahlaka dair olanlar ön safta gelir. Öğretici nesri      teşkil eden eserler arasında doğu dillerinden yapılmış tercümeler de önemli      yer tutmaktadır.Öğretici nesrin bazı örnekleri aşağıya alınacaktır. Bu yazıların      çıkarıldığı eserler ve yazıcıları da kısaca tanıtılacaktır.      	 | 
	Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.