ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Avrupalıların İslam Bilimi Hakkındaki Düşünceleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=71317)

KRDNZ 04-19-2009 05:35 PM

Avrupalıların İslam Bilimi Hakkındaki Düşünceleri
 
Avrupalı Fernard Grenard 1939’da basılan Grandeur et Decodence de L’Asie,L’Arenement de L’Europe adlı eserinde şöyle demektedir:
13. yüzyılda Paris ve Venedik sayılmazsa,batıdaki hiçbir kentin nüfusu 100.000’i aşmıyordu.en önemli kentlerden çoğunun,örneğin Cenova,Milano,Floransa,Gand,Bruge’ün nüsufları 50.000 civarındaydı.Buna karşılık büyük Müslüman kentlerinin,örenğin Bağdat,kahire,Şam,Antakya,Kurtuba ve İskenderiye’nin nüsfuları yizbinlerle dile getiriliyor,kimilerinin nüfusu ise yarım milyonu buluyordu.Harun reşid’in 380 milyon franklık bir geliri vardı.1300’lere doğru Cengiz’in yerine geçen iran hanı yılda 700 milyonu kasasına koyuyordu.10. yüzyılda Kurtuba’daki halife yılda 8 milyon altın para topluyor,hazinesindeki servet 250 milyonu geçiyordu.Şidi,Fransa kralının 15. yüzyılın ortalarında 12 milyon franktan biraz fazla olan gelirini Harun Reşid’in ondan beş yüzyıl önceki geliriyle karşılaştırınız.Harun Reşid’in karısı Mekke’de yapılacak su kemeri için kendi kesesinden 23 milyon veriyor;Charles Quint ise,hanedan üyesi erkek çocukların varlığını 120 bin frank olarak belirliyordu.Aynı Charles Quint 900 ciltlik kütüphanesiyle övünür;oysa daha dört yüz yıl önce İspanya’daki halifenin kütüphanesinde 400 bin kitap vardı.Bu sayısal karşılaştırmalar,o dönemde hristiyan dünyası ile müslüman dünyası arasındaki inanılmaz fark hakkında olduça doğru bir fikir vermeye yarımcı olacaktır.
Hrisityan Avrupa,düşmanları olan müslümanlara karşı kalkınma öabaları içindeyken kesinlikle kör bir kinin tutsağı olmamıştır.Tersine, Müslümanların apaçık üstünlüğüne saygı duyarak onlarla sıkı ve etkin siyasi ve ticari ilişkilerin içine girmiş,düşünsel alışverişte bulunmuştur.Bugünkü Modern Avrupa’yı oluşturan şey,İslam karşısında birbirine kökten aykırı iki eğilimin birleşimidir:Bir yandan İslam’a karşı çıkarken,bir yandan da onu taklit etmek…Sonradan 2. Sylvester olarak papalık tahtına çıkan Gerbert,İspanya’da Arap ulemasının gözetiminde üç yıl öğrenim görmüştür.
Avrupa’da rahipler bile yapıtlarını Kurtuba halifesine ithaf ediyorlardı.Almanta,İtalya ve Fransa’daki rahip adaylarının İspanya’daki Müslüman okullarına akın etmesi Pierre le Venerable’yi kaygıya düşünüydu.
Arap dili ve edebiyatını öğrenen,Latinec bilmeyen hristiyan İspanyollar,Kurtuba sarayında uzun süre iyi gelir getiren görevler aldılar.Pirene’lerin ötesine geçen bir çok Fransız beyi Arap şatafatları içinde,Arap dansözleriyle,Araplarınkine öykünen bir yaşam sürüyorlardı.Hristiyan prens ve soyluları,hasta olduklarında tedavi için Kurtubalı Müslüman doktorlara gidiyorlardı.Narbonne,İspanyol Yahudilerine salt Müslüman biliminin okutulduğu ünlü bir okul kurdurtmuştu.
Bu arada,Asya ile Avrupa arasında kültürel aracı konumunda olan Yahudilerin ortaçağda olsun,rönesansta olsun,düşünsel ve iktisadi açıdan Avrupa uygarlığının oluşumunda oynadıkları rolü de belirtelim.Yahudiler bu konuda tarih kitaplarında özel bir bölüm kazanmaya hak kazanmışlardır.
9. yüzyılda İtalya’daki Amalfi kenti,Sicilyalı Müslümanlarla bağdaşıktı.İmparator 2. Louis,Napoli’yi Palermo denli Müslüman olduğu için övüyordu.1114’te Piza’da bir Müslüman mahallesi olduğu biliniyordu.Sicilyalı Norman prensleri Müslüman yönetim örgütünün önemli bir bölümünü korumuşlardı.Bu yönetim biçimi Avrupa’da beğeni uyandırıyor ve bir kerteye kadar örnek alınıyordu.13. yüzyılın ortalarına dek Hohenstaufenler’den 2. Frederic,Arapça konuşuyor ve Palermo’daki sarayına sayısız Müslüman doktorları girip çıkıyordu.Fakat yaşam ve düşünce artık Bizans’ta değildi.Gerçekte,batı ortaçağı Bizans’ın değil Müslümanların öğrencisiydi.Avrupa,geleneğinin verimli tohumlarını Bizans’tan değil,Müslümanlardan aldı.Eski Yunan bilim ve düşüncesini Müslümanlar aracılığıyla ve Müslümanları yaptıkları katkılarla tanıdı,Bizans aracılığıyla değil.Bunda yol göstericiler İspanyollar oldu.9. yüzyıldan başlayarak İspanya’daki hristiyan rahipler,Müslüman tanrıbilimcileri inceliyorlardı.12.yüzyılın ilk üçte birinde Toledo başpiskoposu bir çeviri kurulu hazırlayarak msülüman bilim ve düşünce ustalarının olduğu denli,eski Yunan yazmalarının Müslüman katkılı Arapça metinlerini de Laticeye çevirtmeye başladı.Abelard ve Büyük Albert,Plotin ve Porphre’in neoplatonizmini Aristo ile uyuşturmaya çalışan Farabi ve İbni Sina’yı okumuştu.
Hrisityan tanrıbilimcileri müslüman tanrıbilimcilerin izinden yürüyordu.Ünlü “klüiiyat sorunu”,Paris’ten yüz yıl önce Şam’da tarışılmıştı.Aristo Avrupa’da Bizans aracılığıyla değil,Müslümanlar aracılığıyla tanındı.Bizim “Avrroes” dite tanıdğımız Kurtubalı İbni Rüşt,Aristo’nun bütün yapıtlarını Avrupa’ya aktardı.Thomas d’Aquin,anıtsal yazınının bütün yapı taşlarını ondan almış,Kurtubalı haham Musa bin Me’mun’u okuyarak eksikliklerini gidermişti.
Robert Guiscard tarafından kurulan ya da yeniden örgütlenen ünlü Salerno Tıbbiyesi doğrudan Arapça öğretim yapıyordu.İdrisi,Sicilya’daki 2. Roger’in sarayında Batlamyus’tan çok daha doğru olarak coğrafya öğretti.Batı biraz topallayarak olsa da Müslümanların eserlerini izledi.Bu MüslümanBilginler matematik,cebir,trigonometri,astronomi,optik,kimya ,tıp,cerrahi,eczaclık alanlarında Yunan öncüllerini inanılmaz biçimde genişletmiş ve derinleştirmişlerdi.
İslam uygarlığı,barbar Avrupa’nın eğitiminde en egemen rolü oynamıştır.Fransa’nın Marsilya,Montpellier,Narbonne,Barselona limanlarını olduğu gibi Batı İtalya limanlarını da canlandıran oldu Müslümanların yaptığı ticaret olmuştur.Arap parası dinar,uzun süre Avrupa’nın başlıca parasıydı.Gerçekten de ilginç bir şekilde; 757-796 yılları arasında Anglosakson kralı olan Offa,bastırdığı altın paraya “Muhammedun Resululah” ibaresini koydurtmuştur.
Avrupa pamuklu kadife,halı ve nakışlı diba dokuma yöntemini müslümanlardan öğrendi.İpek dokumacılığı Palermo yoluyla geldi.Güney Fransa ve İtalya,Sicilya ve İspanya’daki müslümanlardan şeker üretimi öğrendi.Venedik,Antakya’nın cam işlerini taklit ediyordu.Şövalyeler,Müslüman miğferleri ve örme zırhları giydi,Şam’ın ve Toledo’nun Müslüman yapımı kılıçlarını kuşandı.Ayin sırasında rahiplerin giydikleri kaftanların üzerinde işlemeli ayetler görülmeye başladı.Kadınlar müslüman modasını takip ettiler.Doğu kokularının güzelliğini tattılar,doğu kumaşları,Trablus krep,müslin ve tütü,Şam canfesi ve atlası onlara yeni güzellikler getirdi.
Avrupa’nın maddi ve manevi iktidarının temelini oluşturan bilgi ve buluşların kimilerini müslümanlardan aldığı noktasında toplamamız gerekir.Bu yönden son keretede büyük sonuçlar doğuran iki bilimi,matematik ve kimyayı Müslümanlar öğretmiş,korumuş ve geliştirmişti.Avrupa’ya barutu ve topu veren,en iyi çelik üretimini öğreten,pusulayı,pamuktan ucuz kağıt yapımını ve ilkel matbaacılığı öğreten Müslümanlardır.Asya böylece Avrupa’yı kendisine karşı silahlandırdı,yazgının kendisine karşı dönüşünü kendi elleriyle hazırladı;ama bunun sonuçlarını duyması için aradan yüzyıllar geçmesi gerekti.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.