ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Türkiye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=414)
-   -   Trabzon (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=71290)

Şengül Şirin 04-19-2009 01:50 PM

Trabzon
 
9 Eklenti(ler)
Trabzon

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938

Trabzon

Bölge Karadeniz İl Trabzon İli Nüfus merkez 283.233; merkez köyler 68.284(2000) İl
bölge nüfusu 979.081 (2000 resmi); 1.085.901 (2006 tahmini [1]) Yüzölçümü 4.685 km² Nüfus Yoğunluğu 20.449 /km² Rakım 20 m Koordinat 41° 2' 60N 39° 43' 37E Posta kodu 61xx Telefon Kodu 0462 Plaka Kodu 61 Vali Nuri Okutan
Karadeniz Bölgesi'in Doğu Karadeniz bölümünde yeralan Trabzon ili Karadeniz sahili ile Zigana dağları arasında yeralmakta olup en büyük şehri yüzüölçümü açısından az bir alan kaplamasına karşın nüfus ve ekonomi açısından Samsun'dan sonra Karadeniz'in 2. büyük şehridir. Batısında Giresun'a bağlı Eynesil ilçesi, güneyinde Gümüşhaneye bağlı Torul ilçesi, doğusunda da Rize'ye bağlı İkizdere ve Kalkandere ilçeleri, kuzeyi Karadeniz ile çevrili antik çağdan beri varlığı bilinen il ve il merkezinin adıdır.



  • Yunan mitolojisinde Lycaon’un oğlu Trapezeus'un Arkadya'daki adaşına ismini verdiği bilindiğinden, Karadenizdeki Trabzon'un da bu mitolojik kahramandan adını aldığı düşünülebilir
  • Evliya Çelebi'nin 2500 yıllık bir Yunan kentinin adını 17. yüzyılda Türkçe halk etimolojisine dayandırarak verdiği Tuğra-bozan adı da kimi çevrelerce ciddiye alınmıştır.
  • Hamilton, şehrin güney doğusunda dik yamaçlarla yükselen, fakat üstü düz olan Boztepe’nin görünüşüne bağlamış, antik Trabzon sikkelerindeki "masa" çiziminden de aldığı destekle, kente görümünden dolayı Yunanca Trapezus "masa" adının verildiğini iddia etmiştir
  • Özhan Öztürk, Kolhis ve Kafkasya'dan getirilen kölelerin Yunanistan anakarasına taşındığı liman kenti olan Trabzon'un adının Trapezus'un eski Yunanca metinlerde geçen mecaz kullanımı "köle satılan düz platform” (Aristo. Fr. 874)olabileceğini ileri sürmüştür

Coğrafya

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938
Uydudan Trabzon


Dar bir sahil şeridinin ardında denize dikey uzanan dağlık bir araziye sahip olan ilin merkezi Boztepe (antik Minthrion tepesi) üzerine kurulmuştur. İl topraklarının 22,4 % yayla, 77,6 % si ise tepelerden oluşmaktadır.

İklim


Karadeniz'e özgü ılıman iklime sahip kentte hava sıcaklığı yıl boyunca 10° - 20°C arasında değişirken yaz ortalaması 27°C, kışın en soğuk zamanı (Kalandar zamanı)ise 5°C civarındadır.

Dereler

The Değirmendere (Piksidis), Yanbolu, Fol, Karadere, Koha, Sürmene (Manahos), Solaklı, Baltacı deresi

Göller

Çakırgöl, Uzungöl, Serra Gölü, Haldizen gölü manyak

Nüfus


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938
Trabzon ilinin ilçeleri



Cumhuriyet dönemi

  • 2000 979.081
  • 1997 858.687
  • 1990 795.849
  • 1985 786.194
  • 1980 731.045
  • 1975 719.008
  • 1970 659.120
  • 1965 595.782
  • 1960 532.999
  • 1955 462.249
  • 1950 420.279
  • 1945 395.733
  • 1940 390.733
  • 1935 360.679
  • 1927 290.303

Osmanlı dönemi


1903 Trabzon Vilayet Salnamesi’nde, Trabzon Vilayeti’ndeki kadın erkek ve etnik, dinsel nüfus dağılımı şöyledir
  • Müslüman 972.981 (489.890 erkek, 483.091 kadın)
  • Rum Ortodoks 185.784 (93.871 erkek, 91.913 kadın)
  • Ermeni Gregoryen 50.233 (25.444 erkek, 24.789 kadın)
  • Ermeni Katolik 1.506 (755 erkek, 751 kadın)
  • Ermeni Protestan 1.140 (575 erkek, 565 kadın)
  • Toplam 1.211.644 (610.535 erkek, 601.109 kadın)

Tarih


Antik çağ


Eusebius'a göre şehrin kuruluş tarihini MÖ 756 olmakla birlikte bu iddia Trabzon'u İstanbul, Roma hatta, genel kanıya göre Trabzon ve diğer Doğu Karadeniz kolonizasyonunu geçekleştiren Sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. Bu durum gerçekse Sinoplular varolan bir kenti MÖ 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.[5] Anabasis'te geçen "Pontos Euksenios kıyısındaki bu şehir Sinope’nin Kolkh ülkesindeki kolonisidir"ifadesi daha sonra Arrian ve Peripleus tarafından da onaylanmıştır.[6] Merkezinde Yunanlıların çevre köylerinde bugünkü Lazların atası olduğu sanılan Kolkhların yaşadığı Trabzon, Antik çağ ve sonrasında Zigana geçidi üzerinden Ermenistan ve Euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. Pontus İmparatoru Mithridates'in Roma İmparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından Anadolu topraklarının yanısıra Trabzon'da Roma hakimiyetine girmiştir.

Roma ve Bizans

Pompey'e karşı mücadelesinde Mithridates'e destek vermeyen Trabzon Roma döneminde ödüllendirilmiş serbest şehir statüsü kazandırılmıştır. Bizzat kente gelen Arrian, Trapezus’un Roma döneminde güney Karadenizdeki en önemli liman kenti olduğunu belirtmiştir. Roma İmparatoru Hadrian döneminde restore edilen kente, Trajan döneminde Pontus Kapadokyası eyaletinin başkenti olmuş ve yeni bir liman inşa edilmiştir.[8] Gallianus döneminde bir Germen kabilesi olan Gotlar tarafından yağmalanmış [9], Justinian döneminde tekarar onarılarak eski konumunu kaznamıştır. İstanbul’un Latinler tarafından işgali üzerine Komnenos ailesi, Trabzon'a sığınarak 1461 tarihine Osmanlı fethine dek sürecek bağımsız bir krallık (Trabzon İmparatorluğu) kuracaklar, kendilerini Roma İmparatoru ilan edeceklerdi

Trabzon İmparatorluğu

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938
Süumela manastırı, Trabzon 2007


Komnenos hanedanından VII. Michael Latin işgali nedieniyle Trabzon'a gelerek teyzesi Gürcü kraliçesi Tamara'nın da desteğiyle kendini Roma İmparatoru ilan etmişse de Batı özellikle Vatikan Trabzon İmparatorunu küçümseyerek "Laz hükümdarı" olarak tanımlamıştır [11]. Trabzon imparatorları başlangıçta diğer Bizans (Doğu Roma) imparatorları gibi çift başlı kartal (aetos) figürünü sembol olarak kullanmışlarsa da Latin işgalinin sona ermesi ve Konstantinapolis'de yeniden yasal yönetimin iktidarı ele geçirmesiyle, bir çatışmaya sebebiyet vermemek için bugün Trabzon Ayasofya müzesinin giriş kapısının üzerinde rölyefi bulunan tek başlı kartal sembolü tercih etmişlerdir. Cenevizliler ile Venedikliler, Moğollar ile Osmanlılar hatta çeşitli Türkmen (Akkoyunlu kabile federasyonuna mensup) klanları ile denge politikası sürdürerek, varlığını sürdürebilen bu zengin liman kenti, İstanbul'un fethinden sekiz yıl sonra (1461) Fatih Sultan Mehmet tarafından Karadenizdeki çeşitli beylikler, İtalyan kolonileri ve Kırım'la birlikte ele geçirilerek İpek yolunun stratejik anahtarının Osmanlı hakimiyetine girmesi sağlanmıştır.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938
Trabzon İmparatorluğu, 1265. William R. Shepherd, Historical Atlas, 1911



Osmanlı dönemi


1461 yılında trabzon kralı David Komnenos'un Mahmut Paşa'nın yakını olan başmabeycisi Yorgi Amiruki'nin aracılığıyla direnmeden kenti teslim etmesinden sonra II. Mehmet kent yönetimini Gelibolu sancak Beyi Kazım Bey'e bıraktıkmıştır. Sancak merkezi statüsünde olan Trabzon, 1582 yılında III. Murat döneminde Batum sancağı ile birleştirilerek Trabzon/Batum eyaletinin merkezi haline getirilmiştir. Trabzon Osmanlı döneminde de gerek doğu Anadolu ve İran'ın gerek se Baharat yolu'nun Batı'ya açıldığı liman kenti olarak stratejik önemini sürdürmüş dahası İran ve Kafkasya seferlerinde askeri üs noktası olarak kullanılmıştır. Celali ayaklanmaları, Kazancık cemaati gibi soyguncu aşiretler, yolsuzluk yapan sancakbeyleri (Rizeli Ömer) bölgeyi arpalık olarak kullanan beylerbeyleri (Ahmet Paşa, 1603 gibi), 1624, 1625, 1631 yıllarındaki Kazak yağmaları ve Tuzcuoğulları, Şatıroğlu Ömer ve İbrahim ağa gibi ayanlıktan gelme yerel derebeylerin ayaklanmaları bu dönemin önemli olaylarıdır. 1. Dünya savaşı sırasında 17 gemilik Rus donanması tarafından topa tutulan, 1916-1918 yılları Rus işgaline uğrayan kentin Hristiyan Rum nüfusu, savaşın bitimiden sonra mübadele ile Yunanistan'a gönderilmiştir. Canlı bir ticaret kenti olan Trabzon'da köklü Rum ve Müslüman aillerden oluşan eşrafı aktif olarak siyasetle uğraşmaktaydı. Barutçuzade Faik Ahmet Bey'in sahibi olduğu İstikbal gazetesi yerel sermaye ve aydınların düşüncelerini kamuoyuna duyurdukları en önemli haber kaynağıydı. Mondros Mütarekesi'nin ardından bölgede bir Pontus Devleti'nin kurulması hatta daha çok destek bulan bir proje olarak yeni kurulacak Ermenistan'a liman kenti olarak verilmesi gündeme geldiğinde Trabzon'lular 12 Şubat 1919 tarihinde Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'ni kurarak Osmanlı Devleti'ne bağlılığın korunması için mücadele etmeye karar vermişlerdi. Erzurum Kongresi'ne kalabalık bir heyetle katılan Trabzon heyeti ile kongreyi düzenleyenler arasında başkanlık seçimi ve kongrenin niteliği konusunda bazı pürüzler çıkmıştır. Görüş ayrılıkları derinleşince Heyet-i Temsiliye'nin Trabzonlu üyeleri Sivas Kongresi'ne katılmamışlardı. Saltanat yanlısı Trabzon valisi Galip Bey'in tutuklanması ve Türkiye Komunist Fırkası başkanı Mustafa Suphi ve 18 arkadaşının Trabzonlu kayıkçıların reisi Kahya Yahya tarafından 28-29 Ocak 1921 katli Cumhriyet öncesi dönemin son olaylarındandır.

Cumhuriyet dönemi

Kent 1923 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 61. il merkezi olarak yerini almış, 1926 yılında ilk Halk Kütüphanesi ve Ziraat Bankası, 1929'da Vizera Hidroelektirik santrali, 1938'de Trabzon İçme Suyu tesisleri, 1942'de Trabzon Lisesi, 1947'de Trabzon Numune Hastanesi, 1949'da Göğüs Hastalıkları Hastanesi, 1954'de Trabzon limanı, 1957'de Trabzon havaalanı, 1958'de SSK Hastanesi, 1964'de Ayasofya müzesi, 1967'de çimento fabrikası açılmş, 1976 yılında Trabzonspor futbol takımı Türkiye 1. Ligi şampiyonluğunu kazanarak bu ünvanı İstanbul'dan Anadolu'ya taşımayı başaran ilk futbol takımı olmuştur. 1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uygulamasıyla Anadolu'da bulunan 78 bin civarında ki yerleşim adından 28 bin kadarının adı Türkçe olmadığı gerekçesiyle değiştirilmiş olup [13] büyük bölümü Yunanca olan Trabzon köy adları [14]da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur. Son bir kaç yıl içinde kentin adını Türk ve dünya basınında duyuran önemli olaylar yaşanmıştır:
  • 26 Mayıs 2003 tarihinde Afganistan'dan dönen İspanyol Barış Gücü askerlerini taşıyan Yak-42 tipi bir yolcu Trabzon Havalimanı'na inmek isterken alandan yapılan uyarıdan sonra yanlışlıkla deniz yerine karaya yönelip Pilav Dağı eteklerine çarması sonucu 62'si İspanyol askeri, 12'si mürettebat toplam 74 yolcu ölmüştür.
  • 6 Nisan 2005 tarihinde F tipi cezaevlerinin şartlarını protesto etmek isteyen TAYAD üyelerine karşı linç girişiminde bulunulmuştur [16],
  • 5 Şubat 2006 tarihinde Santa Maria kilisesinde görevli rahip Andrea Santaro görev yerinde öldürülmüştür.
  • 19 Ocak 2007 tarihinde AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i İstanbul'da öldüren kişinin Trabzonlu olmasının ulusal ve yerel basında altı özenle çizilmiş ve muhtemel nedenleri sorgulanmıştır.

Toplum ve Kültür


Halk


Tarih boyunca Laz olarak adlandırılan halk, Rum ya da Osmanlı/Türk olsun, yaylacılık teknikleri, yaşam tarzı, köy mimarisi ve folklorik açıdan Anadolu köylüsünden net çizgilerle ayrılmakta ve Kafkasya halklarıyla Laz, Lezgi, Megrel, Mağharul-Dağıstan Avarlar'ı, Oset, Gürcü, Abhaz vs.) benzerlik göstermektedir. [20] Şalpazarı, Ağasar vadisinde yaşayan Çepni türkmenleri bölgeye 13-14. yüzyıllar arasında yerleşmiş olup Dede Korkut masallarında bahsi geçen folklorik birikime ve Trabzon'un diğer yörelerinden kolayca ayrılabilen Türkmen dialektine sahiptirler. Bölgede Ermeni varlığı eskiye dayanmakla birlikte önemsenecek miktarda değildir. Gökbilgin'in Trabzon Tahrir Defterleri üzerine çalışmasında görüleceği gibi 1515 yılında kent merkezinde 774 Rum ve 179 Müslüman evine karşın sadece 15 Ermeni evi olduğu kayıtlıdır.

Dil

Rumca, Lazca, Rusça, Ermenice ve Farsça'dan çok sayıda ödünç kelime içeren Trabzon Türkçesi kendi içinde birkaç dialekt içermekte ve Kafkas gırtlağının izlerini taşımaktadır.[22] Trabzon ağzı Özellikle alışılmadık ünsüz değişimleri ile Anadolu Türkçesi'nden derin farklılıklar içermektedir.
  • / b / > / p / baluk > paluk
  • / d / > / t / dere > tere
  • / k / > / g / katuk > gatuk
  • / g / > / c / gelin > celun
  • / c / > / ç / came > çame
  • / k / > / ç / > öküz > öçüz
Aynı zamanda Trabzon Yunanca'nın en az 2500 yıldır kesintisiz konuşulduğu en doğu Yunan kolonisi olup, Köprübaşı, Çaykara, Maçka, Tonya ilçelerinde Rumcanın arkaik ögeler taşıyan yerel bir dialekti günümüzde de Müslümanlar tarafından 50 civarında köyde konuşulmaya devam etmektedir.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938
Geleneksel kıyafetleri içerisinde Karadenizli çift, Osmanlı dönemi



Giyim - kuşam

Osmanlı döneminde Samsun ile Batum arasında geleneksel giyim (Laz kıyafeti olarak da bilinir) şöyledir
  • Erkek: Başta iki ucu üzerinden sarık gibi dolanarak uzun kulaklı bir düğümle bağlanan ve kukula adı verilen siyah başlık. Üstte beyaz mintan ve üzerine siyah aba yelek. Altta bacak arası körüklü bacak kısmı dar zipka adı verilen siyah şalvar.
  • Kadın (köylü): İçte kamis adı verilen yakasız Trabzon bezinden gömlek, başta keşan peştemal, alltta etek veya üçetek elbise (zibun)bele bağlanan ve rengi yöreden yöreye değişen peştemal (fota. Üstte fermene veya kadife adı verilen yelek.
  • Kadın (şehirli, kasabalı): Başta tepelik, Tapla, Koursi, hotoz adı verilen gümüş ya da altın sırmalı yuvarlak tepelik. İçte kamis, üzerine zibun (üçetek) belde peştemal, lahor veya trablus.
Köylü ya da şehirli olsun Trabzon kadını (Rize ve Artvin sahilinde yaşayan Lazlar gibi) kesinlikle şalvar giymemektedir. Tek istisna Şalpazarı bölgesinde olup Çepni kadınları şalvar giymekte ve ucu püsküllü kırmızı ya da pembe belbağı takmaktadır.

Müzik ve Halk oyunları

Trabzon bölgesinin geleneksel çalgıları şimşir kaval, kemençe, davul -zurna ve yörede zimpona, dankiyo adlarıyla da bilinen tulumdur. Sayısız çeşidi olup kadın ve erkekler tarafından toplu oynanılan geleneksel dansların adı ise horondur.

Mutfak

Samsun Batum arasında yeralan bölge mutfağının ayırıcı temel besinleri karalahana, mısır ve hamsi olup, bu üçlünün çorbasından ekmeğine dek sayısız kombinasyonu bulunmaktadır. Bölgeye özgü yemeklerden en karakteristik olanları şunlardır:
  • Mısır unundan:Kuymak (Rize'de muhlama, Şalpazarında yağlaş), haçapur, hamsili ekmek, lamesli ekmek
  • Karalahanadan: Çorba, Ğuliya, manca, sarma
  • Tatlı olarak: Kabak malezi, kabak pilavı (bölgede pilav ve makarna şekerli olarak tüketilir)
  • Hamsiden: Buğulama, hoholli hamsi, hamsili ekmek, kaygana
  • Fasülyeden (lobya): turşu kavurma

Kültürel Yaşam

Trabzon ilinde tiyatro etkinlikleri Trabzon Belediye Tiyatrosu ve Trabzon Devlet Tiyatrosu tarafından yürütülmektedir.Halk eğitim merkezlerinde amatörce tiyatro, müzik ve halk oyunları çalışmaları yapılmaktadır. Müzik alanında çalışmalar yapan Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu'nun yanısıra karikatür ve resim çalışmaları Belediye Sergi Salonu'nda sergilenmektedir.

Turistik Yerler

Roma İmparatorluğu ve Osmanlı döneminde eyalet merkezi olmuş, Ortaçağ'da bir Rum imparatorluğuna başkentlik yapmış kent doğal güzelliklerinin yanısıra pek çok tarihi yapıyı barındırmaktadır. Bunların en önemlileri:
  • Manastırlar: Sümela Manastırı, Ayasofya müzesi,Kaymaklı Manastırı(Amenapırgiç Ermeni Kilisesi), Kızlar (Panagia Theoskepastos) Manastırı, Gregorios Peristera (Hızır İlyas)Manastırı, Kızlar (Panagia Kerameste) Manastırı, Vazelon Manastırı,
  • Hagaios Savas (Maşatlık) Kaya Kiliseleri,
  • Kiliseler ve Camiler: Hagia Anna (Küçük Ayvasil), Sotha (St. John)K, Hagios Theodoros, Hagios Konstantinos, Hagios Khristophoras, Hagios Kiryaki, Santa Maria, Hagios Mikhail, Panagia Tzita, Fatih (Panagia Khrysokephalos), Yeni Cuma (Hagios Eugenios), Nakip (Hagios Andreas Kilisesi), Hüsnü Köktuğ (Hagios Eleutherios), İskender Paşa Camii, Semerciler, Çarşı Camii, Gülbahar Hatun Camii
  • Konaklar: [Atatürk Köşkü] Memiş Ağa Konağı (Sürmene), Çakıroğlu İsmail Ağa Konağı (Of), Çakıroğlu Hasan Ağa Konağı, Sarımollaoğlu Topal Mustafa Evi (Araklı)

Ulaşım


Antik Çağdan itibaren Trabzon kenti, özellikle Roma İmparatoru Hadrianus'un yaptırdığı limandan sonra denizcilik açısından önemli bir merkez olmuş, cumhuriyet döneminde de yakın zamana dek denizyolları ulaşım ve ticarette önemini korumuştur. Karadeniz sahil yolu ve yapımı tamamlanmak üzere olan otoban yolunun hizmete açılması ile Samsun ile Sarp sınır kapısı arasında yolculuğun kalitesi artarak ağırlık karayollarına geçmiştir. Trabzon il merkezinden başlayarak, Zigana geçidi üzerinden Gümüşhane'ye oradan Kop geçidini aşarak Erzurum'a bağlanan yol ise eski önemini kaybetmiştir.

Eğitim

Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Trabzon'da eğitim kuruluşu olarak sekiz medrese, eğitim süresi dört yıl olan beş adet ilkokul, bir adet sanat yurdu, bir adet askeri rüştiye, bir adet idadi ve bir adet Darülmuallimin bulunmaktaydı [26] Günümüde Trabzon ilinde 815 ilköğretim okulu, 86 lise ve dengi okul ve 2 Aralık 1963 tarihinde öğretime açılan Karadeniz Teknik Üniversitesi bulunmaktadır.

Şengül Şirin 04-19-2009 01:51 PM

Cevap : Trabzon
 
Akçaabat, Trabzon



http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938



Trabzon İli Siyasi Haritası Harita

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938


Türkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 70.000+[] (120.693 2006) İlçe nüfusu 70.000+[] (120.693 2006) Yüzölçümü 385 km² Rakım 10 metre Koordinatlar Posta kodu 61300 Alan kodu 0462 İl plaka kodu 61 Yönetim Ülke Türkiye Coğrafi Bölge Karadeniz Bölgesi İl Trabzon Kaymakam Erol ÖZKAN Belediye başkanı Şefik TÜRKMEN Yerel yönetim site Akçaabat Belediyesi İlçe kaymakamlık site Akçaabat Kaymakamlığı
Akçaabat'ın Konumu

Çarşıbaşı'nın doğusunda, Trabzon'un 13 km. batısında, Düzköy ve Maçka'nın kuzeyindedir.

Akçaabat'ın Tarihçesi

Şehrin kuruluşuyla ilgili araştırmalar ilk yerlilerin Ege kıyılarından gelerek buralara yerleştiğini öne süren batılı araştırmacılar ile buraların Asya kökenli ya da Türk olduğunu ortaya koyan araştırmacılar arasında yoğunlaşır.
Çınar ağaçlarının çokluğundan ötürü (Platana =çınar yunancada) Pulathane adıyla anılan şehrin; sonraları ticaretin gelişmesi ve paranın bolluğundan dolayı Akçaabat adını aldığını belirten araştırmacıların yanı sıra beyaz evlerinden dolayı şehrin Akçaabat adını aldığını iddia eden araştırmacılar ile eski Türkçe’den kaynaklanan batıdaki şehir anlamına geldiğini söyleyen araştırmacılar da vardır.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında fethedilen, Akçaabat’ta Roma, Bizans, Kommenos ve Osmanlı dönemine ait tarihi yapıt ve izlere rastlamak mümkündür. Akçaabat‘ın, Osmanlı dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi “Pulathane”, ilçe geneli ise “Akçeabâd” olarak geçmektedir.
Şehrin tarihinde 1810 yılı Ramazan ayı ayrı bir yer tutar. Bu tarihte Rus donanması Sargana mevkiine çıkarma yapmak istemiştir. Akçaabat halkı 48’i kadın olmak üzere 969 şehit vererek yurdu savunmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında 20 Nisan 1916 yılında Çarlık Rusya’sı Akçaabat’ı işgal etmiş ancak bu işgal de uzun sürmemiş ve 17 Şubat 1918‘de Akçaabat düşman işgalinden kurtulmuştur.
Kronolojik sıralama ile Akçaabat için önemli olayları şu şekilde sıralamak mümkündür;
  • M.Ö. 700 : Akçaabat, Milentos ticaret kolonilerinin bir uzantısıdır.
  • M.Ö. 312 : Akçaabat Pontus Krallığı’nın eline geçer.
  • 1214 : Akçaabat Trabzon Rum İmparatorluğu'nun eline geçer.
  • 1461 : Akçaabat Trabzon ile birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı Devleti’nin topraklarına katıldı.
  • 1810 : Akçaabat tarihi açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı Sargana Savunmasıdır.
  • 1880 : Akçaabat Belediyesi kuruldu
  • 1884 : Akçaabat, Teşkilat Nizamnamesi gereği ilçe kimliğini kazandı.
  • 20 Nisan 1916 : I. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya’sı Akçaabat’ı işgal etmiştir.
  • 17 Şubat 1918 : Düşman işgalinden kurtulan Akçaabat, Cumhuriyet Döneminde kültür, sanat, eğitim, ticaret gibi alanlarda hızla gelişen bir ilçe durumuna gelmiştir.

Şengül Şirin 04-19-2009 01:52 PM

Cevap : Trabzon
 
Çaykara, Trabzon

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938


Trabzon İli Siyasi Haritası Harita


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938


Türkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu xxx[] (2000) İlçe nüfusu 35435[] (2000) Yüzölçümü 420 km² Rakım xx metre Koordinatlar Posta kodu 61940 Alan kodu 0462 İl plaka kodu xx Yönetim Ülke Türkiye Coğrafi Bölge Karadeniz Bölgesi İl Trabzon Kaymakam Uğur Kalkar Belediye başkanı ABDURRAHİM ÖZKAN Yerel yönetim site [1] İlçe kaymakamlık site [2] Çaykara, Trabzon ilinin 35.435 nufuslu bir ilçesidir. İlin önemli turistik yerlerinden Taşkıran ve Uzungöl bu ilçede bulunur. İl merkezine 76 km uzaklıktadır.
İlçeye bağlı 5 belediye (Çaykara, Taşkıran, Ataköy Beldesi, Karaçam Beldesi, Uzungöl) ve 27 köy vardır.
.

Tarihçe

İlçenin Tarihi, genelde Trabzon'un Tarihi ile ilişkilidir. Tarihi bilgilere göre İlçe, Eti'lerden itibaren birçok Kavimlerin uğrağı olmuştur. Peçeneklerin ve Bizanslıların hakimiyeti altına girmiştir. En son olarak 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u Pontus Devletinden alması ile kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimine geçmiştir.
1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında ilçe Rus Ordusunun işgaline uğrar. İlçenin 27 km güneyindeki Sultanmurat yaylasında bulunan "Şehitler Tepesi" bu savaşta şehit düşen Türk Askerlerinin ölümsüz anıtıdır.
1925 yılına kadar Of ilçesine bağlı bir köy iken, 1925 yılında Bucak, 01.06.1947 yılında 5071 sayılı kanunla İlçe statüsüne kavuşmuş, 01.01.1948 tarihinde de fiilen teşkilatlandırılmıştır. 27 Şubat Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır.
İlçe " Çaykara" adını Solaklı ve Yeşilalan derelerinin birleştiği yere yakın taşların arasından çıkan "Çaykara Suyu"'ndan almıştır.

Coğrafya

İlçe, dağlık ve kayalık bir yapıya sahiptir. Trabzon iline 75 km uzaklıktadır. İlçe merkezi denizden 280 m yükseklikte ve 25 km içeridedir. Of ilçesinden Bayburt ili İstikametine uzanan vadinin içinde kurulmuştur.
Soğanlı Dağları ve Uzungöl bucağının doğu ve güneyinde bulunan dağlardan çıkan sular, Ataköy Kasabası yakınında birleşerek Solaklı Çayı adını alır ve Of ilçesinde denize dökülür. Solaklı Çayı'nın yatağı dar olduğundan, bu çayın kenarında bulunan İlçemizin yerleşim alanı da dardır. Çaykara, Trabzon'un deniz sahilinden içeride olan 6 ilçesinden biridir. İlçenin 420 km2.lik bir yerleşim alanı vardır. Of -Dernekpazarı-Çaykara-Bayburt Devlet Karayolu, Solaklı Çayı'nı takip eder. Bayburt ili sınırları içinde bulunan Soğanlı Dağlarının yüksekliği 3.000 metre yi bulur.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938

İdari Yapı

1947 yılında İlçe statüsüne kavuşan Çaykara'nın 4 kasabası, 27 köyü ve 11 mahallesi bulun- maktadır. İlçenin dağlık ve yamaç oluşu yerleşim alanlarının dağınık olmasına sebep olmaktadır. Bu itibarla her köyün birçok mezrası (Kom) ve yazın şenlenen yaylaları bulun- maktadır. Merkez Belediyesinden başka Ataköy, Karaçam,Uzungöl ve Taşkıran kasabalarında belediye teşkilatı kurulmuştur. İlçe Merkezinde alt yapı hizmetleri tamamlanmış olup, çevre ilçelerle de ulaşımı sürekli ve normal durumdadır.

Sosyal Yapı

İlçede evlenme yaşları genelde erkeklerde 20-24, kızlarda 17-20 yaşları arasındadır. Evlenen gençler gelir düzeyinin düşük olması nedeniyle genelde İlçeyi terk edip gurbete göç etmektedir. Eşler evlilikten önce kısa bir nişanlılık dönemi geçirirler. Düğünler genelde basit geçer. Düğünü takip eden 7. Gün "Yedi" diye tabir edilen tören yapılır. Son zamanlarda İlçe merkezindeki düğünler Halk Eğitim Merkezi ve Belediye Düğün Salonunda yapılmaya başlanmıştır. Düğünlerde kemençe ve kaval gibi mahalli çalgılar eşliğinde horon oynanır.
Halkın giyim kuşamı giderek modern görünüme dönüşmektedir. Yöresel kıyafet genelde yaşlılarda görünür. Geleneksel kıyafetlerde en önemli giysiler Zıpka, Laz Donu ,Sapuk, Peştemal, Yazma, Kefiye ve Oğluk olarak gösterilebilir.
İlçe insanlarının batıl inançları yoktur ancak yine de eskiden kalma bazı yanlış inançlar, inanışlar görülebilmektedir.

Turizm ve doğal kaynaklar

İlçe turizm yönünden Trabzon'un diğer ilçelerine nazaran, sınırları içinde bulunan Taşkıran ve Uzungöl Beldeleri nedeniyle şanslı bir konuma sahiptir. Özellikle son 10 yıl içinde tanıtım yapılan bu doğa harikası beldelerimiz, her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmiştir.
Çaykara Uzungöl arasındaki asfalt yol yapımı çalışmaları bitmiştir. Halen beldedeki yatak kapasitesi 1000'e ulaşmıştır. Girişimciler tarafından yaptırılan Bungalov tipi evler vardır.
Yıllar önce bir dağ yamacının kayarak dere ağzını kapatması sonucu oluşan suni gölün hemen yanında başlayan gür çam ormanların yüksekliği 2000 metreyi bulur. Bu ormanların hemen bittiği yerde, hemen yöre insanlarının yazın kullandığı geniş yaylalarımız gelir. Son zamanlarda deniz turizmin den sıkılan yerli ve yabancı turistler Yayla Turizmine önem vermeleri neticesinde yaylalar da bu hareketlilikten nasibini almaya başlamıştır. Nitekim Sultanmurat Yaylasında 3 yıldızlı otel ayarında ve 150 yataklı modern otel 1997 yılında faaliyete geçmiş olup, halen var olan talepleri daha şimdiden karşılayamaz duruma gelmiştir. Keza aynı güzergah üzerinde bulunan Limonsuyu Yaylasında 100 yataklı otel bulunmakta olup, yapılan bu yatırımlar ilerde yapılacak yeni yatırımların müjdesini vermektedir.

Şengül Şirin 04-19-2009 01:53 PM

Cevap : Trabzon
 
Of, Trabzon

OOOFF OF :)))

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1263331938


Türkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu xxx[] (2000) İlçe nüfusu 25500[] (2000) Yüzölçümü xx km² Rakım xx metre Koordinatlar Posta kodu xxx Alan kodu 0462 İl plaka kodu 61 Yönetim Ülke Türkiye Coğrafi Bölge Karadeniz Bölgesi İl Trabzon Kaymakam Xxxx Xxx Belediye başkanı Oktay Saral Yerel yönetim site [] İlçe kaymakamlık site []

Of, Trabzon ilinin doğusunda yer alan ve tarihi çok eskilere dayanan bir ilçedir. Arazisini Of'tan Karadeniz'e dökülen Solaklı, Baltacı ve İyidere derelerinin aşağı havzaları oluşturur. İlçenin güneyinde Hayrat ve Dernekpazarı ilçeleri, doğusunda Rize ili, batısında Sürmene ilçesi ve kuzeyinde Karadeniz bulunur. İlçe Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında daha büyük yüzölçüme sahipti, fakat 1948 yılında Çaykara'nın, 1990 yılında da Hayrat'ın ilçe olmasıyla ilçenin yüzölçümü küçülmüştür.
Of, ülkenin yönetiminde söz sahibi olan birçok siyasetçi ve bürokrat yetiştirmiştir. Tarihi, kültürel, siyasi ve ekonomik olarak zengin bir ilçedir.

İsminin kaynağı nedir

Of isminin nereden geldiğine dair Yunan ve Türk resmi siyasi tezlerini yansıtan üç asılsız iddia vardır.
  • Birinci iddia: Yunanca Ofis (yılan) kelimesinden türediğidir. Bölgenin parçalı bir arazi yapısına sahip olması nedeniyle solaklı nehrinin tıpkı bir yılan kıvrımı gibi şekil almasından dolayı bu ismin verildiği söylenmektedir.
  • İkinci iddia: Eski çağlarda yörenin Turani(?) kökenli ve silah yapımında oldukça usta olan boylarla meskun olması dolayısıyla, isminin de Güney Sibirya Türklerinde silah anlamına gelen "Op" kelimesinin halk arasında "Of" şeklini aldığı rivayet edilmektedir.
  • Üçüncü iddia: Kuman menşeli "Ofşin" ya da "Afşin" ( anlamı, hiddetli bir tavırla vatanını korumak ) kelimesinin giderek halk arasında Of şekliyle anılmasıyla türemiştir.
Ancak bu ve benzeri yakıştırmalar gerçekçi ve bilimsel değildir, zira bir nehrin yılan gibi kıvrıldığını, Of kasabasının bulunduğu yerden, yani onun denize döküldüğü yerden görebilmek mümkün değildir. İkinci ve üçüncü iddiada adı geçen topluluklar da yöre tarinde hiçbir zaman etkin olmamışlardır.
Bu konudaki uydurma tezlerin kaynağı; 1125 - 1210 yılları arasında Gürcüstan'dan gelerek Of'a ve Trabzon'un doğu tarafında yoğun oranda yerleştiği iddia edilen Hrıstıyan Kuman Türkleri(?) tezidir.Tarihin hiçbir döneminde "Kuman Türkleri" diye bir tabir kullanılmamış olsa da bu yöndeki iddialar Mehmet Bilgin'nin "Doğu Karadeniz, İnsan ve Kültür" adlı kitabı ile Haşim Albayrak'ın "Doğu Karadeniz'de Etnik Yapılanmalar ve Pontus" adlı kitaplarında öne sürülmüştür, ancak bu kitaplarda hiçbir bilimsel, tarihsel yazılı belge ve referans ortaya konulamamıştır.
"Gerçekte Antik çağ yazılı kaynaklarında Of "OPIUNTE" adıyla geçmektedir ve eski Lazca "OPUTHE"=(Yerleşim yeri; köy) anlamını ifade eder. Trabzon Of ve hinterlandında Lazlarin arkaik öncülleri olan Kolkh ve Tzan kabilelerini yaşadığı tarihsel tanıklıklarla sabittir.

Bir yerel mizahi yakıştırma ise şöyledir.

Ruslarin rahat rahat ilerledigi bi ortamda of' da takilmalari ve buyuk kayiplar vermeleri zamanin komutanina "of" cektirmis ve o tarihden itibaren "of" olarak anilmaya baslanmistir.

Tarihçe

Doğu Karadeniz Bölgesinin tarihi ve özellikle bölgenin en önemli şehri olan Trabzon'un tarihi ele alındığında, batılı tarihçilerin büyük bir çoğunluğu bölge tarihinin Yunan kolonileriyle başladığını vurgulamaktadırlar. Halbuki bölgeye Yunan kolonileri gelmeden önce birçok tarihçinin de belirttiği gibi bölgede yerli kavimler bulunmakta idi. Bu insanlar muhtemelen en eski çağlardan beri bu toprakların yerlileri olarak Doğu Karadeniz Bölgesinde yaşamaktaydılar. Bölge muhtelif zamanlarda Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve kısa süreli koloniler kurulmuştur. Bu koloni idareleri, yerli halkı kapsamıyordu. Bu koloni devletlerinin en güçlü oldukları zamanlarda bile hükümranlıkları ancak bulundukları surlar içinde sınırlı kalmıştır. Sur dışında yaşayan yerli kabileler bağımsız topluluklar olarak yaşamışlardır.
Bölge, Roma İmparatorluğunun parçalanmasıyla Doğu Roma olarak bilinen Bizans'ın payına düşer. Bu hakimiyet, 1204 yılında Latinlerin İstanbul'u işgal etmesine kadar devam eder. Bu tarihten sonra 1461 yılına kadar (Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u fethi), yine Bizans İmparatorluğunun uzantısı olan, Bizans hanedanı Komnenosların kurmuş olduğu Trabzon Rum Devleti'nin egemenliğinde kalır. 4. yy. başlarında Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu tarafından resmi din olarak kabul edilmesiyle, bu din halk arasında hızla ve serbestçe yayılmaya başladı. Daha önce Doğu Karadeniz'de yaşayan kavimler de Hıristiyanlığa geçmeye başladılar. Hiristiyanlaşan bu kavimler tedrici bir şekilde Doğu Kilisesi'nin resmi dili olan Yunanca'yı öğrenmek zorunda kaldılar. Özellikle 10. yy. dan sonra Papazların telkinleriyle bu dili konuşmak daha da yaygınlaştı. Zira Papazlar "İncil'in dili dışında bir dilde konuşulan her kelime cehenneme gitmek için işlenen bir günah olarak hesaplanacaktır" şeklinde telkinlerde bulunmakta idi. Bu durum, yerel halkın kendi dilleriyle karışık bir Yunanca ya da halk arasında bilinen adıyla Rumca konuşulmasına neden olmuştur. İzlenen bu Bizans siyaseti, yerel dillerin, inançların ve geleneklerin büyük bir çoğunluğunun belleklerden silinmesine, kısaca yerli unsurların asimile olmasına neden olmuştur.
12. asırda Çepni Türkmenleri Doğu Anadolu üzerinden göç ederek Doğu Karadeniz'e yerleşmiştir. Trabzon'un batı bölgelerine yöresine yerleşen Çepniler alevi inancına mensuptular ancak hiçbir zaman Trabzon'un doğusuna ve Of yöresine yerleşmediler. Öz Türkçe isimler kullandıkları Trabzon Rum devletine ait belgelerden ve Osmanlı arşivlerinden anlaşılmaktadır.

Yönetim

Of Belediyesi 1874 yılında kurulmuş köklü bir belediyedir. Kuruluşundan bugüne kadar geçen 132 yıllık süreç boyunca Of'un büyük ailelerinde olan Sarıalioğlu (Saral) Ailesi tarafından yönetilmektedir. Aile, Rus işgaline, askeri darbelere -ki 12 Eylül 1980 darbesinde tüm belediye başkanları görevlerinden alınmıştır- ve Türkiye'deki her türlü siyasi değişimlere karşın iktidarını sürdürmüştür. Of'un en büyük bulvarı olan Atatürk Bulvarı, Başkan İsmail Sefa Sarıalioğlu tarafından yapılan düzenlemede pek çok kişinin haklarından feragati sayesinde oluşmuştur. Karadenizin ilk ve tek bayan belediye başkanı olan Semahat Sarıalioğlu 1998-1999 yılları arasında şehirde başarıyla görev yapmıştır.1999 yılından itibaren de belediye başkanlığı görevini Oktay Saral yürütmektedir.

İşgal ve direnişler

Ruslar, 24 Şubat 1916'da Rize'yi, 15 Mart 1916'da Of'u, 18 Nisan 1916'da Trabzon'u işgal ettiler. Ruslara karşı ilk önemli direniş Of ile Rize arasındaki Baltacı Deresinde olmuştur. Bu direniş yaklaşık bir ay sürmüştür. Of'un işgaliyle Solaklı Vadisinde bir direniş meydana geldi. Ruslar bu direnişi kırarak Soğanlı ve Demirkapı geçitlerinden Bayburt'a inmeyi düşünüyordu. Rusların bu tasarısı ilk aşamada pek faydalı olmadı. Zira bölgenin gerçek sahipleri olan Türkler, Rus kuvvetlerine büyük kayıplar verdirdiler. Fakat sayıca üstün olan Ruslar bir süre sonra Çaykara'nın aşağı köylerini işgal etmeye başladılar. Yöre halkı kıyıdan uzakta olduğu için daha çok dağlık kesime, iç kesimlere doğru çekilmek zorunda kaldı. Bu çekilme sırasında direnişlerine devam etmişlerdir. Geri çekilen askerler Of'un bütün köyleri ve yakın kazalardan toplanan gönüllüler ile Trabzon Hapishanesindeki mahkumların da izin alarak, müfreze halinde gönüllü olarak katılmalarıyla Baltacı Deresinin batı yanında Ruslara karşı savunma hattı oluşturuldu.
Savaşın en şiddetli günleri:
  • 07 Mart 1916 : Düşman ilk saldırıya başladı. Düşman Baltacı Deresinden geri atıldı. 26 şehit verdik.
  • 08 Mart 1916 : İki gün sürdü. Düşman geri püskürtüldü.
  • 10-11 Mart 1916 : Düşman karadan ve denizden saldırdı, her tarafı yaktı. 200 kumandan 380 şehit verdik.
  • 12 Mart 1916 : 11. Alay Sürmene'ye nakledildi. Kelali tepelerinde verilen mücadelede başarısız olundu. Göç başladı.
  • 13 Mart 1916 : Rus donanması savaşa girdi.
  • 14 Mart 1916 : Düşman 600 ölü, 800 yaralı verdi. Baltacı deresi kana bulandı.
  • 15 Mart 1916 : Ruslar donanma sayesinde karaya asker çıkarmaya devam etti.
Rus ordusu sivil halkın üzerine yüklenmiş ve 15 Mart 1916'da Of'a girmiştir. Ruslar Solaklı vadisinden yukarıya doğru giderken Of'lu halk mücadele ettiyse de; İspir'e asker çıkarılmasıyla Of işgal edilmiş oldu. 20 Nisan 1916'da Ruslar Madur Dağı'nın güneyinde Leman Suyu ve Öküzlü Yaylası'na kadar ilerledi. Bayburt'taki 3. Ordu, karşı taarruza geçerek Sürmene-Of istikametinde denize ulaşmayı, Rus ordusunu imha etmeyi ve Trabzon'u kurtarmayı planlıyordu. Hazırlıklarını tamamlayarak 1916 yılının Haziran ayında harekete geçti. 22 Haziran'da Sultan Murat-Pistoklu Hanları arasındaki 60 km'lik mesafede gece baskınları düzenlendi. 23 Haziran 1916'da çoğu Çanakkale'den dönen Miralay Kazım komutasındaki birliği Rusların keşif kolunu Yurt Yaylası'nda süngüden geçirmiştir. İkinci büyük taarruz Sultan Murat Tepesinde başladı. Topçu ateşi desteğiyle Rusların bütün siperleri ele geçirildi. Burada Ruslara büyük zayiat verdirildi. Rusların kayıpları 1000'den fazla ölü ve çok sayıda esirdi. Daha önce birliği ile birlikte burada şehit olacağını rüyasında gören Seyfeddin Bey ve kahraman Mehmetçiklerimiz Şüheda tepesini Ruslardan almıştır. Fakat bir subay, bir astsubay ve 70 er şehit verdik. Haziran ayının 27'sinde Harmantepe-Kabanbaşı hattında 36 saat devam eden mücadelede 60. Alayımız 7 zabıt ve 150 er şehit vererek Rusları geri püskürtmüştür. 12 Şubat 1918'de, Vehip Paşa komutasındaki 3. Kafkas Ordusu ileri harekata girişti. Trabzonlu Albay Hacı Hamdi Bey komutasındaki 37. Tümen, Giresun'daki 123. Alay ile takviye edilerek Trabzon üzerine yola çıktı. Bölgedeki çeteleri temizleyerek ilerleyen birlikler, 15 Şubat 1918'de Vakfıkebir'i, 17 Şubat 1918'de Akçaabat'ı geri aldılar. Birkaç gün içinde çevreyi temizleyerek Trabzon'a girdiler. 24 Şubat 1918'de Trabzon Ruslardan geri alındı. Doğuya doğru ilerleyen Türk birlikleri 28 Şubat 1918'de Of'u düşmandan geri aldı.

Karadeniz Türkmenleri

1057 yılında da Türkmenlerin öncüleri Doğu Karadeniz'e ulaşmışlar ve akınlarını kıyılara yoğunlaştırmışlardır. Sonuçta da 1072 yılında Trabzon Türkler tarafından fethedilmiştir. 3 yıl süren bu yerleşimden sonra Trabzon, yeniden Theodor Gavras tarafından geri alınır. 1280'li yıllarda Çepni Türkleri büyük bir kitle olarak Doğu Karadeniz Bölgesi'ne yerleştiler. Türklerin bu yoğun akınları Rumları kalelere çekilip sığınma zorunda bıraktı. Zaten buralarda yoğun Rum kitleleri yoktu. Bölge ağırlıklı olarak Hıristiyan yerlilerden oluşmakta idi. Bunu Trabzon Rum Devletinin resmi Kilise kayıtlarındaki yerli kişi isimleri ve bölgede yer alan bazı yerli kökenli yer adları kanıtlar niteliktedir.
Günden güne büyüyen ve gelişen şehri, tarih boyunca Trabzon'a bir geçit ve Trabzon'un en önemli ilçelerinden biri olmuştur.

Coğrafya

İlçe; toplam alanı 330 km², ortalama rakımı 10 metre olan, tabiatın bütün özelliklerini sergileyen, deniz ve karanın bütünleştiği eşsiz doğal güzelliklere sahip bir alan üzerinde kurulmuş şirin bir ilçedir.
Trabzon'un yaklaşık 52 km doğusunda olan ilçenin, doğusunda Rize ili, batısında Sürmene ilçesi, güneyinde Hayrat ve Dernekpazarı ilçeleri, kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır.
Yörenin en büyük akarsularından Solaklı Irmağı'nın taşımış olduğu alüvıyal yığıntıları kıyıda biriktirerek meydana getirdiği düz ve fazla geniş olmayan bir alan üzerine kurulmuş bir sahil yerleşim birimidir. Çaykara ve Of ilçelerini birbirine bağlayan karayolu ilçeyi ikiye ayırır.
Daha eski yerleşim yeri olan Solaklı Deresi'nin doğusundaki merkez, genel olarak ilçedeki idari birimlerin yer aldığı alandır. Yeni yapılanmalarla Solaklı Deresi'nin batısındaki alan da gelişmiştir. Bu alan ilçe sakinlerince Kalyon Mevkii diye adlandırılmaktadır.
İlçenin yerleşim yerinin kuruluş alanı dar ve düz biçimde devam ettiği halde, hemen arka kısmında dağlar birden bire yükselmekte, geçişi ve yükselmeyi engelleyici çok eğimli bir dağ sisteminin geldiği dikkat çekmektedir. Bu heybetli yükselişle dağlar, yeşilin tonlarının hepsini sergileyen bir güzelliğe sahiptir. Güneye doğru gidildikçe bu renk armonisi çok daha dikkat çekmektedir.

İklim

Doğu Karadeniz Bölgesi'nin iklim tipi özelliklerine sahiptir. Yağışların her mevsimde bol olması ve sürekliliği, yöre iklimini etkiler. Yağışın en fazla olduğu dönem Sonbahar mevsimidir.
Denizin düzenleyici etkisi termostat görevi gördüğünden, hem günlük, hem yıllık sıcaklık farklılıklarının fazla olması önlenir. Yaz aylarında fazla sıcak olmadığı gibi, kış aylarında da dondurucu soğuklar görülmez. Her mevsim yağışlı, yazları serin, kışları ılık geçer.
Ardındaki dağların birden yükselmesi dolayısıyla yamaç yağışları gerçekleşir.
Rüzgarların esiş yönleri ve şiddet dereceleri mevsim özelliklerine bağlı değişiklikler gösterir. Genel olarak Lodos, Poyraz ve Kıble rüzgarları görülür.

Akarsular

İlçe yerüstü kaynakları bakımından zengin bir yöre özelliğindedir. Dağların denize paralel olarak uzanması yüzünden akarsular, sadece kuzeye bakan yamaçlardan denize doğru akar.
Güneyde bulunan yüksek dağların yamaçlarından çıkan akarsular, sert akışlı, dar boğazlar içinden geçerek, derin vadiler boyunca denize ulaşırlar.
Başlıca akarsular;
  • Solaklı Deresi
  • Baltacı Deresi
  • İkizdere
  • İvyan(gelincik) Deresi

Bitki örtüsü

Yörede bol yağış olmasından dolayı gür orman alanları mevcuttur. Yöredeki orman örtüsünün kendi kendini yenileyebilme özelliği vardır. Kesilen ağaçların yerine yenileri dikilmeden orman örtüsü kendi kendine büyüyüp gelişebilmektedir.
Kıyı şeridinde orman yerine küçük ağaç toplulukları göze çarpar. Burada en yaygın çeşit olarak fındık, taflan, kızılcık, üzüm, muşmula, defne gibi küçük ağaçlar ile çalı ve sarmaşıklar yetişir. Bunun yanında narenciye ürünlerine rastlamak da mümkündür. Kıyı şeridinde nüfus yoğunluluğunun çok olmasından dolayı doğal bitki örtüsü tahrip edilmektedir.
Denizden 300-400 m yüksekliğe kadar olan yerlerde kızılağaç, meşe, kestane, ceviz vb. olan orman tiplerine rastlanır. Daha yükseklerde ormanlar alan ve büyüklük olarak birleşir. Dağların denize bakan ve daha nemli olan kuzey yamaçları daha yeşildir. Yükselti 600-800 m.yi aşınca yüksek dağların etek ormanları gözükmeye başlar. Bu ormanlarda en yaygın olan türler; kışın yapraklarını döken meşe, gürgen gibi ağaçlardır. Ancak bu tür ormanların önemli bir kısmı orman kazanmak amacıyla insanlar tarafından tahrip edilmiştir.
Yükseklik arttıkça dağ ormanları ortaya çıkmaya başlar. Bu yükseklik 1200 m.ye gelene kadar yapraklı ağaç çeşitleri ormanları meydana getirir. Bunlar arasında en çok meşe, kestane, şimşir, kızılağaç ve ıhlamur ağaçları göze çarpar. 1200-1600 m. arasında orman çeşitleri yapraklı ve iğneli ağaçlardan oluşan karışık ormanlardır. 1600 m.den sonraki yükseklik kuşağında çam, ladin ve köknar gibi ağaçlardan meydana gelen iğneli ormanlar göze çarpar. Bu ormanlar 2000-2300 m.ye kadar uzanır. Daha yüksek yerlerde ormanlar kaybolur yerini çayırlar ve dağ otlakları alır.
Genellikle sık ormanlar 1200-1600 m. aralarında yer alır. 1600 m.den yüksek olan yerlerde en çok çam ormanları görülür.

Arazi durumu

İlçenin yüzölçümü 330 km² olup, ortalama rakımı 10 m.dir. İlçenin önemli akarsuları Doğu Karadeniz Dağları'nın kuzey istikametinde doğup ilerledikçe yan kollar alarak büyüyen Solaklı, Baltacı ve İkizdere birbirlerine paralel olarak Karadeniz'e dökülür. Bu dereler ve yan kolları Karadeniz Dağları'nın ilçe sınırları içinde kalan bölümünü yine birbirlerine paralel şekilde bölmüştür.
Böylece ilçe arazisi, sahilden güneye doğru giderek yükselen fakat doğu-batı yönünde birbirine hemen hemen paralel derin vadiler şeklinde engebeli bir konum içerisinde bulunmaktadır. Bu vadiler arasında yanyana uzanan sırtlar ya da yöre ağzıyla "Kıran"lar sıralanır.
İlçe güneyindeki bu dağlık bölgenin eteklerinde çeşitli yüksekliklerde plato ve yaylalar bulunur. Bu platoların kuzey yönlerinde denize doğru alçalan ve özellikle vadi yamaçlarında ormanlar yer almaktadır. Esasen bol yağış alan yöre, bitki örtüsü bakımından da zengindir. Hemen her çeşit ağaç, çoğunlukla da kendiliğinden yetişerek, bölgeye orman görünümü vermektedir.

Tarım

İlçede, nüfusun önemli bir kısmı tarım sektöründe çalışmaktadır.
Elde edilen başlıca tarım ürünü çaydır. Çay, ayrıca bölgenin başlıca geçim kaynağıdır. İlçe arazisinin engebeli oluşu ( % 75 ) bölgede modern tarımın yapılmasını engellemektedir. Bu da, toprağın ve iklimin elvermesiyle, çay tarımının önünü açmaktadır. Ayrıca fındık tarımı da bölgenin geçimini sağlayan tarım ürünleri arasındadır. Diğer üretilen ürünlerinin çoğu ticari amaçla değil, kendi aile ihtiyacını karşılayacak şekilde üretilmektedir.
Başlıca ürünler: Çay, fındık, mısır, patates, kara lahana, fasulye, kabak, elma, armut, erik, üzüm, incir, kiraz, kestane, karayemiş, narenciye ve kivi'dir.
Son zamanlarda özellikle kivi üretimine özen gösterilmekte, üreticiler devlet tarafından teşvik edilmekte ve desteklenmektedir. Kivi, çaya alternatif ürün olarak yetiştirilmektedir.

Hayvancılık

Bölgede;

  • Sürü hayvancılığı olmamakla birlikte, ahır hayvancılığı şeklinde büyükbaş hayvancılık,
  • İç kesimlerde küçükbaş hayvancılığı, koyun ve kıl keçisi yetiştiriciliği,
  • Kümes hayvancılığı, tavuk, kaz, ördek, tavşan yetiştiriciliği,
  • Denize komşu olması ve Karadeniz'in verimliliği, ayrıca akarsularda yetişen tatlı su balığı avcılığı ile, balıkçılık,
  • Bitki çeşitliliği, çiçeklerin bol olması, çok sayıda meyve ağaçları bulunması dolayısıyla, arıcılık bölgede yapılan başlıca hayvancılıktır.

Yaylacılık

Yazları sıcaklıklardan kurtulmak ve hayvanlara gür otlaklar bulmak amacıyla yaylacılık yapılmaktadır. Günümüzde bu faaliyet yerini turizm amacına bırakmaya yönelmiştir.Hayrat Of'dan ayrıldıktan sonra,her ne kadar yaylası kalmadıysa da eski yaylalıları kendilerini halen Of'lu olarak tanımlamaktadır.Bunlar başlıca (BÜYÜK MESORAŞ)-SARMAŞIK,(KÜÇÜK MESORAŞ)-GÖKSEL,(HALNUT)YENİKÖY lerdir.bunlar köy statüsünde olup bunlara bağlı ayrıca yaylalar da vardır.Mesela Büyük harman,Kadınlar,Çunis yaylaları gibi.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.