ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Sözlük Ağı (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=515)
-   -   K Harfi 3 (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=695900)

Prof. Dr. Sinsi 09-04-2012 04:45 PM

K Harfi 3
 
kıble: Kâbenin bulunduğu taraf.
kıblegâh: kıble yeri.
kıblename: kıbleyi gösteren yazı.
kıblenümâ: kıbleyi gösteren.
kıdem: öncelik, öncesizlik.
kıllet: azlık.
kıraat: okuma.
kıraaten: okumakla.
kırav: çorak tarla.
kırba: deri su kabı.
Kırgız: Türkî kavimlerden biri.
kısas: kıssalar, hikâyeler.
kısâs: öldüreni öldürme cezası.
kısâsen: kısas olarak.
kısım: bölüm.
kısm: bölüm.
kısmen: bir bölümü.
kısmet: nasip.
kıssa: ibretli hikâye.
kıssât: kıssalar, hikâyeler.
kıssîs: keşiş, papaz.
kıstas: ölçü.
kışır: kabuk.
kışr: kabuk.
kıtâ: kara parçası, şiir parçası.
kıtal: birbirini öldürme.
Kıtmîr: Ashabıkehfin köpeği.
kıtr: erimiş bakır.
kıvâm: olgunluk, tav, dik, direk.
kıyâm: ayakta durma, ayaklanma.
kıyâmet: dünyanın yıkılıp son bulması.
kıyâs: karşılaştırma.
kıyâsât: karşılaştırmalar.
kıyâsen: kıyasla.
kıyâsımaâlfârık: birbirine benzemeyenlerin karşılaştırılması.
kıymet: değer.
kıymetdâr: kıymetli, değerli.
kıymetşinâs: değerbilir.
kıyye: okka,1282 gram ağırlık.
kızıl: kırmızı.
kızılbaş: Alevilere verilen bir isim.
kızılelma: eski Roma.
kibar: ince, nazik.
kibâr: büyükler.
kibir: büyüklük, büyüklenme, büyüklük taslama.
kibriyâ: büyüklük.
kifâyet: yeterlik.
kile: 40 litrelik tahıl ölçüsü.
kîle: denildi.
kilk: kalem.
kîlükal: dedikodu.
kimyâ: bir ilim kolu, ilaç.
kimyâger: kimyacı.
kimyâhâne: deneyevi.
kin: gizli düşmanlık.
kinâiyyât: kinayeler.
kinâye: mânâyı dolayısıyla anlatan söz, üstü örtülü dokunaklı söz.
kinâyeten: kinaye bakımından.
kindâr: kinci.
kinedâr: gizli düşmanlık besleyen.
kirâm: ulular, cömertler, kerimler.
Kirâmenkâtibîn: günahları ve sevapları yazan melekler.
kisb: işleme, edinme, kazanma.
kisbî: edinmeyle ilgili.
kîse: kese.
kisrâ: eski iran hükümdarı.
kisve: kılık, elbise.
kitâb: kitap.
kitâbe: yazılı levha.
kitâbet: yazma işi.
kitâbeten: yazmakla.
Kitâbımübîn: apaçık kitap, kaderin bir türü, Kurân.
kitâbî: kitaba uygun, kitapla ilgili, ilâhî kitaplardan birine inanan.
kitâbullah: Allahın kitabı, Kurân.
kitle: kütle, yığın, öbek.
kiyâset: akıllılık.
kizb: yalan.
klâsik: zamanın değerini yitirmeyen, sanatta kuralcı, alışılmış.
klinik: hastaya bakılan yer.
kof: içi boş.
kolordu: ordunun bir bölümü.
kombinezon: tertip, düzenleme.
komisyon: özel bir maksad için kurulan heyet.
komita: siyasi bir maksat için bir araya gelenlerin gizli cemiyeti.
komite: bir iş için toplanan heyet.
kompleks: karmaşık, şuur dışı meyillerin tümü.
komplo: bir kimse aleyhine alınan gizli karar.
komprime: hap.
Konstantiniyye: istanbul.
kontenjan: ilgililerin her birine düşen pay ölçüsü.
kordon: zincir.
kozmoğrafya: uzay ilmi.
kozmoz: âlem, kâinat.
köle: esir, alınıp satılan insan.
kritik: tenkit, sıkışık durum.
kubbe: yarım küre şeklinde bina damı.
kubh: çirkinlik.
kubûr: kabirler, mezarlar.
kuddîsesırruhu: sırrı mukaddes olsun!
Kuddûs: "temiz olan ve temizlikleri yaratan" mânâsında ilâhî isim.
kudemâ: kadimler, eskiler, büyükler.
kudret: güç.
kudsî: kutsal, temiz, arınmış, yüce.
kudsiye: kutsal.
kudsiyet: kutsallık, yücelik, temizlik.
kudûm: uzaktan gelme, ayak basma.
kul: insan.
kulûb: kalbler.
kulunç: acı veren bir hastalık.
kumandan: komutan.
kumbiiznillah: Allahın izniyle kalk!
kumistân: kumluk yer, çöl.
kundak: bebek sargısı, yangın çıkaran ateş parçası.
kurâ: ad çekme.
Kurân: "okunan" mânâsında ilâhî kitabımızın adı.
Kurânî: Kurânla ilgili, ait.
kurb: yakınlık.
kurbiyet: yakınlık.
Kureyş: Peygamberimizin kabilesi.
kurrâ: Kurân okuyucuları.
kurûn: çağlar, asırlar, devreler.
kusûr: eksiklik, pürüz, özür, kabahat.
kusûrât: kusurlar.
kusûriyet: kusurluluk.
kûşe: köşe.
kut: gıda, azık.
kutb: büyük evliya.
kutbiyet: büyük evliyalık.
kutbuâzam: en büyük kutub, zamanın en büyük velîsi.
kutr: çap.
kutub: büyük evliya.
kutulâyemût: ölmeyecek kadar yiyecek.
kuvâ: kuvveler.
kuvve: kuvvet, düşünce, duygu, yetenek.
kuvvet: güç.
kuvvetüzzahr: yardım kuvveti.
kuyûd: kayıtlar, bağlar.
kuzeh: renk renk çizgiler.
kübra: en büyük.
küdûret: koyuluk, kederlilik.
küffâr: kâfirler.
küfr: îmansızlık.
küfrân: îmansızlık, nankörlük.
küfrî: küfürle ilgili.
küfriyât: küfürle ilgili şeyler.
küfür: îmansızlık.
küfürbaz: küfredici.
küfüv: denk, eş.
kühûlet: erginlik.
külâh: tepesi sivri başlık.
külfet: yük, zahmet, zorluk.
külhân: hamam ocağı.
küll: bütün.
küllî: bütün fertleri ihtiva eden genel kavram, genel, kapsamlı.
külliyat: hepsi, bir yazarın bütün eserleri.
külliye: bütünlük, ilgili bütün kısımların bir arada bulunduğu yapı.
külliyen: bütünüyle.
külliyet: bütünlük, genellik, kapsamlılık.
kültür: bir milletin maddî ve mânevî varlıkları, yaşayış ve davranış şekli, kazanılan genel bilgi.
kün: "ol" emri.
küngân: su borusu.
künh: asıl, öz, kök.
künnes: gece görünen yıldızlar.
künûz: hazineler.
künye: kimlik.
Kürdî: Kürdistânlı.
küre: yuvarlak.
küreiarz: yer yuvarlağı, dünya.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.