ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Sözlük Ağı (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=515)
-   -   F Harfi 2 (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=676709)

Prof. Dr. Sinsi 09-04-2012 05:43 PM

F Harfi 2
 
ferc: yarık, dişi tenasül uzvu.
ferd: fert, birey, tek, benzersiz.
ferdâ: yarın.
ferdaniyet: teklik, birlik, benzersizlik.
ferdî: şahsî.
ferdiferîd: benzeri görülmemiş, eşsiz.
ferdiyet: birlik, teklik, eşsiz ve benzersiz oluş.
ferec: ferahlık, genişlik, rahatlık.
ferh: yavru.
ferhan: sevinçli, rahat.
ferî: ayrıntılarla ilgili.
ferîd: eşi ve benzeri bulunmayan, yekta.
ferik: general.
ferikiyet: generallik.
ferişte: melek.
feriyye: ayrıntılar.
fermâ: buyurucu.
ferman: kesin emir, hüküm, bildiri.
Ferraşin: Doğuda büyük bir ova.
fersah: beş kilometrelik mesafe.
ferş: yer, döşeme.
feryâd: yüksek sesle yardım isteme.
feryâdüfîzar: yüksek sesle yardım isteme ve yalvarma.
ferzendâne: evlat gibi.
fesâd: fesat, bozukluk, karışıklık.
fesâdât: fesatlar, bozukluklar, karışıklıklar.
fesâhat: düzgün ve güzel söz söyleme.
fesh: bozma, kaldırma.
fesl: ek yeri, hak söz.
fesübhanallah: Allah bütün noksanlıklardan uzaktır.
feşân: "saçan" mânâsında son ek.
fetânet: zihin açıklığı, çabuk kavrayış.
fetebârekallah: Allah mübarek etsin.
fetevâ: fetvalar.
feth: açma, fetih.
fetih: açma, ele geçirme.
fetişizm: bazı eşyaları putlaştırıp aşırı düşkünlük gösterme.
fetk: ayırma, yarma.
fetret: iki peygamber arasındaki bulanık zaman.
Fettâh: her şeyi görülmedik biçimlerde açan Allah.
Fettâhiyet: herşeyi uygun şekilde açma fiili.
fetvâ: bir meseleyle ilgili dinî hüküm.
fevâid: faydalar.
fevâsıl: fasıllar, bölümler.
fevâtih: başlangıçlar.
fevc: gurup, topluluk.
feverân: fışkırma, hızla çıkma.
fevk: üst.
fevkalâde: olağanüstü.
fevkalbeşer: insanüstü.
fevkalhad: sınırın üstünde.
fevkalkanun: kanun üstü.
fevkalkül: hepsinin üstü.
fevkalmêmul: umulanın üstünde.
fevkalzaman: zaman üstü.
fevkaniyet: üstünlük.
fevrî: hemen, düşünmeden.
fevt: yitme, ölme.
fevzâ: kargaşa.
feya: ey!
feyaacaba: hayret doğrusu!
feyalilaceb: hayret ifadesi.
feyezân: su taşkını.
feyiz: bolluk, bereket, mânevî gıda.
feyizdâr: feyizli.
feyizkâr: feyizli.
feyizyâb: feyiz alma, manen istifade etme.
feylesof: filozof, felsefe ile uğraşan kişi.
feylesofâne: filizofça.
feylûle: ikindiden akşama kadar olan mekruh uyku.
feyyâz: çok feyiz veren.
feyz: bolluk, bereket, mânevî gıda.
feza: artıran, çoğaltan.
fezâ: uzay.
fezâil: faziletler, üstün nitelikler.
fezleke: özet.
fıkdan: yokluk, bulunmama.
fıkıh: ince anlayış, islâm hukuku.
fıkra: kısa yazı, küçük hikâye, nükteli hikâyecik.
fırâk: fırkalar, partiler, bölükler.
fırfıra: topaç.
fırka: parti, bölük.
fırtına: şiddetli rüzgâr, korkutucu dalgalanma.
fısk: günah, haktan sapma.
fışkı: pislik, hayvan gübresi.
fıtnat: yaradılıştan gelen iyi anlama kabiliyeti.
fıtra: fitre, her zenginin vermesi gereken sadaka.
fıtrat: yaradılış.
fıtraten: yaradılıştan.
fıtrî: yaradılışla ilgili.
fî: içinde, içine, hakkında, üzere, dair.
fidda: gümüş.
fidye: bir suçtan veya esirlikten kurtuluş parası.
figan: çığlık, inilti.
figür: şekil.
fîhinazarun: bir bakmak lâzım!
fihrist: içindekiler listesi.
fihriste: kitabın konularını gösteren liste.
fihristevârî: fihrist gibi.
fiil: iş, eylem, yüklem.
fiilen: fiille, iş ile.
fiilî: fiille ilgili.
fiiliyât: fiiller, işler.
fikir: düşünce.
fikr: fikir, düşünce.
fikren: fikirce.
fikret: düşünme.
fikretmek: düşünmek.
fikrî: fikirle ilgili.
filasl: aslı üzere.
filcümle: genellikle, bütünüyle.
filhakîka: gerçekten.
fillah: Allah için.
filvaki: olduğu gibi.
firâk: ayrılık.
firâr: kaçma.
firârî: kaçak.
firâset: hızlı kavrayış.
firâş: döşek, yaygı.
Firâvn: Firavun.
Firâvun: ilâhlık davası güden ünlü bir ulu önder.
Firâvunâne: Firavun gibi.
Firâvuncuk: küçük bir Firavun.
Firâvuniyet: Firavunluk.
Firâvunmeşreb: Firavunun yolunda olan.
Firdevs: cennette bir tabaka.
Firdevsî: cennet gibi.
firenk: Batılı.
firenkmeşreb: Batılıların yolunda giden.
firkat: ayrılık.
fisâl: ayrılmışlar.
fîsebîlillâh: sadece Allah için.
fistan: hanım elbisesi.
fiten: fitneler.
fitne: kargaşa, karışıklık.
fitneengiz: fitne sesebi olan.
fîzâr: inilti, inleme.
fobi: bazı şeylere karşı duyulan korku.
fonoğraf: teyp.
forma: bölüm, elbise.
foya: aldatıcı süs, hile.
Frengî: Batı dili, Batı ile ilgili.
Frengistân: Batı ülkeleri.
Frenk: Batılı.
Frenkmeşreb: Batılıların izinde giden.
fuâd: kalb, gönül.
fudalâ: üstün nitelikli kimseler.
fuhş: edebe aykırı hareket, haram, zina.
fuhşiyât: çirkin işler, günahlar.
fuhûl: büyükler, ileri gelenler.
fuhuş: zina, haram fiil, günahlı iş.
fukahâ: islâm hukuku âlimleri.
fukarâ: fakirler.
Furkân: hak ile batılı ayıran Kurân.
fusahâ: düzgün ve güzel kanuşanlar.
fustat: kıldan yapılan büyük çadır.
fusûl: fasıllar, mevsimler, kısımlar.
fuzlâ: en faziletli.
Fuzûlî: büyük bir divan şairi.
fuzûlî: gereksiz, fazlalık.
fuzûlîyâne: gereksiz ve fazlalık olarak.
füccâr: günahkârlar.
fücêten: birdenbire.
fücûr: günah, zina, sapma.
fülûs: bakır paralar.
fünûn: fenler, ilimler, hünerler.
fürce: girecek yer, yarık.
Fürs: doğu kavimleri.
fürû: dallar, kollar, çocuklar, torunlar.
fürûat: ayrıntılar.
fürûş: döşemeler, yaygılar.
füruş: "satan, taslayan" mânâsında son ek.
füsehâ: güzel ve düzgün konuşanlar.
füsûk: haktan sapma, doğrudan ayrılma.
füsûn: büyüleyici güzellik.
füsûnkâr: büyüleyici.
fütûhât: fetihler, açmalar.
fütur: bezginlik, gevşeklik.
fütüvvet: iyi geçim, ihsan.
füyûz: feyizler, mânevî ihsanlar.
füyûzât: feyizler, mânevî gıdalar.
füzûlât: gereksiz ve faydasız şeyler.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.