ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinin Yıkılma Nedenleri Ve Sonuçları (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=660974)

Prof. Dr. Sinsi 09-02-2012 03:29 AM

İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinin Yıkılma Nedenleri Ve Sonuçları
 
İslamiyet Öncesi Türk Devletleri'nin Yıkılma Nedenleri ve Sonuçlarını Gösteren Diyagram

Türklerin Yıkılma Nedenleri

Türkler devletlerinin yıkılmamsının sonuçları

Nedenler Sonuçlar

-Ülkelerin hanedan üyelerinin ortak malı sayılması. -Hanedan üyeleri arasında taht kavgalarına ortam hazırlamıştır.

-Boylar birliği halinde örgütlenmesi. -Farklı boylardan oluşan devletlerin merkezi otoritesi zayıflamıştır.

-İkili yönetim anlayışı. -Ülke yönetimi doğu-batı şeklinde ayrılmış, bu da merkezi otoriteyi zayıflamıştır.

-Kut anlayışının etkisi. -Taht kavgalarına ortam hazırlamıştır.

-Dış baskılar. -Tunguz, Kitan, Çin, Moğol gibi devletlerin baskısı Türk devletlerinin yıkılmasında etkili olmuştur.


Prof. Dr. Sinsi 09-02-2012 03:29 AM

İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinin Yıkılma Nedenleri Ve Sonuçları
 
Tarihte Türk Devletlerinin Çökme Dağılma ve Yıkılma Sebepleri

Türklerin tarih boyunca pek çok devlet kurmaları, onların ne kadar teşkilâtçı bir yapıya sahip
olduklarını göstermesi bakımından dikkat çekici ise, kurulan devletlerin yıkılış sebepleri de o kadar

ibret vericidir. Türk tarihinin geneli göz önüne alındığında çoğu devletin iç çekişmeler nedeniyle

ortadan kalktığı, veya yine bir başka Türk boyu tarafından yıkıldığı görülmektedir. Türklerin "ilsiz" ve

"kağansız" kalmalarının en büyük sebebi, aslında kendilerini illi ve kağanlı yapan "Türk töresi"nden

kopmaları olmuştur. İslâmiyet'ten önce Orta Asya'da kurulan büyük Türk devletlerinin yıkılış

dönemleri incelendiğinde bu gerçek açık olarak görülebilir. Hun ve Göktürk çağı buna iyi bir örnektir.

İslâmî dönemde de mahiyeti biraz değişmekle birlikte töre ve adaletten ayrılan Türk devletlerinin

zayıflamaya başladıkları izlenebilir. Hun devrine ait Çin kaynaklarındaki bilgiler, Göktürk Kitabeleri ve

İslâmî döneme geçiş devrinde yazılan Kutadgu Bilig ile Nizamülmülk'ün kaleme aldığı Siyasetname

gibi kaynaklar, çözülmenin sebeplerini anlatan pek çok örneklerle doludur.Türk Töresinden

Uzaklaşma, Kültürel Yabancılaşma

Orta Asya Türk tarihinde Türk devletinin kendini güçlü kılan Türk töresinden uzaklaşmasının ne gibi

kötü sonuçlar doğuracağı, ezelî düşmanları Çin ile örnekleştirilerek anlatılır.

Bunda amaç, tehlikeye dikkat çekilerek, devletin kendisine çeki düzen vermesidir. Göktürk

Kitabelerinde buna dair çok sayıda örnek olmakla birlikte, henüz Hun çağında bile Çin âdetlerini

benimsemenin mahsurları, hem de bir Çinlinin ağzından, açık bir şekilde izah edilir. Mete'nin oğlu

Kiyuk'un veziri olan Cung-Hang Yüeh, refah ve zenginliğe erişince gevşeyen ve Çin giyimi ve

yemeklerine ilgi duymaya başlayan kağana bunun sakıncalarını şöyle anlatır:

"Hunların bütün halkını toplasanız, Çindeki bir ilin nüfusu kadar bile tutmaz(nüfus

bakımından). Çin daha güçlü sayılır. Ayrıca onların yiyecekleri ile elbiseleri de ayrıdır. Bu sebeple,

Çin'de (yetişen ve yapılan) bu gibi mallara bağlanmak doğru değildir. Şimdi siz, Hun hakanı,

geleneklerinizi değiştirip, Çin'de bulunan mallara sahip olmak isterseniz, Çin mallarının hiç olmazsa

beşte birini satın almak zorunda kalacaksınız. Böylece Hun halkının hepsi, (ihtiyaçları için) hep Çin'e

bakacak ve Çin'in tesiri altına girecektir.

Çin ipeklilerini alsanız ve elde etseniz bile, siz Hunlar çalılar ve dikenler arasında, hep at

üzerinde dolaşmaktasınız. Giyecekleriniz ve pantolonlarınız az zamanda, çalılar arasında yırtılmış

olacaklar. Elbette ki, ipekli elbiseler, şimdiye kadar giydiğiniz yün ve keçe elbiseleriniz kadar

mükemmel ve elverişli olamazlar.

Yiyecek meselesine gelince: Çin yiyeceklerini elde etseniz bile, onlar da az zamanda

tükenip gidecekler veyahut yemeyip atacaksınız. Bu da gösteriyor ki, Çin yemekleri, sizin kımız ve

yoğurtlarınız kadar lezzetli ve size uygun yiyecekler değildir."

Bugün dahi benzer meselelerle karşı karşıya olduğumuz göz önüne alınacak olursa bu

öğütlerin doğruluğu ve güzelliği insanı şaşırtmaktadır. Göktürk çağında da devletin çöküşünü

hızlandıran sebepler arasında Türk yaşayış ve töresinin terk edilerek Çin'e öykünmenin ilk sırada yer

aldığı görülür. Çinliler bu durumun farkında olduğundan Türkleri kendi yakınlarına çekmeye çalışmış,

taht mücadelelerini gizliden gizliye kendi çıkarları için körüklemiştir. Batı Göktürklerinin başında

bulunan İstemi Yabgu'nun oğlu Tardu, ihtirası ile, Doğu'daki İşbara Han'ın yüksek hâkimiyetini

tanımayarak isyan ettiğinde, Çin devreye girerek, Göktürkler arasına iyice nifak sokmuş idi.

İşbara'ya karşı isyanların gittikçe artması üzerine, Han, Çin'in himayesine girmeyi kabul etmiş, fakat

Çin hükümdarı, bunun karşılığında Hunların Çin âdetlerini benimsemesini talep etmişti. Çünkü Çin

hükümdarı "Türklerin ok atamadıkları zaman tehlikeli olamayacaklarını" biliyordu.

Hun ve I. Göktürk devletlerinin başına gelenleri iyi bilen Bilge ve Kültegin kardeşler, II.

Göktürk Devleti'nin aynı hatalara düşmemesi için, Çin'in asıl amacını kitabelere nakşederek

ölümsüzleştirmişlerdir. Tarih şuuruyla nakşedilen öğütler, Türk töresini terk etmenin ağır bedelini

halka hatırlatmaktaydı:

"Tabgaç budun (Çin), altın, gümüş, işlemeli kemha ve ipekli kumaşlardan bolca verirmiş. Çin

milletinin sözü tatlı, hediyesi de çekici imiş. Tatlı söz ve yumuşak ipeği (hediyeleri) ile Çinliler,

ararlar ve uzak milletleri (bulup) kendilerine bu yolla yakınlaştırırlarmış.

(yakınlarına gelip) konan (kavimlerin ise), içlerine fesat bilgisini yayarlarmış. İyi bilgiye sahip bilgi

kişiyi, iyi cesur ve alp kişiyi yürütmez imiş. (Onların içinde) bir kişi yanılsa, beşiktekilere kadar (artık

acımaz ve) kıymaz imiş. (Çin'in) tatlı sözüne, yumuşak hediyesine kanıp, pek çok Türk öldü..."

Bu muhteşem nutukta daha sonra I. Göktürk kağanlığının dağılarak çok sayıda Türkün

katledildiği ve kalanların da Çin'e yerleştirilmeleri anlatılır. Kutlu yurt olan Ötügen'in terk edilmesi

devletin yıkılış sebeplerinden biri olarak gösterilir ve Türk milleti bir kez daha uyarılır:

"Türk milleti!, eğer o yerlere (Çin'e) varırsan öleceksin. Ötügen yerinde oturup, (Çin'e

yalnızca) kervan ve heyetler gönderirsen, hiçbir kaygın olmayacaktır. Ötügen ormanında oturursan

ebedî il tutacaksın. Türk milleti, artık tok olacaksın. Açlık, tokluk nedir bilmezsin. Bir doysan, açlık

nedir bilmezsin. Bunun için, seni eğitmiş olan kağanının sözünü almadın. Yer sayarak (yerden yere)

vardın. Oralarda hep tükendin ve zayıfladın. Orada kalmış olanlar ise, (yine) yerden yere gittiler.

Hepsi, ölü (gibi) yürüyor idiler. Tanrı buyurduğu için; özümün kutu, talihi olduğu için kağan oldum..."

Bu ifadelerde Türk milletinin "yanılma"sı ve "ilsiz" kalması anlatılır. Eğer millet vatanını ve

kağanını terk ederse Tanrı tarafından cezalandırılır. Tonyukuk Kitabesi'nde "Tanrı şöyle demiş: Han

verdim hanını bırakıp teslim oldun, Teslim olduğun için Tanrı öldürmüştür.

Türk milleti öldü, mahvoldu, yok oldu."denir. Şüphesiz Türk devletlerini güçlü kılan millet-devlet

kaynaşmasıdır. Devlet, milletine hizmet ettiği sürece "kutsal" kabul edilir. Orhun Yazıtlarında Türk

milleti bütün işini ve gücünü kağana verirken, kağanın da milletin başını dik tuttuğu, aç ve çıplak

kimse bırakmadığı destanî bir dille anlatılır. Eğer kağanlar, babalarına benzemez, töreyi unuturlarsa,

devlet ve millet felâketle karşı karşıya gelir. Kültigin ve Bilge Kağan yazıtlarında, devletin zayıflayıp ,

parçalanması sebepleri bu açıdan şöyle anlatılır:


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.