ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Günlük Örnekleri Kısa (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=652159)

Prof. Dr. Sinsi 09-01-2012 01:43 PM

Günlük Örnekleri Kısa
 
Günlük Örnekleri

Günlük Örnek Metin

Türk Edebiyatı Günlük Örnekleri

NECİP FAZIL’DAN Günlük örneği

Cuma, 9 Ocak

Bugün hava yağmurlu ve puslu… Saat 2’ye 5 var… Bu âna kadar defterimi açamadım. Halim bir tuhaf…

Bugün anladım ki, beni delikten çağırdıkları, meydancı gelip “Bir isteğin var mı?” diye sorduğu, berberin tıraşa geldiği, hasılı insanlarla temas ettiğim an, üstüme acayip bir uyuşukluk, sinsi bir donukluk, anlatılmaz bir garipseme hissi çöküyor. Hayret! Bir aylık yalnızlığın tesirine bakın! Hayırdır inşallah; nereye gidiyorum?

Perşembe, 15 Ocak

Şiir kitabımı bitirdim; ve güya rahat bir nefes aldım. Hava suratlı…

Saat üç buçuk… Gaz sobam trampet çalıyor. Yevmiyemin 40’ıncı gününe rastlayacak olan 20 Ocak Salı gününün iple çekiyorum.

Cuma, 16 Ocak

Allah… Başka tek kelime söyleyemeyecek haldeyim.

(Kırk Günlük Hapishane Yevmiyesi-Cinnet Mustatili)

Sayı: 19

Bölüm: Kapak

CEMAL SÜREYA’DAN Günlük Örneği

543. Gün

Milliyet Sanat’a uğradım. Fethi Naci Eleştiri Günlüğü’nü yollamış.

TV’de, sekiz otuz haberlerinde, birden, Edip Cansever’in ölüm haberi verildi. Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. Rastlanmadık bir biçimde ve yüksek sesle ağlamaya başladım. Oğlum fazla kaygılanmış, gelip avutucu şeyler söyledi. Turgut’ta bunca sarsılmamıştım. Üst üste gelişte bir şey var belki. Otuz yıllık arkadaşımdı. Yalnız sanat serüvenimizi değil, haya serüvenimiz de iç içe durumlar yaşamıştır.

544. Gün

Sabah altıda evden çıktım. Bomboş sokakları dolaştım durdum. Başımda bir uğultu. Tuhaf da bir heyecan. Rıhtımda yürüdüm. 1 Haziran 1986”

(Günler)

GÜNLÜK ÖRNEĞİ -1

19 Mayıs 2010

“Dün akşam gün batımı, hiç görmediğim bir güzellikteydi. Pembe, turuncu bir buğu vardı gökte.

Hele martıların geçtiği Marmara Denizi üzerinde gök öyle bir

göründü ki Fatih Köprüsü’nde ürperdim. Otobüste baktım, kimse ama hiç kimse görmüyor bu güzelliği.

Farkında olan, kendinden geçen, tedirgin olan bir yüz yok…Ama, diye düşündüm, güzelliği bulmak için

yolculuğa kalkar, uzaklara giderler. Güzelliği bile

satın almaya alışmışlar;parasız oldu mu görmüyorlar.”

Ahmet ŞAHİN

GÜNLÜK ÖRNEĞİ- 2

22 Ekim 2006

Çocuktum, bayram vardı...Yarın bayram...

İçimde, çocukluğumun bayram sevinci yok, o da eskilerde kalmış… Peki ama şimdi ne oldu? Sadece büyüdük mü? Yoksa, büyüdüğünü sanan meşgul çocuklar mıyız? Özledim ben o bayramları...İlk, babamın elini öpmeyi özledim, şimdi uzaklarda...Bayram namazından çıkmadan erkekler, tüm mahalle kadınlarının kapıların önlerini cümbür cemaat, telaşla,süpürüp yıkamalarını...

O pırıl pırıl çocukluk hâllerimizle,tüm mahalleyi dolaşıp, el öpmeleri...Kimi arkadaşlarımın ellerinde

şeffaf şeker torbaları ile tütün, limon, lavanta kolonyalarının karışımıyla bezenmiş buram buram kokularını...Ve… ben hiç şeker torbası taşımamıştım

o zamanlar,ne bileyim, utanırdım.O masum utanmaları özledim...Büyüklerin, çocuklara verdiği üçgen katlanmış mendilleri...

Başucumda sakladığım yeni ayakkabılarımı..

Mail yoluyla değil de, postacının getirdiği bayram kartlarını…Ziyaretlerle dolup dolup taşan evimizi…Ama en çok elini ilk öptüğüm babamı...Masum ve utangaç çocukluğumu…Ve yarın benim çocuklarım öpecekler ilk elimi…Ben büyümüşüm, ya da büyüdüğümü sanan meşgul bir çocuğum hâlâ...Ve yarın, küçük bir mutluluk, büyük bir burukluk sebebini bilmediğim…Gözümde, şaşkın birkaç damla gözyaşı...



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.