![]() |
80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
http://g.mynet.com/i/144/47801_0.jpg
80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Alf filmini bayılarak izlemek demek... http://g.mynet.com/i/143/47800_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Voltran Voltran Voltran demek... http://g.mynet.com/i/100/47799_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Uykudan önce masal programını Adile Naşit'ten dinlemek demek... http://g.mynet.com/i/99/47798_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "Comanchero" ve "life is life" sözlerini ezberlemeye çalışmak demek... http://g.mynet.com/i/98/47797_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? He-man, She-ra, Transformer, Clementina, Heidi demek... http://g.mynet.com/i/95/47794_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "Herıld yani..." demek... http://g.mynet.com/i/94/47793_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "Hey Corç versene borç... Olmaz Maykıl bende de yok..." demek... http://g.mynet.com/i/92/47791_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Saat sorulunca "eti kemik geçiyor" demek... http://g.mynet.com/i/91/47790_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Ne sorusuna "zonk" cevap vermekten zevk almak demek... http://g.mynet.com/i/83/47785_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Televizyonun sesini açmak ve kanalları değiştirmek için bin kere kalmak ve üstündeki düğmelere, basmak demek... http://g.mynet.com/i/81/47783_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Birbirimizin hatıra defterine yazı yazmak demek... http://g.mynet.com/i/80/47782_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Dantel yaka ya da bez yaka takmak demek... http://g.mynet.com/i/79/47781_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Leblebi tozu çekerken atlatılan ölüm tehlikeleri demek... http://g.mynet.com/i/78/47780_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Bayramlarda mahalleye dağılıp şeker toplamak demek... http://g.mynet.com/i/74/47779_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? TRT'nin yayın akışı bitişinde istiklal marşını dinlemek... Hatta tiz "biiiiiiip" sesi çıkana kadar TV'yi kapatmamak demek... http://g.mynet.com/i/71/47776_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "Aldım çantamı koluma, çıktım Dallas yoluna... Ben Babi'yi beklerken Ceyar girdi koluma" demek... http://g.mynet.com/i/70/47775_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Barış Manço'nun 'Adam Olacak Çocuk' programını kaçırmamak demek... http://g.mynet.com/i/69/47774_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Apartman çatısına 5 metrelik anten takan babanızın sizi televizyonun karşısına oturtması ve çatıdan "oldumu" diye bağırıp anteni ayarlamaya çalışması demek... http://g.mynet.com/i/68/47773_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Parliament Pazar Gecesi sinema müziğini hala duyduğunda içinin garip olması demek.... http://g.mynet.com/i/67/47772_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Elm Sokağı'ndaki kabus yüzünden yaşanılan korkular demek... http://g.mynet.com/i/60/47768_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Kasete kayıt yapılabilmesi için kasetin alt tarafında bulunan karelerin bantla kapatılması demek... http://g.mynet.com/i/59/47767_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Akşam ebesi, yakan top ya da ortada sıçan oyunlarını bilmek demek... http://g.mynet.com/i/58/47766_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Oyunun en güzel yerinde annenizin sizi bağırarak eve çağırması demek... http://g.mynet.com/i/56/47764_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Hafta sonları erken kalkıp çizgi film izlemeyi hevesle beklemek demek... http://g.mynet.com/i/52/47760_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Tetris oyununu daha hızlı oynamaya çalışmak demek... http://g.mynet.com/i/48/47759_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Kaseti başa ya da ileri almak için kasetin deliğine kalem sokup havada çevirmek demek... http://g.mynet.com/i/91/47668_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Nejat Uygur komedi filmlerindeki sözleri ezbere bilmek demek... http://g.mynet.com/i/90/47667_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Telefon görüşmelerinde jeton kullanmak demek... http://g.mynet.com/i/89/47666_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? İstop oyunun adının nerden geldiğini bilmeden oynamak demek... http://g.mynet.com/i/76/47656_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Peçete koleksiyonu yapmak demek... http://g.mynet.com/i/65/47770_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Tutti Frutti izlerken çok utanılması ama bir o kadar da merak edilmesi demek... http://g.mynet.com/i/74/47654_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Bilye oynarken "dağ mı? deniz mi?" deyip baştakini vurmaya çalışıp bütün gülleleri almaya çalışmak demek... http://g.mynet.com/i/72/47652_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Çikolata ya da sakız kağıdından çıkan kırışmış folyo kağıdını tırnağınla ya da parayla düzleştirmek demek... http://g.mynet.com/i/71/47651_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Edi Büdü demek... http://g.mynet.com/i/57/47640_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Yalan Rüzgarı seyretmek ama anlayamamak demek... http://g.mynet.com/i/53/47639_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? Michael Jackson'ın "Black or White" klibinin hafızalarımıza kazınması demek... http://g.mynet.com/i/51/47637_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "On yüz bin milyon baloncuk yuttum..." demek... http://g.mynet.com/i/50/47636_0.jpg 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek? "Vıjjtt vıjjt" konuşan araba kara şimşek demek... |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
içim fena olduya. ençokta hemanı özlemişim:D
teşekkürler gözyaşı ellerine sağlık. |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
Bu 80'lerin sonu 90'ların başı olmasın.80'lerde yoktum ama bunların çogunu biliyorum.Hele de Alf filmini ne kadar çok severdim.Keşke yine yayınlasalar.Sonra mavi önlük üstünde dantel yakalık.Şimdilerde dantel yakalığı bırak mavi önlükler bile yavaş yavaş yerini formaya bırakmakta.
Güzel şeyler hatırlattı bunlar teşekkürler Gözyaşı(: |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
Beni eskilere götürdün Gözyaşı.Kalemine sağlık....
|
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...k_olmak/14.jpg
http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...k_olmak/13.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...k_olmak/12.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...k_olmak/11.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...k_olmak/10.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/9.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/8.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/7.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/6.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/5.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/4.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/3.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/2.jpg http://galeri.milliyet.com.tr/2009/5...uk_olmak/1.jpg |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
Keşke şimdikilerden daha güzel citten
|
80'lerde Diziler
Yorumun için teşekkürler devamı
geliyor KAPTANLAR VE KRALLAR (Captains and the Kings) Taylor Caldwell'in romanından uyarlanmış bu mini dizi, İrlandalı göçmen çocuğu Joseph Francis Xavier Armagh'ın hırs ve acıyla dolu hayatını anlatırdı. Acıların çocuğu Joseph tutkularının peşinde koşarak fırsatlar ülkesi Amerika'da yükseliyor ancak sonunda çok feci bedeller ödüyordu. Mantık evliliği yaparak sevmediği bir kızla evlenmiş, Amerika başkanı yapmaya çalıştığı biricik oğlu Rory babasının kaderini paylaşmayı reddedip trajik sona doğru ilerlerken , kızı da aslında dayısı olan bir adama aşık olup sonunda fıttırmıştı. Dramatik ve çarpıcı Joseph'i canlandıran Richard Jordan o dönemin en sevilen artistlerinden olmuştu. Gencecik ve güzeller güzeli Jane Seymour da Rory'nin aşık olduğu kızdı. http://www.realfiesta.com/images/tv/kaptanlar.jpg AŞAĞIDAKİLER & YUKARDAKİLER (Upstairs & Downstairs) Bol çeneli bir İngiliz dizisiydi, annemler kaçırmadan izlerdi. Bu dizide kocaman bir malikhanede yaşayan Belami ailesi ve bunların çalışanlarının maceraları anlatılırdı. Yukardakiler efendi, aşağıdakiler de hizmetçiydi. Profesyoneller'de CI5'in patronunu oynayan Gordon Jackson bu dizide evin uşağını oynamıştı. http://www.realfiesta.com/images/tv/asagidaki.jpg ATLANTİS'TEN GELEN ADAM (The Man From Atlantis) Dallas'ın Bobi'sinin başrolde oynadığı bir diziydi. Bobi'nin parmaklarının arasında bize o zamanlar çok tuhaf, çok marjinal gelen perdeler vardı çünkü o Atlantis'ten gelen , su altında soluk alan bir balıksıadam idi. Denizde böyle dalgalanarak tuhaf bir stilde yüzerdi. http://www.realfiesta.com/images/tv/atlantis.jpg KAVANOZDAKİ ADAM Kabus gibi bir TRT diziydi. Başroldeki Ahmet Mekin'e Türk doktorlar dünyada bir ilki gerçekleştirip beyin nakli yapıyorlardı. O sahneyi de hiç unutmamışımdır, doktor elinde bulaşık eldivenleriyle bir kavanozdaki beyini alıyor, löp diye kafatasının içine koyuyordu!!!!! Çok dalga geçmiştik bu sahneyle zamanında. Neyse nakilden sonra eleman fıttırıp beynin eski sahibi olduğunu sanmış, herifin evini basıp karısına hamle etmişti falan filan. http://www.realfiesta.com/images/tv/kavanoz.jpg PAZAR KONSERİ Türk müziğinin büyük maestrosu rahmetli Hikmet Şimşek'in yıllarca sunduğu unutulmaz bir programdı. Pazar günleri yayınlanırdı. Babam klasik müzik çok sevdiği için bize de bu program izlettirirdi. Bu programda en güzel bölümler Viyana Senfoni Orkestrası'nın yeniyıl konserleriyle Danny Kaye'in yaptığı özel programlardı. Strauss valsleri ile kendimizden geçtiğimiz unutulmaz bir yeniyıl konserinde büyük maestro Herbert Von Karajan konserin finalini Raditski Marşı ile yapmış ve ara kısımlarda tüm salona alkış tutturmuştu. Ondan sonra bu bir gelenek haline geldi ve tüm dünyada Raditski Marşı'nın finalinde alkış tutmak adet oldu konserlerde. http://www.realfiesta.com/images/tv/hikmet_simsek.jpg BİZİM EV (Our House) Vallahi bunu da pazar akşamları izlediğimi anımsıyorum. Bu dizide anne ve çocukları baba öldüğü için dedenin evine taşınıyorlar ve beraberce şenlikli bir hayat yaşamaya başlıyorlardı. Babam çok severdi bu diziyi. En büyük kızı doksanlarda Evimiz Hollywood'da dizisiyle patlama yapacak Shannen Doherty oynuyordu. Her hafta bir iyilik, dürüstlük, erdem dersi verilirdi bu dizide. Alıntıdır... MARTI ADASI (L'Isola del gabbiano) İnsanın kanını donduran bir dizi idi. Barbara'nın kör kızkardeşi Marianne İtalya'da bir yerlerde kaybolmuştu. Barbara kızkardeşinin izini sürmeye karar verip yola koyuldu amma, bu arada ardı arkasına kör kızların cesetleri ortaya çıkmaya başlamıştı. İpuçlarını takip eden Barbara Martı Adası'na geldi, tabii çeşitli badireleri atlattıktan sonra! Adada sürekli cıyak cıyak bağıran korkunç martılar Barbara'ya saldırmış, başına çorap örmüşlerdi. Fakat martılardan kurtulmayı başaran kahramanımız adanın altında denize dalarak gidilebilecek bir yer bulup kızkardeşini kurtarmıştı. Kötü adam da belasını buldu. Bu dizideki martı sesi seksenlerde çocuk olan büyük bir kitleyi hasta edip martı fobisine sebebiyet vermişti. http://www.realfiesta.com/images/tv/...gullisland.jpg ALTIN KIZLAR (The Golden Girls) Altın Kızlar beraber yaşayan 3 tane menopoz teyzeydi, Dorothy entelektüel olan, Rose düpedüz salak, Blanche ise fındık kıran folloş ablaydı. Bir süre sonra Dorothy'nin annesi 200 yaşındaki Sophia da bunların yanına taşınmış ve kahramanlarımız coşmaya başlamışlardı. Seslendirme de bir TRT klasiği olarak mükemmeldi. Olaylar bu ablamların oturma odasında geçer, muhabbetleri ve Sophia'nın bunlara yapıştırdığı cevaplar gülmekten kırar geçerdi bizi. http://www.realfiesta.com/images/tv/altinkizlar.jpg İşte şeytanın kıçına anahtar uyduran arkadaş bu idi. Bu da diğer kahramanlar gibi her bölüm kötülerin peşinden koşardı ama asla silah taşımazdı, onun yerine ortamda mevcut ıvır zıvırdan bin türlü mekanik, silah, makine yapıverirdi. Mesela manavda hapis kalırsa pırasadan bazuka yapar, tuvalette kaldıysa peçete ve sabunla bomba imal edebilirdi. Sokaktaki hiç bir çocuk bu diziyi kaçırmazdı, ağzımız açık seyrederdik. Bir de bunun adının nasıl telaffuz edildiğine dair kavga ederdik durmadam, "makgayvır" mı yoksa "mekgeyvır" mı diye... http://www.realfiesta.com/images/tv/macgyver.jpg MCMILLAN VE KARISI (McMillan & Wife) Unutulmaz büyük yıldız Rock Hudson'ın başrolde oynadığı çok sevilen bir diziydi. McMillan, San Fransisko'lu bir polis memuruydu, ama karısıyla kocaman bir evde yaşardı. Bunların bir de evlere şenlik cadoloz bir hizmetçileri vardı. McMillan her bölümde olayları çözer, karısının başını dertten kurtarırdı. Fakat kadın rahat durmaz, sonraki bölümde hemen başını yine derde sokardı. http://www.realfiesta.com/images/tv/mcmillan.jpg KARA ŞİMŞEK (Knight Rider) Çocukluğumuzun efsane dizisiydi. Bir olayda kurşunlanan polis Maykıl'a plastik cerrahi ile yeni bir yüz yapılıyor ve kahramanımız David Hasselhof formatında Maykıl Nayt olarak coşuyor, kötülerle mücadeleye başlıyordu. Bunun patronu Devon, asistanı da kumral güzeli Bonnie idi. Her bölümde güzel bir kadının başı belaya girer ve şövalyemiz onu kurtarmak için süper akıllı ve konuşan arabası Kit ile olay yerine giderdi. Bu araba siyahtı, kendine kendine hareket eden yarım direksiyonu, bir de önünde dillere destan bir kırmızı ışığı vardı ki memleketimizde binlerce araba bu sebepten modifiye edilmiştir. (Kit aslında bir Transam Pontiac idi) Bir de bu Kit'in kötü kalpli kardeşi Kar vardı ki en korkunç bölümlerden birinde kumların altına gömülerek ışşığı sönmüştü kendisinin hiç unutmam. Resmen ağzımız açık izlerdik Kara Şimşek'i. http://www.realfiesta.com/images/tv/karasimsek.jpg AŞK-I MEMNU TRT'nin ilk ve en meşhur dizisi idi, yönetmeni Halit Refiğ, başrol oyuncusu ise gencecik Müjde Ar idi, Müjde Ar yasak aşkına karşı koyamayan bahtsız Bihter rolü ile bir anda parlamıştı. Bihter'in yasak aşkını da mavi gözleriyle meşhur Salih Güney oynamıştı (ama dizi siyah beyazdı tabii) http://www.realfiesta.com/images/tv/bihter.jpg -------------------------------------------------------------------------------- KOMİSER KOLOMBO (Columbo) Dağınık saçları, buruş buruş pis pardesüsü ile pejmürde detektif Kolumbo, TRT'nin unutulmaz dizilerindedi. En çapraşık davaları sabırla çözebilen, gayet geniş, rahat bir dayıydı. Suçlulara öyle sorular sorardı ki, katil bunun salak olduğuna inanıp gevşer, fakat Kolumbo tam kapıdan çıkarken cart diye tuzaklı soruyu sorup herifi faka bastırırdı. http://www.realfiesta.com/images/tv/columbo.jpg |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
DALLAS
Eğer ki tüm Türkiye'de gerçekten fenomen olmuş bir dizi var idiyse, bu Dallas'tı! Resmen hayatımızı değiştirmişti. Bu diziyle beraber "kendine bir viski al", "kendini evinde hisset" tabirleri Türkçe'mize eklenmişti. Bir de bir odaya girdiğimizde "cümletten iyi akşamlar, merhaba, günaydın, selamınaleyküm hemşerim" yerine Dallas karakterleri gibi odadaki herkese tek tek "anne!... baba!... kayınço!... baldız!..." demek moda olmuştu. Dallas dizisi petrol zengini Ewing ailesinin maceralarını anlatırdı, iyi kalpli anne bayan Elie ve kovboy baba bir yana, bunların büyük oğlu, herkesin nefret edip bela okuduğu, gelmiş geçmiş en unutulmaz kötü adam Ceyar dizinin yıldızıydı. Bunun kardeşi kıvırcık Bobi de iyi adamı temsil ederdi. Ceyar alkolik ve de sorunlu Suellen ile evliydi, Bobi de düşman Barnes ailesinin kızı Pamela ile evlenmiş, sonradan Ceyar Pamela'nın çocuğunu düşürtmüştü galiba? Bir de samanlığı mekan bellemiş evlere şenlik kaltak küçük kız Lusi vardı . Tabii seksenlerin en büyük esrarını da unutmamak lazım: Ceyar'ı kim vurdu? http://www.realfiesta.com/images/tv/dallas.jpg HAYAL ADASI (Fantasy Island) Aşk Gemisi'ne benzer bir diziydi. Gemideki beyazlı kaptan yerine burada adanın yöneticisi midir nedir, beyazlar giyinen bay Roark vardı. Yardımcısı cüce Tatü'ydü. Bu adaya her hafta antin kuntin dertleri olan ve birşeyler hayal eden zengin misafirler gelir, bay Roark bunların hayallerini gerçeğe çevirirdi, ama her bölümde illaki almamız gereken bir ders olurdu, hani ne istediğinize dikkat edin gibilerden. http://www.realfiesta.com/images/tv/fantazi.jpg KÖLE İZAURA (Escrava Isaura) İşte Türkiye'de hem de gece vakti yayınlanan ve erkeklerin de bayılarak seyrettiği ilk pembe dizi Köle İzaura idi. Hoş o zamanlar pembe dizi ne demek bilemezdik. İzaura, şeytani kötü adam Senyor Leonsiyo'nun kölesiydi ama beyazdı. Leonsiyo'nun buna yapmadığı eziyet kalmamıştı, çünkü içten içe de İzaura'ya aşıktı ama İzaura Leonsiyo'nun tüm avanslarını reddeder, Alvaro diye sarışın bir tipi severdi ve sürekli özgürlüğüne kavuşmak için çabalardı, pek te dindardı, boynundaki haçı hiç çıkartmazdı. Bu diziden sonra evde, işyerinde çok iş görenlerin "köle izaura'ya döndüm" demesi moda olmuştu. http://www.realfiesta.com/images/tv/izaura.JPG TATLI-SERT (The Avengers) Çok farklı İngiliz mizah ürünü, ajan ve bilim kurgu dizisiydi. Ajanlarımız tipik İngiliz centilmeni kıyafetiyle John Steed ve daracık tulumuyla çarpıcı Emma Peel idi. Bunlar her bölümde bir cinayet olayını çözer, kavgalara karışır, deli bilim adamlarıyla ve düşman casuslarla uğraşırlardı. Emma'yı oynayan kadına bütün adamlar hasta olurdu. Bunların aralarındaki kimya herkese merakla izlettirirdi bu çılgın diziyi. http://www.realfiesta.com/images/tv/avengers.jpg KÖKLER (Roots) Afrika'daki evinden ve ailesinden vahşice koparılıp Amerika'da köle olarak satılan Kunta Kinte'nin acılarla dolu hikayesi televizyonun karşısındaki herkesi ağlatmıştı. Bu dizi aslında Kunta'nın torunun torunu Alex Haley tarafından yazılan romana dayanıyordu. Dizinin en acıklı yerlerinden biri Kunta'nın o yakalandığı andaki çığlıkları ise, diğeri de kaçmaya çalışırken yakalanıp ayağının kesilmesiydi. Bir de beyazlar buna Tobi diye isim vermişler, kahramanımız "benim adım Kunta Kinte" diye karşı durmuştu onlara. Bu diziden sonra esmer ya da güneşten çok yanmış kimi görsek "Kunta Kinte'ye dönmüşsün" demek moda olmuştu. http://www.realfiesta.com/images/tv/kunta.jpg KAYNANALAR Meşhur ve ilk yerli yapımlardan biriydi, Nöri Gantar ve datlısı kaymaklısı Nöriye ile her işe karışan hizmetçileri Döndü'nün maceralarını anlatan tarih öncesi çağlardan kalma bir diziydi. Bu Döndü'nün seyyar satıcıdan ansiklopedi alıp mamut resmi görmesi üzerine yaptığı "anaa mahmut bu mahmut, filin dedesi!" espirisi ne yazık ki hala beynimden silinememiştir. http://www.realfiesta.com/images/tv/kaynanalar.jpg TEHLİKE ÇEMBERİ (Hart to Hart) Bu dizi bir elleri yağda ötekisi havyarda, milyoner bir çiftin maceralarını anlatırdı. Jonathan ve Jennifer Hart'ın hayatta tek dertleri yoktu, o yüzden sürekli saçma sapan işlere, cinayetlere, hırsızlıklara bulaşır ve cin fikirleriyle sonuçta olayı çözerlerdi. Zengin kahramanlarımızı o günlerin meşhur artistlerinden Robert Wagner ve Stefanie Powers canlandırırdı. Bunların bir de kaçık bir uşakları vardı. http://www.realfiesta.com/images/tv/hart.jpg KAÇAK (The Fugitive) TRT'de yayınlanan ve son bölümü gösterildiğinde sokakları boşaltan ilk dizi herhalde Kaçak'tı. Bu dizi Doktor Kimble'ın macerasını anlatıyordu. Doktor bir gün eve geliyor ve karısının tek kollu bir adam tarafından öldürülmesine şahit oluyordu. Gelgelelim cinayet bunun üzerine kalınca çareyi kaçmakta buluyordu. Kimble'ın peşine Gerard diye kafayı buna takmış bir komiser düşmüştü, Kimble önde Gerard arkada kasaba kasaba gezerler, Kimble gittiği her yerde insanlara yardım ederdi. Yıllar sonra bunun filmi de çekilmiş ve başrollerde Harrison Ford ve Tommy Lee Jones oynamışlardı. Televizyonda ise Kimble'ı David Janssen oynamıştı. http://www.realfiesta.com/images/tv/kacak.jpg UZAY YOLU (Star Trek) İşte elemanları adeta ulusal kahramanlar haline gelmiş, çok sevilen bir dizi daha. Kaptan Körk ve Volkanlı Mister Spak çocukluğumuzun unutulmaz tipleriydi. Geminin adı Atılgan'dı, Uhura diye zenci mürettebat, bir de bunları heryere ışınlayan Skati vardı, "ışınla beni Skati" yıllarca dilimize pelesenk olmuş bir espriydi. Her bölümde Kaptan Körk "kaptanın seyir defteri, ışık yılı bilmemne, Atılgan'ı şuraya götürüyoruz" gibilerden günlük tutardı. Türkiye'de Uzay Yolu sevgisi doruğa çıkınca nur içinde yatsın, rahmetli Sadri Alışık "Turist Ömer Uzay Yolunda" isimli şaheseri çevirmiş, (hani kapıların pışıık pışıık diye açıldığı) kompiterle de bir güzel dalgasını geçerek olaya son noktayı koymuştu. http://www.realfiesta.com/images/tv/startrek.jpg SUSAM SOKAĞI TRT'nin ecnebiden alıp uyarlayarak hazırladığı çok eğlenceli bir programdı. Sayıları öğreten kısımları bırakın, o kuklalar ve maceraları müthişti, Kermit başroldeydi ama ismi Kurbağacık'tı. Açıkgöz vardı sonra, çılgın Kurabiye Canavarı vardı. Edi ile Büdü kankigillerin maceraları vardı. Kermit'in röportaj yaptığı akla ziyan tipler vardı. "Dağdan geliyor bir kız döne döneeee", "Söyler misiniz bana nasıl gidilir Susam Sokağı'na?", "Arada kaldım taam arada", en hit şarkılardandı. Hele saymayı öğretmek amaçlı danseden tavuklar çok bitirimdi. Kuklalardan başka mahalle sakinlerinin maceralarını da izlerdik, bu mahalleli ortalarda dolaşan eşşek kadar yaratığa "minik kuş" diyen acayip tiplerdi. Bir de çöp adam gibilerden Kırpık vardı. Manav Zehra teyzenin artıklarıyla geçinirdi. Hep gitarla dolaşan ama "uzuun uzuun kavaaklar" satırından başka şarkı söylemeyen Hakan abi hakkında yorum yapmasam da olur! Susam Sokağı bizim çocukluğumuzdu. http://www.realfiesta.com/images/tv/susam.jpg ŞAHİN TEPESİ (Falcon Crest) Bu dizinin entrikalarla dolu bir hikayesi vardı. Şahin Tepesi'nin kraliçesi Angela diye menopozu gelmiş tirit bir teyzeydi. Bu Angela geniş üzüm bağlarının sahibiydi. Fakat birgün bunun kuzeni mi, yeğeni mi birisi çıkmış, allem kallem Angela'nın bağlarını elinden almıştı. Angela hep bu adamla mücadele ederdi. Bunun bir de torunu vardı, bu tipi esmer ve de yakışıklı Lorenzo Lamas oynardı. Torun çok pislikti, elinden uçanla kaçan kurtulurdu ama o devirde bütün kızlar bunun hastasıydı. İşte sonra bu dizide herkes birbiriyle al takke ver külah, kim kimin çocuğu belli değil, böyle çok çapraşık meseleler ortaya çıkmıştı. http://www.realfiesta.com/images/tv/sahintepesi.jpg BARETTA Çok sevilen bir kahramandı. Toni Baretta İtalyan asıllı, kimsesiz, bekar, asi bir polisti. Dağınık otel odasını beyaz bir papağanla paylaşırdı. Kahramanımız olayları çözmek için kılık falan değiştiren delifişek bir tipti. Baretta'yı oynayan karayağız Robert Blake o günlerin ilahıydı. Bu dizinin özellikle meşhur şarkıcı Sammy Davis Jr.'ın söylediği jenerik şarkısı çok sevilmişti. http://www.realfiesta.com/images/tv/baretta.jpg KÜÇÜK EV (Little House on the Prairie) Bonanza'daki Küçük Co Michael Landon büyüyüp Ingalls ailesinin babası olmuştu. Küçük Ev 19. yüzyılda Minnesota'da dağbaşında ilkel bir kasabada yaşayan Laura Ingalls ve ailesinin meceralarını anlatırdı. Bu Lora'nın iki yandan örgülü uzun saçları o zamanın küçük kızları arasında çok moda olmuştu. Bu dizi western gibi görünse de aslında izleyenleri salya sümük ağlatan, çok acıklı bir pembe diziydi. Bunların başına gelmeyen felaket kalmamış, en sonunda Lora'nın kızkardeşi kör olarak bizleri gözyaşına boğmuştu. Bir de herkesin gıcık olduğu sarışın bukleli bir kız vardı. http://www.realfiesta.com/images/tv/kev.jpg |
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
ya dizilerden zıyade çisgi filimleri çok severdim benya gerçi daha buyumedim hala çocuk kanalarını islıyomda supersin ellerine saglık :bomibom3:
|
Cevap : 80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
Beğenmene sevindim teşekkürler benimde sevdiğim çizgifilimler var ama yeni çıkanlar güzel değil
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.