![]() |
Şer'i Kavramlar-3
FIKHI KAVRAMLAR-3
ALPEREN GÜRBÜZER Talak: Boşamak demek Bir kimse eşine; sen benden boşsun demekle Ben seni boşamışımdır ya da bu yüzden sen boşsun gibi anlam çıkabilir. Dolayısıyla bu sözün gerçekleşebilmesi için Şer’an boşamış olması gerekir. Bir kişi hanımına Sen boşsun demekle üç boşamaya niyetlense de bir boşama gerçekleşir. Yine bir adam hanımına sen birkere boşsun, 999 müstesna dese bir boşama gerçekleşir. Zaten bin boşama diye kural yok ki. ‘Sen hergün de boşsun sözüyle’ ancak üçgün içerisinde her geçen gün için birer boşama gerçekleşerek üç boşama gerçekleşir.. Üç talak ile boşanan bir kadın iddet içinde bulundukça nafaka ve barınmaya hak kazanır. Hata yoluyla meydana gelen boşama sahihtir, çünkü boşama fiili kalp işidir, onun için boşama şaka kabül etmez. Bir kimse hanımına eğer bana kin besliyorsan boş ol derse hanımıda cevaben evet derse boş olur. Çünkü kalbindeki düşmanlığını izhar etmiş oluyor. Erkek hanımına filan kişiyle görüşürsen benden boş ol dese, o da görüşse boş olur. Bir adamın büyük karısı henüz çocuk yaşta hanımına süt emzirse iki eşide haram olur. Mecaz: Gerçeğin varisi olan kelimeler. Bir kişiye arslanım benim, demekle o kişiyi hayvanım anlamına gelmediği gibi. Kadınlara yaklaştığınızda..(Nisa/43) surede geçer yaklaşmanın Arapçada karşılığı lems olup mecazen ilişkidir ayette kastedilen, elle tutmak değildir. Müteşabih: Açık olmayan. Allah’ın eli onların ellerini üstündedir, ayetinde geçen el ilahi kudret anlamında , yaratılan el olarak düşünemeyiz, çünkü O her şeyden münezzehtir, eşi ve benzeri yoktur. Muhkem ise Müteşabihin tam tersi manada. Mesala ‘cünüp olursanız temizlenin’(Maide/6)ayeti ağza su alıp alamama noktasında kapalı, yani müteşabih. Ağza alınan su ile oruç bozulmayacağı hükmünden hareketle gusülde de ağız kısmının bedenin dışından sayılacağını, dolayısıyla ağza su alınabileceğinin ve vacip olduğunu anlarız. Salat: sözlükte dua’dır, ama Şeriatta ibadet anlamında. ‘Namazı kılın, zekatı verin’ ayeti, ‘beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz öyle kılın’ hadisi ile salatın namaz olduğu anlaşılmıştır. Mücmel: Açıklamaya ihtiyaç duyulan sözcükler salat, zekat ve riba gibi. Bu kavramların her biri alimlerce açıklanmasaydı ne anlama geldiğini bilemezdik. Nass: Mutlak söz yani Kur’an ve hadis demek.. Müfesser:Nassdan daha açık kavram. Bütün meleklerin hepsi secde ettiler(Hicr/30) ayet-i kerimeyle ayrı ayrı secde ettiler mi sorusu sorulmayacak kadar müfessirdir. Muhkem: Nasıl ki müfesser Nass’dan daha açık bir kelime ise, Muhkem de Müfessir’den daha berrak anlaşılır bir kavramdır. İçinde sonsuza kadar kalacaklardır(Yunus-26) ayetinden uzun süre kalınacak ihtimaline mahal vermeyecek şekilde sonsuzluk netlenmiştir. Bu ayetle Cennetin inananlar için ebedi hayatgah yeri olduğu gayet muhkem. Hakeza , Cihat kıyamete kadar zaman zaman devam edecek hadis-i şerifi de öyle. Yine; Allah her şeye Kadirdir(Tegabün-1) buyruğu ile Allah sizi ve yaptıklarınızı yaratandır(Saffat-96) beyanı Allahü Teala’nın sıfatlarını açıklama noktasında muhkem ayetlerdir. İçinizden adil olanları şahit tutun(Talak-2) ayeti nass, bir bakımdan da müfessirdir. Oysa; ‘İffetli ve namuslu kişilere zina suçlamasında bulunup, sonra dört şahit getirmeyenlere seksen değnek vurun, onların şahitlikleri ebediyyen kabül etmeyin. İşte onlar yoldan çıkmış kimselerdir’ (Nur/4) ayeti nass’a göre öncelikli olup, Talak suresinde geçen ayeti sınırlamıştır. Zina isnad edenler tevbe ederek ancak fasıklıktan kurtulabilir ancak şahitlikleri baki kalır. Şahitliğin en azı iki , gayri meşru durumlarda dörttür. ‘Ondan başka bir eşle nikahlanıncaya kadar.. ‘(Bakara-230) ayetiyle de kocasından ayrılan kadının velisinden izin almaksızın evlenebileceğinde olduğu gibi gayet açık. Ul’ul Emr’in gayri Müslimlerin mallarına saldırmamalıdır sözünden Müslümanların mallarına saldırılabileceği anlamı çıkmaz, bilakis burdan amaç zimmilerin haklarına riayetin önemi vurgulanması sözkonusudur.. Had:Bir takım şer’i hükümleri işlemekle verilen ceza. Had cezaları şüphe ile düşer. Bir Müslümanı hatayla öldürene had cezası uygulanmaz, kefaret ödemesi yeterli. Köle azat edilir, buna gücü yetmiyorsa ardı ardına iki ay oruç tutulur kefaret olarak. Kim mü’min bir kişiyi hatayla öldürürse Müslüman bir köle azat etsin ve öldürülenin velilerine diyet ödesin.(Nisa/92) ayeti bu babdandır. Kim bir Mü’mini kasden öldürürse onun cezası cehennemdir.(Nisa/93) ayeti diyete tabii olmadığına delalettir. Birkaç kişi bir şahsı hata ile öldürseler her biri için ayrı ayrı diyet gerekmez, bir diyet kafidir.Kısas haksızlığa son verdiği için; kısasda hayat var(Bakara-179) beyan buyrulmuştur.. Çünkü gerek adam öldürme,gerek fuhuş, gerek içki içmek, gerek iftira gerek hırsızlık ve gerekse yeminini ihlal etme gibi durumlar had cezaları ile toplumun nizamı tesis edilebiliyor. Nesih:Kaldırmak ya da değiştirmek anlamında. Bir sonraki delile nasih(nesheden), kaldırılan hükmede mensuh(neshedilen) denir. Allahü Teala kullarını bir dönem bir türlü bir dönemde başka türlü hükme tabii tutabilir, O dilediğini yapar. Hz.Adem (a.s) zamanında kızkardeşle evlenmek caizken, sonraki dönemlerde yasaklanmıştır.(neshedilmiştir) Hz. Yakup(a.s) zamanın da iki kız kardeşi nikahına alınabiliyordu, fakat İslam’la bu hüküm neshedilmiştir. Hiristiyanlar Neshi reddetmezler , fakat Yahudiler inkar ederler. Akli ve inanca dair mevzularda nesh olmaz zaten. Mesela Ateş yakıcıdır akli delildir. Neshin de belirli kuralları var. Neshedenin kitap ve sünnetle sabit olması gerekir, aynı zamanda neshedenin neshedilenden sonra olması şart. Kitap sünnetle, sünnet sünnet ile ya da sünnet kitapla, kitap da mutevatir ve meşhur sünnetle neshedilebilir. Sünnet ile nesh kitabın yalnız hükümlerinde uygulanabilir. Metinine asla uygulanamaz. Nesh konusunda örnekler verilecek olursak; Birinize ölüm geldiği zaman vasiyet etmesi size farz kılındı.(Bakara/180) ayeti, Allah çocuklarınız hakkında size şöyle vasiyet eder (Nisa/11) ayetiyle neshedilmiştir. Rasulüllah (s.a.v) önceleri kabirleri ziyareti yasaklamıştı , sonra ; sizi kabir ziyaretinden men etmiştim, şimdi ziyaret edebilirsiniz Çünkü o ölümü hatırlatır, hadisiyle neshetmiştir. Namazlar önceleri Mescid-i Aksa’ya doğru kılınıyordu, Mescid-i Kıbleteyn de kılınan namaz esnasında inen vahiy ile fiili sünnet nehyedilerek, Yüzünü Mescidi Harama çevir.(Bakara/140) ayetiyle kıblemiz Kabe olmuştur. Zina eden kadınlara dil ile eziyet etme ve evlerine hapsedilmeleri hakkındaki ayetin hükmü neshedilip metni kalmıştır. Hz.Ömerden rivayet edildiğine göre; Erkek ve kadın zinada bulunurlarsa ikisine de Allahü Teala tarafından bir ceza olarak recmediniz ifadesi bir ayet iken sonra hükmü bırakılıp metni neshedilmiştir. Ramazanda uyuduktan sonra sahura kadar yemek içmek ve cinsel ilişkide bulunmak yasaktı, sonra dan sahur sonuna kadar mübah kılınarak bir önceki hüküm neshedilmiştir. Yine ilkin oruç tutmakla fidye vermek arasında tercih yaparak serbestlik sözkonusuydu, sonradan oruç tutmaya gücü yetenler oruç tutmaları farz olunca bir önceki uygulama nesh edilmiştir. Orucu geceye kadar tamamlayınız(Bakar-187) ayetiyle gecede oruç tutulacağı anlamı çıkmaz.. Başlarınızı meshediniz(Maide-6) ayetindeki meshin tüm başı içermediği gibi. İlk önceleri meninin gelmesiyle gusletmeme ruhsatı vardı, sonradan gelen hüküm gereği şehvetle gelen meni için gusül alınması farz kılınarak bir önceki uygulama neshedilmiştir,. İbn-i Abbas’ın rivayetine dayanarak (Veda Haccında söylediği) Rasul-i Kibriya oruçken kan aldırmıştır hadisiyle, daha önce, yani fetih yıllarında Şeddad’ın rivayetine dayanarak ‘ kan alan ve verenin oruçları bozulur’ hadisi ile neshedelmiştir. Fahrettin Razi gibi büyük alimlerin çalışmaları neticesinde nasih ve mensuh ayetlerinin sayısı ençok yirmi veya yirmibirden ibaret olarak tespit edilmiştir.. Müdde-i :İddia sahibi, aksini iddia edene de sail yani soru sahibi denir. Demagog:konuşma adabına aykırı davranıp, sadece karşısındakini susturmaya yönelen kişiye denir. Asılsız ortaya attıkları delillerede demogoji adını alır Selefler demogogun aksine hertürlü nefsi duygulardan uzak, gerçeğin ortaya çıkması için konuşurlar. Birgün lüzumsuz sorular karşısında minbere çıkan Rasul-ü KibriyaEfendimiz, -Bu gün bana herne soracak olursanız cevabını açıkca alacaksınız. Cemaattan biri: - Ya Rasulüllah!.. Benim babam kimdir? Rasuli Ekrem(s.a.v): - Seni baban Hüzafe dedi. Bu tür sorulara canı sıkılan Hz.Ömer(r.anh) tepki göstererek: -Fitnelerin şerrinden Allah’a sığınırım, bu gibi sorulardan dolayı af dilemiştir. Bu olay üzerine Allahü Tela ayeti Kerimeyi indirdi: Size açıklanacak olursa fenalık verecek ola birtakım şeylerden sorup durmayınız(Maide-101) |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.