![]() |
Cinayetler-Cezalar Ve Kısas Hükümleri-6
CİNAYETLER-CEZALAR VE KISAS HÜKÜMLERİ-6
ALPEREN GÜRBÜZER SARHOŞLUK VE HIRSIZLIK Az veya çok hamr(=şarap) denilen içkinin içilmesinden dolayı tatbiki gereken cezaya hadd-i hamr(hadi şurb) denir. Hür erkek ve kadın hakkında seksen, köle hakkında da kırk celdedir. Müskirat; katı müskirat ve sıvı müskirat diye tasnif edilir. Katı müskiratlar esrar, beng, afyon, vs. Sıvı müskiratlar ise üzüm, hurma, buğday, arpa ve diğer meyvalardan oluşur.. yaş üzümden elde edilen müskiratlar da hamr, bazik müselles, munassef ve buhte diye adlandırılır. Kuru üzümden elde edilenler ise Naki-ı zebib ve Nebizi zebibdir. Katı sarhoş edici şeyler bitki cinsinden sayılıp, bunlara mübah ilaç girdiğinden dolayı içerek sarhoş olanlar hakkında tazir cezası lazım gelirse de had icra edilemez. Yaş üzüm içkisi, hurma içkisi, kuru üzümün içkisi, bal, incir,buğday, arap içkileri kaynatılıp ağırlaştırılırlarsa da sarhoş edici hale gelmedikçe ve eğlence maksadıyla içilmedikçe mubahtır. Fakat sarhoşluk verecek hale gelirse yasaktır, haddi gerektirir. Sarhoşluk veren maddenin azını içmek taziri gerektirip, sarhoşluk vermedikçe had uygulanmaz. Bir içkiye su karıştırıldığında su içkiden fazla ise sarhoşluk vermedikçe had gerektirmez. Su içkiden az ise veya eşit ise sarhoşluk versin veya vermesin had gerektirir. İçki haddi hür erkek ve kadın için seksen değnek, köle için kırk celdedir. Haddi gerektiren sarhoşluk ölçüsü; abuk sabuk konuşmak ve ağzından sarf ettiği lafları birbirine karıştırmakla anlaşılır. Sarhoşluk için en az iki adil erkek şahid gerekir. Sarhoş için had cezasının tatbiki için akıl baliğ olması, Müslüman olması, dar’ül adilde olması ve sarhoşluk hükmünü bilmiş olmalı. Muhtar(kendi iradesiyle) ve zaman aşımı olmamalıdır. Sarhoş edicilerden sayılmayıp da herhangi bir sıvı içmesinden dolayı her nasılsa sarhoş olan için had gerekmez. İçki ve sarhoşluk isbatlandığında af ve müsamaha cari olmaz. Çünkü bu hadler ilahi haklardandır. Şahitlerin şahitlikten vazgeçmesi veya şahitlerin şahitlik ehliyetini yitirmesi ile (mesala cinnet getirmesi, bunamak gibi) içki haddi düşer. Harze; malın saklandığı yer demek olup, Harze binefsihi ve hırz bigayrihi diye tasnif edilir. Evler, dükkanlar, çuvallar, kasalar, sandıklar vs. Harze binefsihi türündendir. Mescidler, yollar , sahralar vs.ise Hırz bigayrihidir. Hırsızlık haddi için akıl – baliğ olması, konuşur olması, hırsızın malı çalınanın ortağı olmamaması, hırsız ile malı çalınan arasında akrabalık olmaması ve karı koca olmamalıdır. Ortağı mal çalarsa had gerekmez, tazir gerekir. Birbirlerinin evlerine izinsiz girebilen(amca, baba,ana, kardeş,evlat vs.) malı çalmış olsa dahi had gerekmez. Çünkü akrabalık ilişkileri sözkonusudur. Had uygulanırsa akrabalık ilişkileri kesilmiş olur ki, İslam buna müsaade etmez. Karı koca aralarında mal çalsa had gerekmez. Süt kardeşlerin aralarında yapacağı hırsızlıktan dolayı İmamı Azam’a göre had icab eder. Fakat süt annenin malını çalmaktan dolayı İmam Yusuf’a göre had icra edilemez. Altın, gümüş, bakır, kalay, inci, cevher vs. gibi mutlak mallar, insanların zengin olmak için sakladığı mallardır. Çalınan mala ait şartlar; - Mutlak mal olması gerekir (demir,baır, altın vs.), -Darül İslamda olmalıdır, -Çalınan şey haddi gerektiren şeylerden olmalı, çalınan şey en az nisap miktarında olmalı, -Çalınan şey mutlak korumuş olması gerekir, -Çalınan yer izinsiz giremiyeceği yer olmalı, çalma olayında gizlilik şarttır. -Çalına malına süratle bozulur cinsten olmamalı. Harbinin malı masum değildir. Mültecinin de malı geçici olarak masum olsa da esasen harbi olduğundan malında mübahlık şüphesi vardır. Hakkında hırsızlık hadi icra edilmiş bir hırsızın çalmış olduğu malı diğer bir hırsız çalarsa bu ikinci hırsız hakkında had gerekmez. Çünkü mal sahibini masumiyeti düşmüştü. Bir hırsız çaldığı maldan dolayı had icra edilip tekrar o malı çaldıysa yeniden had uygulanmaz. Fakat çaldığı mal değişikliğe uğradıysa(örneğin iplik iken dokuma haline geldiyse) had gerekir. Çünkü malın masumiyeti düşmüş, bir ismetlik kazanmıştır. Taze etler, tuzlu balıklar, sütler, av hayvanların kuşları gibi süratle bozulan şeyler cinsinden yiyilmek üzere hazırlanmış yemekleri çalmakla had gerekmez. Ayrı ayrı evlerden çaldıkları mal nisap miktarına ulaşsa da had gerekmez. Çünkü toplumca nisap sözkonusu olsa da her biri nisap miktarına ulaşmamıştır.Sebebi ayrı ayrı evler olması dolayısıyladır. Fakat bir ev içinde binden fazla kişilere ait olan yerde nisap miktarı mal çalarsa had gerekir. Çünkü burda kişiye değil korunduğu yere bakılır. Korunmayan malı çalmak haddi gerektirmez. Mer’ada başında koyun çobanı da olsa çalmakla had gerekmez. Çünkü bu hayvanların Mer’aya korunmak için değil otlatılmak için koyulmuştur. Fakat ağıllarda, ahırlarda çalınırsa had lazım gelir. Bir kişi izinli olduğu herhangi girip çıktığı yerden, isterse o mal sahibinin başı altında bulunmuş olsun çaldığı maldan dolayı had gerekmez. Fakat izin verilmediği vakte(geceleyin) çalarsa had gerekir. Bir kimse çaldığı malı elde ettiği halde veya dışarı atıp daha kendisi dışarı çıkmadan yakalanırsa had gerekmez. Bir kimse evin duvarını delip elini uzatarak bazı şeyleri çalsa had gerekmez. Çünkü vücudu dışarıdadır. Geceleyin yapılacak hırsızlıkta başlangıçta gizlilik şart, sonuçta şart değildir. Gündüzün ise hem başlangıçta hem de sonuçta gizlilik şarttır. Geceleyin sahibinin gözü önünde, izinsiz çaldığı maldan dolayı had gerekir. Çünkü her ne kadar sahibinden gizli olarak mal alınmamış olsa da halktan gizli olarak almıştır. Gündüzün sahibinin gözü önünde yaparsa had gerekmez. Çünkü dışarıda yardım isteme imkanı vardır. Bir kimse borçlusundan alacağı meblağa denk aynı cinsten malını çalarsa had gerekmez. Fakat başka cinsten çalarsa had gerekir. Hırsızlığın isbatı ve haddin olması için; Hırsızın bizzat itiraf etmesiyle, en az iki mükellef şahitle, şahitler adil erkek ve çalınan malın, zaman aşımına uğramaması gerekir. İmamı Azam ve İmam Muhammed’e göre itiraf bir kez yeterli. İmam Yusuf’a göre iki defa farklı meclisde itiraf etmesi gerekir. Zorlayıcı itiraf geçerli değildir. Hırsız dava açma hakkına sahip değildir. Çünkü onun eli mülk eli değildir. Hırsızlık hadisesi sabit olunca hırsız hakkında organ kesme cezası verilir. Şöyle ki sağ bileği kesilir, tekrar yaparsa sol ayağı mafsallardan kesilir, tekrar yaparsa artık hiçbir azası kesilmez belki haps edilir. Bir hırsız müteaddid defalar çaldığı maldan dolayı hakkında açılan dava sonucu mahkemece usulen bir eli kesilirse bütün o hırsızlıklara karşı bir ceza olmuş olur. Artık bir başka uzvu kesilemez. Hırsızlık haddini uygulamaya yetkili, veliyyül emir ya da izinli olan hakimlerdir. Tutuklu bir hırsızı veliyyül emrinden habersiz sağ elini kesen kişi kısas gerekmese de tedibi hak eder. Hırsızın itirafında dönmesiyle, mal sahibinin hırsızın itirafını tekzib etmesiyle, mal sahibinin şahitlerin şahitliklerini tekzib etmesi durumlarında hırsızlık haddi düşer. Yolcuların mallarını gizlice kaçıranlar yol kesici sayılmazlar. Alalede hırsız sayılırlar. Yol kesene(muharip) kat-ı tarik, hadisenin cerayan ettiği yere maktun fih, alınan mala maktun ley, yol kesenlerin her birinede maktün aleyh denir. Yolcuları korkutmak,soymak, öldürmek, hem soymak hemde öldürmek yol kesiciliğin çeşitlerine girer. Şahısları öldüren, yaralayan, korkutan, namuslarına saldıran, yollarda muharip vaziyeti alan her şahıs yol kescidir(muharib). Bir yol kesici birini öldürdükten sonra yakalanmadan tevbe ederse hakkında öldürme cezası düşmez. Daha kimseyi öldürmeden, kimsenin malını almadan yakalanan yol kesiciler tevbe ederse iyileşme amareleri görülünceye kadar haps edilirler. Yolcuların mallarını soymak suretiyle yol kesicilik haddi her birinin sağ eliyle sol ayağını eklemlerinden kesmektir. Had ile tazmin bir araya gelmez. Yalnız öldürmek suretiyle yol kesiciliğe uygulanan had ise öldürülmektir. Hem mallarını hemde öldürmek suretiyle yol kescilik yapanlara uygulanan hadde veliyyül emr serbestir, dilerse önce keser, sonra öldürür, dilerse sadece öldürür. Yol kesiciliğin gerçekleşmesi için akıl-baliğ,erkek, yolları kesilenlerin Müslim ve zımmi olması, yolcuların ellerinde bulunan malların kendilerinin veya ödünç,zimmetinde, emanetinde olması gerkir. Yol kesicilikte alınan mallara ait şarlar ise muhafızınkontrolünde saklanılan mal olması ve nisab miktarına baliğ olması(on dirhem) gerekir. Yol kesiciliğin meydana geldiği yere ait şartlar da;darül İslamda oması v şehir dışında olması gerekir. Yolcularal ilgili şartlar; Aynı kafile fertlerinden olmamaları, yol kesicilerle yol kesilenler arasında akrabalık bulunmaması şarttır. İtirafla, delille(en az iki erkek şahit) yol kesicilik sabit olur. Yol kesciler hakkındaki selahiyet; veliyül emir ve Naibin (hakime ait) yetkisindedir. Veliyyül emir ve naibinin(vekili) olmadan bir kişi yol kesicinin elini keser veya öldürürse taziri hak eder. Kısas ve diyet lazım gelmez. Yolcuların yol kesicilerin itirafını tekzib etme, yolları kesilenlerin getirilen şahitleri tekzib etme, yol kesicilerin tevbekar olmaları ve zaman aşımına uğraması yol kesiciliği düşüren sebeplerdir. Yolcular kendilerine tecavüz eden yol kesicilerden bazılarını öldürülerse üzerlerine birşey lazım gelmez. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.