ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Mostar Köprüsü (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=62600)

KRDNZ 01-13-2009 10:14 PM

Mostar Köprüsü
 
Mimar Sinan'ın çırağı Mimar Hayrettin, Mostar üzerindeki köprünün minyatürünü, nehrin hemen yanındaki dereye yapmış, buradaki tecrübeden sonra Mostar Köprüsü'nü inşa etmiş. 19 metre yüksekliği ve 99 basamaklı merdiveniyle taştan hilal gibi Neretva Nehrinin üzerinde yükselen Mostar Köprüsü, Osmanlı medeniyetinin Balkanlardaki sembolü. Tarihi köprü, nehrin boynunda bir gerdanlık gibi duruyor.

Yeşilin en güzeliyle akan Neretva Nehrini takip ederken Mostar şehri karşımıza çıkıyor, muhteşem köprüsü, köprünün iki tarafından tarihi mimarisiyle. Mostar, Neretva Nehri ve Mostar Köprüsü, birbirlerine o kadar yakışmışlar ki anlatılır değil. Biz, savaşın kahredici izlerini taşıyan bir Mostar beklerken, köprüsü, onu çevreleyen tarihî eserleriyle yeni inşa edilmiş bir Mostar'la karşılaşıyoruz. Başta, Türkiye olmak üzere, İslam ülkelerinin gayretiyle Mostar, tarihî kimliğini kaybetmeden yeniden hayat bulmuş, tekrar doğmuş.

Mostar, Mostar Köprüsüyle doğmuş bir şehir. Köprü yapılmazdan önce Mostar, 20 haneli bir Hristiyan köyüymüş. Buranın köylüleri, 1557 yılında, Kanuni Sultan Süleyman'a ulaşır ve köprü isteklerine söylerler. Kendilerine, "Olmaz, durun durduğunuz yerde, 20 hane için, hem de Hıristiyan, yüzbinlerce altın harcanarak köprü mü yapılır mı? Tahta köprü neyinize yetmez" denmemiş. Denmez çünkü o Osmanlı'dır, bütün vatandaşlarını din, dil, ırk ayırmadan emanet kabul etmekte, din, mal, can ve namuslarının korunması kendisine Allah tarafından borç olarak yüklenmiş vediatullah (Allahın emaneti) olarak görmektedir.(Köprünün yapımından sonra bu yerleşim yeri büyük bir hızla gelişir ve bugünkü durumunu alır)

Kanuni, hemen baş mimarı, gönül eri Sinan'ı huzuruna çağırarak, "Ey koca mimar! Batı'da gittiğimiz en uç diyarımız Mostar'da öyle bir köprü yaptırasın ki, bugüne kadar eşi benzeri görülmeye; bakan gözü, gönlü fethede; Osman'ın adını hatırlata, yaşata!" der. Koca Mimar "Emriniz başım üzre Hünkarım" diyerek çırağı Mimar Hayrettin'e bu görevi verir.
İşte seyri doyumsuz, yıllarca şiirlere, bestelere kaynak olan bu köprüyü, Sinan'ın kalfası, Bosna çocuğu olan Hayrettin Ağa yapar, tam 9 yılda. 19 metre yükseklik, 30 metre genişlikle.
Bir hilal şekli vermiş ki, bayrağımızı andıran; üzerini bembeyaz mermerlerle döşeyip 99 basamak yapmış ki, Yüce Allah'ımızın tüm güzel adlarını çağrıştıran.
1912'de ziyaret eden Avusturyalı R. Michel "Taş kesilmiş bir hilâl... Bütün dünyada eşi olmayan bir eser" diyerek heyecanını vurgular.
Ve köprünün yapılmasıyla, 20 hanelik Mostar Köyü, kısa zamanda Mostar şehri olur, Avrupalı'nın o güne kadar görmediği güzellikte bir şehir, hem insanlıkta hem de mimari eserleriyle şehircilikte.
1878'de Mostar'ı Avusturya-Macaristan yönetimine bıraktığımız zaman şehirde 36 camiye karşılık yalnız 2 Ortodoks Sırp ve 1 Katolik Hırvat kilisesi vardı. Yüzlerce yıl Mostar Köprüsü onun iki yanındaki camiler, Osmanlı eserleri, Hırvatların yüreğine hançer gibi saplandı. 1993 nisanında iç savaş başlayınca aradıkları fırsat çıktı.

İlk önce camileri, sonra da kütüphaneleri yakıp, yıktılar. Onları rahatsız eden, kültürel mirasın varlığıdır; onu yok etmedikçe, bir milletin belleğindeki izleri silmedikçe, o millet, kimliğini hatırlayacak, özgürlük için savaşacaktır. Ve sıra, Osmanlı'nın Mostar'a gelin gönderdiği nazlı kızı Mostar Köprüsü'ne geldi. Acımasızca ak hilali paramparça ettiler. Savaş boyunca Mostarlı Boşnaklar, yıkık köprüye baktıkça, mücadele azimlerini bilediler ve onu tekrar inşa edeceklerine yemin ettiler.
1995'te savaş bitince, ilk işleri Mostar Köprüsü'nün inşa etmek için harekete geçmek oldu. Boşnak yönetimin de bilinçli yaklaşımıyla Mostar Köprüsü ile sınırlı olmayan bir proje geliştirildi. Mostar'ın sembolü köprü ile birlikte şehrin tarihi dokusunu kurtaracak girişim adım adım uygulamaya konularak kaybedilen Osmanlı şehri yeniden hayata kazandırıldı.

Başta Mimar Sinan'ın eseri Karagöz Camii olmak üzere nehir boyu şehrin sliüetini oluşturan kubbeler, minareler yeniden yükseldi. 17. yüzyılda yapılan Nezir Ağa Camii Külliyesi onarıldı. Mostar Köprüsü, 23 Temmuz 2004'te tekrar iki medeniyet arasında köprü oldu.

Mostar Köprüsü'nün eski haline uygun olarak yeniden inşaası çalışmaları (TİKA) UNESCO ve Dünya Bankası'nın desteğiyle 1997'de başladı. Köprünün inşaatını Türk şirketi olan ER-BU üstlendi. Macar ordusundan dalgıçlar orijinal taşları nehir yatağından bulup vinçlerle çıkardı. Civardaki taş ocaklarından yeni taşlar da getirilerek köprü yapımında kullanıldı. Orijinal modele sadık kalan şirket, köprünün temellerini de sağlamlaştırdı. 30 metre uzunluğundaki, 24 metre yüksekliğindeki köprünün kemerindeki çalışma Haziran 2002'de başladı. Kilit taşı Ağustos 2003'te yerine konuldu.

İnşaatı tamamlanan Mostar Köprüsü, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu çok sayıda devletin temsilcilerinin hazır bulunduğu bir törenle, İngiliz Prensi Charles tarafından 23 Temmuz 2004 tarihinde açıldı. Açılışı çok sayıda televizyon ekibi naklen yayınla seyircilerine ulaştırdı.

Mostar Köprüsü, eski Mostar şehriyle birlikte 2005 yılında Dünya Miras Listesi'ne eklendi.

Bugün çok uluslu bir yönetim tarafından idare edilen Mostar'da savaş döneminde başlayan bölünmeler hala devam etmektedir. Hırvatlar nehrin batısında, Müslümanlar ise doğusunda yaşıyor. Savaş sırasında şehirden ayrılan Sırplarsa bir daha geri dönmedi.




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.