![]() |
Niçin Osmanlı İnsanı?
Osmanlı 623 sene yaşadı. Bu süre zarfında 3 kıtada bayrak dalgalandırdı. Yüzlerce çeşit etnik kökenden gelen, değişik din ve inanç sahibi insanı yönetti.
Böylesine bir genişlik ve karışıklık içinde bile, gittiği yere huzur ve barış götürdü. Çünkü Osmanlı'nın temel amacı adalete riayetti. Bu suretle Allah adını yüceltmek ve Yüce Yaratıcı'nm rızasına ulaşmak istiyordu. Yönettiği halkı, Hakkın kulları biliyordu. Kul olmak itibariyle bütün insanların eşitliğine inanıyordu. "Bütün insanlar Adem'dendir. Âdem (a.s.) ise topraktandır" buyuran Peygamber Efendimizi (a.s.m) en sevgili sayıyordu. Bu sebeple de onun insanlara gösterdiği sıcaklığı, sevgiyi, şefkati ve samimiyeti göstermeye çalışıyorlardı. Bu çabaları onların sevilmesine sebep oldu. Gittikleri yerde sevinçle karşılandılar, benimsendiler. Ayrılırlarken de gönüllere hüzün ve acı çöreklendi, gözler yaşardı. Ne acıdır ki, bıraktığı topraklarda hâlâ huzur ve barış hasreti var. Hâla Osmanlı aranıyor ve özleniyor. Onun hakimiyet dönemleri DEVLET ZAMANI diye anılıyor. Yani adaletin, eşitliğin, hakka ve hukuka saygının yaşandığı; düzenin, disiplinin, özgürlüğün kısacası insanca yaşamanın hakim olduğu bir dönem... Osmanlı bu muhteşem medeniyeti hangi insanlarla kurdu? Osmanlı insanının temel özellikleri ne idi? Böylesine emsalsiz bir güzel toplumun insanları nasıl insanlardı? Ahlâk ve fazilet duygulan ve bunların yaşanmış canlı örnekleri, bütün insanlığın hasretini çektiği şahane örneklerdir. Bu harika örneklerde, Osmanlı’yı sevmeyenlerinin, hatta düşmanlarının bile takdirlerini görüyoruz.. Çünkü, asıl fazilet, düşmanların bile itiraf etmek zorunda kaldıkları fazilettir. Düşmanını bile hayran eden Osmanlı, tarihinin derinliklerinde kaldı. Şimdi onu bütün kurum ve kuruluşlarıyla diriltmenin imkânı yoktur. Ancak onun, insanına yaşattığı ahlâk ve fazilete bugün bizler her zamankinden daha fazla muhtacız. Zira bütün dünya büyük bir ahlâk ve maneviyat bunalımı geçiriyor. Bu bunalımın sam yelleri bizi de etkiliyor. Bu olumsuz tesirlerden kurtulmak için, bilhassa yakın tarihimizde yaşanmış ahlâk ve fazilet örneklerini unutmamak zorundayız. Muhtaç olduğumuz insanlık geçmişimizdedir. Bu bakımdan, o geçmişin en muhteşem bir sayfası olan Osmanlı dönemini, ahlâk ve faziletiyle bilmenin ve bildirmenin lüzumuna inanıyoruz. Vehbi Vakkasoğlu |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.