![]() |
"Ben Yıldırım'ın torunuyum!.."
Abdülmecid Han, yenilik taraftarı bir Padişah olarak, babası Sultan ikinci Mahmud Hanın 1 Temmuz 1839'da vefatı üzerine on yedi yaşında tahta çıktı. Devlet idaresinde yeterli tecrübesi yoktu. Buna karşılık devlet erkanına güvendiğini, babasının başlattığı ıslahat hareketlerini devam ettireceğini ilan etti. Meseleleri bir bir halledildikten sonra, 13 Temmuz 1841'de Osmanlı, İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Prusya devletleri Londra'da tekrar bir araya gelerek, Boğazlar andlaşmasını imzaladılar... Tahta çıkışının ilk senelerini iç ve dış olaylar ile uğraşmakla geçiren Sultan Abdülmecid, böylece devleti kısmen huzura kavuşturdu...
Osmanlı'ya sığınmışlardı... Sultan Abdülmecid Han zamanında, şöyle bir hadise yaşandı: Rus işgaline karşı Lehistan'da, Avusturya baskısına karşı da Macaristan'da ayaklanmalar olmuş, fakat bunlar şiddetle bastırılmıştı. Bu isyanlara karışanlardan, her iki milletten de bazı kişiler Osmanlı Devletine sığınmışlardı. Avusturya ve Rusya, kaçakların kendilerine iadesi için Osmanlı hükumetini sıkıştırıyordu. Bu istekleri reddedilince mesele büyüdü. Rus sefiri bizzat Padişaha başvurarak bu mültecilerin mutlaka kendilerine verilmesini istedi. Fakat Sultan Abdülmecid Han, bu son isteği şu tarihi sözlerle reddetti: "Bu bir namus meselesidir" "Benden bunları iade etmemi asla beklemeyiniz. Ben, kendisine sığınmış adamlardan bir tanesini geri vermemek için devletini bile feda eden Yıldırım Bayezid Han'ın torunuyum!.. Bu bir namus meselesidir. Hal böyle iken size bu yüzlerce kahramanı toptan geri verip namusumu kirletir miyim sanıyorsunuz?!." |
Cevap : "Ben Yıldırım'ın torunuyum!.."
Akıllı zeki cesur ve adil idareciler hep geçmişte mi kaldı diye sormadan edemiyor insan kendine. Eline sağlık sevgili KRDNZ.
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.