![]() |
Özel Hayatın Gizliliği
Özel Hayatın Gizliliği Temel haklar içerisinde önemli bir yeri olan husus da "özel hayatın gizliliği"dir. Kavram olarak, bir kimsenin başkalarından gizleme hakkı bulunan durumları ihtiva eder. Tarifinden de anlaşılacağı gibi bu kavram, “özel” hallerin başkalarına karşı gizli kalması noktasında ilgili şahsa bir statü sağlamaktadır. Buna göre, herkes özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz. Özel hayatın gizliliği prensibi, belirli bazı hallere özgü bir tâbir olmayıp, insan hayatındaki "özel" durumların yabancıların müdahalesinden korunması imkanlarını ifade eder. Esas itibarıyla özel hayatın gizliliği konusunda herkes, "yabancı" konumundadır. Bu konuda kişinin birinci derecedeki yakınları ile diğer insanlar arasında kural olarak bir fark yoktur. Öyle ki, kişinin anne-babası bile özel hayatın gizliliği noktasında diğer insanlarla aynı konumda değerlendirilir. Zira burada gözetilen temel amaç, kişinin kendisi istediği sürece özel hayatının gizli kalmasıdır. Nitekim ev halkından bazı kimselerin, odalara izinsiz girmeleri ve görülmesi istenmeyen bazı hallere vâkıf olmaları üzerine şu âyet inmiştir: "Ey inananlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz köle ve cariyeler ile sizden henüz ergenliğe ulaşmamış olanlar, sabah namazından önce, öğle sıcağında soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra, yanınıza gireceklerinde üç defa izin istesinler. Bunlar, sizin açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta size de onlara da bir sorumluluk yoktur.” Burada izin istemek için sadece belli vakitlerin zikredilmesini sınırlayıcı bir hüküm olarak yorumlamamak gerekir. Belki de böyle bir ifade, vâkıanın tespiti, yani genellikle insanların bu vakitlerde yanlarına girilmesi için müsait olmadığı şeklinde değerlendirilmelidir. Buna göre, evdekilerin müsait olmadığı bütün vakitlerde izin almanın gerekliliğini söylemek mümkündür. Özel hayat kapsamında yer alan bazı haklar şunlardır: 1- Konut Dokunulmazlığı: Evlere kapılarından girilmesi emredilmiştir Evlere izinsiz girmek yasaklanmıştır Evlere izinsiz bakmak yasaklanmıştır 2- Haberleşme (iletişim) hürriyeti ve haberleşmenin gizliliği 3- Gizlilik taşıyan özel eşyalar Tecessüs (ayıp araştırma) yasağı Gıybet yasağı Kovuculuk (söz taşıma) yasağı Sır saklama vecîbesi Kusurları bağışlama ve ayıpları örtme tavsiyesi Özel hayatın gizliliğini sınırlayan durumlar Bu durumları şöyle sıralamak mümkündür: 1- Hayatî tehlike altında bulunan kimselerin yardım istemesi veya yangın, sel gibi tabii âfetlere maruz kalınması durumunda, içeride kalanları kurtarmak için evlerine izinsiz girilebilir. Hırsızlık, düşman istilası gibi durumlarda da hüküm aynıdır. 2- Belli kurallar içerisinde, adlî bir fâliyetin icrası için bir kimsenin evine girilebilir, usûlüne uygun şekilde arama v.s yapılabilir. Bu durumda hane sahibinin izin verip vermemesi dikkate alınmaz. Ancak bu gibi hallerde aile mahremiyeti dikkate alınarak, eve girerken haber vermek gerektiği söylenebilir. 3- Meslekleri gereği başkalarının özel hayatlarına muttali’ olan (avukat, doktor gibi) kimseler özel hayatı ilgilendiren konularda gereği kadar özel bilgi alabilirler. Ancak bu bilgileri zaruret olmadıkça ifşa edemezler. Hazreti Ömer’in halifelik dönemine denk gelen bir olayı tekrar hatırlatıp, herkesi bu ibretamiz olay üzerine düşünmeye davet ediyorum. Devâsa bir devletin başkanıdır Hz. Ömer. Zaman zaman sokağa iner, halkın nabzını tutar, çözüm yolları arar. Bir gün bir sokaktan geçerken evinde şarkı söyleyen bir adamın sesini işitir, duvardan atlayıp eve iyice yaklaşır, evden gelen seslere kulak kabartır ve içeriye dalar hışımla. Kuşkusu doğru çıkmıştır. Adamın evinde yabancı bir kadın ve sofrasında içki vardır. Halife kükrer, “Sen günah işleyeceksin de Allah seni gizleyecek mi sandın?” der. Adamın cevabı manidar: “Ben bir günah işledim, sense üç hususta günah işledin. Allah ‘Birbirinizin gizli ve ayıp hallerini araştırmayın.’ buyuruyor, sen tecessüs edip aksini yaptın. Allah, ‘Evlere kapılarından giriniz.’ buyuruyor, sen duvardan atlayıp geldin. Ve Allah, ‘Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz.’ buyuruyor; oysa sen benim evime izinsiz girdin”. Hz. Ömer için El-Vakkaf derler; ‘hakkı görür görmez anında duran’ anlamında. Sular gibi çağlasa o büyük insan ve çıksa biri delilleriyle dese ki yanlış yoldasın, anında durur ve hakkı teslim ederdi. Hutbe okurken yaşlı bir kadın söylediklerine itiraz etmişti de koca Halife, bütün ümmetin huzurunda “Sen haklısın!” diyebilmişti. Hakperestlik budur işte! Nitekim evine izinsiz girdiği kişiden de özür diler ve “Ben seni affedersem, sen de beni affeder misin?” der. Adamın olumlu cevabı üzerine helalleşir, ayrılır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.