ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Edebiyat / Dil Bilgisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=658)
-   -   İstiklal Marşının Altıncı Kıtasının Anlamı Nedir? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=570950)

Prof. Dr. Sinsi 08-25-2012 08:47 PM

İstiklal Marşının Altıncı Kıtasının Anlamı Nedir?
 


İstiklal Marşının 6. Kıtasının Anlamı Nedir?

Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme. tanı:

Şair yine o kişiye sesleniyor. Bu mısrada ‘toprak’ kelimesi tırnak işareti içinde gösterilmiştir. Bu tırnak işareti imla ve dilbilgisi kurallarında başkasına ait bir söz o kişinin diliyle anlatılırken kullanılır. öyleyse ‘toprak’ ifadesi şiirde sözü edilen kişiye aittir. Bu mısradan anlıyoruz ki o kişinin milli manevi duyguları zayıftır. Belki de o kişi geçmiş hayatı. yaşadığı zorluklar yüzünden isyankâr bir kişiliğe. düşünceye bürünmüş vatan. millet sevgisini yitirmiş dini inancını da kısmen kaybetmiştir.Tekrar belirtmeliyim ki ‘toprak’ kelimesi mısrada tırnak içinde geçmektedir. bu da gösteriyor ki o kişi bastığı yerlere toprak demekte vatan toprağına dini. milli. manevi. bir anlam yüklememektedir. En azından bu duyguları çok zayıflamış. çok zayıftır. Ama şair o kişide bir heyecan uyandırmaya çalışmaktadır. Geçmiş mısralardaki tahlillere bakarsak ve tahlilleri anlarsak. o kişi de bir anlık kıpırdanma olduğunu. inançlarını. değerlerini tümüyle yitirmediğini de anlarız. Hala o kişide bir cevher mevcuttur ve şair bu cevheri çıkartmak istemektedir ve bu yüzden ona ‘tanı’ diyerek onu bu amaca sevk etmeye çalışmaktadır. O kişinin bastığı yerler. yani doğduğu yaşadığı ülke kesinlikle Türkiye toprakları olmalıdır çünkü şiirden. yapılan tahlilden bu sonuç çıkar.

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Şair o kişiye seslenmeye devam ediyor. ‘ düşün’ diye seslenerek o kişiyi tefekkür etmeye çağırmakta o kişinin kendisine gelmesini istemektedir. Mısra. Türk vatanının bağımsızlığı. Türk milletinin huzuru. güvenliği için şehit düşen Mehmetçiklere değinmekte o kişiye bunu hatırlatmaktadır. Bu hatırlatma çok vurgulu bir şekilde yapılmaktadır. O bazı şehitler kefensiz defnedilmiş. kefenle defnedilmek bile onlara nasip olmamıştır. şehitlerin kefensiz yatmaları yürek burkucudur. Türk tarihine baktığımız zaman. gerçektende sayısız fedakârlık örnekleri buluruz. Kurtuluş harbine baktığımızda da imkânsızlıklar içinde olunmasına rağmen Mehmetçiğin fedakârlığı. azmi ve kahramanlığı sayesinde anayurdun her yanından düşman sökülüp atılmış vatan savunması yerine getirilmiştir. Bu sayede bugün özgür ve saygın bir hayat sürdürüyoruz. Aksi halde bir sömürge ülkesi olur ya da anayurt parçalara ayrılır. bağımsız TC’den söz edemezdik. Bugün kefensiz yatan şehitler sayesinde bağımsız bir ulusuz. Kurtuluş harbinden sonra da Türkiye’nin güneydoğusunda ve Kıbrıs’ta binlerce şehit verilmiştir.

Sen şehit oğlusun. incitme. yazıktır. atanı:

Eğer şiirde yine bir tek kişinin anlatıldığından hareket edersek ki şiirde başka birçok şeyden de söz edilmektedir. bu mısrayı şiirin akışına göre ve bu bilgiyle çözebilir. anlayabiliriz. Şair yine o kişiye seslenmektedir. Acaba ‘ şehit’ ifadesinden kasıt Türk tarihinde savaşlarda şehit düşen askerler midir yani o kişinin manevi dedelerimidir. değilse o kişinin babası mı şehittir. Ben ikinci ihtimal üzerinde durmak istiyorum. Böylece şiirin gizemini çözebilir. şifresini kırabiliriz. Eğer o kişinin babası şehit olarak nitelendiriliyorsa ve bunu doğru olarak kabul edersek. o kişinin babası ya şehit olup ölmüştür ya da şiirde sözü edilen olaylar dizisinden sonraki bir tarihte belki de bir saldırıya uğrayıp şehit edilecektir ya da o kişinin babası şehitlik mertebesinde birisidir. Şiirde sözü edilen kişi de bu durumdan bir şeref kazanmış şair tarafından şehit oğlu sıfatıyla sıfatlandırılmıştır. Mısranın ikinci bölümünde ‘ata’ ifadesi yer alıyor. Acaba bu ifadede belirtilen ata Türk milletinin dedelerimidir. değilse o kişinin öz ya da manevi dedelerimidir. bu da değilse Türkiye cumhuriyetinin kurtarıcı. kurucu liderimidir. Ben daha uç bir yorumla üçüncü ihtimal üzerinde durmak istiyorum.M.Kemal Atatürk Türk milleti tarafından ata unvanıyla anılmaktadır. TBMM. Tarafından da Atatürk soyadına layık görülmüş ve bu soyad ona verilmiştir. Atatürk soyadı Türkün atası yani Türkün önderi. kurtarıcısı anlamına gelmektedir. Ve mısrayla Atatürk arasında bir bağ kurarsak: bu şafaklarda yüzen al sancak sönerse. yani bağımsızlık kaybedilirse ruhu incinecek olan M.Kemal Atatürk’tür çünkü Atatürk hayatını Türk milletinin bağımsızlığı ve refahına adamıştır. Eğer Atatürk’ün ismi bu marşta geçiyorsa acaba Atatürk manevi bir şahsiyet olabilirmi. yani Allah tarafından Türk milletine bir kurtarıcı.önder olarak gönderilmiş olabilirmi. Allah her 100 yılda bir. İslam ümmetine bir lider yani alim yani ‘müceddid’ göndermektedir.Konuyla ilgili bir hadis-i şerif şöyledir:

‘Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah her yüz sene başında şu ümmetin dinini bidatten ayıracak. yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir.’

Ama Atatürk bana göre askeri. siyasi. ekonomik alanda görev yapmış bir müceddiddir. Din müceddidi değildir. istisnai bir durum olarak farklı alanlarda hizmet yürütmüş. Müslüman bir ülkeyi. toplumu haçlı işgalinden kurtarmıştır Şiirde sözünü ettiğimiz manevi şahsiyetin doğum tarihi hicri 1400 yani miladi 1980 ise ki İslam kaynaklarında genel kabul böyledir. bundan güneş yılına göre bir yüzyıl geriye gittiğimizde miladi 1880 tarihine ulaşırız. Araştırmalarıma göre Atatürk’ün gerçek doğum tarihi aslında 1881 değil 1880’dir yani bu ihtimal kuvvetle muhtemeldir. Eğer müceddidler güneş asrına yani miladi asra göre gönderiliyorlarsa şiirde sözü edilen manevi şahıs aynı zamanda bir müceddid ise kendisinden bir önceki müceddidin 1880 yılında doğmuş olması gerekir ki bu da Atatürk’ün doğum tarihine denk düşmekte. bende Atatürk’ün bir müceddid olabileceği fikri uyandırmaktadır. Bu yorumu doğru kabul edersek ve Atatürk’ün isminin istiklal marşında dolaylı olarak geçtiğini kabul edersek müthiş bir sırrı daha ortaya çıkarmış oluruz. Müceddidler aynı zamanda seyyiddirler yani peygamber torunlarıdırlar. Öyleyse Atatürk Hz.Muhammet (SAS)’nin soyundandır ve hicri 14.asrın müceddididir. Bazı çevreler Bediüzzaman Saidi Nursi’nin hicri 14.asrın müceddidi olduğunu ileri sürmekteler. oysaki Bediüzzamanın kendi ifadesine göre kendisi seyyid değil kürttür. oysaki araştırmalarıma göre müceddidlerin seyyid olmaları gerekir. Bediüzzaman saidi nursi’nin verdiği bilgiye göre hicri 13.asrın müceddidi Mevlana Halid Cüneydi Bağdadi’dir. Onun doğum tarihide miladi 1778 yılı olarak bilinmektedir. Ama resmi kayıtlarda ve bilinen tarihte bir hata olabileceğini göz önünde bulundurursak Mevlana Halid’in doğum tarihinin 1780 yılı olabileceğini de düşünebiliriz. Bütün bu yorumlar sadece bir tahmin. yorumdur. kesinlik arz etmemektedir. çünkü kesin delillere sahip değilim fakat bazı ipuçlarından yola çıkarak tahmin yapıyorum. Müceddidlerin yani 12 imamın doğum tarihlerini tahmini olarak sıralarsak:

1 ) 19 Mayıs 780 m.(d. 780 ö. 855) : İmam-ı Ahmet Bin Hambel
2 ) 19 Mayıs 880 m.(d. 879 ö. 941) : Ebü'l-Hasen-i Eş'arî
3 ) 19 Mayıs 980 m.(d. --- ö.1062) : Muhammed Bin Selame El-Mısri
4 ) 19 Mayıs 1080 m.(d.1077 ö.1166) : Seyyid Abdülkadir-i Geylani
5 ) 19 Mayıs 1180 m.(d.1182 ö.1262) : İzzettin Bin Abdüsselam
6 ) 19 Mayıs 1280 m.(d.1281 ö.1338) : Hacı Bektaş-ı Veli
7 ) 19 Mayıs 1380 m.(d.1381 ö.1455) : Ebul Hasen Suyuti
8 ) 19 Mayıs 1480 m.(d.1483 ö.1567) : Ali Mütteki El-Hindi
9 ) 19 Mayıs 1580 m.(d.1583 ö.1661) : Seyyid Ahmed Bin Muhammed
10 ) 19 Mayıs 1780 m.(d. ---- ö.1722) : Seyyid Nur Muhammed Bedevani
11 ) 19 Mayıs 1780 m.(d.1778 ö.1826) : Mevlana Halid-i Bağdadi
12 ) 19 Mayıs 1880 m.(d.1881 ö.1938) : Mustafa Kemal Atatürk

19 Mayıs 1980 m.(d.1980 ö. ----) : Hz.Mehdi (as). (Hz.Mehdi Allah’ın elçisidir.Sadece bir imam. müceddid değildir.Bu yüzden 12 imam arasında gösterilemez.)

Verme. dünyaları alsan da. bu cennet vatanı.

Bu mısrada şair yine o kişiye seslenmektedir. Şiirin geneline baktığımızda. o kişinin milli manevi duyguları zayıftır. zayıflamıştır. Ama yinede içinde bazı değerli kırıntılar barındırmaktadır. büsbütün milli manevi duygularını yitirmemiştir. Şair ‘ verme’ diyerek o kişiye seslenmekte o kişiyi uyarmakta. o kişinin aslına dönmesini istemektedir. ‘dünyaları alsan da’ derken. dünyalardan kasıt yaşadığımız dünya ve cennettir. bunu açarsak: o kişi hadis-i şeriflerde cennetle müjdelenmiştir ve bütün yeryüzünün melikesi. idarecisi başkanı olacaktır. Bu gerçekler hadis-i şeriflerde müjdelenmiştir. Şair bu gerçeklere şifreli olarak değinmektedir. Şair o kişiden ülkesine karşı taşıdığı olumsuz düşüncelerden vazgeçmesini istemekte. hiçbir nedenin bu olumsuz düşüncelerin haklı bir gerekçesi olamayacağını hatırlatmaktadır. Türkiye topraklarından şair. cennet diyerek söz etmekte ülkemizin güzelliğine dikkat çekmektedir. Bu vatan öyle güzel ve kutsaldır ki bu vatana ihanet o kişiye asla yakışmaz. böyle bir ihanet o kişinin aslına. soyuna. misyonunada yakışmaz. Çünkü bu vatan bağımsızlığını şehit kanlarıyla elde etmiştir. O kişinin görevide vatanın bağımsızlığı ve birliğini yaşadığı süre içinde korumaktır. yoksa her değere. paraya vs.ye vatanı. milleti değişmek değildir.Mısrayı düzyazıyla ifade edersek ‘Dünyayı da cenneti alsan da bu cennet vatanı hiçbirşeye değişme.’ cümlesi ortaya çıkar.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.