![]() |
İstiklal Marşının Sekizinci Kıtasının Anlamı Nedir?
İstiklal Marşının 8. Kıtasının Anlamı Nedir? Ruhumun senden. ilahi. şudur ancak emeli: Şair bu mısrada yine o kişiye seslenmektedir. Şair o kişiye kabrinden seslenmektedir. şiirde anlatılan olaylar sırasında hayatta değildir vefat etmiştir. şairin vefatının çok sonrasında gerçekleşen olaylar şiir boyunca anlatılmaktadır. Şiir boyunca ve bu mısrada dikkat edilirse görülecektir ki 2.tekil şâhısa seslenilmekte 1.tekil şahıs adına konuşulmaktadır. Bu da gösteriyor ki şiir tek bir kişi etrafında dönmekte. bende bu kanaati güçlendirmekte bana bu ipucunu vermektedir. Şair ‘ruhumun’ derken kabrinden seslenmektedir öyle olmasaydı ‘Ruhumun senden. ilahi. şudur ancak emeli:’ demez. ‘Benim senden. ilahi. şudur ancak emeli:’ derdi. Neden ‘Benim’ ifadesi kullanmıyor da. ‘Ruhumun’ ifadesini kullanıyor bu beni düşündürüyor. ‘ruhumun’ kelimesi amaçlı olarak bu mısraya konulmuştur. Şiir. TBMM. tarafından milli marş olarak kabul edildiğinde şair halen hayattaydı hatta şairimiz 1936 yılında vefat etmiştir. Öyleyse hayatta olan birinin ‘Ruhumun’ diyerek seslenmesinin bir nedeni olmalıdır. Zaten tahlilin başında ve şiir boyunca bu nedeni belirtmiş. şiirde anlatılan olayların ve şiir boyunca konu edilen kişinin şiirin yazılışından çok sonra. on yıllar sonrasına ait bir durumu anlattığını ifade etmeye çalışmıştık. Şair bu mısrada o kişiye seslenmektedir. o kişiden bir isteği vardır. Bu istek mısrada ‘ilahi’ nitelemesiyle nitelenmekte isteğin. arzunun önemi. niteliği vurgulanmaktadır. Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu mısrada kıtanın ilk mısrasında ki isteğin ne olduğu o kişiye açıklanmaktadır. Bu mısrada ‘mabet’ mezar. kabir anlamında kullanılmıştır. ‘mabedimin göğsü’ ifadesiyle gerçek anlamıyla mezar taşı. şiirdeki anlamıyla vatanın ve milletin bağımsızlığı. bütünlüğü kastedilmiştir. Şimdiye kadar. şiir boyunca yapılan tahlilden bu sonuca gidebiliriz. Şair. kabrine namahrem eli değmemesini isteyerek aslında Türk yurduna namahrem elinin değmemesini istemekte dolaylı bir ifadeyle anlatımı güçlendirmektedir. Şiir boyunca belirtilen Türk vatanının işgal edilmesi. bağımsızlığın kaybedilmesi tehlikesi bu mısrada yine belirtilmektedir. Muhtemel işgal askerleri ve işgal yönetimi mısrada namahrem eller şeklinde anlatılmaktadır. Eğer Türk vatanı işgal edilirse namahrem eller şairin kabrine değmiş olur yani bağımsızlık kaybedilmiş olur ki şair bunun engellenmesini o kişiden istemektedir. Demek ki o kişinin ülkesinin bağımsızlığı ve Türk yurdunun işgale uğrama tehlikesinin bertaraf edilmesi için yapabileceği bir şeyler vardır. Şair o kişiden elinden geleni yapmasını istemekte o kişiden ülkesi hakkında beslediği olumsuz duygu ve düşüncelerinden vazgeçmesini istemektedir. Öyle anlaşılıyor ki bu kıtanın başından itibaren o kişi istiklal marşımızın şairin o kişiye yazmış olduğu anlamı gizli tutulmuş bir mektup olduğunu anlamış. bu kıtanın başından itibaren o kişi şiire kulak vermekte şairi dinlemektedir. Bu mektup ulusal bir marş olabilecek kadar güzel. kalitelidir. Şiirde yaşanılan olaylar ve şiirin gerçek anlamı şiirde anlatılan kişi tarafından önceden bilinseydi bu olaylar yaşanmazdı. Çünkü şiirin anlamı önceden o kişi tarafından bilinseydi yapay bir şekilde şiirde anlatılan olaylar o kişi tarafından planlanamazdı. Çünkü şiirde anlatılan olay ve durumlar o kişinin kontrolünde değildir. doğal seyir içinde olaylar olmuş. bitmiştir. şiirde yaşanılacak olan olaylardan o kişinin önceden bir haberi yoktur. Şiirde anlatılan kişi. kendisinin manevi bir şahsiyet olduğunu. bazı ipuçları ve bu marş sayesinde sonradan anlamış fark etmiştir. Zaten o kişi hakkında yaptığım araştırmalarım bu düşüncemi doğrular niteliktedir. Kendisi bile uzun bir süre kendisinin manevi bir şahsiyet olduğunu şiirde konu edilen kişi bilmeyecek sonra fark edecektir. Marşta anlatılan olayları şiirde konu edilen kişi yaşamıştır. bu şiir o kişinin yaşamından sıra dışı bir kesiti anlatmaktadır. Bu mısra. kıta ve şiir hakkında yapmış olduğum tahlil sadece bir yorumdur. şiiri bağlamaz. yorumuma katılmayabilirsiniz. Ama beni anlamaya çalışmanızı da isterim. Bu ezanlar- ki şahadetleri dinin temeli- Şair bu mısrada ‘Bu ezanlar’ diyerek dinsel bir mesaj vermekte ibadete. namaza. İslam dininin sembolleşmiş geleneklerine vurgu yapılmaktadır. Bağımsızlık mücadelemiz öncesinde. Osmanlı devleti 1.cihan harbinde yenik düşmüş. ağır şartlar içeren Mondros ve Sevr anlaşmaları Osmanlı hükümeti tarafından kabul edilmiş. Misak-ı milli sınırları Avrupalı devletlerce işgale başlanmıştı.15 Mayıs 1919’da da İzmir yunanlılar tarafından işgale başlanmıştı. Bunun üzerine M.Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da samsuna çıkarak kurtuluş harbini başlatmış. Sevr ve Mondros anlaşmaları yırtıp atılmış. düşman anayurttan sökülüp atılmış. ülkemiz Hıristiyan ülkelerin işgalinden kurtulmuş bu sayede ezanlar ülkemizin her yanında okunabilmiş yani dinimiz özgürce yaşanabilmiştir. Eğer bağımsızlık kaybedilirse bu özgürlük ortadan kalkar ve ezanlar camilerden özgürce okunamaz dini özgürlüğümüzü kısmen de olsa böyle bir durumda yitiririz. Bu tehlike günümüzde de mevcuttur. şair bu tehlikeye dikkat çekmektedir. Yanı başımızdaki. 2003’te ABD’nin Irak işgali bu duruma güzel bir örnektir. Mısra bu gerçeğe değinmiştir. Gerçektende günümüzde ve geçmişte. Müslümanlar dünyanın değişik yerlerinde zulme maruz kalmıştır. Batı Trakya Türkleri buna güzel bir örnektir. Mısrayı özetlersek: Din bağımsızlık sayesinde yaşanabilmektedir. Bağımsızlığımız. dinin temelidir. Ülkemiz için bu gerçek söz konusudur. Şair o kişiye bu gerçeği anlatmakta. hatırlatmaktadır. Mısranın derin manaları vardır. İstiklal Marşına yapılan bir eleştiri de marşta ‘ İslam’ kelimesinin geçmediğidir oysaki bu mısradaki ‘Din’ kelimesi.ifadesi ‘İslam’ kelimesinin anlamını fazlasıyla karşılamaktadır.Öyleyse ‘Din=İslam’ diyebiliriz. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. Bu mısrayı düzden okursak: ‘Benim ebedi yurdumun üstünde inlemeli.’ Şeklinde çevirebiliriz. Yani mısrada ‘benim’ kelimesiyle şaire ait olan yurt yani Türkiye ifade edilmiş. nitelenmiş. fakat şiire bir estetik kazandırmak için ‘benim’ kelimesinin yeri değiştirilmiş yüklemden önceye konulmuştur. Türk yurdu yani Türkiye ebedi yurt olarak sıfatlandırılmış Türkiye cumhuriyetinin ebediyete. kıyamete kadar yaşayacağı. bağımsız kalacağı şifreli bir şekilde mısrada belirtilmiştir. Fakat bu durum vatanın müdafaası. o kişinin gayreti şartına bağlanmıştır. Eğer o kişi elinden geleni yaparsa ve vatanına ihanet etmezse şairin isteği gerçekleşmiş olacaktır yani bağımsızlık korunacak. Türkiye cumhuriyeti ebediyen. kıyamete kadar bağımsız ve Müslüman olarak yaşayacaktır. Şair bu gerçeği mısrada müjdelemiştir. Eğer bu müjde doğruysa. şairimiz velilik derecesine yükselmiş manevi bir şahsiyettir ve bu verilen haber bir keramettir. çünkü şair gelecekten haber vermektedir. Aksi halde yani bağımsızlığın kaybedilmesi halinde şair yalanlanmış olur. Mısrada Türk yurdu. ebedi yurt olarak nitelenmiştir. Atatürk’ün konuyla ilgili veciz bir sözü de bildiğiniz gibi şöyledir: ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ Bu vecize. mısrada verilen haberi ve yaptığım tahlili destekler niteliktedir. Atatürk’ de aynı fikri beslemekte. Türkiye cumhuriyetinin sonsuza kadar yaşayacağından emindir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.