ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Edebiyat / Dil Bilgisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=658)
-   -   Z...İle Baslayan Deyimler Ve Anlamlari (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=570228)

Prof. Dr. Sinsi 08-25-2012 10:47 PM

Z...İle Baslayan Deyimler Ve Anlamlari
 


Zahmet çekmek: Sıkıntı. güçlük. yorgunluk ve eziyetlere katlanmak."Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben."

Zahmete sokmak: Birine sıkıntı. güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek."Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz."

Zaman kazanmak: Birini oyalayarak ihtiyacı olduğu zamanı mümkün olduğunca uzatmaya çalışmak.

Zaman kollamak: 1. Uygun bir fırsat beklemek. 2. Bir işin sırasını beklemek."Zamanını kolla öyle gir işe. zamansız girip de rezil olma."

Zaman öldürmek: Kimi şeylerle uğraşarak belli bir zamanın geçmesini sağlamak. boş şeylerle vakit geçirmek."Burda beklemekle zaman öldürüyoruz beyler."

Zaman vermek: Bir iş için belli bir süre ayırmak."Bana biraz zaman verirseniz gidip onu çağırabilirim."

Zaman zaman: Belli olmayan zamanlarda. ara sıra."Zaman zaman o da aramıza katılırdı."

Zamane çocuğu: Eski nesile göre hayli yadırganacak davranışlarda bulunup sözler sarf eden kimse."Zamane çocuğu ne olacak."

Zar tutmak: Tavla oyununda istediği sayıyı getirmek için. atmadan önce. zarlara parmaklar arasında belli bir biçim verip öyle atmak.

Zart zurt etmek: Bağırıp çağırarak. yükseklerden atıp tutarak çıkışmak; kendini büyük göstererek kaba kuvvet gösterisinde bulunmak.

Zar zor: 1. Güçlükle. zorla. 2. "Ucu ucuna. kıt kanaat. istenilen ölçüye ancak yaklaşabildi." anlamında kullanılır."Zar zor getirdik adamı."

Zehir etmek: Bir şeyin tadını kaçırmak. iyiyken kötü duruma sokmak."Yediğim şu yemeği zehir ettiniz bana."

Zehir zemberek: İnsanın içine işleyen. onurunu zedeleyen çok acı söz.
Bilgicik.Com. Türkçe. Edebiyat. Roman Özetleri. Duvar Yazıları. Atasözleri. Hızlı Okuma. Özlü Sözler. Türk
Zembereği boşanmak: 1. Saatin zembereği kurulmaz duruma gelmek. 2. Kendini tutamayarak uzun uzun gülmek.

Zemheri zürafası (gibi): Kışın ince elbise giyip gezenler için söylenir.

Zemin hazırlamak: Bir işin gerçekleştirilmesi için uygun ortam hazırlamak. meydana getirmek.

Zemzemle yıkanmış olmak: Biri. ötekine göre çok daha iyi nitelikte olmak.

Zerre kadar: Hiç denecek kadar az."Onu zerre kadar sevmiyorum."

Zevahiri kurtarmak: Bir işi gereği gibi değil de üstünkörü yapmak ve böylece söz gelmesini önlemek. görünüşü kurtarmak."Bu girişimimizle zevahiri kurtardık. daha ne istiyorsun?"

Zeval bulmak: Son bulmak. bozulup yok olmak. çökmek.

Zeval vermemek: Zarar ziyan vermemek. korumak."Allah kimseye zeval vermesin."

Zevkten dört köşe olmak: Çok mutlu olduğu anlaşılmak. çok sevinip keyiflenmek ve aşırı zevk duymak."Takımı galip gelince zevkten dört köşe oldu."

Zevkine varmak: Bir şeyin tadını alabilmek. çıkarmak ve duymak; inceliklerini görebilmek."O sabah. manzaranın zevkine vardık."

Zevkini çıkarmak: Bir şeyin tadından. güzelliğinden olabildiğince yararlanabilmek."Gelin şu gezinin zevkini çıkaralım."

Zeytinyağı gibi üste çıkmak: Bir konuda haksız olduğunu kabullenmeyerek kurnazlıkla kendini haklı ya da suçsuz çıkarmaya çalışmak.

Zıddına gitmek: Karşısındakini sinirlendirmek. sinirini bozmak; bir şeyin tersine hareket etmek."Niçin devamlı benim zıddıma gidiyorsun."

Zılgıt yemek: Azarlanmak. paylanmak."Senin yüzünden öğretmenden zılgıt yedik."

Zınk diye durmak: Birdenbire. aniden durmak."Önümdeki adam zınk diye durunca ne yapacağımı şaşırdım."

Zırnık (bile) vermemek: Az da olsa. en ufak bir şey de olsa vermemek."Ona bu mirastan zırnık bile koklatmayacağım."

Zıvanadan çıkmak: 1. Çok sinirlenip öfkelenmek. taşkınca hareketlerde bulunmak. 2. Delirmek. aklını oynatmak."Biraz daha konuşup da beni zıvanadan çıkarmayın!"

Zihin açıklığı: İyi. sağlıklı düşünebilme gücü."Sana Allah`tan zihin açıklığı dilerim."

Zifiri karanlık: Çok karanlık."Zifiri karanlıkta yola çıktık."

Zihni bulanmak (karışmak): Sağlıklı düşünemez olmak. olaylar arasındaki bağlantıyı kaybetmek. ne yapacağını şaşırmak."Bir anda zihnim bulandı. saçmalamaktan korkup konuşmayı yarıda kestim."

Zihnini bulandırmak: 1. Kuşkulandırmak. 2. Düşünemez hâle getirmek.

Zihnini çelmek: 1. Bir kimseyi yanıltmak. 2. Kandırıp baştan çıkarmak.

Zihnini kurcalamak: Aklına takılan bir şeyi anlamaya. kavramaya çalışmak."Akşamki mesele zihnimi kurcalayıp duruyor."

Zihnini oynatmak: Çıldırmak. aklını yitirip delirmek."Sen zihnini mi oynattın?"

Zil takıp oynamak: Çok sevinmek.

Zimmetine geçirmek: 1. Kendine mal etmek. 2. Bir hesabı birinin borcuna eklemek."Devletin onca malını zimmetine geçirmiş."

Zincire vurmak: Prangaya vurmak (mahkûmu)."Bütün esirleri zincire vurup zindana atmışlardı."

Zindan kesilmek: 1. Çok karanlık duruma gelmek. 2. Yaşanılan yer çok sıkıntı verici. yaşanılamayacak derecede kötü hâle gelmek.

Ziyafet çekmek: Konukları yemek vererek ağırlamak."Düğünümde bir ziyafet bile çekemedim."

Ziyan etmek: Yersiz. boş yere harcamak."O kadar ekmeği ziyan etmeye utanmıyor musun?"

Ziyanı yok: "Önemli değil. önemi yok!" anlamında kullanılır.

Ziyaret etmek: Birini görmeye. biriyle görüşmeye. bir yeri görmeye gitmek."Hastaları ziyaret etmek görevlerimiz arasındadır."
Bilgicik.Com. Türkçe. Edebiyat. Roman Özetleri. Duvar Yazıları. Atasözleri. Hızlı Okuma. Özlü Sözler. Türk
Zokayı yutmak: Aldatılıp zarara sokulmak.

Zora binmek: İş güçleşmek. ancak zor kullanarak halledilecek hâle gelmek."Bir yolunu bulun. sakın işi zora bindirmeyin."

Zora gelmemek: Sıkıntıya ve baskıya katlanamamak. güçlüğe sabredememek."Zora gelemem ben. lütfen ısrar etmeyin!"

Zorun ne?: "Ne istiyorsun. amacın ne?" anlamında kullanılır.

Zoru olmak: Kendisini zorlayan bir sıkıntısı. derdi olmak."Adamın bir zoru olduğu yüzünden belliydi."

Zurnanın zırt dediği yer: Yapılmakta olan işin en hassas. en önemli. en can alıcı noktası.

Züğürt tesellisi: Kötü bir işte en önemli şeyi kaybettiği zaman bazı önemsiz. iyi olmayan bir yan bularak sevinmek ve kendini avutma.

Zülfüyâra dokunmak: İşle ilgili olanı. hatırlı ve güçlü kimseyi veya yüksek bir makamı kimi söz ve davranışlarla gücendirmek. darılmasına yol açmak."Hayır geri duramam. zülfüyâra dokunsa da söyleyeceğim."


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.