ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   Sünnete Uygun Saç Nasil Olmalidir? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=569852)

Prof. Dr. Sinsi 08-24-2012 02:16 PM

Sünnete Uygun Saç Nasil Olmalidir?
 

Sünnet Rasulüllah Efendimiz (sav)'in tutunduğu yol, yaptığı,
söyledigi ve
begendigi olduğuna göre, bu sorunun cevabı için şunları bilmemiz yeterli olur,
sanırım: "Onun
saçları omuzlarına inerdi. (Bazen) kulak yumuşağına kadar inerdi.
Omuzlarına yaklaşırdı.
Kulakları ile omuzları arasına ulaşırdı. Saçları ne kıvırcıktı ne
de düz, ikisi arası dalgalıydı:
(Bazen) kulaklarına ulaşmazdı. Toplu (gür) saçı vardı.
Saçı gürdü ama omuzlarını örtecek kadar
da değildi. Saçını dört belik yaptığı
görülmüştü. Ehl-i Kitap saçlarını olduğu gibi sarkıtırlar,
müşrikler de ikiye ayırırlardı.
Rasulüllah Efendimiz (sav) emredilmediği konularda ehli kitaba
uymayı yeğlerdi. Bu yüzden
saçını yarmadan sarkıttı, sonra da ikiye ayırdı ve ayırmayı
emretti"(Buraya kadar
verdiğimiz rivayetlerin hepsi Tabakât-i Ibn Sâd'dan alınmıştır. bk.I/427
vd.;
Ibnü'1-Kayyim, sarkitmayı, arkaya doğru, ikiye ayırmayı da, her iki tarafı örgü olacak

şekilde, diye tarif eder. Zâdü 1- Me'âd, I/175). Saçı başkalarına benzememek için
değişik
tutmayı emrederdi(Ali el-Müttakî, Kenzü'1-Ummâl, VN/124 (18303)
(Taberâni'den)). Kesilen
saçın gömülmesini emrederdi (age. VN/126 (183I9)Teberâniden).
Herşey de... Hatta saçını
tarama da sağdan başlamayı severdi (Buharî, vudû 31, libas
38; Müslim, taharet 66,68; Ebu
Davûd, libas 41; Tirmizî, cuma 75; Nesâi, Taharet 89; Ibn
Mâce, taharet 42; Müsned, VI/94).
Sık sık saç taramayı yasaklamıştı (Ebu Dâvud,
teraccül 1; Tirmizî, libas 22; Nesâî, zinnet 7;
müsned, VI/68). Kendisi de zaman zaman
(aralıklı) tarardı (Tirmizî, Semaîl 25). Saçın arkasını
alıp önünü bırakmayı (Buharî, libas
72; Müslim, libas 72,113; Ebu Davud, teraccül 14; Nesâî,
zinet 5; Ibn Mâce, libas 38;
Müsned, 4, 39). Ya hepsini kesin veya hepsini bırakın, buyurmuştu
(Ali el-Müttaki, age,
VI/648 (17216)). Kendisi de başının ya hepsini traş eder veya hepsini
bırakırdı. Bir
kısmını tıraş edip, bir kısmını bıraktığı olmazdı. Hac dışında saçının tamamını tıraş

ettiğine dair sahih haber yoktur (Ibn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü 1-Me'âd, I/175-75). Ahmed
b.
Hanbel başın tamamen tıraş edilmesini son derece mekruh görürdü. Ma'mer'in de
mekruh
gördüğünü söylerdi ve bu konuda Hz. Ömer'in sözüne dayanırdı. Ömer (ra) bir
adama: "Eğer
(başını) tıraşlı görürsem senin kafanı kırarım" demişti (Ahmed b. Hanbel.
Kitabu'1-verai 181).
Saçını çok yağlardı (iyi bakardı) (Tirmizi, Semâil 23). Bir defasında
saçı dağınık birisini görmüştü
de "bu adam saçını düzeltecek bir şey bulamaz mı?" diye
buyurmuşlardı (Ebu Dâvud, libas H.
no. 4062). Yahudi ve Hiristiyanlara benzememek için
saçın boyanmasını emrederdi (Bu
konudaki hadisler ve kaynakları için bk. Ali Nâsif,
et-Tâc, NI/173 vd). Görüldüğü gibi
Rasûlüllah Efendimiz müslümanlardan sabit bir saç
şekli istememiş ve bu konuda da
başkalarına benzememeyi esas almıştır. Imdi bir kişi
Rasulüllah'a benzemek maksadıyla onun
uyguladığı herhangi bir saç biçimini uygularsa
bu konudaki sünneti yaşamış ve sevap almış
olur. Ama uygulamanın ruhunu (illetini)
düşünüp şu anda Islâm'ı hatırlatan bir tıraş biçimi
benimser, bir başka ifade ile saçı
konusunda da gayr-i müslimlere benzemezse (Allah'u a'lem)
daha güzelini yapmış olur.
Çünkü niyyet sağlam olsa dahi başkalarını hatırlatan, ya da Islâm'ı
hatırlatmayan bir saç
biçimi, olsa olsa günah kazandırmamış olur, şeklen tebliğ sevabından
mahrum
kılar.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.