ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   İnsanin Vatanina Anayurduna Dönüşü (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=569719)

Prof. Dr. Sinsi 08-24-2012 02:38 PM

İnsanin Vatanina Anayurduna Dönüşü
 

İnsanın iki farklı özelliği vardır 1-Maddi 2-Ruhani

1- Maddi özelliği : Her insan,maddi yapısı bakımından genel bir karakter taşır.İnsan,bu yönüyle Diğer insanlarla eşit ve ortak karakterdedir.Bu karakteri ile maddeye yani dünyaya bağımlıdır.

2- Ruhani özelliği: İnsanlar ruhani yapıları ile değişik karakteristik özellikler taşır.Bu karakteristik özelliği ile diğerlerinden farklı yaratılışta ve farklı yapılara sahiptirler.Bu yapıları İle insanlar,belli bir süre maddeye bağımlı yaşadıktan sonra ruhi yapısındaki kapasitesi ve yetenekleri ölçüsünde ve tedricen maddeden bağlarını koparmaya başlarlar.
Ruhlar aleminde bıraktığı “Anayurda” dönüş sürecine girerler.Kalplerinde anayurdun özlemi filizlenir.Bu özlem gittikçe duygularına düşüncelerine yerleşir.Bu duruma giren ruhi yapısı canlı Ve hayalleri güçlü insanlar “kurbiyyet” olarak özetleyebileceğimiz ruhi iletişim ve ilişkiler içine Girerler.

İnsanın genel karakteriyle “anayurduna” dönüşü şeriat,tarikat ve marifet alanındaki kazanımları ölçüsündedir.Riya ve kuruntulardan uzak Salih amellerine bağlıdır.önce bu üç safhada düşünülür:
1 ) Mülk aleminde kazanılan makamdır.Buna “meva cenneti” denir
2 ) Melekut aleminde kazanılan makamdır.Buna “naim cenneti” denir.
3 ) Ceberut aleminde kazanılan makamdır. “Firdevs cenneti” denir

Bu üç makama üç ilmi çalışma ile ulaşılır:

1 ) Şeriat ilmi
2 ) Tarikat ilmi
3 ) Marifet ilmi

Hadis-i şerifte bu üç makama şöyle işaret ediliyor:

“Hikmet üç ilmi kapsar;Hakkı bilme (şeriat),Hakk için ameli Salih (tarikat),batını bilme(marifet)”

Bu hususa işaret eden bir Hadis-i şerifte Rasulullah Salla’llahu Aleyhi ve Selem şöyle dua edilmesi gerektiğini bizlere buyurmuştur.

“İlahi bana Hakkı hak olarak göster ve hakka uymayı nasib et.Batılı batıl olarak göster ve batıldan korunmayı nasib et.”

Yine bu hususta şu hadis-i şerifte de:

“Nefsini tanıyıp ona karşı gelen Rabbini tanır ve O’na uyar.”

İnsanın özel karakteri ile “anayurduna” dönüşü ve kavuşması ise hakikat ilmini elde ederek Yakınlık derecesine ulaşmasına bağlıdır.Bu tevhid makamıdır.Lahut alemine hazırlanan insan bu derecede dünyanın hayali ilimlerinden Kurtularak lahut aleminin yakın ilmine ulaşma imkanını yakalar.Bunu uyanık iken türlü ibadetler ile başarabilir.veya Allah’ın yardımı ile uyurken de kazanabilir.Çünkü yakin ilmine ulaşan insan-ı kamil’in bedeni uyusada kalbi uyumaz.Hatta bedeni uykuda olan insan-ı kamil’in kalbi uyanıklık ve dirilik kazanımı ölçüsünde dahada genişlik ve ferahlık duyar.Bu tür uyanık ve diri bir kalb “anayurduna” yolculuk yapar.Ya bütünüyle yada kısmen.

Bu manada ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor:

“Cenab-ı Hakk ölmekte olanların ve ölmediği halde uykuda olanların canlarını alır.Ölümüne hükmettiği canı alıkoyar ve ötekini belli bir süreye kadar salıverir.” (Zümer:42)

Bu sebebledir ki Resulullah http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg aleyhi ve selem efendimiz hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor :

“Alimlerin uykusu cahillerin ibadetinden daha hayırlıdır.”

Uykuda iken kalb; Tevhid nuru ile harfsiz,sessiz olarak sır diliyle (bi’lisanü’s-sır) yapılan tevhidi zikir ve tesbihle hayatiyetini sürdürebilir.
Bu sebeple Allahü Teala “İnsan benim sırrım Bende onun sırrıyım.” Buyuruyor.
Bir hadis-i kudside de şöyle buyuruluyor :

“Batın ilmi Benim sırlarımdan bir sırdır.Bu sırrı (bana yakın olan) kullarımdan birinin kalbine koyarım,o kulumu Ben’den başkası bilemez.”

O kulun (insan-ı kamil) özelliği şu hadis ile anlatılmaktadır.

“Bir saat tefekkür,yetmiş yıl ibadetten daha hayırlıdır.”

Bu insanın hikmet taşıyan işleri,en ince ayrıntılarına kadar düşünmesine “tefekkür” denir.İşte kulun yaptığı bu tefekkür yetmiş yıllık ibadetin sevabını kazanmasına sebep olur.

İnsan ilahi marifeti tefekkür eder Allahü Teala’yı bilmeyi ve anlamayı aşkla,sevgiyle arzu ederse yaptığı tefekkürüde bin yıllık ibadetin sevabını kazandırır.İşte asıl “irfan ilmi” budur.
Bu ilimle Tevhid hali kasdedilir.Arif özlem duyduğu Zat’a, Mahbubuna bu şekilde ulaşır.Arifin ilminin neticesi ise ruhani bir halle tam yakınlık alemine uçup gitmektir.Bu konuda Şeyh Abdullah (kuddise-i sırruhu) dan:

“İnsan-ı kamil’in ilmi Furkan ilmidir.”

Gerçeği hayalden ayırma yeteneği kazanan insan-ı kamilin bu ilmi aynı zamanda tevhid ilmi Olarakta tanımlanır.Bu ilmi ile arif marufuna (bilinene) ulaşır kavuşur.Sonuç olarak arifler ruhaniyetleri ile yakınlık (kurbet)alemine uçarlar.
Mevlana Celaleddin-i Rumi (kuddise sırruhu):

“Abid Cennet’e yürür,arif ise kurbete uçar.” Buyurmuştur.Bazı büyükler bunun sebebini şöyle açıklamışlardır.
“Ariflerin başkalarının göremediğini gören gözleri tüysüz kanatları var.bu kanatları ile Hakk’ın melekut alemine uçarlar.Bu uçuş arifin batınında gerçekleşen bir uçuştur.Çünkü arif kamil ve hakiki bir insandır. Hakkın sevgilisi,mahremi arusudur.

Ehlullah ebu Yezid şöyle demiştir :

“Ehlullah arifler arais-i Hakk’tır.yani gelinlerdir.Onları ancak mahremleri görebilir.İnsanın utagaçlık,perdeleri ile örtülenmişlerdir.Onları Allahü teala’dan başkası göremez.”

Hadis-i kudside de :

“Velilerim kubbemin altında saklıdırlar.Onları kimse bilmez.Halk,bu (araisin) gelinlerin bizim göstermediğimiz dıştaki zinetlerinden başka bir şey göremez.”buyuruluyor.

Yahya bin Muaz Radıyu Anh şöyle demiştir:

“Veliler Cenab-ı Hakk’ın esansıdır.Yeryüzünde onların kokusunu ancak sıddıklar koklar ve bu kokunun tadını kalblerin de duyarak Mevla’ya yönelirler.Yokluğa ulaşma derecelerine göre hazları da artar.Hazları arttıkça Hakk’a yakınlık dereceleri de artar.Yakınlık dereceleri arttıkça faniliğe yönelişleri de artar.Giderek bedenlerini ve öteki maddi varlıklarını feda ederler.Hakk’ın müşahadesine temaşaya ulaşırlar.Kendilerinden geçerler nefsi istek ve iradeleri kalmaz.Hakk’tan başka bir şey ile ilişki ve bağlantıları da kalmaz.

Verlilere kerametler verilir ve geri alınır.Onlar varlık adına ne varsa hepsinden geçerler.Çünkü varlıkta bir sırdır. Ona bağımlı kalmak küfürdür.

Mirsad adlı eserin sabihi şöyle der :

“keramet sahipleri halktan saklıdırlar,gizlidirler.Velilerin keramet göstermesi erkeğin hayzı olarak nitelendirilir.Velinin bin türlü makamları vardır.ilki keramettir.Ancak onu aşan bir veli sırası ile öteki makamlara geçebilir.
alıntı


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.