![]() |
Rical (Naktur Rical) İlmi
Hadîs ilmi ve isnad Hadîs kritiği, metin ve sened kritiği olarak iki kategoride ele alınır. Hadîs, metin ve sened olarak iki bölümden oluşur. Bir metin, anlam olarak doğru da olsa, onun hadîs olduğunun tesbiti senede, yani güvenilir râviler zincirine bağlıdır. Buharînin hocalarından Abdullah İbn Mübarek (ö. 181 h.), "İsnad (senedi tesbit) dinin bir parçasıdır. İsnad olmasaydı, isteyen istediğini söyleyip, onu Resûlüllaha atfedebilirdi." der (Hasan, 11). Müslüman âlimler, çok erken bir tarihte yalan şehadet ve dolayısıyla akideyi bozma tehlikesini görerek, Peygamberden yapılan rivâyetler konusunda çok ayrıntılı bir tenkit ilmi geliştirdiler. Müslüman hadîs âlimlerinin rivâyet zincirleri konusunda gösterdikleri dikkat ve bazı kelime ve râviler bakımından aralarında farklılık bulunan rivâyetleri de kaydetmede gösterdikleri hassasiyet, Orta Çağ (Müslüman) Arap tarihçiliğine profesyonellik ve ileri bir özellik kazandırmıştır. Bunun bir benzerine daha önceden rastlanmadığı gibi, Orta Çağ Batı dünyasında da rastlamak mümkün değildir. Hadîs, Peygamber sözüdür ve onun dinde ve Müslümanın hayatında Kurândan sonra birinci derecede ağırlığı vardır. Bundandır ki, Müslüman hadîs âlimleri, Rical ilmi denilen bir ilim geliştirmiş ve bu konuda ciltlerle eserler vermişlerdir. Onlar, kaç hadîs rivâyet ettikleri, bu rivâyetlerinin ne kadarının makbûl ne kadarının makbûl olmadığına varıncaya kadar bütün hadîs râvilerini tanıyorlardı (A'zami, 72). Bir hadîsçi, aynı hocanın talebelerinin naklettikleri hadîsleri mukayese ediyor, aynı âlimin veya hocanın değişik zamanlardaki sözlerini, ayrıca yazılı ve sözlü nakilleri ve hadîsle ilgili Kurân âyetlerini karşılaştırıyordu (A'zami, 52). Hadîs kritikçisi, bu şekilde yalnızca hoca ve talebelerin hatalarını ortaya çıkarmakla kalmıyor, bilgisini onları tartmada ve derecelendirmede de kullanabiliyordu. |
Rical (Naktur Rical) İlmi
BİSMİHİ TEALA İsnâd sistemi resulullah'tan (Sall.u aleyhi ve sellem) nakledilen hadislerin hukuki bir hüviyete sahip olduğuna dair inanç, ekseriyetle kur'anın emirlerine dayanır. Bu hadisler, Peygamber’den (Sall.u aleyhi ve sellem) raviler zinciri ile bize kadar ulaşmıştır.Bu nedenle onlar, İslam itikadının ve buna bağlı ahlaki kuralların köşe taşlarıdır.Bununla ilğili olarak Sufyan es-Sevri (rahmetullahi aleyh):’’İsnad müslümanın silahıdır; dolayısıyla silahı olmayan müslüman ne ile savaşacaktır’’ buyurmuştur. ( Hakim, müstedrek) İsnad sistemi Hz. Peygamber’in (Sall.u aleyhi ve sellem) zamanında başlamış ve hicretten sonra 1. yüzyılın sonunda ilmi bir hüviyete bürünmüştür. Sahabe-i Kiramın (radıy.u anhum) bir araya geldikleri zaman Hz peygamber’den (Sall.u aleyhi ve sellem) işittikleri hadisleri birbirlerine aktarmaları bu sistemin başlangıcını teşkil etmektedir. Onlar (radıy.u anhum) Hz. Peygamberin (Sall.u aleyhi ve sellem) ilim halkasında duydukları ve öğrendikleri ilimleri birbirlerine aktarmışlardır.Onlar (radıy.u anhum) arkadaşlarını bu konuda bilgilendirirken, doğal olarak ‘’Resulullah (Sall.u aleyhi ve sellem) şunu şunu yaptı’’ veya ‘’Resulullah (Sall.u aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu’’demişlerdir. Aynı şekil de, ikinci elden aldığı bilgiyi öğrenen kişi üçüncü bir kişiye duyduğunu aktarırken bilgiyi öğrendiği kişinin ismini de vererek isnadın yayılmasında öncülük etmişlerdir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.