![]() |
İstanbulda Bır Sabah Ve Kar
Ağaç dallarına karın yapışmasını beklemek...
Beyazda büyü yoktu aslında o sabah diğer sabahlar gibi... Kırmızı yanaklı bir su kaplumbağası gibi titredim ürkek bakışlı bir çocuk ağacın altında ayaz vardı, bekledim sihri henüz yeni bahşedilmiş erimemiş... Beyaz yüzlü... Bilirsin beni… Çocukluktan beri hep beklediler, önce mışıl mışıl uyumamızı sonra da mutlu olmamızı. biz mi? biz aslında yıllarca uyumadık. Hep düş kurduk... Düşlerimizde yutkunduk... Sarıldık bir çift nakışa yıldızları gökyüzüne tutturduk gökyüzünün haberi bile olmadı. Ona da yutturduk... Değiştik... Biz o zamanlar da değişirdik mevsimlerle sadece... Bir sonbahar bir kış olurduk... Bir duvar köşesinde ağlar savurmazdık yaşları. o zamanlar ıslatmazdı da zaten şimdiki gibi biz sevgiliye değil sadece yağmura alınırdık... Ne bir gören olurdu sevdayı ne de duyan... Ki saklamazdık. biz koynumuzda bir ateş saklayıp ayazda hep donakalırdık... Biz asla unutmadık. ne zaman vapura binsem kar yağardı ne zaman Eminönü’nden Üsküdar’a geçsek uyuyakalırdım. tam da kız kulesinin önünden geçerken ne zaman uykum kaçsa orada olurum hala orada çocukluğum ve ben... Bir de o eldivenler üstüne annemin kokusu sinen... Can çekişmesi gibi bir hücrenin... Bir tutam kar kopardım az önce... Elimin arasında can çekiştiğini gördüm... Eridi... Yok olmadı dönüştü, sadece... ŞİMDİ BÜTÜN KARLAR ERİMEK ZORUNDA..... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.