![]() |
*** Aziz Nesin ***
BİR KADINI AĞLATMAK
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! - İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağla***** o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı... Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan... İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü! Aziz Nesin |
*** Aziz Nesin ***
acılı gecenin bitiminde
Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı görmek istiyorum Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden Sesindeki pırıltıya Gözündeki ışıltıya benzer Bir kibrit çakımı Bir yanıp sönse yeter Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak Ya da gün batımı pembesi dudak Bir yıldırım hızında çizilsin Bir şimşekçe yazılsın karanlığım Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen Bir yıldız parlayıp sönen Dişlerinin aydınlığını İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ışık Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı duymak istiyorum Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden Tenine ilk dokunduğum zamanki Elini ilk tuttuğum Yüreğimi kanatlandıran o titreşim Kanı geçiyor kanıma sandığım Öyle bir değdin ki varla yok arası Ve yanarken ateşten ellerim Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik Ve sevgiyi sende bulduğum ilk O ılıklığa değinmek yerine Uzak düşlerde olsa da yeter İçindeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir değini Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı koklamak istiyorum Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden Kulak memelerinde şebboy Saçlarında o koku Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen Her yel estikçe getirir düşlerime Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi Bir yel esmiş mi esmemiş mi Bir kıpı dal oynasa Bir yaprak kıpırdasa Duyulur duyulmaz olsa da İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir koku Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı tatmak istiyorum Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden Ağzımda dilimde damağımda Bir buruksu mutluluk sandığım Salt benim diye aldandığım Kendi yalanlarıma kandığım Arttı yaşadıkça duyduğum acı Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir tat Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı AZİZ NESİN |
*** Aziz Nesin ***
Aşkın Tadını Çıkar
Madem ki bir aşkın var, ne güzel tadını çıkar… Her şeye boşver ve aşkı yaşa… İlle de büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil… Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden, günü gününe sev, sevginin tadını çıkar… Sevgide geleceği düşünürsen aşkı bombok edersin… Sakın haaa… Sonsuz monsuz diye herifin başını yeme… Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğin erkeği bile umursama, salt kendin için sev, bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle… Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler kalır sonunda, aslolan aşktır yaşamda… Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı yaşa***** sev… İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme… İster sürer, ister sürmez… Sen o anı yaşa yeter ki… Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın… Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da… Anılar kazanıyorsun daha ne… İç o zaman, sarhoş ol… Yüce yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin kendisinden daha yüce bir şey olmaz… Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan… Sakın kuşkulara kapılma. Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika sonrasını bile düşünme an an yaşa, derin derin hem de… Afferin sana… Çok sevindim.. İşe güce boşver… Keyfince yaşa, sev… Sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boşver ve o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl… O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve sonunda kollarımızla sararız… O zaman da hiç üzülmeyeceksin. Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var; Günün birinde anamız bile bizi bırakır gider, ama o yalnızlığımız biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz… Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev ki, sevginin tadını çıkarasın… Aziz Nesin |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.