Pamukkale
 

doğanın çok başarılı şiirler yazdığı yer. aslında kimyasal yapısını, son yıllardaki kirlenmesini, korumaya alındıktan sorna mayo ile girilememesini, yüzülememesini falan geçtim tüm çevreye verdiği hatta çok uzaklardan görülebilen bir güzelliğe sahiptir.
burası çevresi ile bütün ve güzel. en bilinen beyaz büyük travertenlerdir ama etrafta sarı, kırmızı toprak rengi, yeşil o kadar çok traverten bulunurki mutlaka durup bakıp incelenmesi gerekir. burdaki akarsular tesislerede kadar çekilerek içeride şifalı su banyosu falan şeklinde reklamlarını görebilirsiniz. gidip pansiyon veya otel inceleyip sonra yerleşmenizi tavsiye ederim. otelden travertenlere ulaşımın kolay olmasına dikkat edilmeli.
travertenlere aşağıdan girip yukarıdan çıkılabilir. bu durumda fotoğraf makinanısın belleğinde yer bırakılmalıdır. çünki burda da kleopatranın gelip yüzdüğü şifalı suların bulunduğu ören yerine girilir. bereberinde mutlaka mayo gelinmelidir. çok ucuzdur. soyunma kabinleri bulunur. biz mart ayında sıcacık sularda yarım saat kadar yüzdük, daldık... kleopatrayı çok iyi anladım ama o kadar güzelleşemedim. sanırım birkaç defa daha gitmem gerekecek..
çok gösterişli ve zengin bir şehir olduğu belli olan ancak ege bölgesinin birçok eski şehirinin yok olmasına sebep olan deprem den ötürü yıkılan hierapolis şehri için ayrıca zaman ayırlmalıdır.