![]() |
Bulgaristan - Bulgaristan
Bulgaristan - Bulgaristan[/b] BULGARİSTAN Hayrola Ana ? Nereye gitmek istersin ? senin için ne yapabilirim,diye soruyorum..bana “ne ayan Türkçe konuşuyorsun öteden misin?” diyor ve bir muhabbettir alıp gidiyor seni ,uçurtma kuyruğu gibi sallasa da uçurtma ekseninden kurtulamıyorsun. Anam (!) Mestanlının köylerindenmiş. Tütünden sonra ne yapsalar ne etseler bir leva dahi gelirleri yokmuş. Eğer kızanlar öteye gitmeseymiş (Türkiye) biraz daha fazla tütün kırabilirlermiş ama ... Evet Bulgaristan ‘da Mestanlıdayım. Harmanlıya iki saat uzaklıkta nüfusunun hemen, hemen tamamına yakını Türk olan Hasköy Sancağına bağlı kasaba.ve ben kasabanın otogarındayım .Hasköye bilet alıp oturduktan yaklaşık on dakika sonra hemen yanıma oturan altmış yaşlarında pazen şalvarlı (uzun donlu) bir Ana muhabbet arkadaşım . Çok dertli. Doğduğu gelin olduğu torun gördüğü yerleri bırakıp Bursanın ismini zor telaffuz ettiği mahallesine gitse...ne yer ne içer? Harmanlık yeri mi var ki akşamüzeri oturup bir iki muhabbet etsin,kızanlar işten geç gelir,fazla mesaide yapmasalar geç vakte kadar ev kirasını bile zor çıkartırlarmış .Türkiyede kiracılık var.Zor zenaat...Ya anacığım o zaman niye diyorum...”Bayrak ezan “ be kızanım diyor...Yutkunuyorum. Eline uzanıp öpsem diyorum,burada adet nedir ne derler,yumuk yaşlı gözlerinden sevgi şelaleleri akarken ayrılıyorum. Yaşlılık da zor Zenaat vesselam. Her nereye gitsem en dikkatimi çeken nehirler olmuştur.Ardayı gördüm. Pek de nazlı.”Arda Boylarını” mırıldandım.O beni fark etmedi.Ben Onu sindirdim adeta yıkandım Ona bulandım ama O yine yosunları,balıkları ve daha birçok zenginlikleriyle ve halen belki bin yıllık güzergahında akıp gidiyor. Henüz on üçün de sevmiş .Tekeze (kooparatif) zamanında .Ama evlendiklerinde O askerden yeni gelmiş (zaten askerde de ***** vermemişler,kuruculuk /inşaat/ yaptırmışlar) şimdiki yaşadıkları evi de henüz bitiremedikleri için bir iki yıl daha beklemişler. Evet halen kulaklarımda Ananın anlattıkları ve ben geçerken Ardadan Onu yaşıyorum.Asker yolu bekliyorum. Tam beş yıl “mavi urba” çıkmadı birde güllü fistanım diyor...Zaten onları zamanında bu kadar çok urbada yokmuş.Gerçi ne zaman tütüne gitseler aynı urba varmış üzerinde ama.... Bazı yapraklarını özellikle seçip onlardan kıyarak bu tütünü elde ediyormuş.Devletten vesikalı avcıymış ve ne vurursa devlete beyan etmek zorundaymış Şakir Aga.Sarmaya sarabilirmiş ama Türkiyede kendi saran tütün tabakaları varmış onu merak ediyor. “Bir çuval fasulyem var yemeye adam yok,Türkiyecilik çıktı herkes aldı başını gitti,biz burada üç beş hane ancak kaldık” diyor.iki yüz hane köyden otuz beş hane ya var ya yok diye ekliyor. Uçsuz bucaksız yeşillik Mestanlıdan Filibeye kadar uzanıyor,daha da uzadığına şahit olabilirim ama benim yolum ters dönüyor.Burada konsolosluğa bile girmem belki üç yüz kişiyi atlatmak la hallediliyor. Hasköyde Kırcaalide veya Mestanlıda pazara ,dükkanlara giriyorum hemen her şey Türk malı,bir yakınınız bir şey istese ve siz örneğin fincan alsanız belki Kütahya porselen çıkabilir.Türkiyeden buraya fırın bile açılmış. Akşam oluyor bir kafeteryaya gidiyorum ,genç bir erkek orgda en meşhur Türk parçalarını söylüyor.Türkçesi pek bozukmuş ama hemen her Türk müziğini okuyabilirmiş.Sevdiği kız da İstanbul Avcılarda oturuyormuş.Zorunlu göç onları da ayırmış. Bir göç edip de Türkiye de kalanlar birde göç edip de geri gelenler diye ikiye ayrılmış “Türkiyecilik”. Tren yavaşladıkça bir heyecan kaplıyor,yeni bir ülkeye girmek ve yeni bir kültürü tanımak insanı ister istemez “bu bölgedeki insana ben kefilim ve yaşantıları ile ilgili bilgiye kefaletim var” deme heyecanını hissettiriyor.Aynı güneşin altında olduğum sürece (!) kefilim. Bozuk da olsa İngilizcelerinden çantamda herhangi bir yiyecek varsa yetiştirme yurdunda barınan kimsesizlere almak üzere el koymak için birkaç görevli geldi kompartımana. Pasaport kontrolden sonra taksiciler geldi,gideceğimiz yere neredeyse bilet parasına götürebileceklerini söylediler. Muhabbet erken bitiyor ,güneş aynı güneş erken batıyor.Ben yaşamdan bir gün daha silindiğine ve bir günümün daha yollarda geçtiğine ve her yolun bana ağrını üzerine içilen “ağrı kesicisine “ denk düştüğüne bir kere daha emin olmama sebep oluyor. Aradığımı nerede bulacağımı bilmiyorum,işin garibi ne bulacağımı da bilmiyorum ama ... Halen yollardayım. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.