Kalp Nakline Alternatif Yöntemler
 

Kalp naklinde donor sayılarındaki azlık ve hasta sayılarındaki inanılmaz artışlar, tıp çevrelerini farklı tedavi yöntemleri için arayışa itmiştir. Yapay kalp ( total artificial heart) 1980 li yıllardan bu yana tıp çevrelerinde en büyük umutlardan birisi olmuştur. Sınırlı sayıda hastaya uygulanan bu yöntemlerde erken sonuçlar çok iyi olmakla beraber, orta ve uzun vadede enfeksiyon, tromboembolizm ve enerji sorunları bu tedavileri kalıcıdan daha çok kalp nakline köprü olarak uygulanan tedavi yöntemleri arasına sokmuştur. Biz de kliniğimizde 1988 yılında Türkiye’deki ilk yapay kalp naklini gerçekleştirdik ( Jarvik-7) . Otuzüç gün yaşayan hasta kalp donasyonu olmaması nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Son yıllarda yapılan bazı değişikliklerle yapay kalp tekrar gündeme gelmeye başlamıştır.
İlerlemiş kalp hastalıklarında fonksiyonu önemli ölçüde azalan, görevlerini yerine getirememeye başlayan kalp çoğunlukla genişler ve bazı şekil değişikliklerine uğrar. Bu değişikliklerin analiz edilmesi sonucunda bazı fizik yasalarını dikkate alarak planlanan cerrahi tedavilerle kısmen de olsa başarılı sonuçlar elde edilerek hastaların hem yaşam kalitelerinde belirgin düzelmeler sağlanmakta hem de yaşam süreleri uzayabilmektedir. Mitral onarımları ve sol ventrikül restorasyonları bu tedavilerin en önde gelenleridir.
Genişlemiş sol ventriküldeki iletim gecikmesini ortadan kaldırarak sağ ve sol ventrikülün senkronize çalışmasını sağlayan pil uygulamaları da son yıllarda başarı kazanan çalışmalardan bazılarıdır.
Yine koroner damar hastalıkalrında bağlı gelişen kalp yetmezliklerinde seçilmiş olgularda yapılan koroner bypass ameliyatları yüksek riskli operasyonlar da olsa kalp fonksiyonlarında bazı düzelmelere neden olabilmektedir. Bu hastalarda ameliyat kararlarının doğru olarak verilmesi hastaların göreceği yarara karşı aldıkları yüksek riskin alınmaya değer olması açısından son derece önemlidir.

Prof. Dr. Neyyir Tuncay EREN