![]() |
Semtleriyle Aşk Yaşıyorlar!
Dar sokakları. ahşap evleri ve muhteşem manzarası ile Boğaz'ın gözdesi Arnavutköy...
Sahil şeridindeki yalıların üzerine güneşin pırıltıları vurmuş. Beyazgül Sokak'ın esnafı kaldırımlarda muhabbet ediyor. Sağlı sollu arabaların park ettiği 1. Cadde'de ise trafik yoğun. Şehrin telaşından bihaber başka bir dünya adeta. Şimdilerde yok olmuş meşhur Arnavutköy çileğini bile koruma altına almışlar. Arnavutköy'ün en canlı sokağı sahile paralel olan 1. Cadde. Balık lokantalarının. kafelerin ve yalıların dizildiği caddenin sonunda tarihi bir yapı olan karakol binası bulunuyor. Karakolun bitişiğinde 2. Mahmut zamanında yapılmış Tevfikiye Camisi ve yıllardır semtle özdeşleşmiş Bahar Pastanesi var. Kıyı şeridinde balık tutan insanlar. martılar. yürüyüş yapanlar ve iskeleye yanaşan motorlar manzarayı tamamlıyor. Arnavutköy klasiği olarak sıralanmış yalılar kartpostaldan fırlamış gibi muntazam. Hiçbiri manzarayı paylaşma konusunda bencil değil. tıpkı semtin sakinleri gibi. "Arnavutköy'de yaşamak bir ayrıcalık" diyor burada oturanlar. Prof. Dr. Günhan Danışman (Boğaziçi Üni. Öğretim Üyesi) Arnavutköy'ün geçmişi Bizans’ın kuruluşuna gidiyor. 19 yüzyıla kadar nüfus yoğunluğu Rum-Ortodokslara ait. 1820'lerde Rumların oturduğu evlere el koyuluyor ve Museviler yerleşiyor. Fakat büyük bir yangın çıkıyor ve Musevi mahallesi yanıyor. Arnavutköy'deki Musevi nüfusu azalıyor. 19. yüzyıl başında Şirket-i Hayriye iskelelerde bir sayım yaptırıyor. 1912 sayımında Arnavutköy'ün nüfusunun 5000 civarında olduğu. yüzde 90'ın Rum-Ortodoks. yüzde 5'in Musevi. geri kalanların Müslüman ve Ermeni olduğu tespit ediliyor. Bütün bu nüfus 20. yüzyılın sonunda tersine dönüyor. Bunun ana sebebi Lozan Antlaşması'yla yapılan nüfus mübadelesi. İlk kez semte cami yapılıyor. Rumlar önemli ölçüde göç etmeye başlıyor. Bugün nüfusun yüzde 95'i Müslüman. Yaklaşık 250 civarında Rum vatandaş var. Ermeniler ve Museviler kalmadı. Rumlar çok keyiflerine düşkünlermiş. Semtte tavernalar. meyhaneler varmış. Beyoğlu'ndan sonra eğlencenin devam ettiği yermiş Arnavutköy. Fiziki değişimin mimariye pek etkisi olmamış. Boğaz'da en iyi korunmuş semtlerden. Anıtlar Yüksek Kurulu'nun tescilinde yaklaşık 50 kadar yalı var. Oldukça zengin bir semt. Arnavutköy'ün sembollerinden biri de büyük bir yeşil alana kurulmuş Arnavutköy Kız Koleji yani şimdiki Robert Kolej. Hafta sonları çok canlı olur. balık tutanlar bütün sahili doldurur. Komşuluk ilişkileri çok gelişmiştir. Arnavutköylüler kültürel miraslarına sahip çıkmışlar. "Bu semt Arnavutköylüler tarafından koruma altına alınmıştır" diye sloganları bile var. Ali Salih (Ali Baba Köftecisi) Ben aslen Trabzonluyum ama 46 senedir Arnavutköy'deyim. Ali Baba Köftecisi'ni 1982'de açtım. 15 sene seyyar arabada limonata. kestane. mısır. mandalina. portakal sattım. Sonra köfteciliğe geçtim. 12 Eylül ihtilalinden sonra seyyarlar yasaklandı. Biz de ilk küçük dükkanımızı açtık ve sonra büyüyerek devam ettik. Arnavutköy'de fazla değişim olmadı. Olmaması da iyi çünkü Boğaz'da eski güzelliğini koruyan nadir semtlerden biri. Zamanla değişiyor tabii. şimdi nüfus çoğaldı. ama eskiden daha çok Rumlar vardı. Yalıların önünde denize girilirdi kazıklı yol yapılmadan önce. Rumlar gidince yerlerine yeni insanlar geldi. Şu anda müşterilerimiz daha çok Türk ağırlıklı. 25 yıldır buradayız. çizgimizi koruduk ve semtle özdeşleştik. O kadar ki Arnavutköy'ün nesi meşhur diye sorsanız köftesi derler. Aslı Sümer (Artsümer Gallery) Ben Arnavutköy'e tamamen içgüdüsel olarak geldim. Galeri için yer ararken bu yalıyı gördüm ve hiçbir şeye değişmem diye karar verdim. İlk baktığım yer burasıydı. Arnavutköy beni bir şekilde çekti. Böyle bir ruh başka çok az semtte hissediliyor. Mahallenin yenisi sayılırım. 2 senedir buradayım. Mayıs sonunda Arnavutköy'de bir etkinlik düzenliyoruz. Projenin mimarı Gül Kozacıoğlu. Kendisi kavramsal sanatla uğraşıyor. Ben de Arnavutköy'de bir aktivite yapmayı düşünürken fikirlerimiz denk geldi. Bu aslında Gül'ün 2005 yılında Tünel'de yaptığı projenin devamı. Buzla anlatılan bir değişim hikayesi. Hayatında değiştirmek istediğin objeleri buzun içinde donduruyorsun ve eridiğinde yeni bir hayata başlıyorsun. Bu seferki etkinliği çocuklara yönelik yapıyoruz. 19 Mayıs-23 Haziran arasında toplam 6 hafta sürecek. Birinci hafta 3-6 yaş grubuna. ikinci hafta 7-11 yaş grubuna hitap edecek. Buzlar Artsümer'in alt katında yapılacak. dondurmak için balıkçıların dolapları kullanılacak. Önce galerinin bahçesinde sonra Arnavutköy'de gizli bir yerde enstalasyon olacak. Projenin sonunda gizli yeri gösteren bir harita vereceğiz. Buzlar oraya taşınacak. Aynı zamanda müzik ve dans performansları da olacak. Semtteki herkesin katılımını istiyoruz. Arnavutköy'ün kozmopolit bir özelliği var. Bu kadar karmaşık bir popülasyonda hoş bir iş çıkabilir diye düşünüyoruz. Mahmut Çelebi (Arnavutköy Derneği Başkanı) Arnavutköy Güzelleştirme ve Sosyal Yardımlaşma Derneği. 1992'de semtin esnafları tarafından kuruldu. 1997-98 yıllarında 3. köprüye karşı mücadele çalışmalarıyla daha çok gündeme geldi. 4 senedir dernek başkanıyım. Metruk bir tarihi binayı restore ettik ve dernek binası yaptık. 1955'lerde istimlak edilen 180 yıllık Beyhan Sultan Çeşmesi'nin yüzde 30'u kayıptı. Kalıntılarını caminin avlusundan alıp yeniden yaptık. Arnavutköy sırtlarında ağaçlandırma çalışmasıyla 70-80 tane çam diktik. Meydanda park düzenlemesi yaptık. Derneğin en son faaliyeti buraya bir itfaiye yaptırmak. Arnavutköy'e ilk defa bir sivil toplum örgütü teşvikiyle itfaiye kurulacak. Doğma büyüme Arnavutköylüyüm. Babamdan kalma Çelebi Restoran'ı işletiyorum. Eskiden esnafların tümü Rum'du. Burası küçük bir sayfiye yeriydi. Kurtuluş'ta yaşayan zengin insanlar buraları yazlık ev olarak kullanıyorlardı. Eleni Mayıs (Neşe Taverna'nın Sahibi) Biz 7 kuşak Arnavutköylüyüz. Eskiden burası bir Rum köyüydü. Şimdi buranın yabancısı olduk. Kapattığım dükkanı alan esnaf şimdi 'Arnavutköylü' oldu. Arnavutköy. oldum olası bir sayfiye yeriydi. Şimdi artık sayfiyeden çıktı. Çocukken babamın sandalı vardı. hafta sonları açılıp denize girerdik. Akşamüstü tekrar sahile inilirdi. sandalda toplanıp yemekler yenilirdi. Şimdi kahvehane ve altılı ganyan merkezi oldu. Ufacık semtte iki tane açıkhava sineması vardı. o kadar yazlık bir yerdi. 1967'de annem. babam. eniştem ve bir arkadaşları ortak olup Neşe Taverna'yı açtılar. Bugüne kadar Rum tavernası olarak kaldı. Senede bir kere kilisenin günü olurdu. bütün Arnavutköylüler orada toplanır ve panayır yapılırdı. Bizim restoran kilisenin lokali gibiydi. Oraya kadar patika gibi toprak bir yoldan çıkılırdı. her yer bağ bahçeydi. Annem ve teyzem yemekleri kendileri pişirirlerdi. Bugün o Rum yemeklerini ben devam ettiriyorum. Neşe'den önce bir pastanemiz vardı. Arnavutköy'ün ilk pastanelerinden. Mayıs Pastanesi paskalya çöreği yaptığında bütün Arnavutköy mis gibi kokardı. Bahar Pastanesi bile paskalya çöreği tarifini bizim dükkandan öğrenmiştir. Manavı. kasabı. balıkçısı ve pastanesiyle Arnavutköy çarşısı çok güzeldi. Bizim dükkan Beyazgül Caddesi'nde Ali Baba'nın ilk dükkanının yanındaydı. Ali Baba'dan çıkanlar gelip köfteden sonra şekerpare yerlerdi. Ali Baba'ya 20 sene önce piyaz ve Kemalpaşa tatlısı yapmayı öğrettim. hala da yapıyor. Arnavutköy'de doğan insanın başka bir yere gitmesi çok zor. Burada bir mıknatıs var. başka bir yer cezbetmiyor. Sedef İrteş (Muhtar) 50 senelik Arnavutköylüyüm. 2000'den beri de muhtarım. Muhtarlık binasının mülkiyeti kiliseye ait. Arnavutköy'de yaşamak çok büyük bir ayrıcalıktır. Burası İstanbul'un içinde bir köy. Yapılaşma olmadığı için insanları hep aynı. Dededen toruna intikal eden bir yaşamı var. Dar sokaklarıyla. deniziyle Arnavutköy çok özel bir yer. Kültür mozaiğinin olduğu bir semt. Burada birlik ve kenetlenme var. Şirin Bayram (Yüksek Mimar) Arnavutköy eğlence ve zevk alanıymış. Müslüman-Rum birlikte yaşıyormuş. İki açık. bir kapalı sinema varmış. Mevsim geldiğinde kumsala iniyorlarmış. Arnavutköy'e eğlencesi. şatafatı nedeniyle 'Küçük Beyoğlu' denilirmiş. Arnavutköy'de 300'ün üstünde sivil mimari örneği var. Sahildeki yalıların çoğu 100 yaşın üstünde. İstanbul'da hala mahalle dokusunun korunduğu yegane yerlerden biri. Komşuluk ilişkileri çok iyi. Evden dışarı çıktığımda yan komşum kahve içmeye çağırıyor. Zuhal Eczanesi. Berber Adil. Terzi Mürsel. Balıkçı Yılmaz Amca mahallenin emektarlarıdır. Yılmaz Amca bana lakerda yapmasını öğretti. Otobüsten inip cebinizde para olmadan esnaftan bütün alışverişinizi yapıp eve gelebilirsiniz. Mahalleye yeni gelen biri hemen tanınır. sohbet edilip kim olduğu. nereden geldiği hemen öğrenilir. İşe giderken esnafla sohbet etmek için evden biraz erken çıkarım. İstanbul'da sosyal olarak çok hızla değişen. eski tadını bir parça da olsa yitirmiş ama tılsımını koruyan yerlerden biri. Sorunlarımız da var tabii. Mesela park yeri bulmak. Arabaların yola park etmesi yangın açısından da çok önemli bir problem aslında. Neyse ki yakın zamanda bir itfaiye kurulması için karar çıktı. Burada her şeyin daha küçük ölçekli olması ve insanlarla selamlaşmak çok güzel. İsmi nereden geliyor? Semtin ismi Bizans döneminden günümüze birçok kez değişmiş. İşte Arnavutköy'ün farklı isimleri: İlkçağlarda semte 'Hestai' denirmiş. Bizans döneminde 'Promotu' ve 'Anaplus' olarak da biliniyor. Bölgedeki büyüklü küçüklü çok sayıdaki kilise ve ayazmanın yapılmasından sonra 'Melekler Köyü' diye anılmış. Rumlar zamanında 'Büyük Akıntı' anlamına gelen 'Mega Revma' ismi verilmiş. Fatih Sultan Mehmet. Arnavutluk'a egemen olmasından sonra Arnavutları bu semte yerleştirmiş ve 'Arnavutköy' adını almış. Mutlaka gidin! Taksiarhis Kilisesi: 19. yüzyılda yapılan kilise İstanbul'da Osmanlı döneminde yapılmış en büyük Rum kiliseleri arasında. Francalacı Caddesi: Semtin en hareketli sokaklarından biri. Ahşap Rum evleri. esnafı ile semtin ruhunu en iyi yansıtan yer. Adem Baba: İlk dükkanını eskiden kilisenin aşevi olarak kullanılan 150 yıllık binada açan Adem Baba'nın bugün Arnavutköy'de irili ufaklı 3 dükkanı var. Bahar Pastanesi: Arnavutköy'le özdeşleşmiş mekanlardan biri. Karakolun hemen yanında yer alan Bahar Pastanesi. denize nazır hafta sonu kahvaltılarıyla ünlü. Fishmekan: Arnavutköy deyince akla ilk gelen sahil boyunca yan yana dizilmiş balık restoranları. Fishmekan. semtin balıkçılarının en meşhuru. Nerede yenir? Antonio Ricci: Semtin tek İtalyan restoranı. Nefis Akdeniz lezzetlerini Boğaz'a nazır yiyebileceğiniz bir yer. Meşe odununda ince hamur ve bol malzemeli pizzaların fiyatı 17-29 YTL arasında. Barbeque Bis pizzası ve gnocchisi favori yemekleri. Tel: 0212 263 76 42 Kuzgun: Semtin en yenisi Kuzgun. Eskiden Münir Nurettin Selçuk'a ait olan tarihi bir evde yer alıyor. Etnik dünya mutfağı ağırlıklı olan mönüsüyle semtin klasiği balıkçılardan farklı bir mekan. Tel: 0212 263 68 14 One: Ana cadde üzerinde bulunan One. 500 yıllık tarihi bir Ceneviz hamamından bara dönüştürülmüş. Arnavutköy'ün tek 'pub'ı diyebiliriz. Tuğla duvarlardan oluşan tarihi dokusu ile özel partiler için de ilginç bir adres. Tel: 0212 263 79 30 Semtin simgeleri Taksiarhis Kilisesi: 19. yüzyıl ortalarında Bizans döneminden kalma bir kilisenin kalıntıları üzerine inşa edilmiş. 1894 depreminde zarar gören kilisenin yerine 1895-1899 yılları arasında bugünkü kilise yaptırılmış. Büyük kubbesi ve görkemli çan kulesi ile İstanbul'da Osmanlı döneminde yapılmış en büyük Rum kiliseleri arasında. Robert Kolej: Yıllardır Arnavutköy'le özdeşleşmiş bir ekol olan Robert Kolej. ABD sınırları dışındaki ilk ve en eski Amerikan okulu. İsmini Christopher Rheinlander Robert'ten alan kolej kapılarını 1863'te öğrencilere açmış. 1914 yılında Üsküdar'da yer alan Amerikan Kız Koleji de Robert Kolej'in Arnavutköy sırtlarına kadar uzanan kampüsüne taşınmış. Robert Kolej'in ünlü mezunları arasında Orhan Pamuk. Ayşe Kulin. Betül Mardin. Bülent Ecevit. Haldun Dormen gibi isimler var. Çambel Yalısı: Kuruçeşme istikametinde yer alan Çambel Yalısı. nam-ı diğer Kırmızı Yalı. 1830'larda yapılmış. 1930'da arkeoloji profesörü Halet Çambel yalıyı satın almış. Halet hanım. mimar eşi Nail Çakırhan'la oturduğu evi vefatlarından sonra Boğaziçi Üniversitesi Arkeoloji ve Tarih Araştırmaları Merkezi olarak kullanılması için bağışlamış. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.