ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Kültürleşme (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=541452)

Prof. Dr. Sinsi 08-22-2012 12:01 AM

Kültürleşme
 

Kültürleşme iki veya daha fazla kültürün etkileşim sonucu değerler, inançlar ve davranışlardaki muhtemel değişme prosesidir. Özellikle kültürel Toplumun ve insanların, biyolojik olarak değil de, sosyal olarak kuşaktan kuşağa ak*tardığı maddi ve maddi olmayan ürünler bü*tünü, sembolik ve öğrenilmiş ürünler ya da özellikler toplamı.

antropoloji ve Antropoloji (Latince : anthropologia "insan bilimi"), insanla ilgilenen birçok bilim dalından biri. Genellikle fiziksel ve kültürel antropoloji olarak ikiye ayrılır. Dünyadaki çeşitli insan topluluklarının doğalcı yaklaşımla betimlenmesi ve yorumlanması olarak tanımlanabilir, ama ne konusu ne de araştırma yöntemleri kendine özgüdür. Tarihten farklılığı, antropolojinin toplumlar, kurumlar, inanç ya da geleneklere ilişkin tarih araştırmalarını dışlamasından değil, belgelere dayanmak yerine insanla

sosyal psikoloji sahalarında daha sık kullanılan bir terimdir. Dinamik bir süreçtir. Karşılaşan kültürlerin hepsinde de bir miktar değişme görülebilir.



Literatürde iki mânâda kullanılmaktadır: (1) Bir kültürel gurubun, diğerlerinden etkilenerek onun kısmen veya tüm unsurlarını adapte etmesiyle yeni bir kültürel mecra oluşturması süreci; ve (2) kendi yapısı çerçevesinde guruplar arasındaki herhangi bir kültürel aktarım olarak. Meselâ, nesiller arasındaki kültür transferi bir akültürasyon vakıasıdır. Bu anlamıyla "sosyalleştirme" kavramına daha yakındır. Kültürleşme veya kültür edinme en genel anlamıyla bir kültürün yeni unsurlar alma vakıasıdır. Bu unsurlar sayı itibariyle çok az olabileceği gibi bir kültürün tamamen değişmesini sağlayacak kadar çok ve yoğun da olabilirler.


Görüldüğü gibi kavramda daha ziyade alıcı kültür veya değişen kültür açısından bir yaklaşım ve değerlendirme söz konusudur. Tanımdan anlaşılacağı üzere dışarıdan içe doğru bir etkilenme vardır. Aynı süreci ifade etmekle birlikte, etkilenmenin kaynağı bakımından farklı mânâlarda kullanılmaktadır. Bu etki yabancı bir kültürden kaynaklanabileceği gibi kendi içindeki guruplardan veya önceki nesillerden de olabilir.


Bogardus, iki veya daha fazla kültürel sistemin beşerî ilişkiler vasıtasıyla ayrı bir kültür sistemi geliştirmesi süreci olarak tanımladığı kültürleşmenin üç tipini belirtmiştir:


(1) Körlemesine kültürleşme, insanların birbirine yakın yaşamaları ve mal ve hizmet ilişkilerine girmeleriyle kendiliğinden gelişen kültürel özelliklerin vuku bulmasıdır.


(2) Empoze kültürleşme, bir kültürün diğerine baskı yaparak kendi özelliklerini empoze etmesidir.


(3) Demokratik kültürleşme, her kültürün temsilcilerinin diğer kültürleri kendi tarihî ve değerler sistemi içinde kabul etmesidir.[9]


Kültürleşmede edinilen yeni unsurlar başlıca üç kaynaktan dinamik bir süreç içinde alınabilir. Kaynaklardan ilki yabancı bir kültürdür. Toplumda daha önce mevcut olmayan yepyeni bir unsur yerli kültür sisteminin tamamen dışındaki başka bir kültür siteminden ithal edilir. Yeni unsur, müessir olabilmesi için eğer gerekiyorsa icap eden uyarlamalar ve alıcı kültürde de gerekli iç düzenlemeler yapılarak sosyal hayatta kullanıma sokulur. Batı'daki dinî kimlik, kurumlar, siyasî sosyal organizasyonlar itibariyle yayılmaktadır.[10] Bu duruma örnek olarak, Hıristiyan kültüründe dinî bir faaliyet olan Noelin bizim toplumumuzda bir yeni yıl kutlaması olarak yaygınlaşmasını gösterebiliriz. Bu âdet yabancı kültürden bağlı bulunduğu Hıristiyan inanç sisteminin tümüyle birlikte gelmemiş, fakat uyarlanmıştır. Değişen kültür sisteminin içinde yeni unsurun genel kabul göreceği ve uygulanacağı tarzda sosyal yapı ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmıştır.


Kültürleşmede ikinci kaynak kültürün bizzat kendisidir. Mevcut unsurlar, üretilen yeni unsurlar, unutulmuş olanlar, veya özellikle yeni nesiller arasında yaygın kullanımı olmayan eski unsurlar, sistemde uygulanmaya konabilir. Bu süreç daha ziyade sosyalleştirmeye benzetilmektedir. Meselâ, eski uygulamalardan nevruz bayramının veya hicrî yeni yılın birer sosyal âdet olarak tekrar yerleşmesi ve yeni nesillere aktarılarak devam etmesi birer örnektir. Genç nesillerin henüz bilmedikleri, fakat kültürel sistemde mevcut olanların transferleri ile ilgili her konu buna bir örnektir.


Kültür edinmede son kaynak o kültür sistemi içindeki herhangi bir alt kültür gurubudur. Bunlara ait olan herhangi bir kültürel öğe diğer guruplar veya toplumun bütünü tarafından genel kabul görerek kültür edinme meydana getirilir.


Yukarıdaki tanımda, bir kültürün kısmen veya tamamen değişebileceği belirtilmişti. Büyük değişmeler, büyük sosyal hadiselerle ve uzun sürelerde meydana gelmektedir. Karşılaşan kültürler arasında fonksiyonalite bakımından bariz dengesizlik söz konusu olabilir. Bu durumda artık değişen kültürün değil değiştiren kültürün varlığı ve hâkim kültür olma özelliği söz konusudur. Anadolu'da Türk kültürünün doğuşu buna çok güzel bir örnektir.


"Türkler maddî ve manevî kültür özelliklerini Anadolu'ya yansıtmışlardır. 11. yüzyıldan önce ve sonra, Anadolu'da bir kültür ve medeniyet teması olmuş, kültürleştirme (acculturation) görülmüştür. ... Eğer bugün bir Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinden bahsedebiliyorsak bunun temel sebebi Anadolu coğrafyasında hatta Balkanlarda Selçuklu ve Osmanlıda ifadesini bulan Türk - İslâm medeniyetinin bir hâkim kültür olma özelliğinde aranmalıdır."[11]


Sosyal kimlikte, tarihî boyut içinde devamlı olarak bir kültürleştirme (acculturation) süreci işlemekte, ve böylece hâkim kimlik (Millî kimlik) doğrultusunda alt kültürlerin veya etnikliğin ürettiği kimlik tipini törpülemektedir.


Kültürleşme, hâkim kültür açısından da yeni bir mecra oluşturmaktadır. Çünkü kültürel yapılar kompleks birer sistemdirler ve bu nedenle söz konusu olan vakıa, bir unsurun basit bir transferi değil, birçok unsurun bu girift yapıya paralel olarak aktarımı ve sistemde meydana gelen büyük değişmedir. Başka bir deyişle kültürel sistemin içindeki -yeni unsurun dahil edilmesiyle bozulan- hassas dengelerin yeniden kurulması gerekmektedir. Yukarıdaki örneğe tekrar dönecek olursak, sadece sosyal hayatta değil, inanç sisteminde de yeni düzenlemelerin ve kabullerin yapılmış olması gerektiğini görürüz. Esasında kültürel transferlerde sadece bir tek unsur yer almamaktadır. Ona bağlı başka unsurlarla birlikte aktarılmaktadır. Dolayısıyla alıcı kültürün kendi sitemini bir kompleks transfere uyarlaması gerekmektedir.


M. Newman tarafından asimilasyon ve kültürleştirme (acculturation) vakıaları aşağıdaki her harfin bir millî gurubu gösterdiği bir formüle dönüştürülmüştür.[12]


Asimilasyon: A + B + C = A


Karışım (Melting Pot ve/ya Amalgamation):


A + B + C = D


Kültürel Çoğulculuk (Cultural Pluralism):


A + B + C = A + B + C


Uyarlanmış Çoğulculuk (Modified Pluralism):


A + B + C =Aı + Bı + Cı


Uyarlanmış çoğulculuk, göçmen gurupların kendi kültürel özelliklerini tamamen yok etmeden mevcut kültüre entegre olarak fonksiyonel olması anlamında kullanılmıştır.

Literatür basılı eserler anlamına gelir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.