![]() |
Duyum
Bir uyarının duyabildiği en aşağı derece. Bir duyumun meydana gelmesi, başlıca üç safhadan geçer: a) fiziksel, b) fizyolojik, c) psikolojik safhalar. Duyu organlarının faaliyete geçmeleri için ilkin gerekli olan bir dış etkinin varlığıdır. Duyu organlarının faaliyete geçmesine hizmet eden bu dış etkiye �uyarıcı: stimulus� adı verilir. Dışardan gelen etkiler, özel şekilde ve farklı hücrelerden yapıya malik olan duyu organı, kendi özel yapışma uygun düşen uyarıcıları alma yeteneğindedir. Bu yetenek, sinir uçlarının uyarılması sonucu kendini gösterir. Böylece, bir uçları, aldıkları etkiyi, merkeze giden sinirler aracı ile beyine ulaştırır. Duyu uyarıcı tarafından uyarılmış olan sinir organlarından beyine giden sinirler aracı ile beyine ulaşan bu uyarıcılar, beyin tarafından alınır. Buna �intiba : impresion� adı verilir. Duyu organlarında bir etki meydana getirebilecek her uyarıcı beyinde bir intiba meydana getirir ki, buna psikolojide duyum adı verilir. Böylece, duyu organlarının faaliyete geçmesini sağlayan dış etki, fiziksel safhayı; sinir uçlarının aldıkları etkiyi merkeze giden sinirler aracı ile beyine ulaştırmaları fizyolojik safhayı, beyinde bir duyumun meydana gelmesi de psikolojik safhayı meydana getirir. Çeşitli duyumlar arasında belli başlı üç ortak nokta vardır: Duyumun keyfiyeti, duyumun cinsine bağlıdır. Duyumların ayrı ayrı oluşları ile karakteristik kazanır. Duyumun şiddeti, bir duyumun meydana gelebilmesi için uyarıcının, duyu organında en az bir uyarım meydana getirebilecek kadar kuvvetli olması gerekir. Bu kuvvet duyu organında uyarım meydana getirecek en küçük şiddete eşik denir. Her duyumun bir eşik'i vardır ve bunlar işitim de tadımda ayrı ayrıdır. Duyumun süresi, herhangi bir duyumun bir süre devam ettiği sürece devam eder. Duyumların çeşitleri : Duyumlar duyu organlarına göre çeşitlik gösteril Görüm duyumları, işitim duyumları, doku duyumları,dokunum duyumları Bu şekilde bir açıklama, ilkin, dinî bir görüşle ortaya çıkmıştır. Bu dinî görüşe göre, iki zıt prensip, iyilikle fenalıktır. Evren de, bu iki zıt prensibin çarpışmasından doğmuştur.İlkin doğuda beliren bu inanış, Yunan filozoflarına geçmiş ve onlarda metafizik yönden açıklamasını bulmuştur. Bu açıklamaya göre evrenin menşeini meydana getiren iki kuvvet, madde ile ruhtur. Madde gözle görülebilen, duyu organlarımıza etki eden kaba ve kaypak şekillerdir. Ruh ise, hayatın düzenini, ahenk kısmını en iyi temsil eder. Böylece, madde ve ruh, yani karışıklıkla ahenk, evrenin, hayatın esasıdır. Düalizm, çeşitli şekilleriyle, antik devrin hemen bütün Düalizm terimi, felsefe ve teoloji başta olmak üzere farklı konularda çeşitli doktrinlerden bahsetmek ve bunları tanımlamak için kullanılabilir. Bu doktrinlerin hepsinde iki temel maddenin (çoğunlukla zıt) var olduğu kavramı vardır. Bu zıtlıklar, özellikle de zıt güçler veya zıt ontolojik veya epistemik kategoriler olabilir. filozofları tarafından açıklanmıştır. Pythagoras, En genel anlamda, düşünce ve teorileriyle başta kendisi olmak üzere halkının ve insanlığın ufkunu genişletmiş bir şeylerin yepyeni perspektiften görülmesini sağlamış kişi. Biraz daha özel bir anlam içinde, hayata iyi yönleriyle bakan, hoşgörülü, güçlükleri tevekkülle karşılayan kalender kimse. Eflatun, Eflatun Alm. Plato, Fr. Platon, İng. Plato. Yunanlı filozof (M.Ö.429-347). Asıl adı Platon olup İslam dünyasında Eflatun ismi ile bilinir. Eski Yunan felsefecilerindendir. Sokratın talebesi, Aristonun ise hocasıdır. Aristo bu görüşün savunucularıdır.Aristoteles MÖ 384 - MÖ 7 Mart 322 tarihleri arasında yaşamış Yunanlı filozof ve bilim adamı. Platon ile birlikte Batı düşüncesini en çok etkileyen en önemli iki kişiden biri olarak düşünülür. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.