![]() |
Hinduizm Ana Akımları
Ana akımları Vişnuizm ve Şivaizm, Hinduizm'in en önemli mezhepleridir. Vişnu inancına göre, yüce Tanrı Vişnu dünyada çok farklı bedenlerde kendini göstermiştir. Vişnu, evrensel düzenin (Dharma) bozulup, onun kurtarışına ihtiyaç duyulduğu zaman dünyada bedenlenmiştir (Avatar). Bilinen diğer 10 enkarnasyon (bedenleniş, bedenlenme) Rama ve Krişna altında gerçekleşir. Enkarnasyon öğretisine göre, en yüce Tanrı Vişnu, diğer tüm Tanrıların ve dünyadaki tüm nesnelerin yaratıcısıdır. Bazı Vişnuizm okulları, tek Tanrı görüşünün aksine, Monistik düşünceyi savunur. Vişnuizm'de, en çok, kişiselleştirilmiş Tanrı (Bhakti) önemlidir. Şivaizm'de Şiva'nın en yüce olduğu, diğer Tanrı'lar üzerinde büyük bir gücü olduğu ve onları yarattığı varsayılır. Şiva'nın, kendilerini yeniden yaratmak için Himalayalar'da meditasyon yapan ve dünyadan periyodik zamanlarda yok olan Askete'lerin Tanrısı olduğu kabul edilir. Şiva'ya, Nataraja görüntüsü hariç, genelde antromorfem biçiminde değil, Lingam sembolüyle tapılır. Şivaizm'e inananlar Şiva Siddhanta gibi Dualist, Sinne Şankara gibi Monist ya da Şivaizm'deki Kaschmir'ler gibi Tantrik de olabilirler. Şivaizm'deki bazı mezheplerde Yoga büyük önem taşır. Şivaizm ve Vişnuizm gibi Şaktizm'in yapısı da önemli bir rol oynar. Yeniden doğuş ve kurtuluş Tanrılar, insanlar ve hayvanlar, Hindu inancına göre dünyanın Yuga zamanından beri birbirini takip eden bir döngü içinde (Samsara) yaşarlar. Ayrıca insanların yaptıkları iyi veya kötü şeyler de birikir. Bu Hindu inançlarında "yapılan her şeyin neden ve sonucundan insan kendi sorumludur" yasasına göre "Karma", insanların eylemleri doğrultusunda onların Yeniden Doğuş'unu, Reenkarnasyonu etkiler ve Tanrı'nın bir parçası olan "Atman"la, insanın kurtuluşu başlar. Fakat Ruh herkeste farklıdır ve Tanrının bedenlenişi, evrenseldir, evrensel bilinç ise aynıdır. Ruhun gelişimiyle kişisel kurtuluş, ancak üç yöntemin uygulanıp gerçekleşmesiyle oluşur. Bunlar; Bhakti Yoga, ibadet edilen Tanrı'nın sevilmesi; Karma-Yoga, eylemlerin yolu ve ayrıca Jnana Yoga, bilinçlenme yolu. Bazen dördüncü yol olarak Raja Yoga, kralın yolu da çoğu zaman bu yöntemlerden biri olarak anılır. Kutsal inek ve vejetaryen beslenme Budizm'deki vejetaryenliğe ve hayvanların şiddet uygulanarak öldürülüp avlanmalarına tepki olarak Ahimsa (şiddete karşı olma) mantığıyla, Hindular et ile beslenmeyi kesin olarak yasaklamıştır. Tabii ki bu durum Vedik zamanında farklıydı; çünkü o zamanki yaşam koşulları farklıydı. Bazı Hindu yazılarında sığır etinin, kurban eti olduğu zaman yenilebileceği yazar. Hindular vejetaryenliği ahlaklı bir yaşam biçimi olarak görürler; onlara göre et bir katliam ürünü ve pistir. Brahmana??ların beklentisine uygun olarak, halkın her kesiminde vejetaryenlik vardır. Hinduların hemen hemen tümü sığır etini yemeyi reddeder. 2004 nüfus sayımına göre, Hint halkının %25'i vejetaryendir. Bu durum eyaletlerde değişiklik gösterebilir, örneğin Gujarat halkının %69'u vejetaryen iken Tamil Nadu halkının sadece %21'i vejetaryendir. Hint mitolojisinde, inek, çok farklı şekillerde konu edilmiştir. Tanrının bedenlendiğine inanılan Krişna bir taraftan Govinda, yani "inek çobanı", diğer taraftan Gopala, kısacası "ineklerin koruyucusu" olarak betimlenir. Onun eşi Radha ise Gopi, yani "çoban kız" ve ayrıca Tanrı Şiva'nın binek hayvanı boğa Nandi'dir. Eski Hint kültürü de bizlere dört bin yıldan uzun bir süredir, ineklerin özel değerleri olduğunu göstermektedir. Veda'ların ibadetleri anlatan en önemli bölümlerinde, her zaman Tanrı olarak Kutsal İnek resmedilmiştir. Buna rağmen Neolitik zamanlarda öküzler kurban edilip yenilmekteydi. Bu durumun ne zaman ve nasıl değiştiği hala netlik kazanmamıştır. Kültür antropologu Marvin Harris, bu değişimi ve değişen ekonomik koşulların nedenlerini araştırmış ve devlet gelirleriyle nüfus yoğunluğunun yeterince öküz almaya yeterli olmadığını ve et ile beslenmek için gerekli besin kaynaklarının ulaşım hayvanı olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Bu koşullar, ineklerin kurban hayvanı olarak öldürülmemeleri konusunda kesin bir tabu oluşturmuştur ve inek eti günümüzde de hala yenmemektedir. İlginç olan ise, Brahman'ların eski zamanlarda ayinlerinde sığırları kesip kurban etmeleri ve sonradan sığırların korunması için en katı kuralları yine onların koymalarıdır. Hinduizm'de Kast Sistemi Sınıf farklılıkları gözetme, ayrımcılık sebebiyle anayasada yasak olmasına rağmen, Hindistan'da yaşayan Hindular arasında belli sosyal tabakalara ayrılma (Kast Sistemi), toplumda hala görülmektedir. Kast sisteminin temel ilkesi; doğumdan itibaren tüm insanlar arasında görevlerin, hakların, sorumlulukların ve gücün kesin çizgilerle ayrılmış olmasıdır, yani sosyal sınıflar arasında bir uçurum yaratmaktadır. Ayrı bir sınıf olan Varna'lar için, yaşamlarının her alanında uyguladıkları çok farklı dini kurallar ve ibadet kuralları vardır. Tüm kastların, kendi özel yaşamlarında, yapmakla yükümlü oldukları sorumlulukları, yerine getirmeleri mutlak (zorunlu) yükümlülükleri (Dharma) vardır. Bu sorumlulukların ihmal edilip, uygulanmaması ahlaka uygunsuz ve kötü olarak (Adharma) görülür. Kişilerden beklenen; ait olduğu kastın gerektirdiği görevleri yerine getirmesi, hayatından memnun olması ve kast içindeki herkesle iyi geçinmesidir. Toplum 4 sınıfa ayrılmıştır. Bu sınıfların nitelikleri ve görevleri şunlardır: Brahman'lar: Kutsal yazıları olan Veda'ları incelerler. Dini eğitim verirler ve dini ayinler düzenlerler. Kshatriya'lar (Kşatriya): Savaşçı sınıftır. Güçsüzleri korur, krallar gibi adil davranır, Brahman'ları korurlar ve onların dini eğitimlerini destekler, dini çalışmalarına halkı teşvik ederler. Vaishya'lar (Vaikya): Çobanlar ve tüccarlardan oluşan kasttır (sınıftır.) Ticaret ve tarımla ilgilenerek ülkenin zenginliğini arttırırlar. Shudra'lar (Sudra): Hizmetçi kasttır. Aryan olmayan halktan oluşur ve diğer üç sınıfa (Brahman, Kshatriya ve Vaishya'lara) hizmet ederler. Bu dört ana kast dışındakiler ise Dalit ("Dokunulmazlar") olarak adlandırılır ve tuvalet temizliği, sokak temizliği gibi işlerden de sorumludurlar. Dalit'lerin durumunu daha da düzeltmek için, yönetim, kamusal alanda birçok sektörde iş alanı yaratmış ve onların haklarını koruma altına almıştır. (Lonely Planet, 11th Edition, S. 58) Kastlar, "jati" denilen, binlerce aile grupları veya sosyal topluluklardan oluşur. Bir birey olarak bir kasta bağlı şekilde doğarlar ama bazen de mesleki faaliyetlerine, yeteneklerine göre sınıflandırılırlar. Kaynak : Wikipedia |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.