![]() |
Manisa (İl) Geçmişten Günümüze Manisa
Geçmişten Günümüze Manisa Manisa geçmişten gelen tarihi ve kültürel değerleriyle, doğal özellikleriyle, tarım ve sanayisiyle önemli bir turizm potansiyeline sahip olan Batı Anadolu'nun zengin bir ilidir. Gediz Ovasının bereketli topraklarının da etkisiyle tarımsal üretim sıralamasında ilk üç ilden biridir. Yüzyıllardan beri dokumacılık, gıda, dericilik ve tarım konusunda faaliyet gösteren Manisa'da bugün sanayi önemli bir gelir kaynağıdır. Tarih boyunca hemen her büyük medeniyetin dikkatini çekecek kadar zengin olmuş bu toprakların geçmişi yontma taş devrine kadar uzanır. Antik dönemde Lidya bölgesi olarak bilinen bölgenin tamamına yakına Manisa'dadır. Bölgede başka Sardis olmak üzere sayısı yirmiyi aşan antik kent mevcuttur. Milattan önce 13. Yüzyılda Lidyalılar için de önemli bir merkez olmuştur. Tarihte ilk altın parayı basan Lidya Krallığının başkenti bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan Sard kentidir. Bin tepeler bölgesinde Lidyalılardan kalma Tümülüsler ve kral mezarları bulunmuştur. Yirmi beş bin yıl öncesine ait fosil ayak izleri adeta Manisa'nın zengin tarihinin göstergesi gibidir. Deyim yerindeyse Manisa'da her taşın altından tarih çıkmaktadır. Lahitler, mezar taşları, mozaikler, büstler, heykeller arasında Manisa müzesinin arkeoloji bölümünü gezerken bu gerçeği daha da iyi anlıyoruz. Dünde bugünde köklerine sıkı sıkıya bağlı tarihiyle iç içe yaşayan bir Manisa var karşımızda. Tıpkı Kula evlerinde olduğu gibi. Manisa'nın bir diğer önemli özelliği ise semer yapımı, bakırcılık ve demircilik gibi geleneksel el sanatlarının devam ettiği bir kent olmasıdır. Kulaya 18 km mesafede bulunan Peri bacaları ise Gediz vadisi üzerine yapılmış pastel tonlarda görkemli bir resme benzemektedir. Saruhan Beyliğinden günümüze ulaşan yapılar arasında Ulu Camii külliyesini sayabiliriz. Medresesi ve hamamıyla Ulu Camii Külliyesi bir hol gibi Sipil dağının boynunu süslemektedir. Tarihi değerlerine sahip çıkan Manisa Yeni hanı da restore ederek halkın kullanımına sunmuştur. Koruma altına alınmış bir milli parka sahip olan Sipil dağı eteklerinde bir yayla evinde konaklamak hangimize çekici gelmezki. Sipil dağı trekking, dağcılık ve yamaç paraşütü için oldukça uygun özellikle dağcılık sporu bakımından zirveye varılıp inilebilen nadir alanlardan biridir. Gören her göz için başkadır Manisa. Manisa Tarzan'ının gözündense bambaşkadır. Manisa geçmişinden taşıdığı izler ve doğal güzellikleriyle turizm kulvarında da adından söz ettirmektedir. Şifalı sular bakımından zengin bir bölgede bulunan Manisa'daki jeotermal su kaynakları asırlardır bilinmektedir ve yerli yabancı turistlerin ilgi odağıdır. Salihli'de bulunan Kurşunlu ve Sard kaplıcaları Manisa'nın sağlık turizmine önemli bir katkı sağlamaktadır. Mesir şenlikleri Manisa'nın en önemli geleneklerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Manisa'da hastalandığında saray doktorları bir türlü tedavi edemezler ve sonunda Sultan,41 çeşit baharatın karışımından hazırlanan mesir macunuyla şifa bulur. Mesir şenliği 465 yıldır Manisa'da yaşatılmaktadır. Yörenin en tanınmış ürünü ise hiç kuşkusuz üzümdür. Her tanesi ayrı bereket ayrı lezzettir. Ülkemizin en verimli topraklarından Gediz Ovası Manisa'da zengin bir bitkisel üretim çeşitliliği olmasını sağlamaktadır. Ünlü Akhisar zeytinleri, kaliteli pamuk üretimi, tütünü ve kirazıyla Manisa tarımsal üretim sıralamasında ilk üç ilden biridir. Son yıllarda artan organik tarım üretimi, baraj ve gölleriyle Manisa, eko turizm alanında da önemli potansiyele sahiptir. Kökleri tarih kadar eski Manisa'nın görkemli bir duruşu vardır. Gerek tarihsel gerek ekonomik, kültürel ve doğal zenginlikleriyle Manisa 2004 yılında, Financial Times tarafından dünyanın en uygun yatırım kenti seçilmiştir. Tarihte büyük başarılara imza atmış, nice uygarlığın yaşadığı Manisa geleceğe güvenle bakmaktadır. Kaynak : Wikipedia |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.