![]() |
Gizli Tarikat Opus Dei
OPUS DEİ... Kimilerine göre dünyayı yöneten en etkili KATOLİK örgüt... 1 milyona yakın sempatizanı, dünyada 70 ülkede 80 bin üyesi bulunan ve de dünyanın en gizemli KATOLİK TEŞKİLATI olduğu ileri sürülen İspanya kanı taşıyan OPUS DEİ'nin Madrid merkezinde, örgütün önemli isimleriyle yaptığım 'ÇOK ÖZEL' sohbeti paylaşacağız sizlerle ey sevgili okur... Meslek yaşantım boyunca gerçekleştirdiğim ilk beş kritik röportajım arasında yer alan bu görüşmeyi umarım tüm arka plan kodlarıyla sizlere aktarmayı başarabilirim. Bu yazı dizisi 'dünün ve geleceğin efendilerinin' ağzından 'dünyanın ve de elbette bizim vatanımızın yarınları adına hayati değer taşıyan mesajlarla yüklü. OPUS DEİ'nin tepe isimleri ile bakın neler konuştuk; 'Yeni dünya düzeni, masonik grupların yeni çağ planları, AB kapısında Türkiye'nin durumu, AK Parti'ye bakış, Avrupa'da İslam korkusunun nedenleri, yeni bir haçlı seferlerinin eşiğinde miyiz sorgulaması, Washington'ın neo-conlarının Ortadoğu Planları, 'Katolik dünyasında mevcut 'Deccal' inanışı, Katolik Kilisesi'nde 'Deccal'in yakın zamanda geleceğine ve hatta geldiğine inananlar, OPUS DEİ'nin dünya politikalarındaki rolü, ünlü sempatizanlar, Türkiye'de ve Müslüman aleminde irtibatlar, OPUS DEİ'nin mistik mesajları ve... ' Evet, kalbinizi nice bilgi ışığı yakma umuduyla başlıyorum... (Bu özel röportajımın 'referans' gösterilmeden kullanılmamasını da özellikle diğer gazeteci arkadaşlarıma-haber ajanslarını rica ediyorum-emeğe saygı duyulması ricasıyla...) OPUS DEİ TANRI'NIN İŞÇİLERİ Türk kamuoyu (elbette benim gibi ölümlü-sıradan insanlardan bahsediyorum, seçilmişler hiç şüphesiz onları çoook uzun yıllardır zaten biliyorlardı...) OPUS DEİ'cilerle yaklaşık 2 yıl önce tanıştılar, buluşma Da Vinci Şifresi ile tüm dünyada 45 milyon adet satan Dan Brown'un kitabı aracılığıyla oldu. Bundan önceki kitabında 'Amerikan Ulusal İstihbaratı NSA hakkında olay dosyaları açıklayarak ciddi tepkiler toplayan Dan Brown, Da Vinci Şifresi isimli dünyayı sarsan kitabında Opus Dei Tarikatı'na yaptığı projeksiyonla hepimizin dikkatini bu gizemli tarikatın üzerinde toplayıverdi. DA VİNCİ'nin şifresi ve OPUS DEİ gizemi Dan Brown, Da Vinci Şifresi'nin girişinde Opus Dei için şu notu eklemişti: 'Opus Dei olarak bilinen Vatikan Piskoposluğu, beyin yıkama, baskı ve bedensel çile denen tehlikeli bir ibadet yapıldığına dair tartışmalar yaratan, koyu dindar bir Katolik mezhebidir.'' Ve bu satırların ardından tüm gözler OPUS DEİ'e çevrildi... Şimdi tam bu noktada size 1 yıl önce 27 şubat 2004'te yazdığım yazımı hatırlatmak istiyorum, lütfen hızlı okumayın, sindirin anlatacaklarımı, çünkü bu yazı dizisinde size bilgi bombardımanı yapacağım ve şayet tarayarak süratle okursanız bilgilerim yetim kalır. Evet 1 yıl önce bakın Güler KÖMÜRCÜ ne yazmış; Yahudi-Katolik savaşı mı başladı 'İlk atışı 1 yıl önce Yahudiler yaptı. Satış rekorları kıran Dan Brown'un 'Da Vinci'nin ŞİFRESİ isimli kitabıyla, Katolik alemini toptan çökertecek, kiliseyi bombalayan bir atış yapıldı. Kitabın yazarının kimliği hiç öyle sıradan değil, Yazar Brown, ABD'nin derin devletinin kurumlarından biri olan, CIA'nın da tepesindeki NSA (National Security Agency)'nin üzerindeki sır perdesinin aralanmasını sağlamıştı. Bu önemli bir not değil mi? Dan Brown, Katolikler'e 'KATOLİK ALEMİNE' de atış yaptı ve Hz. İsa hakkında ve de Hıristiyanlığı kökünden sarsacak bilgileri açıkladı. Hz. İsa'ya 'Tanrı'nın oğlu' gözüyle bakan Katoliklere, ''yanılıyorsunuz İsa sizin gibi sıradan bir ölümlüydü, evlendi, çocuk sahibi oldu, İsa'nın kuşağı halen yaşıyor. İncil de kutsal bir kitap değildir, ROMAlılar oturup Paganist uyarlamalarla İncil'i kaleme aldılar, İsa da kutsal değildir'' dedi kitabında. Bitmedi, İsa'nın kuşağının kimler olduğunu- bu önemli 'sır'a, masonik bağlantılarıyla bilinen Tapınak Şövalyeleri'nin sahip olduğunu da açıkladı yazar. Yani, Hıristiyanlığın, özellikle de KATOLİK aleminin bugüne kadar olan tüm inanç sistemini-doğrularını bombaladı. Ve haklı olarak Katolik dünyası ateş püskürmeye başladı, VATİKAN- PAPA bu kitabı ağır dille kınadı ama kitap önemli bir tartışması başlatmış oldu...' (Bu arada, Katolikler bu kitabın ilk intikamını, geçen yıl gösterime giren, İsa'nın çarmıha gerilmesinde suçlu Yahudilerin olduğu mesajını veren, 'İsa'nın çilesi' isimli filmiyle aldılar. Filmin yönetmeni Mel Gibson da bir opus dei sempetizanı olarak biliniyor) |
Gizli Tarikat Opus Dei
Psikolojik harp ve inançlara bombardıman Peki Dan Brown, 'psikolojik harp'in 'örtülü operasyon'larından biri olarak kabul edilen 'inançlara saldırı' operasyonu mu yapıyordu yoksa, NE?! İşin uzmanlarına göre, 'KATOLİK dünyasını, kiliseyi yaşantılarının merkezi olarak gören 1 milyara yakın katolik nufusu 'omurgalarından' vurmayı, inançlarını sarsmayı hedefliyordu birileri. Peki katolikliği yıkma operasyonu yapanlar, ikinci adımda boşalttıklarını ne ile ikame etmeyi planlıyorlardı? Cevabı KATOLİKLERİN en etkili teşkilatı OPUS DEİ'cilerin bizzat kendi ifadelerinden öğreneceğiz... Şimdi, tali yoldan çıkıp, tekrar ana konuya dönelim, OPUS DEİ nedir-örgütün arka plan kodlarına bakmaya devam edelim; Opus Dei 1928 yılında İspanyol papaz Josemaria Escriva de Balaguer tarafından Madrid'de kuruluyor. Geçtiğimiz yıllarda 'aziz' ilan edilen Escriva Madrid'deki bir kiliseye günlerce kapanıyor ve orada 'inzivada' iken Tanrı'dan aldığı mesajla 'OPUS DEİ tarikatını kuruyor. Aziz Escriva 26 Haziran 1975'te ölünce yerine yıllardır yanında bulunan Dr. Diez Sollano geçiyor. Opus Dei, Latince'de 'Tanrı'nın işi' anlamına geliyor, OPUS DEİ'ciler de 'Tanrının işçileri...' Tarikatın misyonu; ruhban sınıfından olmayan kişilerin toplum içinde 'Tanrı'nın sözünü' yaymakta dinamik bir rol üstlenmesini sağlamak. Tüm dünyada toplumun değişik kademelerinde, orta sınıftan, üst yönetici sınıfa, finans ve politik çevrelere kadar her seviyede OPUS DEİ üyesi bulunuyor. Sempatizanlarının bugün 1 milyonu bulduğu belirtilen Opus Dei tarikatı, Katolik dünyasında adeta ikinci bir kilise durumunda. Günümüzde Vatikan'da en etkili olan -Laik- kurum olan OPUS DEI'nin tüm üyeleri Katolik meslek sahiplerinden oluşmakta fakat her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmakta. Vatikan pasaportu taşıyan bu Kardinaller'in dokunulmazlıkları var ve sadece Papa'ya karşı sorumludurlar. OPUS DEİ, İspanyol General Franco döneminde son derece önemli ilişkiler kuruyor. Derken Başbakan Jose Maria Aznar hükümetlerinde de etkin görevlere getirildikleri biliniyor. Tarikat üyesi olduğu iddia edilenlerden biri de IMF Başkanı Rodrigo Rato. ABD'de değişik görevlerde 30 bin kayıtlı üyeleri bulunuyor. Opus Dei'nin Vatikan'daki esas aktörü ise Papa'nın sözcüsü, İspanyol Dr. Joaquin Navarro-Valls. 1978-1985 arasında, Opus Dei'ye yakınlığıyla tanınan İspanyol ABC gazetesinin Doğu Akdeniz temsilciliğini de yapan Navarro-Valls'un devamlı oturduğu Roma'dan gayet sık bir şekilde İstanbul'a seyahat ettiği biliniyor. Sonraki yıllarda Vatikan'a geçerek basın sözcülüğü yapan Navarro-Valls'un, Türkiye'ye giden Vatikan resmi heyetlerinde de yer alıyor. Navarro-Valls, geçen ay seçilen Yeni Papa 16. Benediktus'un da 'Basın temsilcisiliği' görevini de yürütmeye devam ediyor. Kısacası sadece Kardinallere ayrılmış olan böylesine önemli bir görevi tarihte ilk kez din adamı olmayan, Laik Navarro-Valls yürütmeye devam ediyor. OPUS DEİ'nin özellikle İspanya'nın turizm sektöründe, inşaat sektörüne etkili işadamı üyeleri bulun uyor. Ve eğitim... Halen OPUS DEI'nin dünya çapında 400 üniversitesi ve 200'e yakın koleji, 700 civarı gazete ve dergisi, 60 radyo ve televizyon kanalı, 40 haber ajansı ve 12 sinema şirketi var. Sembolleri dünyayı temsil eden bir dairenin içindeki haç. Gül ve HAÇ Tarikatı, tapınak şövalyaleri ile hiçbir alakalarının olmadıklarını belirten OPUS DEİ''ciler kimilerine göre son derece 'tehlikeli' bir örgüt. Bakın Vatikan uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Yel geçen ay TEMPO'da yaptığı bir söyleşi de ne diyor: 'Opus Dei tehlikelidir konuşamam', 'Opus Dei hakkında konuşmak çok da doğru olmasa gerek. Tehlikeli bir durum. Duyabilirler, bizim aleyhimize çalışıyor denebilir. O yüzden Opus Dei'ye çok girmeyelim. Sadece genel hatlarını çizelim.' Gelgelelim tarikatın yöneticilerine göre Opus Dei kesinlikle açık-şeffaf bir tarikat ve bu iddiaların kaynağı da 'kulaktan dolma' yazılara bakıp-incelemeden fikir yürütenler. |
Gizli Tarikat Opus Dei
ÜÇ TİP ÜYE VAR Opus Dei'de 3 tip üye bulunuyor: 'Numerari' (tam üyeler) hiç evlenmiyorlar, hatta Opus Dei evlerinde hep beraber yaşıyorlar. Kazançlarının hepsini kendi tarikatlarına bırakıp sadece ihtiyaçları olanı alıyorlar. 'Sopranumerari' ise Opus Dei'ye tam üye olup evlenip, çocuk sahibi olan üyelerden oluşuyor. Bunlar yaşamlarının Opus Dei'nin evleri dışında normal bir biçimde yürütüyorlar ve aylık aidat ödüyorlar. 'Aggregati' adı verilen üçüncü tip üyeler ise evlenmedikleri halde çeşitli nedenlerle Opus Dei'in evlerinde yaşayamayacak insanlara tanınan bir üyelik biçimi. Bunların dışında 'cooperatori' adı verilen Opus Dei'in yardım ve eğitim çalışmalarına katılan gönüllüler var. Tam üyeler normal üniversitelerde eğitildikten sonra, teoloji eğitimini de tarikata bağlı üniversitelerden birinde gerçekleştiriyorlar. 'Numerari' olanların doktora yapması da şart. 'Opus Dei tarikatının müritlerinden 'numerari' olanlar, İsa'nın çektiği acıyı tatmak ve ona ulaşmak istedikleri için Ortaçağ'da olduğu gibi çivili zincirleri her gün 2 saat bacaklarına bağlıyorlar. Evet, şimdi, OPUS DEİ'nin tepe isimleriyle MADRİD'de gerçekleştirdiğim ÇOK ÖZEL sohbetimize geçelim. Röportajı Gerçekleştiren: Güler Kömürcü |
Gizli Tarikat Opus Dei
'Opus Dei çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani bir merkezden gelen talimatla, blok halinde hareket etmiyoruz. Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin bireysel ilişkilerini elbette bilemeyiz veya öngöremeyiz. Dolayısıyla bazı üyelerimizin elbette Türkiye'den de dostları, çeşitli gruplarla teması vardır, bu sosyal ilişki boyutundadır. Biz bu sosyal ilişkilerin detaylarını bilemeyiz' Opus Dei, Hıristiyanlık aleminde kuşku ile bakılan ve merak uyandıran gizliliğin hakim olduğu, gizemli bir tarikat olarak biliniyor. Sizlerin kara bilimle uğraştığını iddia eden Dan Brown'ın 'Da Vinci Şifresi' kitabı ile hakkınızdaki bu iddialar pekiştirildi, kitap hakkındaki yorumunuz nedir? LATTOZ: Biz kesinlikle gizemli bir örgüt değiliz. Dünya çapındaki tüm üyelerimiz hiçbir şekilde saklanmadan, rahatlıkla kendileri tanıtırlar, asla gizlenmezler, ne iş yaptıkları ortadadır. İş dünyasından, politikaya, akademi dünyasından dargelirli bir marangoza kadar, her gelir seviyesinde, her çevrede-grupta yaklaşık 80 bin üyemiz var. Dan Brown'un kitabı bilerek kurgulanmış, polisiye roman süsü verilerek daha çok kitlenin okuması amaçlanıp, belirli bir kafa karışıklığı, Katolik örgütler üzerinde 'şüphe perdesi' yaratmak için yazılmış bir kitap. Bilgisiz kitle hedeflenmiş. Size burada, Madrid'de sosyal faaliyetlerimizi dilediğiniz üyelerimizin günlük hayatını gösterelim. Bizzat göreceksiniz en ufak bir 'sır-tehlikeli' tarafımız-ritüelimiz yok. OPUS DEİ'de kaç tip üye var? LATTOZ: Opus Dei'de üç tip üye bulunuyor: 'Numerari' (tam üyeler) hiç evlenmiyorlar, hatta Opus Dei evlerinde hep beraber yaşıyorlar. 'Sopranumerari' ise Opus Dei'ye tam üye olup evlenip, çocuk sahibi olan üyelerden oluşuyor. Bunlar yaşamlarının Opera'nın evleri dışında normal bir biçimde yürütüyorlar ve aylık aidat ödüyorlar. Üyelerimizin yüsde 80'i de böyle... 'Aggregati' adı verilen üçüncü tip üyeler ise evlenmedikleri halde çeşitli nedenlerle Opus Dei'in evlerinde yaşayamıyacak insanlara tanınan bir üyelik biçimi. Bunların dışında 'cooperatori' adı verilen Opus Dei'in yardım ve eğitim çalışmalarına katılan gönüllüler var. Organizasyonun çalışma metodu nedir? LATTOZ: Üye olmaya karar veren birisi OPUS DEİ'nin evlerine-merkezlerine düzenli olarak gidip gelmek, tam inançlı bir Hıristiyan olduğunu kabul ettirmek zorundadır ki bu da yaklaşık 6.5 yıllık bir bekleme süresini içerir, daha sonra OPUS DEİ'e kabulu söz konusu olur. BİR MİLYON SEMPATİZANI VAR Sempatizanlarının bir milyonu bulduğu belirtilen Opus Dei tarikatı, Katolik dünyasında adeta ikinci bir kilise durumunda. Bu arada politika dünyasında etkinliğiniz nedir, Avrupa Parlamentosu içinde, İspanya Hükümeti'nde, İspanya Meclisi'nde hatta ABD'de etkin çok sayıda üyeniz olduğu belirtiliyor. Dünya siyasetini hangi boyutta etkiliyorsunuz? LATTOZ: OPUS DEİ çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani blok halinde hareket etmiyoruz, genel bir politik öngörümüz yok. Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin 'politik' kararları üzerinde kesinlikle yönlendirici olmayız. (Bu arada daha sonraki sohbetimizde OPUS DEİ-Madrid merkezde basın bürosunda görev yapan Raguel Rodriguez de Bujalance'dan öğrendiğime göre şu andaki İspanya Meclisi'nde çok sayıda OPUS DEİ üyesi milletvekili var. Bu milletvekillerinden biri ile özel görüşme yapmam için de kendileri epey bir çaba gösterdi ancak program yoğunluğumuz nedeniyle gerçekleştiremedik. Toplam 80 bin OPUS DEİ üyesinin 30 bini de ABD'de yaşıyor, çeşitli görevlerde, çeşitli sektörlerde elbette...) MÜSLÜMAN DÜNYASI VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ Müslüman dünyasından da yardım alıyor musunuz? LATTOZ: Elbette Müslüman dünyasında da dostlarımız var. Mesela Lübnan'da, Kudüs'te ve de Kazakistan'da ofisimiz, çok sayıda üyemiz var. Türkiye'de irtibatlarınız var mı? LATTOZ: Biraz önce de belirttiğim gibi OPUS DEİ çok büyük bir teşkilat ve biz merkezi sistemle yani bir merkezden gelen talimatla- blok halinde hareket etmiyoruz. Yani dünyanın herhangi bir yerindeki bir üyemizin bireysel ilişkilerini elbette bilemeyiz veya öngöremeyiz. Dolayısıyla bazı üyelerimizin elbette Türkiye'den de dostları-çeşitli gruplarla teması vardır, bu sosyal ilişki boyutundadır. Biz bu sosyal ilişkilerin detaylarını bilemeyiz. Bu arada mesela bildiğim kadarıyla İZMİT Depremi'nde çeşitli üyelerimizin 'depremzedelere' yardımları olmuştu... TAPINAK ŞÖVALYELERİ İLE GÜL VE HAÇ Temel inançlarınızın yanı sıra, OPUS DEİ'ye yuklenen Tapınak Şövalyeleri ve GÜL ve HAÇ örgütü tanımlarını bize açar mısınız? LATTOZ: Bizim Tapınak Şövalyeleri veya GÜL ve HAÇ örgütü ile bir bağımız-ilgimiz yok. Tamamen farklı bir örgütüz. Biz diğerlerinin aksine, üyelerimizin sosyal hayattan uzak kalmadan, hayatın içinde, günlük işlerle uğraşıp, Tanrı'nın işini yapmalarını istiyoruz. Ve biz bireye mistik bir yükseliş verirken onu günlük meşgalelerinden de uzaklaştırılmaması gerektiğini savunuyoruz. Opus Dei ruhani zenginliğe inanır. BACAKTA ÇİVİLİ ZİNCİRLE BEDENE ACI Çok ilginç bir ritüeliniz olduğu söyleniyor.. Opus Dei tarikatının müritlerinden 'numerari' olanlar, hala Ortaçağ'da olduğu gibi çivili zincirleri her gün iki saat bacaklarına bağlıyorlar, ayrıca kaba etlerini kamçılıyorlar, öyle mi? LATTOZ: Evet, bu doğru ancak bu konu bireyin kendi istemiyle İsa'nın acısını tekrar hissetmek, her anlamda İsa gibi yaşamak kararıyla ilgili. KIYAMET ALAMETLERİ Hıristiyan ve Yahudi dünyasında KIYAMET ve de 'Deccal'ın yakın zamanda geleceğine ve hatta geldiğine inananların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hatta 'Evangelist' Hıristiyanların çoğunluğu ki bunların arasında Başkan BUSH ve etrafındaki şahinlerin de olduğu iddia ediliyor, 'dünyanın erken kıyamete hızla yaklaştığına, KAOS sürecinin başladığına inanıyorlar, bu görüşler hakkındaki yorumunuz nedir? LATTOZ: Kıyamet alametleri -İncil'de-detaylarıyla anlatılmıştır ki bu alametler henüz gerçekleşmedi. Biz öncelikle bütün dünyada tek bir kişi kalana kadar herkesin Hıristiyan olacağını daha sonra kıyametin kopacağına inanıyoruz yani daha 5 milyar nufusun Hıristiyan olması gerekiyor bu da epey uzun bir zaman alır değil mi?' Masonik gruplar bizi birbirimize düşürüyor Bu özel sohbetin ilk temasını, uzun süredir 'MADRİD'te yaşayan bir TÜRK GÖREVLİ dostumun aracılığıyla yaptım yani kimse beni oraya davet etmedi, ben randevu talebinde bulundum, tabii sevgili yayın yönetmenim SERDAR TURGUT'u ikna etmek (malum bütçe nedeniyle) işin en zor kısmı oldu. Karar ve ilk temas aşamasından daha sonra OPUS DEİ'nin doğduğu yer İspanya-Madrid'de OPUS DEİ Teşkilatının sözcüsü Manuel Garrido Gonzales ile bir hafta boyunca yazıştık. Nihayet, geçtiğimiz cuma günü Madrid'in oldukça şık bir semtinde bulunan 'Teşkilatın uzun yıllar boyunca 'Merkezi' olarak faaliyet gösteren binasında, sabahın erken saatlerinde' buluştuk. İSPANYA GENELKURMAY'ININ BAHÇESİNDE OPUS DEİ'nin dikkat çekici biçimde güvenlik ağı ile korunan bahçe içindeki 4 katlı idari binasının hemen yanıbaşında-duvara bitişik bir başka 'çok katlı-geniş bir yapı var; İSPANYA GENELKURMAY BAŞKANLIĞI...' Ve sohbete başlıyoruz... Gayet şık giyimli, son derece nazik bir uslupla beni kapıda karşılayan OPUS DEİ Teşkilatı'nın sözcüsü Bay Manuel Garrido Gonzales, sohbeti gerçekleştireceğimiz 'sade döşenmiş' bir salona buyur etti. Bu bina biraz öncede söylediğim gibi idari işlerin yürütüldüğü bina. Kiliselerini daha sonra Madrid'de kaldığım cumartesi - pazar günlerinde gezdim. Salona geçtik ve derken OPUS DEİ'nin 'AZİZLİK İşleri direktörlerinden' din adamı Jose Carlos Martin de Lattoz geldi içeri ve hemen arkasından da eski bir gazeteci olan- halen OPUS DEİ'nin basın sözcüleri arasında bulunan Bayan Raguel Rodriguez de Bujalance de salona gelip bize katıldı. Bay Manuel Garrido Gonzales'in bizzat yaptığı kahve servisi eşliğinde ben sorularıma başladım, cevapları ise genellikle 'Opus Dei AZİZLİK İşleri direktörlerinden biri olan' Jose Carlos Martin de Lattoz verdi ki Sayın LATTOZ aynı zamanda bir İslam uzmanı olduğunu da belirtti. Şimdi okuyacaklarınız dünyanın ve içinde bulunduğumuz bu bölgenin, biz Müslüman aleminin gelecek planları adına son derece önemli mesajlar içermektedir efendim; HAÇLI SEFERLERİ ABD'nin dünya politikalarının belirlenmesinde gayet önemli bir isim olan siyaset bilimcisi HUNTINGTON'un tezine göre 'içinde bulunduğumuz süreçte medeniyetler ve dinler çatışması' kaçınılmaz. Dünyada hızla artan Müslüman karşıtlığının özellikle Hıristiyan aleminde giderek daha belirginleşmesi derken geçen hafta ABD'de yayınlalan 3 milyon tirajlı Newsweek Dergisi'nde ABD askerlerinin bizim kutsal kitabımız Kuran'a saygısızlık yaptıkları haberleriyle doruğa oluştu... (Newsweek'te bu olay haberi yapan muhabir daha önce de Clinton-Monica skandal ilişkisini ortaya çıkarmış, ABD'yi sarmıştı, yani muhabir beyefendinin kaynakları pek sıradan değil galiba) Ve... BUSH'un bir konuşmasında 'HAÇLI SEFERLERİNE' dem vurması bir yanda diğer yanda da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine karşı çıkan, 'Türkiye Avrupa Birliği'ne değil İslam Dünyası'na katılsın,' ifadesini kullanan Ratzinger'in yeni Papa seçilmesi İslam dünyasında uzun süredir gündemde olan bir tartışmayı yeniden alevlendirdi: Medeniyetler çatışması. Siz dünyanın en önemli Katolik Örgütü'nün değerli bir ismi olarak İslam ve Hıristiyan dünyasını savaşa sürükleyecek bir ortam doğabileceğini düşünüyor musunuz? LATTOZ: Öncelikle, 'KUR-AN 'kutsal bir kitaptır ve hiç kimse KURAN'a kötü davranamaz-bu yapıldığı iddia edilenler kabul edilemez. Biz Katolikler ve siz Müslümanlar, bizler aynı Tanrı'ya inanıyor, aynı Tanrı'yı seviyoruz. PAPA seçilir seçilmez bütün dinlerin temsilcileriyle bir araya geldi ve dünya barışından yana tavrını açıkça koydu. Biz Katolikler, Müslüman ve Katolik dünyasını karşı karşıya getirmeye çalışanları şiddetle kınıyoruz. Bu arada Hıristiyan dünyasının bölündüğünü de unutmayın. mesala Evangelistler, Protestanlar Katoliklerin ruhani lideri PAPA'nın dediklerini kabul etmiyor, karşı çıkıyorlar. Bu bölünmüşlüğün etkilerini İslam dünyası unutmamalı. ANAHTAR: İMANLI OLUN VE AİLEYE SAHİP ÇIKIN LATTOZ: Bugün dünyada 2 farklı akım var, birisi Tanrı'nın varlığını kabul eden, Tanrı'nın evreni, insanları yarattığına inanan grup, bir diğer grup ise 'insanların Tanrı'yı kendi akıllarında yarattığına inanan grup. İşte 'Müslümanları ve Hıristiyanları' karşı karşıya getirmek isteyenler' de bu ikinci grupta yer alanlardır. İçinde bulunduğumuz bu GLOBALİZM adı verilen dönemde, kendilerini 'NEW AGE'ci yani YENİ ÇAĞ'ın DÜZENLEYİCİLERİ olarak kabul eden kimi MASONİK ÖRGÜTLER, TEK DİN-TEK ULUS hedefleri için düğmeye basmış durumdalar. Bize Katolik kilisesine saldırıyorlar. Bu NEW AGE'çi gruplar Hristiyanlığı da Müslümanlığı da çökertmek, zayıf düşürmek için her türlü komployu servise koyuyorlar. Sizce 'HAÇLI SEFERLERİ' haberleri bir kara propaganda öyle mi? LATTOZ: Katoliklerle-Müslümanları kavga ettirip, yok edip dünyayı ele geçirme planları yapanların hepsi, TEK DİN-TEK ULUS peşinde koşan MASONİK GRUPLARDIR. (ben kem-küm durumuna geçtim ey okur, hiç bu kadar keskin ifadeler beklemiyordum, yazarınızın ara notudur G.K) Bu NEW AGE'ci gruplar yeni dünya düzeni adını verdikleri mevcut süreçte, planları gereği 'inançsız - Müslümanın - Hıristiyanın olmadığı bir evren oluşturup, içlerini, inançlarını boşalttıkları bu insanlara daha sonra da 'kendi felsefelerini' işlemeyi hedefliyorlar. NEW AGE-YENİ ÇAĞ'A DİKKAT Aynı şekilde Avrupa Birliği içinde yükselen Müslüman karşıtlığı da bu 'NEW AGE'ci MASONİK örgütlerin propagandaları sonucu mu? LATTOZ: Avrupa Birliği'nde bir başka fenomen var. Avrupa'da 'islam' hızla yükseliyor ama buna karşın İNANÇLI Hıristiyan nufus ise giderek azalıyor. Avrupa hızla artan bu Müslüman nufustan, Müslümanlığın yükselişten çekiniyor. Ayrıca son yıllarda artan 'radikal-terörist Müslüman' örgütlerin varlığı da BATI'yı haklı olarak ciddi anlamda endişelendiriyor. Bir de çok uzun yıllar öncesinde malum olaylar nedeniyle Müslüman ve Hıristiyan aleminde karşılıklı oluşan güvensizlik-tarihten gelen çekinceler aktarılmış tramva olarak ne yazık ki günümüzde de devam ediyor. Her iki taraf da bu güvensizlik ortamını karşılıklı acilen gidermek zorunda. AVRUPA İSLAM'IN YÜKSELMESİNDEN KORKUYOR Batı dünyası bugün İslam konusunda büyük cehalet yaşıyor, o halde İslam dünyasına da bu cehaletin aşılmasında - doğru tanıtımda büyük görev düşüyor. İslam dünyası ayrıca Hıristiyanlığın bölünmüşlüğünü bilmiyor. Evangelistler, Protestan mezhebinde olanlar PAPA'nın dediklerini kabul etmiyor. İşte bu 'karşılıklı bilgi-güven eksikliği' de dışardaki malum grupların bizler hakkında az bilgili halklar üzerinde manipülasyonuna fırsat veriyor. Gerçek İslam ile radikal terörist örgütlerin farkını Batı bilmiyor. TEK DİN-TEK ULUS PEŞİNDELER Yorumlarınız-özellikle de MASONİK GRUPLARIN TEK DİN-TEK ULUS' hedeflerinde dair tespitleriniz, AB'nin İslam korkusuyla verdiği tepkiye işaret etmeniz 'bizim, Türkiye'de içimizde, kendi aramızda defalarca dile getirdiğimiz tespitlerle benzeşiyor. Peki bu kesişme noktasında, AB'nin kapısında bekleyen nufusunun yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'mizin şansı nedir? LATTOZ: Ben bu konuda OPUS DEİ adına görüş bildiremem, çünkü OPUS DEİ'nin politik konulara dair genel bir görüşü yoktur o nedenle de ancak kendi şahsi görüşümü paylaşabilirim, bana göre; Türkiye, AB'deki bu artan 'Müslüman korkusunun' şanssızlığını yaşıyor. Oysa Türkiye laik yapısıyla 'yükselen radikal Müslüman akımların önünü kesecek model ülke olarak kesinlikle Avrupa Birliği üyesi olmalı. Türkiye'de şu anda iktidar olan AK Parti Hükümeti de AB yolunda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. İspanya basını AKP'yi de ilgiyle izliyor. Müslüman ve Hıristiyan dünyası üzerine yönlendirilen 'medeniyet çatışması' provokasyonunu nasıl durduracak sizce? LATTOZ:Tanrı'ya daha çok dua ederek, Tanrı'ya daima güvenerek ve de 'AİLE' müessesini daha güçlendirerek. Sizde de bizde de 'AİLE' kutsaldır, AİLE birlik-beraberliktir. Bu yeni dönemde önce 'AİLE' kavramına psikolojik saldırı başlatıldı, insanları birey olarak ele geçirmek daha kolay olduğu için, aileden koparıp, yalnızlaştırdılar, bu arada din kavramını sorgulatıp, yerine 'NEW AGE öğretilerini sundular. İlahi dini yok edip, masa başında tasarlanmış felsefelerle, özellikle arayış içinde olan, ailesinden ayrı, yalnız yaşayan, orta ve üst sınıf yöneticilerini kuşatıyorlar. O halde biz TANRI'ya ve AİLEMİZE daha çok sarılmalıyız, İNANÇLARIMIZI DAHA DERİN YAŞAMALIYIZ. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.