ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Spritualizm Adına Cinlerle Görüşme (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=521424)

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:39 PM

Spritualizm Adına Cinlerle Görüşme
 

Sigara ve Cin Hakkında Ahmed Hulusi'nin Yazısı



SPİRİTLERİN, ÖLMÜŞ KİŞİLERİN “RUH”U SANARAK

ÇAĞIRMA YOLUYLA İLETİŞİM KURDUKLARI, “CİN”DİR!





Kur`an-ı Kerim’de "CİN" kelimesiyle tanımlanan; halk arasında "peri", "dev", "hayâlet", "CİN", "CİNNÎ", "iyi saatte olsunlar" diye bilinen; görüntülerine göre çeşitli isimler takılan; spiritlerin, ölmüş kişilerin "RUH"u sanarak çağırma yoluyla iletişim kurdukları; son olarak da anlattıkları masalları yutacak fikir düzeyindeki kişilere kendilerini "UZAYLI VARLIKLAR" olarak tanıtan görünmeyen "bilinç varlıklar"dır!.
"NEFS"i itibariyle varlığını, hayatiyetini, "ben" bilincini bundan önceki bölümde belirtmiş olduğumuz üzere mutlak "RUH"tan alır.
CİN” adı verilen yaratıkların yapısı;
“EN İNCE MESAMATA YÂNİ MADDEYE NÜFUZ EDİCİ ÖZELLİĞE SAHİP OLAN DUMANSIZ ATEŞTEN YÂNİ BUGÜNKÜ DİLDE KULLANILDIĞI ŞEKLİYLE DALGADAN (wawe)”
Cinler, orijinleri NUR denilen kuantsal enerjinin mikrodalga enerji şekline dönüşmesiyle meydana gelmiştir.
Bilinç mükemmeliyeti olarak, evrende "İNSAN"dan sonra gelmektedir.
Karakter olarak insandan daha zayıf bir yapıya sahiptirler... Olumsuz olarak adlandırılan davranışları çokça ortaya koymaya yatkındırlar... Ve genellikle bu çeşit işlerle uğraşırlar... Ancak buna rağmen içlerinde, iyileri, dine bağlı olanları ve hattâ ender de olsa evliyaları vardır...
En büyük özellikleri ve eğlenceleri, insanların zayıf taraflarından faydalanarak, müsait olan yapıları dolayısı ve sebebiyle, onları kendilerine bağlı kılmak, istediklerini yaptırmak, âdeta kulları olarak kendilerine hizmet vermelerini sağlamak, taptırtmaktır...

“RUH ÇAĞIRMA( !) DALAVERLERİNİN KÖKÜNDE

ESKİLERİN "HÜDDAM İLMİ" DEDİĞİ "CİN'CİLİK" YATMAKTADIR!


Bütün bu ruh çağırma (!) dalaverelerinin kökünde eskilerin "Hüddam ilmi", halkın da "CİN`cilik" dediği mesele yatmaktadır.
Bilhassa eskilerin ve Anadolu halkının yakından bildiği bu konu şöyledir:
Bazı tesbih veya duaların birer "HADİMİ" yâni "hizmetlisi - görevlisi" vardır.
Eğer bir kişi oturup, o kelimeyi veya duayı adedince okur, sonra da karşısına dikilen CİNden, o an için korkmadan bir şey isteyebilirse, o şey derhal olur!.
Veya o CİNin kendi emrine girmesini isterse, o CİN artık onun hizmetkârı durumuna girer!. Bunun için de bir çok formül vardır!.
Bu formülleri bünyesinde toplayan bir çok kitaplar yazılmıştır eskiden ki, bunların içinde en meşhuru; "KENZÜL HAVAS" ismiyle bilinenidir.
Bu kitabın içinde bir çok formüller vardır...
Ancak burada şunu da hatırlatalım ki, "HÜDDAM"cılık ile "RUH ÇAĞIRMA(!)-SPİRİTUALİZM" arasında çok büyük bir fark vardır.
İşte o fark da şudur:
Ruh çağırma(!) veya spiritualizm denen oyunda CİNlerle temasa geçen kimseler, daima CİNLERİN elinde oyuncak olurlar...
Aynen aslan eline düşmüş tavşan gibi; CİN de onları istediği gibi elinde oynatır... Ve onlar bu durumu asla fark edemezler.
"Hüddam" ilminde ise, formül, diğer yan şartlarıyla birlikte tam olarak uygulanabildiği zaman; insan, CİNni tam anlamıyla pençeleri altına alır; ve ona bütün istediklerini yaptırabilir. Hattâ, bir insanı bile, bu yolla o CİNine öldürtebilir. Aksi halde, yâni emre uymadığı zaman o CİN perişan olur.
Bu sebeple, bu ilmin kullanılmasında, insan için öteki sisteme göre mutlak bir avantaj vardır.
İşte aradaki bu fark sebebiyle, eskilerin ve günümüzde de sadece birkaç kişinin bildiği "Hüddam ilmi", spiritualizmden kat be kat üstün durumdadır. Çünkü, anlattığımız üzere, bu ilimde insan için CİNni emri altına almak söz konusudur. "Spiritualizm" diye veya "Ruh çağırma(!)" diye bilinen CİNlerle bağlantı hâlinde ise, CİNni hiç bir şekilde, bir bilgiyi vermek veya bir işi yaptırtmak için zorlamak söz konusu değildir.
Ancak burada şu hususu da çok iyi bir şekilde anlatmak gerekir;
Eğer bir kişi "Hüddam ilmi’’ningereği olan formüllerden birini yapmaya kalkar da; sonra başlamışken, şu veya bu sebeple; meselâ formülü uygularken yarıdan itibaren duyacağı seslerden veya o sıradagözüne görünen acaip şekillerden korkarak yarıda bırakırsa, işte o anda onun için felâket başlar.
Onun, etkisi altına almaya çalıştığı CİN, o anda onu rahatlıkla avlar ve bu kişi CİNi emrine almaya çalışırken, CİN onu ele geçirmiş olur... Ki bundan sonra, o kişi artık CİNnin emrine bağlıdır. Böylece, Dimyata pirince gidilirken evdeki bulgurdan da olunur.
Bu sebepledir ki, "Hüddam ilmi"ne dayanan bir formülü, ya hiç yapmamalı, ya da başlanıldığı zaman, ne pahasına olursa olsun sonuna kadar yapmalıdır.
Nitekim bu formülün tam olarak yapılmaması için o CİN, bir takım gürültüler oluşturur veya sesler çıkartır, âdeta içinde bulunulan evi veya katı yıkılıyormuşçasına gürültülerle sarsabilir; akla hayâle gelmeyecek korkunç şekillerde göze görünebilir!. İşte bütün bunlar olmasına rağmen, kişinin bütün soğukkanlılığıyla elindeki formulü bitirmeye çalışması îcabeder.
Nitekim, "fazla tesbih çekmekten deli oldu", diye halk arasında anılan hal de bu esasa dayanır.
Bir kişinin yönlendiricisi olmaksızın ve formülü bilmeden rastgele tesbih çekmesi, ister istemez bir şifreyi meydana getirir ki, bu durumda, o anda şifreyle bağlantılı olan CİN otomatik olarak harekete geçip, o kişiyi hükmü altına alır... Ve o kimsenin bu durumdan haberi yoktur!. Ve o CİNi kontrol altına alabilecek güce de sahip değildir. Artık ister istemez o CİNle iletişimleri başlamış olur.
Bu ilişkinin başlaması da bazen kulağına, bazen da içine gelen seslerle olur... Kezâ bundan önce de burun yoluyla kokular tesbit eder bazen... Ve sonunda CİNleri çeşitli şekil ve kıyafetlerde görmeye başlar bu yolunda devam ederse...
Bu gibi kişler, duydukları sesleri veya aldıkları kokuları ya da gördükleri şeyleri bu konuyu bilmeyen kişiler içinde açarlarsa, derhal "aklını kaçırdı", "oynattı" diye nitelendirirler ve hastaneye kaldırılırlar. Oysa tıp henüz bu konuda âcizdir. Elektro-şokla tedavi etmek ister fakat bunu da başaramaz!.
Bu gibi kişiler, artık halk arasında "meczup" "zararsız deli" tâbirlerine muhatap olarak hayatlarına devam ederler.
Bu gibi kişiler eğer içine düştükleri duruma rağmen, bu sahada yetkili bir şahsın eline geçerlerse, o halden kurtulmaları yollarının düzeltilmesi ve o yolda ilerlemeleri mümkündür.
Aksi halde ömür boyu bu durumdan kurtulamazlar... Artık onlar "deli" olmuşlardır.
İlk yüzyıllardan beri, en ilkel topluluklardan itibaren yeryüzünde görülen bir meslek ve iş vardır;
Bu mesleğe "BÜYÜCÜLÜK", yapılan işe de "BÜYÜ" denir.
Bu işten gaye, bir insanı etki altına alıp, ona istemediği bir şeyi zorla yaptırmak ve bazen da hastaların iyi olmasını temine çalışmaktır.


RUH ÇAĞIRMA CELSELERİNDE ŞU DUAYI OKURSANIZ

İLGİLİ KİŞİLERİN CİN İLE İLİŞKİSİNDE KOPUKLUK

OLUŞACAK VE Ö KİŞİLERDE DENGESİZ SÖZ VE

DAVRANIŞLAR ORTAYA ÇIKACAKTIR!


Tasavvuf önce "nefis mücahedesidir"!.
Bu da Hz Rasûlullah`ın "Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz" ifadesinde açıklanmıştır...
GERÇEK böyleyken; tasavvuf ehli olduğunu söyleyen sayısız insan ve onların süper mürşidleri SİGARA içmeden duramamaktadırlar!.
Bir SİGARAya karşı nefis mücahedesi olmayan kişi, nerede kaldı, daha hassas konularda mücahede yapacak ve veli olacaktır...
CİNlerle ilgili pek çok eserde yazılı olduğu gibi CİNlerin gıdası kokudur!. CİNlerin en çok sevdikleri koku da SİGARA kokusudur...
Sigara içen bir kişiyi buldukları zaman, artık kolay kolay onun yanından ayrılmazlar ve onun peşini de bırakmazlar. Kişinin sigara bağımlılığının artmasında en büyük faktör CİNlerdir.
CİNler, sigaraya yönelik bir kişi buldularmı, hemen onun içine sıkıntı verecek şekilde beynine bir sinyal yollarlar... Kişi bu sıkıntı ile hemen bir SİGARA yakar!.
Dumanlarını üflemeye başladıktan kısa bir süre sonra içindeki sıkıntı kesilir!. Çünkü, yanındaki CİN, o dumandan gıdalanmaya başlamış ve onun içine sıkıntı veren etkileri göndermeyi kesmiştir... Böylece o kişi sigarasını bitirir ve bir süre rahatlar.
Sonra yanındaki CİN tekrar SİGARA kokusu istedi mi gene beynine içinde sıkıntı oluşturacak bir impuls yollar ve o kişi de elinde olmayarak tekrar bir sigara yakar... Ve bu durum böylece devam edip gider.
Eğer, böyle devamlı SİGARA içen bir hoca veya mürşid, Gavs(!) yanına giderseniz, hemen Kur`ân-ı Kerim`in Sad sûresinin 41, Mü`minun sûresinin 98, 99 ve Saffat sûresinin 7`inci âyetlerindeki dualara devam ediniz...
Göreceksiniz ki, bu duaya devam sûretiyle beyninizin yayacağı belli dalgalar o kişinin ilişkide olduğu CİN ile ilişkisinde kopukluk oluşturacak ve bu yüzden karşınızdaki kişide bazı dengesiz söz ve davranışlar ortaya çıkacaktır.
Ayrıca, Ruh çağırma celselerinde, CİNci, falcı hocaların yanında da bu duayı okursanız, bunun böyle olduğunu görerek söylediklerimize kesinlikle inanabilirsiniz. La Tahzen! İnnallahe Meana !


Üzülme! Allah (Müminlerin) Yanımızda !

Alıntı


Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:40 PM

Spritualizm Adına Cinlerle Görüşme
 







GERÇEK böyleyken; tasavvuf ehli olduğunu söyleyen sayısız insan ve onların süper mürşidleri SİGARA içmeden duramamaktadırlar!.
Bir SİGARAya karşı nefis mücahedesi olmayan kişi, nerede kaldı, daha hassas konularda mücahede yapacak ve veli olacaktır...
CİNlerle ilgili pek çok eserde yazılı olduğu gibi CİNlerin gıdası kokudur!. CİNlerin en çok sevdikleri koku da SİGARA kokusudur...
Sigara içen bir kişiyi buldukları zaman, artık kolay kolay onun yanından ayrılmazlar ve onun peşini de bırakmazlar. Kişinin sigara bağımlılığının artmasında en büyük faktör CİNlerdir.
CİNler, sigaraya yönelik bir kişi buldularmı, hemen onun içine sıkıntı verecek şekilde beynine bir sinyal yollarlar... Kişi bu sıkıntı ile hemen bir SİGARA yakar!.





Sigara yokken ne yapıyorlardı acaba. Sigarayı cinlermi icad etti yoksa .
Bu dindar Hüddamcı havvasÇı amca pekte egoistmiş .
Genelde de mi böyleler yoksa kafam karıştı şimdi.
Sigara bırakılsın içilmesin diye alet edilmiş resmen. Koku nedir cin nedir. Cin kokumu alır, Cin beslernir mi . Üfürmemek lazım hocam.

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:40 PM

Spritualizm Adına Cinlerle Görüşme
 

Tyrael sen uçmuşsun biliyormusun yazılarınıda okuyorum sürekli. uzaylılarla iletişime geçip reenkarnasyona inanan basit bir insansın. ve bunun adına farkındalık diyorsun. . Reenkarnasyona inanan çok insan vardır ama senin kadar basit görüşlü değildir. Mesela Bedri Ruselman. Yada Ergün arıkdal ın kitaplarını okumanı tavsiye ederim. Bedri Ruselman Neo Spritualizm Türkiyeye getiren tanıtan tek kişidir. Ve bir çok Araştırmaları olmuştur bu konuda. www.tekamul.com kendi siteleridir. Ruh ve Madde yayınları. Ama şunu söyliyeyim kendini fazla verme böyle şeylere. biri maymundan geldiğini idda eder biri. de daha önce köpektim sonra bitki oldum sonra insan olucam yada bedenlenmek için bişeyler bekliyorum . aşın kendinizi artık evet belli Siz ya maymundan geldiniz yada daha önce köpektiniz. Reenkarnasyona inananlar gerçekten ziyana uğramış varlıklar . He bu arada inanıyorlarsada belli zaten şuanki görüşlerinden daha önce maymun ve köpek oldukları veya başka bişey .

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:40 PM

Spritualizm Adına Cinlerle Görüşme
 

Evladım ;
*Uzaylılara asla inanmam hatta varshavyanka nın yazısında yok öyle şeyler yazdım.
*İletişimde olduklarım uzaylı değil senin aklının hala alamadığı astral varlıklar .
*reenkarnasyon nedir senden çok daha iyi biliyorum , evrimin ne olduğundan haberin yok Allah Allah diye geziyorsun o yüzden anlatmcıam , O senin dediğin enkarnasyın değil SAMSARA dır araştırmadan yazma koçum.
*zihni kimin bulanmış belli RemotE , demediğim ve dediğimide anlamadığın şeyler üzerine yorum yapmayacaksın bu yüzden . Bir kuyruk acısı sezdim
*o verdiğin ezik siteler ve yayınları 3 yıl once keşfetmiş ve okumuşumdur , burda beni sinirlendirip ego yaptırtma aslan .
*şimdi git benim yazılarımı oku , nerde uzaylıya inandığımı bul koy buraya , enkarne derken köpekten eşşekten ısnana gecmeyı ve bu yonde evrımlesmeyı kastettiğim yazımıda buraya koy ; YİYORSA .


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.