ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Yürüyen Taşlar (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=521039)

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:24 PM

Yürüyen Taşlar
 

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg


320 kg. agirliginda bir kaya parçasi kendi kendine

200 metre “yürüyebilir” mi? Üstelik, hareket ettiginin

bir kaniti olarak da ardinda derince bir iz birakarak?..

ABD’nin Kaliforniya ve Nevada eyaletlerinin

sinirinda yer alan Ölü Vadi düzlüklerinden biri,

dünyanin en gizemli doga olaylarindan birine ev sahipligi yapiyor.

Racetrack Playa adi verilen eski bir göl yatagindaki kimi

kaya parçalari, görünürde “kendi kendine” hareket

ediyor. Yaklasik 2 km. genisliginde ve 5 km. uzunlugunda

olan ve denizden 200 metre yükseklikteki Racetrack Playa,

kuru, sert ve çatlamis bir zeminden olusuyor.

Yöreye gelen turistlerin gözüne ilk çarpan sey, çevreye

rasgele yayilmis küçük kaya parçalari ve arkalarinda

biraktiklari gizemli izler.


Ilk bakista hiç kimildamadan duruyormus gibi görünen

kaya parçalari, yaklasik yarim yüzyildir jeologlari ciddi

biçimde mesgul ediyor. Yürüyen kayalar ile ilk kez

1955’te ABD’li jeolog George M. Stanley ilgilendi. Stanley’in

varsayimina göre kayalarin hareket etmesinin nedeni buz

verüzgardi. Soguk havalarda bir grup kaya parçasinin çevresinde

buz tabakasi olusuyor. Rüzgar estikçe buz tabakasi çevreden

kopuyor, böylece tipki bir yelkenlinin su yüzeyinde süzülmesi

gibi, kayalar buz tabakasiyla birlikte kayiyorlardi.

Bu yaklasim uzun yillar dogru olarak kabul edildi.

Ancak bu teori özellikle küçük taslar için geçerliydi.

Kimileri 320 kg. agirligindaki kayalarin

“yürümesi”ni açiklayamiyordu.


1960’larda Racetrack Playa’nin ünü dünyaya yayildi.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Jeoloji Bölümü’nden

Dr. Robert P. Sharp 1969’da yöreye gelerek yedi yil

sürecek incelemelerine basladi.


Dr. Sharp, 30 tas seçti ve bunlari isaretledi.

En büyügü 450 kg. agirliginda olan taslarin her birine

bir ad verdi. Taslarin kapladigi zeminin belirli yerlerine

özel çiviler çakarak gelismeleri izlemeye basladi.

Yedi yilin sonunda, 30 tastan 28’inin hareket ettigini

belirledi. Taslarin arkalarinda biraktiklari izlerin en

uzunu 201 metre ile, Dr. Sharp’in “Nancy” adini verdigi

250 kg. agirligindaki bir tasa aitti.Taslar kuzey–kuzeydogu

yönünde hareket ediyordu. Dr. Sharp, dogu ya da

güneydogu yönünde kimi sapmalar da gözlemlemisti.

Izler ise, düzlügün kurumus ve çatlamis

sert zemini kadar serttiler.


Demek ki, kayalar düzlügün kati ya da donmus oldugu

bir anda degil yumusak oldugu bir sirada hareket ediyorlardi.

Dr. Sharp, kayalarin hareketinde, yagmurun da en

az rüzgarkadar önemli bir etken oldugu sonucuna varmisti.

Amerikan Jeoloji Dernegi’nin yayin organi “Bulletin”da

yayimlanan makalesinde durumu söyle dile getirmisti:

“Olayin tüm gizemi, yagmur ve rüzgarin en uygun zamanda

birlikte oynadiklari oyundadir.”

“Yagmurla rüzgarin oyunu” teorisi de uzun yillar

kabul gördü. Ne var ki, 1990’larin basinda yapilan

yeni gözlemler kayalarin hiçbir biçimde rüzgar etkisiyle

hareket etmedigini ortaya koydu. Massachusetts

Amherst College’dan John Reid ve arkadaslarinin

Racetrack Playa’da 5 cm. yüksekliginde kar suyu

biriktiginde ve buzlanma oldugunda, bir insanin,

bu zeminde kaymadan yürümesinin oldukça zor oldugunu

ama iş kayalarin “yürümesi”ne gelince bununda olanaksiz

oldugu gözlemlediler. 25 kg. agirligindaki bir kayayi

buz üzerinde bir milim bile kipirdatmak mümkün olmuyordu.

Çünkü kayalar dolomit kökenli kireç tasindandi,

Yüzeyleri ise çok pürüzlüydü. Sürtünme katsayilari

0.8, bir ayakkabininki ise 0.1 idi. Bu da kayalarin buz

üzerinde rüzgarin etkisiyle kaymasi yaklasimini tümüyle

ortadan kaldiriyordu.


http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg


Reid ve arkadaslarinin teorisi ise, kayalarin altinda biriken

buzlarin, birkaç santimetre derinligindeki suda “yüzmeleri”

yönünde. Bu yaklasim, meteorolojik verilerle de uyum

içerisinde. Reid, kayalari hareket halinde saptamak için

kışın orada aylarca yaşamak ve yeterli araç gereç için de

yaklasik 1 milyon dolarlik bir yatirim gerektigini belirtiyor.

Ancak asiri soguk, rüzgar ve nem, yörede yaşami

olanaksiz kiliyor ve hiç kimse böyle bir işe kalkışamiyor.

Bugüne dek hiç kimse bu kayalari “yürürken” görmedi.

Son yillarda, şakaci turistlerin, kimi izlerin başina yeni kayalar

“koymasi” ya da yapay izler olusturmalari, “yürüyen kayalar”in

gizemini giderek daha da içinden çikilmaz bir duruma getiriyor


Kaynak: BilimTeknik-Geo (2003)


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.