ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Raja Yoga (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=519800)

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:19 PM

Raja Yoga
 

Raja Yoga, fiziksel duruşları, nefes tekniklerini ve meditasyonu içeren bir sistemdir. (Hatha Yoga olarak adlandırılan fiziksel duruşlar ve nefes tekniklerinin uygulandığı okul Raja Yoganın bir alt koludur.)
Patanjali'nin kaynak eseri Yoga Sutra'da Raja Yoga'nın 8 bölümü olduğundan bahsedilmiştir.
  • Yama'lar:
  • Kendimize hakim olma ile ilgili ilkelerdir.
  • Niyama'lar: Gözlemleme yapmamız için gerekli ilkelerdir.
  • Asana'lar: Fiziksel Duruşlardır.Pranayama*: Nefes teknikleri ile evrensel enerji Prana'nın içimize çekilişi ve Kundali'nin uyandırılmasıdır.
    Meditasyon aşamaları:
  • Pratyahara: Dikkatin dış dünyadan iç dünyaya yöneltilmesidir.
  • Dharana: Konsantrasyondur.
  • Dhyana: Konsantrasyon halinde, kişinin kendisni zorlamadan kalabilmesi durumudur.
  • Samadhi: Yoga'nın nihai hedefi olan Evrensel Bilinç ile birleşmedir.
B.K.S. Iyengar, Raja Yoga'nın bölümlerini bir ağacın bölümlerine benzetmiştir. Iyengar'a göre, Yoga Ağacının kökleri yama'lar, gövedisi niyama'lar, dalları asana'lar, yaprakları paranayama'dır. Ağacın özsuyu dhrana, ağacın verdiği çiçek dhyana, meyve ise samadhi'dir. Burada Iyengar'ın söylemek istediği, bir ağacın ancak bu bölümlerin hepsi bir arada olursa bir bütün olabileceğidir. Yani, Yoga yolundaki bir öğrenci, Samadhi'ye ulaşabilmek için, Yoga'nın tüm bu bölümlerini bir arada uygulamalıdır.

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:19 PM

Raja Yoga
 

Yama'lar

Hem Yama hem de Niyama'lar Yoga'nın temel taşlarıdır. Eskiden Hindistan'da kişi Yoga yolunda ilerlemek istediğinde, öğretmeni kendisinden öncelikle yama ve niyama'ları uygulamasını ve bunlarda kusursuzlaşmasını ister, kişiyi ancak ondan sonra öğrenci olarak kabul edermiş.
Günümüzde isteyen Yoga'yı istediği yerden itibaren öğrenebilmektedir. Yine de ustalar, öğrenci Yoga yolunda ciddi ise, öğrencinin bir gün mutlaka eksik taşları yerine koyması gerekeceğinden bahsetmekte ve Samadhi'ye ilerleyen yolda bu temel taşların çok büyük önemi olduğunu ve hatta bu etik ilkelerin uygulanmaması halinde Samadhi'ye ulaşılamayacağını söylemektedir.
Beş adet Yama vardır.
Bunlar;
Ahimsa:Şiddet Kullanmama/ zarar vermeme
Satya:Doğruluk
Asteya:Çalmama
Brahmacharya:Tensel zevkleri kontrol etme
Aparigraha:İstifçilik yapmama / açgözlü olmama

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:19 PM

Raja Yoga
 

Ahimsa - Zarar Vermeme

En basit anlamda, çevremize ve kendimize karşı şiddet kullanmamadır.
  • Bu öğretiyi uygulayan Yogiler vejeteryan olarak öldürmeyi reddederler.
  • Günlük yaşamdan bir örnek vermek gerekirse, stres altındaysak, ailemize ani bir çıkış yapabilir, sonra da bu çıkışı yaptığımız için kendimize kızabiliriz. İşte bu durumda hem çevremize hem de kendimize şiddet kullandık demektir.
  • Bununla beraber, fark etmediğimiz pek çok üstü kapalı şiddet kullanma yolu da vardır. Örneğin, "bir şey yapmama" bunun en açık örneğidir. Bir arkadaşınıza bir kitap ödünç verdiyseniz, ve size kitabı geri getirmeyi ihmal ettiyse, kitabı ondan geri istemez, bunun yerine bir şekilde durumu fark edip utanmasını sağlarsanız, yine şiddet kullanmış olursunuz.
  • Ayrıca, düşüncelerimizden de sorumlu olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Kendimize uyulayacağımız belki de en büyük şiddet, olduğumuz gibi görünmemek ya da göründüğümüz gibi olmamaktır. Bu nedenle, düşüncelerimizin ne kadar şiddet içerdiğini özellikle kontrol etmeliyiz.
Şiddet kullanmama deyince genelde insanın kafasına şöyle bir düşünce gelir; "Yaşamak için şiddet kullanmalıyım. Tehdit altındaysam, örneğin biri kafama bir silah dayasa, bu öğretiyi uyguladığım için kendimi korumayacak mıyım?"
Bu fikre cevap olarak Judith Lasater'in Living Your Yoga adlı kitabında okuduğum ve çok beğendiğim eski bir hint hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum:
Gezgin dervişlerden biri, öğretisini anlatmak için bazı köyleri her yıl ziyaret etmekteymiş. Yıllardan bir yıl, köye girdiğinde büyük tehditkar bir yılanın insanları korkuttuğunu görmüş. Derviş yılanla konuşarak ona ahimsa'yı öğretmiş ve köyden ayrılmış. Bir sonraki sene köye geri döndüğünde, yılanı yine görmüş; ama bu sefer o heybetli varlık çok zayıf ve çürükler içindeymiş. Derviş yılana ne olduğunu sormuş, yılan da ona ahimsa öğretisini kalben uyguladığını ve köyü tehdit etmekten vazgeçtiğini söylemiş. Ancak bu sefer, korkutucu olmadığı için, köyün çocukları onunla alay edip, üzerine taşlar atmışlar ve o da saklandığı yerden çıkmaktan korktuğu için yiyecek bulamamaktaymış. Derviş kafasını sallayarak şöyle demiş: "Ben şiddet kullanmamanı öğütledim, asla ıslık çalmamanı ve tıslamamanı söylemedim..."
Ayrıca, Patanjali, Yoga Sutra'sında (35. dize), "Yogin(in yaşamı), zarar vermeme etiği üzerine kuruluysa, tüm düşmanlık onun bulunduğu yeri terkedecektir." der. Yani, bir kişi şiddet kullanmama öğretisini mükemmel bir şekilde uyguluyorsa, çevrenizdeki düşmanlık ve şiddet de kaybolacaktır ve zaten kimse sizin kafanıza silah dayamıyacaktır.
Ahimsa'yı uygulayan Yogilerden belki de en tanınmışı Mahatma Gandhi'dir. Aşağıda benimsediği ve öğütlediği hayat felsefesinin kısacık sözlere dökülmüş halini bulabilirsiniz.
"Düşünceleriniz olumlu olsun ,
çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur .
Sözleriniz olumlu olsun ,
çünkü sözleriniz davranışlarınız olur
Davranışlarınız olumlu olsun ,
çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur
Alışkanlıklarınız olumlu olsun ,
çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur .
Ve değerleriniz açıkolsun ,
çünkü değerleriniz kaderiniz olur."

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:19 PM

Raja Yoga
 

Satya - Doğruluk

Kendimize ve çevremize yalan söylememektir. Doğruluğun bir kaç seviyesi vardır:
  • En temel olan Doğruluk uygulaması günlük hayatımızdaki uygulamadır; Ne gördüğümüz, ne hissettiğimiz, ne düşündüğümüz hakkında açık olmaktır. Aslında açık olmak dediğimizde çok basit bir şeymiş gibi görünür ama aslında uygulaması zordur. Çünkü kimseyi incitmediğine inandığımız "beyaz yalanlar"ı sürekli olarak kullanırız. Bu tip yalanların kullanılması kişiye yalanın çok da kötü bir şey olmayabileceği fikrini aşıladığından, kullanılmaması tavsiye edilir.
  • Daha geniş anlamda Doğruluk uygulaması içsel dürüstlüktür. Bunu bir örnekle açıklayalım. Örneğin, birinin yere cüzdanını düşürdüğünü görürseniz ve çevrenizde bir kaç kişi varsa, ve siz kalkıp cüzdanı o kişiye verirseniz, bu dürüstlüktür. Ama çevrenizde kimse olmadığı halde ve cüzdanın düştüğünü kimsenin görme ihtimali yoksa bile siz yine de kalkıp o kişiye cüzdanını verirseniz bu içsel dürüstlüktür.
  • Bu prensibin en üstün anlamı ise evrensel doğruluğun ete kemiğe bürünmüş hali olmaktır.
Daha önce de söylediğim gibi, tüm etikler bir arada uygulanmalıdır. Bir arada kullanılmadığında Doğruluk etiği suistimale çok açıktır ve çok tehlikeli bir silaha dönüşür. Çünkü doğru söylemek adına, çevremizdeki insanları çok kolaylıkla incitebiliriz.
Örneğin, Ahimsa - Şiddet Kullanmama etiği mutlaka gözetilmelidir. Örneğin, bir arkadaşınızın elbisesini beğenmemişseniz ve size beğenip beğenmediğinizi sorarsa, doğruluk etiği gereği ona ne hissettiğinizi tam olarak söylerseniz, onu kıracağınız için, şiddet kullanmış olacaksınız. Bunun yerine, örneğin üzerine iyi oturduğunu söyleyebilirsiniz.
Alice Christensen, Yoga of the Heart isimli kitabında bu konuyla ilgili çok güzel bir hikaye anlatır:
Bir usta bir ormanda iken, önce koşan bir geyik görür, hemen arkadasından bir avcı kendisine yaklaşarak etrafta kaçan bir geyik görüp görmediğini sorar. Usta, yalan söylerse, Doğruluk etiği uygulaması bozulacak ve yalan söylemiş olacaktır, ancak avcıya geyiğin gittiği yönü söylerse de geyiğin akıbetini bildiğinden şiddet kullanmış olacaktır.
Bu nedenle, usta avcıya şu şekilde cevap verir: "Gözlerim gördü ama konuşamaz. Ağzım konuşabilir ama görmedi."

Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:19 PM

Raja Yoga
 

Asteya - Çalmama

Çalma eylemi yokluk hissinden kaynaklanır. Eğer siz sizde birşeyin olmadığını düşünürseniz, o şeye sahip olma arzusu duyar ve bir şekilde almaya çalışırsınız. Çalmama etiğini uyguladığınızda ise, ihtiyacınız olan veya istediğiniz herşeyin zaten sizinle olduğu bilgisine ulaşırsınız.
  • Çalmama etiğinin seviyeleri:
  • Herkesin bildiği bir maddeyi bir başkasından gizlice izinsiz almaktır.
  • Daha geniş anlamda Çalmama ise kendinizden ya da bir başkasından zaman, güç, enerji, dikkat, güven ve benzeri erkleri çalmaktır.
Örneğin, meditasyon yapıyorsunuz, ve aklınızdan binlerce düşüncenin geçmesine izin verdiğiniz için bir türlü konsantrasyon olamıyorsunuz. İşte, o an kendinizden meditasyonla gelecek huzuru, içsel mutluluğu çalıyorsunuz.
Başkalarından ne çalabilirim diye düşünüyorsanız, örneğin çevrenizdeki sevgi ilişkilerine bir göz atın. Genellikle modern dünyamızda yaşanılan sevgi talepkardır; karşı taraftan sürekli sevgi, şefkat, hoşgörü, anlayış, zaman, ilgi bekler. İşte böyle bir ilişkide bir taraf alıcı iken diğer taraf verici olmaya mahkum edilir... Verici taraf çoğu zaman durumu o kadar kabullenir ki ne verdiğinin veya ne kadar zamandır verdiğinin farkında bile olmaz ve yıllar geçtikçe kendisinin de anlam veremediği halde içten bir öfke duymaya başlayarak, eşini suçlamaya başlar. "En güzel yıllarımı sana verdim!" ya da "Senin için saçımı süpürge ettim!" eski Türk filmlerinde bolca rastladığımız çok klişe örnekler olmakla birlikte aslında gerçekten de toplumun bir parçası olan çok tipik çalma örnekleridir.
Çalmama etiği anlatılırken hep, elimizde olanın bize verilmiş bir hediye olduğu ve aslında bizim olmadığı vurgulanır. Ölürken -bedenimiz dahil- her tür maddeyi bu dünyada bırakıp gittiğimize göre, bu dünyada sahip olduğumuz herşey aslında bize bir süreliğine verilmiş emanetlerdir. Elbette ki, bu emanetlerin bize verilmiş olması nedeniyle bu hediyeleri mutluluk içinde kullanmamız en doğal hakkımızdır. Elimizde olan herşeyin ilahi birer hediye olduğunu düşünmemiz ise bunları kaybetme korkumuzu silip atarak bizi rahatlatacak, elimizdekini koruma ihtiyacımızı ve stresimizi azaltacaktır.
Çalmama etiğini mükemmel olarak uyguladığımızdaysa, arzuladığımız herşeye sahip olacağız. (Patanjali'nin Yoga Sutraları 2. kitap, 37. dize)


Prof. Dr. Sinsi 08-20-2012 11:20 PM

Raja Yoga
 

Aparigraha - İstifçilik Yapmama

Yoga denince en çok tartışılan konulardan biri istifçilik yapmamadır. Bu konunun bu denli konuşuluyor olma nedeni, istifin derecesinin yoruma açık olması ve bazı kesimlerin bunu "maddeyi reddetme" olarak uygulaması/yorumlamasıdır. Bu nedenle bu etiği okurken, bağımlı olmamanın ve özdeşleşmenin ne anlama geldiğinin de okunmasını tavsiye ediyorum.
Bu etiğin en iyi anlaşıldığı durumların tatiller olduğunu düşünüyorum. Onbeş gün için yaz tatiline çıktığınızı hayal edin, yanınıza ne alırsınız? Bir valiz dolusu giysi, diş fırçası, havlu, değil mi? Gittiğiniz yerde de size bir oda verirler, içinde bir yatak vardır. Masayı, sandalyeyi, ya da koltuğu varsa bile kullanmazsınız bile... Bir de şu an oturduğunuz evinizi düşünün, içi yılların birikimiyle dolu olan evinizi... Gerçekten o evin ya da eşyaların ne kadarını kullanıyorsunuz?
Bunu düşünmenizi söylememin sebebi, belki de çoğumuzun elimizdekileri; sahip olma güdüsüyle, geçmişte sahip olduklarımızla ve diğer insanların sahip olduklarını düşündüğümüz şeyle sürekli karşılaştırma yapıyor olmamız... ve elimizdekilerle çoğu zaman mutlu olmayıp hep uzaktaki bir şeye doğru koşmamız.
Yoga, aslında gerçek anlamda hiç bir şeye sahip olamayacağımızı, olsa olsa bir süre kullanabileceğimizi söyler. Gerçekten de, ölümlü bir bedene sahip olduğumuz düşünüldüğünde, "benim" dediğimiz herşey -hayattayken kaybetmediğimizi var sayarsak- bedenimizin yaşam süresiyle sınırlıdır. (örneğin, bir evde oturuyorsunuz, oturduğunuz ev, sizin için "sizin", ancak siz öldükten sonra, çocuklarınız o evin "kendilerinin" olduğunu söyleyeceklerdir.)
Sahiplendiklerimizi sınıflandırırsak:
  • Maddesel her tür sahiplenme duygusu: "Benim evim, benim arabam, benim bilgisayarım" dediğimiz herşey için, önce sahip olmaya çalışma, sonra sahip olduğunu korumaya çalışma, en son olarak da daha fazlasına sahip olma güdüsü geliştiririz. Bunları başarabilmek de, hem çok yoğun olarak enerjimizi, hem de değerli zamanımızı alır. Bunun yerine isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı basitleştirmek çok daha rahatlatıcı olur.
  • Kişileri sahiplenme duygusu: Ebeveynin çocuğuna duyduğu sahiplenme, karı-koca arası sahiplenme, arkadaşlar arası sahiplenme hep daha önce anlattığımız "benim" kavramından ve "benim" olanın kaybedilmesine yönelik duyulan endişeden kaynaklanır. Ancak Yoga'da bakış açısı şöyledir: "Sevdiğini bırak gitsin, gerçekten seni seviyorsa, geri gelecektir, yok eğer gelmiyorsa, zaten onun sana olan sevgisi senin sevgin kadar yoğun değildir, ve geri gelmemesi herkes için çok daha iyidir."


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.