ForumSinsi - 2006 Yılından Beri - Bir Canlı Performans Albümü: Teselli

Bir Canlı Performans Albümü: Teselli
http://www.anatolianrock.com/images/...12720_7833.jpgİzmirli müzisyen Cem Bayoğlu’nun, canlı performansların ön plana çıktığı “Teselli” albümü, Indeks firması tarafından müzik severlerin beğenisine sunuldu. Sanatçı albüm ilgili görüşlerini; “Uzun zamandır hayalini kurduğum bir düş gerçek oldu. Sahne performansları ile donatılmış bu albüme her müzisyen kendinden bir parça kattı. Umarım kalıcı bir iş yapmayı başarmışızdır. Ayrıca Teselli’nin İzmir’de yapılmış bir albüm olmasından dolayı son derece mutluyum.” şeklinde özetliyor.

Cem Bayoğlu, “Teselli”yi; rock motifleri ile süslenmiş bir pop albümü olarak tanımlıyor.
Tamamına canlı soundların hakim olduğu albümde, bas, ritm ve elektro gitarlar ile piano, saksafon ve keman gibi tüm partisyonlar canlı olarak kayıt edilmiş. “Teselli” böylece bir “canlı performans” albümü olma özelliğini taşıyor.

Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Klasik soruya klasik cevap yakışır değil mi? 1977 İzmir doğumluyum, öğrencilik hayatım da hep İzmir’de geçti. Özetle bir İzmir tutkunu olduğum söylenebilir. Üniversite sonrasında dil öğrenmek için Avustralya’ya gittim. Döndükten sonra da aile şirketimiz olan Indeks’te çalışmaya başladım. Ayrıca scuba diving ve fotoğrafçılık da ilgilendiğim diğer hobiler.

Albüm fikri ne zaman oluştu ve neden İzmir’den çıkmasını istediniz?

Profesyonel müzik hayatım üniversite yıllarında başladı. İki kafadar bar ve otellerde gitar çalıp şarkı söylüyorduk. Bu Avustralya’da da devam etti, hatta şehirde tek Türkçe müzik yapan kişi olduğumdan vatandaşlık teklifi bile aldım ama daha önce de söylediğim gibi aile şirketi olduğu için kabul etmeyerek döndüm. Tabii bu yıllarda sürekli besteler oluştu. Albüm fikri ise ben profesyonel müzik hayatımı noktaladıktan sonra oluştu. İş güç devam ederken bir taraftan da geceleri uyumak yerine kayıtlar yaptık ve ortaya bu albüm çıktı. İzmir’de çok kaliteli müzisyenler var ama maalesef bu işin kalbi hep İstanbul’da attığı için ve bende bir İzmir sever olduğumdan kayıtların ve mixlerin İzmir’de yapılmasını özellikle tercih ettim.

Peki ‘Teselli’ hakkında bize neler söylemek istersiniz?

Tarz konusunda bir yorum yapmak istemiyorum ama rock ve alaturka motiflerle süslenmiş bir pop albümü olarak tanımlanabilir. Albümde on parça var. Bunlardan sekizinin söz ve müziği bana ait, bir de bu parçalardan birinin remixi bulunuyor. Bana ait olmayan tek parça sevgili dostum Ertunç Yeşilkaya’ya ait gerçekten çok sevdiğim bir şarkı, “Deli Gibi”.

Yeni albümünüzün satışlarından neler bekliyorsunuz?

Şunu özellikle söylemeliyim ki, bu albümü ticari bir amaç düşünerek yapmadık, hatta bazı arkadaşlarımın tabiri ile deli cesaretiyle müzik yaptık. Parçaların trafikleri, canlı performanslar dinleyicilere biraz sıradışı gelebilir. Tabii ki insanların beğenmesi benim için çok önemli. Ama şu an albüm satışları, internet ve korsan baskılar nedeniyle tüm dünyada özellikle de ülkemizde dibe vurmuş durumda. Yine de satışların tahminimin üzerine çıkmasını umuyorum.

Müzik piyasası oldukça karışık. Şu sıralar Erol Köse gibi şahıslar tartışıladursun esas problemler sizce ne ve nasıl çözülebilir?

Şahsen İstanbul’da ki müzik firmaları ile minimumda muhatap olabilmek için kendi yapım şirketim Indeks Yapım’ı kurarak albümümü de kendi şirketimden çıkarttım. Tabi benim böyle bir imkanım vardı ve kullandım. Ama işi İstanbul’a düşen müzisyen arkadaşlara gerçekten kolay gelsin demek lazım. Hemen şunu da ekleyeyim, İzmir’in müzik konusunda artık İstanbul’dan geri kalır bir tarafı yok. Burada da en az İstanbul’daki kadar kaliteli stüdyolar, çok daha iyi niyetli yapım firmaları ve virtüöz müzisyenler var. Hatta İstanbul’da işler İzmir’e göre çok daha yüksek bütçelerle bitiyor. Artık İstanbul hevesi sona ermeli. Belki fanatik konuştuğumu düşünebilirsiniz ama bunlar gerçekten objektif cümleler. Ayrıca insanlar diğer işlerde olduğu gibi müzik konusunda da kendi şehirlerine sahip çıkmalı diye düşünüyorum. Bu bütün şehirler için geçerli. Aksi takdirde İstanbul tekeli hiçbir zaman bitmez, bizde oturup Erol Köse veya bir başkasına televizyon başında veryansın edip ertesi gün kapısına gitmeye devam ederiz.

Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, İstanbul'da neleri değiştirirdiniz?

İnsanların empati yeteneğini.

Albümle birlikte sahne çalışmaları, konser, turne programları olacak mı?

Sahne düşünmüyorum, ben jeneratör, forklift, akü üretmeye devam edeceğim. Belki ilerde bir albüm daha yaparım. Böylesi daha keyifli.

Türkiye'de konser verilecek en iyi mekan neresi ya da sizce böyle bir mekan var mı?

Olmaz mı... Hem Efes gibi antik mekanlara hem de muhteşem sahil alanlarına sahibiz. Biz cennette yaşadığımızın farkında değiliz sadece. Küçük bir örnek vereyim, Avustralya’da yaşarken ki Avustralya’nın güzelliğini bilmeyen yoktur, okuldaki bayan hocalarımdan biri Türkiye’ye gelecekti ama çok endişeliydi. Burayı İran gibi düşünüyordu. Türkiye’de bir hafta geçirdi ve sonraki yaz tekrar geldi. Giderken burasının dünyada gördüğü en güzel ülkelerden biri olduğunu tekrarlayıp duruyordu. Biraz daha kıymet bilmemiz gerek bence.

İzmir, yakın zamanda İstanbul’a bağlı kalmadan birçok kaliteli işe imza atacaktır’’ şeklinde iddialı bir deyişiniz var, nasıl olacak bu? Hatta albümünüzün arkasında da “MADE IN İZMİR” yazısı dikkat çekiyor?

Evet, hep İzmir’den bahsettik ama bu boş bir İzmir fanatikliği değil. Burada yapılan yatırımları görüyorum. Tabii insanların aklına yerleşen olguları bir anda silmek kolay değil; ‘İstanbul’da herşey daha kaliteli yapılır’ fikri zamanla bitecek buna inanıyorum. Made In İzmir yazısı tabii işin kinayesi biraz. Ama ben müzik eşittir İstanbul denkleminden sıkıldım artık, bunun değişme zamanı geldi.

Ropörtaj: Berna ERGİN

Ege Life - 01 Aralık 2006