![]() |
Ölüm Kararı (Film) Çekim Tekniği
Çekim Tekniği Yönetmen Alfred Hitchcock,biçim ustalığının en önemli örneklerinden biri olan bu filmde "kesintisiz çekim" de diyebileceğimiz değişik bir teknik uygulamıştı.Bilindiği gibi filmlerde onlarca saat uzunluğunda çekilmiş ham sahneler kurgu masasında uygun parçalara ayrılarak yeniden bir araya getirilirler,gereksiz sahneler atılır diğerleri de farklı sıralarda birbirine eklenerek filme çok daha farklı bir anlam kazandırabilir.Bu filmde ise Alfred Hitchcock çekimde kullanılan kameraların alabildiği en fazla uzunluktaki filmi (300 metre veya 10 dakika) hiç ara vermeden sonuna kadar çekiyordu.İkinci makaraya geçişleri de boşluk hissedilmemesi için oyunculardan birinin sırtına veya bir sütunun karanlığına denk getiriyordu.Böylece planlar birbirine görünmez bir şekilde bağlanıyor ve filmin tek planda çekildiği hissini ve tiyatrovari havasını veriyordu.Filmde 10 makara çekim yapılmıştı.Yani filmde bilinen anlamda bir kurgu yoktur.Bu tekniğin,henüz kurgu diye bir kavramın sadece sinema dünyasındaki insanlar tarafından farkına varıldığı bir devirde,yani 1948 yılında uygulanmış olması Hitchcock'un sinema seyircisini değil de entelektüel sinema çevresini etkilemek için bunu yapmış olduğunu akla getirmektedir. Bu sesli ve kesintisiz çekimler yapılırken ses çıkarmayan raylarda hareket eden dekor duvarlar hareketli kameraya yol açmak için teknisyenler tarafından sessizce kaydırılarak kenara çekiliyorlar sonra tekrar görüntüye girecekleri zaman eski yerlerine getiriliyorlardı. Set teknisyenleri çekimler sırasında mobilya ve diğer sahne donanımlarını da aynı şekilde sürekli olarak yerlerinden alıp tekrar aynı noktaya sessizce bırakıyorlardı. Çekimler adeta bir tiyatroda olduğu gibi gerçek zamanlı ve kesintisiz cereyan ettiği için bir aksaklığa meydan vermemek için aktörlerin sahne hareketleri ve kamera ve mikrofonların lokalisazyonu önceden çok dikkatli bir şekilde planlanıyordu. Ayrıca günümüzde konser ve tiyatro gibi etkinliklerde de sıklıkla kullanılan ve cyclorama adı verilen ve sahne arkasında gerilmiş özel bir perdeye arkadan birtakım görüntülerin projeksiyonunun yapılmasına dayanan bir sistem kullanılmıştı. Rope'un setinde kurulan cyclorama sistemi sesli çekim yapılan bir sahnede kurulmuş en büyük sistemdi. Filmin akışı sırasında bu perdede gökdelenlerin silüetleri, binalardan yansıyan ışıklar, bacalardan çıkan dumanlar, yer değiştiren bulut kümeleri, neon ışıkları ve saatler ilerledikçe güneşin kademe kademe batarak havanın yavaş yavaş kararması kesintisiz bir şekilde ve büyük bir başarı ile canlandırılmıştı. Film 35mm formatta ve Technicolor renk sistemi ile çekilmiştir. 1.37 : 1 çerçeve oranına sahipti. Bu çerçeve oranına "Akademi Oranı" (Academy Ratio) adı verilir ve Oscar ödüllerini de dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin (Academy of Motion Picture Arts and Sciences) 1932'de saptamış olduğu bir çerçeve standardıdır. Bundan önceki sessiz filmler 1.33:1 oranından çekilmişti. Akademi oranı 1952'ye kadar kullanılmış bundan sonra yerini geniş ekranlara bırakmıştır. Sesler mono bir ses sitemi (RCA Ses Sistemi) kullanılarak kaydedilmiştir. Kaynak : Wikipedia |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.