![]() |
İnka İmparatorluğu Din
Din Dilbilimde ve genetik dalındaki araştırmalar Kolomb öncesi Amerika halkları ile Asya halklarının aynı kökenden geldiklerini ve M.Ö. 14.000-12.000 yıl önce aynı dili konuştuklarını ortaya koymaktadır.[11][12][13])Bu ortaklık doğal olarak çeşitli değişimlere maruz kalmış olmakla birlikte inanışlarda da az çok görülebilmektedir. İnka dininin bazı şamanik özellikleri içermesi bu yolla açıklanabilir.[14][15][16][17] Tarihsel süreç içerisinde çeşitli kültürel öğelerden etkilenerek değişimler geçirmiş olması gereken İnka dini imparatorluk döneminde çoktanrılı, animist ve şamanist bir sentez olarak ortaya çıkmaktadır. Bünyesinde şamanist kavramların yanı sıra, güneş kültü, Huaca'lar kültü ve kehanet ve kurban gibi öğeleri barındırır. Güneş kültü And Dağları'ndaki pek çok topluluk köken olarak kutsal bir yerden, bir yıldızdan ya da bir hayvandan geldiklerini belirtir. Bu bağlamda 15. yüzyıldan itibaren İnkalar da güneşin (Quechua dilinde İnti ya da Tahuantinsuyu) oğulları [18] olduklarını ifade etmişlerdir. İnka hükümdarlarının bu kökeni doğruladıkları görülmektedir. Dolayısıyla imparatorluğun resm kültü olarak güneş kültü benimsenmişti. İnkalar genellikle güneşe adanmış tapınaklar inşa etmişlerdir. İnkalar'ın egemenliğine girmiş halklar da kendi bölgelerinde, onlarla ittifak olduğunu göstermek üzere veya gerçekten tapınmak amacıyla çeşitli güneş kültü yapıları inşa etmişlerdir. Kültün coğrafi genişlemesine tanıklık eden bu yapılardan bazıları günümüzde halen görülebilir durumdadır. İmparatorluğun en önemli bayramı İnti Raymi idi; kış gündönümünde, yani güney yarımküresinde en kısa gün olan 21 Haziran'da kutlanırdı. Bu bayram sırasında hem önceki yılda bahşedilmiş tüm iyi şeyler için şükran ifade edilirdi, hem de tarımsal ürünlere ilişkin olarak Güneş'ten korunma dileğinde bulunulurdu. İnka İmparatorluğu'nda güneş kültüyle ilgili olan tapınaklardan bazıları şunlardır: Coricancha: Güneş kültüne ilişkin en ünlü tapınak Coricancha'dır (Quechua dilinde "altından avlu" anlamına gelir). İmparatorluğun önemli tapınaklarından biri olan bu Coricancha tapınağı Mama Quilla, Ay ve yıldırım-şimşek tanrısı İllapa gibi diğer tanrılar için de kült yeri olarak kullanılmıştır. Güneş Tapınağı: Cuzco'daki, imparatorluğun kutsallarının kutsalı olarak görülen Güneş Tapınağı İspanyol işgalinin yıkıcı etkilerine fazla dayanamamıştır. Günümüzde bu tapınaktan geriye kalan, yalnızca birkaç tasvir ile yapının görkemi hakında fikir sahibi olmamızı sağlayıcı, duvarların yıkıma direnebilmiş kısımlarıdır. Birbirlerine mükemmelen oturtulmuş yontma taşlardan inşa edilmiştir. Dairesel çevresi 365 m'yi aşar. Tapınağın içinde çeşitli hazinelerden başka, güneşi temsil eden altın bir kurs (disk) ve İnka panteonunun bir temsili bulunuyordu. Ayrıca tapınağın bahçesinde doğanın tüm unsurları, güneşin sembolik madeni olan altından heykelciklerle temsil edilmekteydi. Vilcashuaman tapınağı: Peru'daki piramit biçimli olduğu sanılan Vilcashuaman tapınağı için kazı çalışmaları planlanmaktadır. Peru'nun en yüksek tepesi olan Huascaran yakınında kurbanların sunulmuş olduğu bir tapınak bulunmaktadır. Bolivya'da Titicaca Gölü'nün Isla del Sol Adası üzerine bir güneş tapınağı kurulmuştu. Burada yılda bir kez bir lama kurban ediliyordu. Caranqui'de (Ekvador) vaktiyle içi altın ve gümüş eşyalarla dolu küpler içeren bir tapınak bulunmaktadır. Diğer tanrılar İspanyol yazar Inca Garcilaso de la Vega'nın aktadığına göre, Güneş animist Andlar'da bir vitrin ilahı olup İnkalar'ın gerçek Tanrı'sı Viracocha idi. Muhtemelen önceleri Viracocha'ya ilişkin bir dinsel sistem varken, bunun yerini zamanla güneş kültü almıştır. Çünkü Viracocha inanışı İnka öncesi kültürlerde de mevcuttur, hatta kimilerine göre ilk zamanlarda tektanrılı bir sistem vardı. Bu Viracocha inanışına M.S. 8. yüzyıla dayanan Huari kültüründe rastlamaktayız. Bu konuda elimizde fazla veri bulunmuyorsa da, kesin olan bir nokta, zaten farklı halklar mozayiğinden oluşan İnkalar'ın diğer kültürlerden, örneğin Tiahuanaco'nun efsane ve inanışlarından etkilenmiş olduklarıdır. Bir başka örnek de Pachacamac inanışıdır. Peru'nun orta kıyısına ait bir tanrı olmakla birlikte, kökeni bilinmeyen Pachacamac da İnkalar'dan, hatta Viracocha inanışından daha eskidir. Bu tanrıya adanmış bilinen en eski tapınak yine tanrının adıyla anılan (Pachacamac) tapınak olup, gayet eskidir, Lima kültürü dönemine dayanır. Bu kült muhtemelen M.S. 300-600 yılları civarında ortaya çıkmış olmalıdır. Bununla birlikte Pachacamac kenti parlak çağını yerel İshmay kültürüyle (M.S. 1000-1450) yaşamıştır. Kısaca İnka hakimiyetinin ilk yüzyıllarında tanrı İnti'ye tapınılmıyordu ve görünüşe göre, farklı halkların belirli bir din özgürlüğü vardı. Güneş kültünün ortaya çıkışı 15. yüzyılda Pachacutec'in hükümdarlığı döneminde olmuştur. Pachacutec diğer kültlerin aleyhine, hızla bu külte resmiyet kazandırmıştır. Bundan sonra İnka İmparatorluğu'nda Viracocha tapınakları yakıp yıkılmış, yerine güneş tapınakları yapılmıştır. Bütün bunlara rağmen Viracocha inanışı gönüllerden kaybolmamış, varlığını sürdürmeye devam etmiş ve hatta günümüzde de devam etmektedir. Huaca'lar kültü İnkalar fethettikleri topraklarda güneş kültünü empoze ettikleri zaman, o topraklardaki inanışlarda var olan yerel tanrılara tapınmayı durdurmaya çalışmakla birlikte, animist inanışların uygulanmasını yasaklamıyorlardı. Zaten güneş kültü sisteminin kendisi de esasen bu tür animist uygulamalara dayanmaktaydı. İnkalar'ın tolerans gösterdikleri bu inanışlardan en önemlisi Huaca'lar kültüdür. Huaca'lar özel bir tanrıya bağlı, dağ, ağaç, nehir gibi coğrafi yerlerle ilişkilendirilen, kutsal ya da ilah, görünmez, bedensiz varlıklardır. Tüm animist dinlerde bu tür bir inanışa rastlanır. Huaca'ların bulunduğuna ya da ilişkili olduğuna inanılan kutsal yerler İnka İmparatorluğu'nun halkı için özel bir önem taşıyordu. Bu varlıkları memnun etmek için belirli zamanlarda kurbanlar sunulurdu. Bu bedensiz varlıklarla ancak toplulukların şaman denilebilecek ruhani şefleri irtibat kurabilir ve onlardan tavsiye veya yardım alabilirlerdi. Şamanlar ve "seçilmiş kadınlar" Şamanlar tüm tapınaklarda ve önemli din merkezlerde yaşıyorlardı. Kadın şamanlar kehanete, tıbba ve doğa-üstü yeteneklere ilişkin uygulamalar yapıyorlardı. Şamanlar iradeleriyle öte-aleme manevi yolculuklar yaparak halka hastalık ve felaket nedenlerini doğrudan söyleyebildiklerinden fal ve tıpla uğraşan diğer din adamlarından daha yüksek bir mertebede bulunurlardı[19] Cuzco'daki ruhani liderin ya da "baş şaman"ın adı Villac umu idi. Evliydi ve otoritesi neredeyse imparatorunkine denkti. Nüfuzu tüm tapınakları ve din binaları kapsıyordu. Din görevlileri atama yetkisine de sahipti. Aclla adı verilen, İspanyol yazarların "Güneş'in bakireleri" olarak da belirttikleri "seçilmiş kadınlar" ise Güneş-Tanrı'nın hizmetlileri (Intip-aclla) ya da imparatorun hizmetlileri(Incap-aclla) olarak çalışıyorlardı. Genç yaşta özel bir eğitimden geçirilen kızlar içinden ancak en kalitelileri bu makam için seçilirdi. Bunlar Aclla-huasi' de (« aclla'ların evi ») yaşarlardı, zamanlarının çoğunu imparatora ya da kadın şamanlara giysiler dokumakla geçirirlerdi. Hanedanın kanını taşıyan prenseslerden (Nusta'lar) biri imparatorun baş eşi (Coya) olurdu.[20] Ölüm ve öte alem Chakana İnka inanışına göre ölüm bir son değildi. Ölenlerin ruhları öte aleme geçerdi. Birçok kaynağa göre, İnkalar'da ruh göçü (reenkarnasyon) kavramı mevcuttu.[21][22][23][24][25] Öte alem yaşamında iyi bir yer edinmek için dünyadayken ama sua, ama llulla, ama chella ("çalmamak, tembel olmamak ve yalan söylememek") denilen üç ilkeye uymaları gerekiyordu.[26] Diğer şamanist kültürlerdeki klasik yaşam ağacı ve üç alem kavramlarına İnkalar'da da rastlanmaktadır. Üç alem inanışı İnkalar'da "İnka haçı" denilen Chakana sembolüyle simgelenirdi. Üç alem, semboldeki üç ayrı seviyeyi gösteren üç basamakla simgelenirdi. Bunlar Hana Pacha (tanrıların bulunduğu semavi alem), Kay Pacha, (yaşadığımız orta alem) ve Ucu ya da Urin Pacha (yeraltı tanrılarının hükmettiği, ölenlerin ruhlarının uğradığı yeraltı alemi ya da cehennem).[27][28] Haçın ortasındaki delik şamanın üç alem arasındaki yolculuğunu gerçekleştirdiği Yer'in eksenidir.[29] Şamanın bu ruhsal yolculukları yapabilmesi için transa geçmesi gerekirdi. Bu üç alem, hayvan sembolleri (yılan, puma, kondor) kullanılarak da temsil edilirdi. Fal İnkalar yaşamın görünmez güçlerce denetlendiğine inanırlardı. Falın İnka uygarlığında önemli bir yeri vardı. Her önemli karar uygulamaya koyulmadan önce fala başvurulur, gözlemlenen işaretler ve alametler yorumlanarak hareket edilirdi. Hastalıkları tedavi etmede, savaşın nasıl geçeceğini önceden bilebilmede, egzorsist uygulamalarda ve bir cinayeti cezalandırmada da bu tür yöntemlere başvurulurdu. Fal aynı zamanda hangi tanrılara hangi kurbanların verileceğini bilmede de işe yarardı. Örümceklerin hareketlerinin gözlemlenmesi, düz bir tabağa bırakılan koka ağacı yapraklarının aldığı biçimlerin incelenmesi, adanmış bir beyaz lamanın akciğerlerinin incelenmesi İnkalar'daki fal yöntemlerine örnek olarak gösterilebilir. Bunların yanı sıra İnka şamanları, danışmak amacıyla doğaüstü varlıklarla iletişim kurabilmek üzere, transa geçebilmek için halüsinojen etkileri olan, ayahuasca [30] içkisini de içerlerdi. Kurban Tanrılara ya da huaca'lara kurban ve sunuların takdim edilmesi yalnızca bayramlara özgü değildi, günlük işler haline gelmişti, yani günlük yaşamın bir parçası olmuş gibiydi. Bunlar özellikle Pacha mama'ya ("toprak ana") sunulurdu. Güneş kültünde her fırsatta sunulan kurbanlar genellikle lama olurdu. İnsan kurban etme uygulaması yalnızca karışıklık dönemlerinde, örneğin imparator hastalandığı ya da öldüğü zamanlarda veya büyük doğal afetlere maruz kalındığı zamanlarda tanrıları yatıştırmak amacıyla uygulanmıştır. Kurbanlar, saflığı temsil ettiklerinden çocuklar arasından seçilebildiği gibi, savaşta esir düşenler arasından da, Cuzco'daki soylular arasından da seçilebilirdi; yani belirli bir sisteme bağlı değildi. İnanışa göre, adanan çocuk, tanrı haline gelirdi. Kurban edilmeden önce çocuğa pek acı hissetmemesi için duyumlarını azaltıcı chicha (*****lü bir içki)[31] içirilirdi. Kurban ayinlerini din adamları yönetirdi. 1995 yılında yapılan kazılar 500 yıl önce Arequipa'daki (Juanita) bir volkanik patlama sırasında Ampato volkanının tepesinde gerçekleştirilecek kurban ayini için Cuzco'dan yola çıkan tören kortejini kurban adayı olan kız çocuğuyla birlikte, donmuş halde gün ışığına çıkarmıştır. Tüm giysi ve takılarla orijinal haldeki bu buluntu günümüzde Arequipa'daki Santuarios Andinos Müzesi'nde sergilenmektedir. Bununla birlikte İnkalar'ın kurbanları sayı bakımından Aztekler'in toplu kurbanlarıyla kıyaslanamaz. Kaynak : Wikipedia |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.